La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Türk Süryaniler Tarihi


Auteur :
Éditeur : Compte d'auteur Date & Lieu : 1970, Diyarbakır
Préface : Pages : 446
Traduction : ISBN :
Langue : TurcFormat : 160x230 mm
Code FIKP : Liv. Tur. Gun. Tur. 3362Thème : Histoire

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
Türk Süryaniler Tarihi

Türk Süryaniler Tarihi

Aziz Günel

Compt d'auteur

Süryani Kadim Tarihinin Gayesi
Türkiye Cumhuriyetinin Güneydoğu bölgesini kısmen kapsayan Mezopotamya, tabii imkânlarının bolluğuna binaen, kavimlerin uğrak yeri olduğundan Süryanilerin de gelişmesine ve dünyaya bilim yaymasına amil olmuştur.

Keza kelime olarak bölünmüş - patlamış anlamına gelen «Babil»; Nemrut iktidarına kadar tek Süryani - Arami lisanı ile kanuşan bu lisan yetmişi geçen dil çeşidi Patlamasına uğradı ve dünyaya yayıldı.

Süryanilerin nüfusu M.Ö. VIII. yüzyılda 91 milyon iken; tarihî akımlarla dağılmaları sonucu; 1970’de dünyada 2 milyona yakın antik bir toplum olarak kalmışlardı. Halen Türkiye’de 45 bin kişilik bir cemaat mevcuttur.

Bilim adamları; kuşaklar halinde - Nusaybin’de, Urfa’da ve nihayet M. S. 500’de Urfa - Diyarbakır arasında Kınnesrin’de, Diyarbakır'da, Mardin’de Deyruzzafaran manastırında Midyat havalisindeki Kartmin -Deyrulumur manastırı ve Basibirin köyünden yetişerek eski ve yeni dünyaya yayılmıştır.

Süryanilerin asar-ı atika halinde saklanan çeşitli eserleri milletler müze ve kütüphanelerinde en yüksek bir değer olarak korunmaktadır.

Modern kominikasyon - Haberleşme imkânlarının süratle arttığı günümüzde bu tarih tüm hıristiyanliğin beşiği mahiyetindeki Süryaniliğin - Tarih boyunca - gözler önüne serilmesine amil olur ümidiyle kaleme alınmıştır.

Bu kitap para karşılığı satılmaz, PTT ücreti ödenerek; İstanbul, Beyoğlu Tarlabaşı Karakurum (eski Karnavula) sk. No. 20 Meryemana kilisesinden, Diyarbakır, Süryani Kadim Meryemana kilisesinden, Mardin, Süryani Metropolitliğinden, ve Midyat, Süryani Episkoposluğundan istenebilir.

Bu Eseri'me samimiyetle ilgi gösteren Oya Matbaasına en iyi dileklerimle sonsuz teşekkürlerimi sunarım.



ÖNSÖZ


Ebedi olan Kudret, İnayet, Ölçüsüz Fizikî kanunlarla Evren'deki (kâinat) bütün nesneleri yoktan var eden bir Allah’a; Beşeriyetin yükselmesi için gayret harcayan, insanlığa «Bir hizmet olsun» diye kuvvet ve Mevhibesini esirgemeden Aziz Ruhunun hikmet ışınlarıyla aydınlatan bir Tanrı'ya dayanarak bu küçük eserimi yazdım.

14/Mayıs/1952 tarihinde Mardin ilinin Midyat ilçesinin Keferzi köyü Mar İzizoel kilisesi Süryani Kadim Cemaatının ruhani hizmetine papaz olarak (Midyat-Torabidin çevresinin Sayın, nezih yaşlı Episkoposu İyavennis Afrem Bilgiç’in başıma el koymasıyle) takdis edilerek intisap ettim.

Bu köyün Süryani Kadim cemaatına ve kilisesine hizmet ederken 28/12/1957 tarihinde re'sen Diyarbakır - Süryani Kadim cemaatı - Meryem Ana kilisesinin ruhani hizmetine yine papaz olarak (Mardin Süryani Kadim Metropolitliğince) naklen tayinim yapılmış ve bugüne kadar ayni görevde çalışmaktayım.

(*) Sadakat ve ihlasla bu hizmete devam ederken, cemaata ve bu kiliseye «daha başka ne gibi bir hizmet yapabileceğimi» düşünürken, şöyle bir hakikati hatırlayarak bu «Tarihî eseri» yazmağa karar verdim.
Ancak bu eserde siyasi cereyana iltifat etmeksizin Süryani Kadim Kavminin kim olduğunu göstermek istedik, zira Süryaniliği, Hıristiyanlığın diğer unsurları arasında asırlardan beri «kayıp olmuş» durumundan sıyırmak gayesiyle, bu kavmin hal ve gidişatını anlatmak görevini üzerimize almış bulunuyoruz.

Eserin muhteviyatındaki hususlar şunlardır:

a) Milâttan sonra Diyarbakır Meryem Ana kilisesi, kuruluşu bakımından eskidir. Üçüncü yüz yılda inşa edilmiş olup mimarî değeri üstün bir eserdir.

b) İç kısmında, duvarların zeminle açı yaptığı yerlerde (Süryani Kadim cemaatının yüksek bilim üyesi Profesör - Metropolit büyük yazar Suruç’lu Mar Yakup. M .S. 521) ve Diyarbakır Metropoliti (Barsalibi Mar Yakup. M.S. 1154-1171) gibi ve eserde açıkladığımız daha bir kaç manen zengin şahsiyet sahiplerinin mezarlarına ait Süryanice Estrangele tipi yazı ile işlenmiş kitabeleri de mevcuttur.

c) Hazreti İsa Mesih’in üzerine gerildiği hakiki Haçtan ufak bir parçasının halen bu kilisede bulunması ve korunması olmasıdır.

d) M.S. 325 yılında İznik genel dini senatosuna Nusaybin Episkoposu Mar Yakub’un refakatinde, iştirak eden Nusaybinli büyük bilgin Mar Afram'ın 18 yaşında iken ve Urfa'ya gitmeden önce ilk defa, bu kilisede vaftiz oluşu delillerle sabittir.
Bu özelliklere sahip olan bu kilise, hıristiyanlıkça ve bilhassa Süryanilerce büyük bir kıymet ve önemi haizdir. Çünkü halen (M.S. 1034) tarihinde Deyruzzafaran Manastırına intikal eden Süryaniliğin patriklik merkeziyetini uzun bir sure yapmıştır. Buna binaen bu kiliseye ait bir tarihçe yazmak ihtiyacını duyduk. Otedenberi bu kiliseye ve cemaatına hizmet görmüş meslektaşlarımızın bir tarih yazmağa teşebbüs etmemelerinden ötürü bu açığı doldurmağa çalıştık.

Eseri yalnız «Meryem Ana kilisesi tarihçesi» olarak her ne kadar ele aldıksa da altı yıllık bir süre içinde, Tanrı Gücüne dayanarak ötedenberi bu kilise hakkında bilgi veren vesikaları toplamak, tarihî eserlerin tetkikine başvurmak, rehber yapacak ve mesnet olacak makamlara müracaat etmek amil amacımız olmuştur. Bu alandaki bilgilerin tetkiki esnasında Süryani kavminin tarih boyunca yetiştirdiği bilginlerinin dünyaya saçtıkları kültürlerini gördükçe hayran olduk. Ve bu hususları da açıklamağa karar verdik.

Bir çok tarihçiler Süryanilik hakkında eserler yazmış, konferanslar vermiş ise de bunları da özetliyen Türkçe yazılmış tüm bir eser henüz neşredilmemiştir. Süryaniliğin, bilgi alanındaki gayretini tamamen ifade ettiğimizi de iddia edemeyiz.

Süryanilerin dünü ve bugünü hakkmdaki mücmel bilgiyi hazırlarken eserimizin isminin "Türk Süryanilerin Tarihi" olarak seçtik.

Başmakamı işgaleden zat, Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yaşayan Süryani kadim cemaatının dinîreisi, Din, Tarih, Dil, Coğrafya, Felsefe, Thologi ve daha doğrusu Genel kültür hocası, büyük yazar, Mardin il merkezinde doğmuş halen seksen yedi yaşında bulunan, ilim alanında bütün hayatını yıpratmış ve bu cemaatın dini ve bilgi hizmetlerine kendini vakfetmiş, yorulmadan ömür süresince sabır içinde gündüzü geceye katarak tetkik ve telif etmektedir. Diyebilirimki dünyanın her tarafından dini ve tarihi bakımdan kendilerine gelen İlmî sorulara cevap vermek ve bir saatim dahi kayıp etmeden ilim alanındaki çalışmak zevkinden ayrılamayan sayın Metropolit Hanna Dolapönü cenaplarına başvurduk. Saygı değer Metropolit esere göz gezdirince ” Biraz daha geniş tutulursa ben de gereken yardımlarda bulunacağım demeleri üzerine cesaretimizi arttırdılar.

"Türk Süryanilerin Tarihi" isimli bu kitabı iki kısımda ayrılmıştır.
Birinci Kısım: Süryaniler kimlerdir . Hıristiyanlıktan önce hangi kavimlerden gelmişlerdir?
Süryanilerin Lügat-Dil ve diyelekleri.
Süryanilerin hiristiyanlığı.
Hiristiyanlıktan önce ve sonra, süryanilerin İslamiyet’e olan kültür hizmetleri.
Süryanilerin ilk dinî merkezleri.

Süryaniler ilk hiristiyanlığı kabul ettiklerinden, hiristiyanlığın annesi oldukları İkinci Kısım: Meryem ana kilisesinin geçirdiği sergüzeştler (yıkılması ve tamirleri) Diyarbakır kilise ve manastırlarında yetişmiş kültür kılavuzları.
Azizlerin şehri diye nitelendirilen Diyarbakırda hiristiyanlığın başlamasından bugüne kadar Diyarbakır kilisesinde veya diğer yerlerde ruhani reisliği yapmış olan asıl Diyarbakırlı dinî şahsiyetleri ele aldık.

Kitabı Mukaddese dayanarak. İnsan babası Adem’den Hazreti İsa’ya kadar gelen bütün önemli olayları, Kronolojik bir Cetvel ekledik. Her nekadar bugünkü Bilime göre bu cetvelin tarihten evvele ait oluşunlar açıklanmakta isede başımız Mukaddes Kitap’a bağlı olduğundan bu cetveli olduğu gibi kabul etmek uygun görülmüştür.
Bu kitabın hazırlanmasında faydalanılan eserlere ait Cetvel, kitabın sonuna eklenmiştir.

Bu dinî ve tarihi kitabı yazarken Canlı tarih durumunda ki yaşlı ve görgülü kişilerden de faydalanıldığını kaydetmek gerekir.
Eserimizin tetkiki hususunda pek sayın Ruhanî Reisi Süryani kadim cemmaatı Metropoliti Hanna Dolapönü'ye sunarken üstün saygı ve sevgilerimle Aziz ve Nezih şahsiyetlerine ithaf ederim.

Bu kitabın rutuşunda benimle ağır zahmetlere Katlanan Vilâyet Hukuk işleri müdürü aile dostumuz sayın Kemâl Vural’a ve yine aile dostumuz sayın Lojistik Hocası Emekli, Ordu Donatım Albay İbrahim Eroğluna sonsuz Şükranlarımı Sunarım.

10-Haziran-1970
Horepiskopos (Baş Papaz)
Aziz Günel

(*) Yazar, bu tarihî ve dinî kitabını yazıp tasdiki için Süryani Kadim cemaatı Ruhani Reisi Sayın Metropolit Hanna Dolapönü'ye sunduktan sonra 16 Mayıs 1969 Cuma günü sabahı, yine adı geçen H. D.’nin teklif ve müsaadesine binaen Kudüs Metropoliti Sayın Luka Deyoskoros Tarafından Horepisko-Posluk (Baş Papaz) Rütbesine Takdis Ve Terfi Ettirilmiştir.



Kısım : 1

Bölüm : 1

Kadim (Eski) Süryaniler


1 - Süryaniler'e, Arami’ler de denildiğinden bunların dillerine Süryani Arami denilir.

2 - Aramiler, Hazreti Nuh oğlu Sam, Sam oğlu da Aram’ın neslidir.

3 - Milâttan 2347 yıl önce Hazreti Nuh'un Tufan Gemisi (1) Kardo (Cudi) ve yahut Ararat dağının zirvesinde karaya oturduktan sonra gemide insan olarak bulunan Haz. Nuh ile karısı, üç çocuğu (oğulları) ve üç gelininden ibaret bu sekiz nüfuslu aile gemiden çıkmış ve Temnet (2) adında bir köycük kurmuştur. Nuh, tarımla meşgul olmağa başlarken bir bağ dikmiş ve bu bağın şarabından içerek sarhoş olmuş, ayılmasiyle ortanca oğlu Ham'ın oğlu Ken'an’ı (torununu) lanetlemiștir...

1) Süryani Tevrat-Tekvin kitabı Bap. 8-4’de Kardo dağına müfessirler Cudi demişlerdir. Cudi dağı, Erminye ülkesini Kürdistan ülkesinden ayıran dağlardır. Kardo-Kürdo, Kürdistan isminin masdarıdır. Muhtasar Eldüvel isimli eseri yazan Bar Hibroyo bu dağı, önemle göstermektedir. Ararat ise, Erminye-de bilinen bir dağdır, bu da İngiliz arkeologlarnın verdikleri bilgidir. Arapça Tevrat’ta Kardo’yu Ararat olarak tercüme etmektedir, İngiliz bilginleri de «Erminye’yi Ararat göstermişlerdir. Bu bölgede iki yüksek dağdan, birincisi oldukça yüksek Ağrı dağı, İkincisine de Karadağ (yüksekliği 17,260 kadem) 3331 Metredir. Keldani bilginler, Nuh'un gemisi bu dağın üzerine oturduğunu göstermişler, Süryani Tevrat ise önemle Kardo (Cudi) dağını göstermektedir. İslâm büyük tarih ve coğrafya yazarı Ebikasım - Havkeloğlu’nun yazdığı Süret- Elard damdaki eserinin 206'ncı sahifesindeki beyanatı da şöyledir: «Cizre’nin (Mardin iline bağlı Cizre ilçesidir) yakınında Cudi dağı ve bu dağın eteğinde Temneyin (Temnet) adındaki köycük mevcut olup Nuh’un gemisi bu dağın üzerinde oturduğu denilmiştir». (Temnet kelimesi Süryanice olup sekiz manasındadır .) Gemiden çıkan sekiz nüfuslu Nuh’un ailesi bu köyü kurduğunu ve aile sayısına izafe edilen Sekiz adını vermiştir. Kur’an-ı Kerim Hüd Suresinin Ayet: 11-44.de şöyle buyurmuştur ki: «Sular kesildi, olacak oldu, iş bitti, gemi Cudi dağı üzerinde durdu.» buna binaen, Süryanice Tevratı ile Kur'-an-ı Kerim dayanakları arasında tezat bulunmadığından şüphe getirecek yeri kalmamıştır.

 




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues