ÖNSÖZ
Bu koronoloji, 1950'den sonra Türkiye üzerinde yazılan bir kitap için, 1968'den beri sürüp gelmekte olan araştırmanın sonucunda ortaya çıkmıştır. Sözü geçen kitap, Royal Institute of International Affairs tarafından, ’Turkish Experiment in Democracy’ adıyle Londra'da basılacaktır. Kitap üzerinde çalışırken, 1945'den beri Türkiye'de geçen olayları kronolojik bir biçimde anlatmanın yararlı olacağını düşündük. Bu kronoloji diğer kitaplar gibi olayların yorumunu vermemekte, sadece, tarih sırasıyle bunların açıklamalı bir listesini sunmaktadır. Okuyucu bu olayları izleyerek, sonuçlarına ve yorumuna kendisi varabilecektir. Başka yazarların yorumlarını okurken de, bu kronolojiden faydalanabilecektir.
Kitapta, olayların yorumunu niçin açıklamadığımıza gelince, önce şunu belirtmek isteriz ki, etkisinden hiç bir araştırmacının kendini tümüyle kurtaramadığı «özellik», bu kronolojide de görülecektir. Bu, konunun seçiminde olduğu kadar, bunu anlatırken de gazete ve kitap gibi tarihsel kaynaklardan alınan olayların seçiminden doğmaktadır. Bu seçmeler rasgele yapılmaz elbette, yazarların tutumlarını ve önyargılarını da yansıtır. Önyargılarının etkisinden kurtulamayan bir tarihçi de, olaylar bunların aksini ortaya çıkardığı zaman görünüşünü değiştirerek onları yenmeyi umar. Biz de, Türkiye’de çok partili politika konusunun önemli yanlarıyle ilgili her olayı okurlara sunarak, önyargılarımızı hiç değilse bir ölçüde yenebildiğimizi sanıyoruz.
Bu kronoloji üzerindeki araştırmanın büyük bir bölümü Ankaradaki Millî Kütüphane’de hazırlanmıştır. Yardımlarını bizlerden esirgememiş olan kütüphanenin sürekli yayınları bölümündeki görevlilere gönül dolusu borçluyuz. Bu tür bir kitap elbette hatasız olamazdı; hazırlama evresinde çalışmamızı büyük bir sabır ve dikkatle okuyan, değerli yardımlarıyle bizi birçok yanılgılardan kurtaran arkadaşım Dalim Maro'ya da, burada teşekkür etmek isteriz. Bütün dikkatimize ve esirgenmemiş bunca yardımlara rağmen, hâlâ yanılgı ve yanlışlıklar kalmışsa, bunun sorumluluğu bizimdir.
BÖLÜM I
1945 yılı, çağdaş dünya tarihinde yeni bir dönemin başlangıcını belirleyen bir dönüm noktasıdır. Almanya, İtalya ve Japonya gibi faşist Mihver Devletlerin yenilmesiyle ağırlık merkezi en sonunda Avrupa’dan, Amerika, Rusya ve Çin’e aktarıldı. İdeolojik deyimle faşizm, 1930'lardaki çekiciliğini kaybetti. Faşist, devletleri yenenler, bir yanda demokrat ülkeler, diğer yanda Sovyetler Birliği olmak üzere, artık dünyada ideolojik şekilleri belirliyorlardı.
Türkiye coğrafi durumu bakımından öyle merkezî bir yerdedir ki, olup biten olayların etki ve tepkilerinden kaçınabilmesi çok zordur. Atatürk'ün ölümünden önce, 1930'larda, CHP rejimi faşizmi tamamıyle kabullenmemekle birlikte, o günlerde moda olan ’Tek Şef, Tek Parti, Tek Devlet’ sistemini benimsedi. Fakat Türkiye sadece günün ideolojik modasını izlemiyordu. Durum çok daha karışık bir görünüm içindeydi. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra ve özellikle 1929 - 30-lardaki büyük ekonomik bunalımdan sonra, Türk hükümeti siyasal ve ekonomik bakımdan yalnız bırakılmıştı. Bu durum, Türkiye'nin Nazi Almanyasıyle ticaret yapmaya girişmesiyle 1930'dan sonra düzelmeye başladı. 1939 yılında Almanya Türkiye’nin en önemli ticaret ortağı idi ve bu durum savaş süresince devam etti.
Fakat 1944 yılında, Almanya’nın savaşı kaybedeceği belli olunca, Türkiye’nin durumu da güçleşti. Bununla birlikte İsmet İnönü'nün Türkiye’nin savaşa girmesini önlemesi ve İngiltere ve Fransa ile ilişkilerini sürdürmesi büyük bir şans eseriydi. Böylece yenilgiyi bekleyen Almanya’nın karşısında Türkiye yüzünü, günden güne Amerika anlamına gelen, Batı'ya çevirebildi. Bu politika değişikliği birçok yenilikler getiriyordu. Tek partili devlet yapısını çözmek ve yerine çok partili bir sistem ve yarışmalı parti siyasasını getirmek zorunluydu. Bu durum ekonomik alanda devletçilik görüşünden ayrılıp liberal ekonomiye geçmeyi ve bürokrasinin özel teşebbüsün hizmetine girmesini gerektiriyordu. Nazi Almanyasının, Türkiye'nin siyasi ve ekonomik yapısına zorla belli bir şekil vermesi gibi kapitalist Batı ile kurulan bu yeni ilişkiler de, yavaş yavaş Türkiye'yi yeni bir benliğe bürünmeye zorladı. İşte bu kronoloji 1945 - 1971 yılları arasında, Tür kiye'deki bu yavaş değişmeyi izlemektedir.
.....
|