ÖNSAZ
Uzun siyasi hayatımın hatıralarını yazmak için serbest bir çalışma zamanını bekledim. Bunu şimdiye kadar bulamadım. Tarih meraklılarının ve dostlarımın bu konudaki arzuları benim üzerimden eksik olmamıştır. Kendi emek ve teşebbüsleriyle, benim de içinde bulunduğum olayları yazmış, değerlendirmiş olan önemli yazarlar daima bulunmuştur. Bunlar içinde benimle az veya çok temas sağlamış olanlar vardır. Ancak, nihayet eser haline gelen yazılarda hüküm ve değerlendirme sorumluluğu tabiatıyla yazarlarındır.
Bu hatıralar, ilk defa olarak başka bir karakter taşımaktadır. Şüphesiz, klasik manasıyla bir hatıra değildirler. Özellikleri, Sayın Sabahattin Selek’in bir intizam içinde beni anlatmaya sevketmesi ve söylediklerimi bir sıra dahilinde, yani kendi sırası içinde, hepsini ses bandına alarak bunları mümkün olduğu kadar tam yazmaya çalışmasındadır. Yakın ve devamlı temas ile hazırlanmış olan bu hatıraların toplanıp kamuoyuna arz edilecek hale gelmesi Sayın Sabahattin Selek’in kendi gayreti neticesidir. Eser olarak meydana gelmesindeki sorumluluk, bu kayıtlar içinde ona aittir. Hatıralar denecek hayat hikâyem bu şartlarda da olsa Sayın Sabahattin Selek’in emeğiyle meydana gelmiştir. Kendisine derin teşekkür borçluyum. Bir gün, bir türlü bitip tükenmeyen, sonu gelmeyen siyasi hayatımı daha etraflı olarak yazmak icap ederse onu da yapmaya çalışacağım.
Başımdan geçeli uzun zaman olmuş bulunan olayların bugünkü anlatılışında aşın duyguların hâkim olmadığını aziz okuyucular fark edeceklerdir.
Eserde, beğenildiği zaman çok cömert takdirler görmüş, beğenilmediği zaman çok taşkın ölçüde yerilmiş olan bir sade politika insanı, kendisine ve zamanın tesirine dayanarak tarih olaylannı hikâye etmeye çalışmıştır.
İsmet İnönü
Birinci Bölüm Genç Subaylık Yıllarım (1884-1918)
Tahsil Hayatım Orduda İlk Çalışmalar Devrim Yılları Yemen Seferi Vatana Dönüş Birinci Dünya Harbi Hadiselere Toplu Bakış
Hayat Hikâyemin Özeti
Bir büyük imparatorluğun çökmekte bulunduğu kaygısı ve. memleketi kurtarmak ödevinde olduğumuz düşüncesi, bizim gençlik yıllarımızın en unutulmaz hatırasıdır. Altmış sene bu hislerin heyecanları, ümitsizlikleri ve zafer günleri içinde geçmiştir.
İmparatorluğun çöküşü içinde vazife yapmaya çırpınırken, hesapsız şehitler ve felakete uğrayanlar arasında, yaşayarak çıkmak gibi bir umulmadık olay başımdan, geçti.
Milli Mücadele, ben otuz sekiz yaşında iken zaferle bitmiştir. Bu devirden, amansız ve kudretli dış düşmanlar karşısında, kendi memleketimizi temsil yetkisi iddia edenlerin idam fermanını boynumuzda taşıyarak çıkabildik.
Ümitsiz günleri unutmuş olarak, vatanı yeniden kurmak ve yükseltmek azmi ile işe başlanmıştır. Yepyeni bir Türkiye'nin her sahada temellerini atmak, elimize geçen emaneti yüzakı ile yeni kuşaklara devretmek tek amacımız olmuştur. 1920'den, yani otuz altı yaşımdan beri memleket idaresinde birinci derecede mesuliyet taşıyanlar arasındaydtm. Doğrudan doğruya siyasi kudret sahibi olarak 1950'ye kadar, yani altmış altı yaşıma kadar, Türkiye'nin selameti ve ilerlemesi gibi bir ödev yolunda bulundum.
1950 senesini; memleketin yüz seneden beri hasretini çektiği yeni hayat tarzını, yüreğimiz ümit ve iftiharla dolu olarak seçmiş bulunuyoruz.
Aklımın erdiği günden beri sıra ile başımdan geçen aşırı güçlük ve başarı anlarının, bu yeni devirde de birbirini kovaladığım görüyorum.
Bu uzun siyasi hayatı bir cümlede canlandırmak isterim : Bütün ömür boyunca her zaman elde edilmesi millet için aziz olan bir amaç peşinde koştum. Bu, bana şevk ve kuvvet vermiştir.
Aile hayatımda huzur ve mutluluk hatırası ile doluyum. Aile içinde dar zamanlarımı genişleten, kasvetli günleri aydınlığa yönelten başlıca desteğim, eşim Bayan İnönü olmuştur. Siyasi hayatımın bütün üzüntülerini sabırla ve cesaretle karşıladı. Hiçbir sarsıntı anında ürkmedi. Aile içinde geçimimiz, daima anlaşmalı olmuştur. Biz bunun tılsımını şu usulde bulduk : Bir olaydan hangimiz şikâyetçi olur ve ilk söze başlarsa, ötekimiz susar ve hak verir ve fırtına ne kadar sürse mutlaka sütliman olarak biter.
.....
|