La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Türkiyeli Kürtler Üzerine Yazılar


Auteur :
Éditeur : Date & Lieu : 2010, İstanbul
Préface : Pages : 542
Traduction : ISBN : 13: 978-975-05-0763-2
Langue : TurcFormat : 130x195 mm
Code FIKP : Liv. Tur. Ora. Tur. 4762Thème : Politique

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
Türkiyeli Kürtler Üzerine Yazılar

Türkiyeli Kürtler Üzerine Yazılar

Baskın Oran

İletişim

Milliyetçilik konusunda uzun yıllardır çalışan Baskın Oran, Türkiyeli Kürtler Üzerine Yazılar'da Kürt sorunu üzerine 1990'ların ortasından günümüze kadar yazdığı yazılardan bir seçki yapıyor.

Dönemin gazete kupürleriyle zenginleşen ve bir tür "bellek tazeleme" işlevini de yerine getiren yazılarda Oran, neredeyse cumhuriyetin kuruluşundan beri ülkenin boğuşup durduğu Kürt sorunu konusunda Türkiye'nin 1920'ler, 1930'lar kalıplarından sıyrılması gerektiğinin altını çizerek sorunu çeşitli yönlerden ele alıyor: Ülkenin kurucu belgesi sayılan Lozan Antlaşması açısından yapılan /yapılmayan/ yapılması gereken uygulamalar, onyıllardır devam eden ancak hiçbir zaman tam anlamıyla netice alınamayan operasyonlar, benzer sıkıntılar yaşayan ülkelerle karşılaştırmalar, meselenin siyasal zeminlerde tartışılması gerekliliği, her alanda demokratikleşmenin önemi...

Baskın Oran'ın, geçmişe ayna tutan ve geleceği öngören yazılarından hem kendisinin düşünce dünyasının gelişimini hem de Türkiye'nin Kürt sorunu karşısındaki yakın dönem panoramasını takip etmek mümkün. Sadece Kürt sorunuyla ilgilenenler için değil, yakın tarihe ilgi duyanlar için de önemli bir kaynak...



Baskın Oran
, 1945 İzmir doğumlu. Saint Joseph ve İzmir Atatürk lisesi'nden sonra 68’de bitirdiği Mülkiye'de asistanken 12 Mart döneminde bir kere. 12 Eylül döneminde üç kere görevden atıldı; her seferinde Danıştay kararıyla döndü. Uluslararası ilişkilerde 91'de doçent, 97’de profesör oldu. Milliyetçilik, azınlıklar ve Türk dış politikası üzerine çalışıyor ve Agos ile Radikal İki’de Bodrum'daki matrak şeylerden Türk dış politikasına kadar çeşitli konularda yazıyor. Altmış kadar makalesi ve şu kitapları yayımlandı: Azgelişmiş Ülke Milliyetçiliği - Kara Afrika Modeli; Türk-Yunan İlişkilerinde Batı Trakya Sorunu; Atatürk Milliyetçiliği - Resmi ideoloji Dışı Bir inceleme; Kenan Evren’in Yazılmamış Anıları (2 cilt); Nerde O Eski Mapusaneler, Devlet Devlete Karşı; Kalkık Horoz - Çekiç Güç ve Kürt Devleti; Yunanistan'ın Lozan İhlalleri; Küreselleşme ve Azınlıklar; Türk Dış Politikası - Kurtuluş Savaşından Bugüne Olgular, Belgeler, Vorumlar (Ed.) (2 cilt); Dalavera Memet'in Bodrum Tarihi; Enişte Gözüyle Bodrum; Türkiye'de Azınlıklar - Kavramlar, Teori, Lozan, İç Mevzuat, İçtihat. Uygulama; M.K. Adlı Çocuğun Tehcir Anıları -1915 ve Sonrası; Türkiye İnsan Hakları Bilançosu - 2006 İzleme Raporu.

 



NİÇİN GEÇ KALDIM?


Bu başlık, merhum Altan Erbulak’ın eşi Füsun Erbulak’ın bir kitabının adı idi; cinselliği tanımakla ilgiliydi. Bendeniz Kürt konusunu tanımakta çok geç kalmış biriyim. Ancak 45 yaşımda falan girdim. Sebebini anlatmayı, kendi kabiliyetsizliğimin de ötesinde, Kemalizmin Türkiye’deki etkisini anlatacak olduğu için önemsiyorum. En başından başlayayım. 1964’ün Ekim ayında, Mülkiye'ye başlamak üzere on dört saatlik bir tren yolculuğundan sonra İzmir’den Ankara’ya geldim.
Tek parti döneminin (Fransız Devrimi'ndeki Montagnards'a izafeten) “Yaylacı” tabir edilen sertlerine mensup bir CHP milletvekilinin çocuğuydum. 27 Mayıs darbesi olduğunda 15 yaşındaydım. Sevinçten çılgına dönmüş, Menderes’in idam edilmesini coşkuyla alkışlamıştım. Sonra, ikinci ve üçüncü askeri darbelerde içeri (hapse) ve dışarı (üniversiteden) atıldım gerçi ama, devam edelim.

Antiemperyalizm köprüsü
Doğal olarak inanmış bir Kemalist (veya bugünkü deyimle “ulusalcı”) olarak vardığım Mülkiye’ye giderken, aynı fakültenin ’55 mezunu küçük abim uyardı: “Orada Adanalılar, Antepliler. İstanbullular vs. gibi gruplar vardır, girme öyle şeylere!" Bir geldim ki, hiç öyle şeyler yok. Solculuk var, bir de Ülkücülerin (o zamanki adları: Komandolar) fakülteye saldırıp cam-çerçeve indirmesi var. Biraz bu saldırıların, ama esas olarak “milli petrol davası"nın üzerinden sola geçiş yapmakta gecikmedim. Çünkü o dönemde, aynen bugün ulusalcılık için söz konusu olduğu gibi, hepimize çok tanıdık ve sağlammış gelen bir köprü vardı Kemalizm ile sol arasında: Antiemperyalizm. Gerçi şu anda anlıyorum ki o yıllarda solculukla pek ilişkimiz yokmuş; bu köprü ve Yön dergisi sayesinde sol soslu bir 1930’lar Kemalizmi yapıyormuşuz ama, devam edelim.

.....




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues