La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Kürtler ve Ulusal-Demokratik Mücadeleleri


Auteur :
Éditeur : Özge Date & Lieu : 1993, Ankara
Préface : Pages : 672
Traduction : ISBN : 975 - 7861 - 01 - 4
Langue : TurcFormat : 160x240 mm
Code FIKP : Liv. Tur. Bay. Kur. 2533Thème : Histoire

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
Kürtler ve Ulusal-Demokratik Mücadeleleri

Kürtler ve Ulusal-Demokratik Mücadeleleri

Mehmet Bayrak

Öz - Ge

Başta Cumhuriyet dönemi olmak üzere bu topraklarda yaşayan halkların tarihlerinin yeniden yazılması gerektiği, öteden beri halklar olgusunu, Türkiye ve Kürdistan gerçeğini doğru algılayan aydınlarca söylenegelmektedir.

Irkçı-sömürgeci anlayışın cevaz verdiği doğrultuda "resmi tarihçiler" projektörlerini Osmanlı toplumuna çevirdiler ama Cumhuriyet tarihini de kendi dünya görüşlerine göre belirleyip tabulaşhrdılar. Resmi ideolojinin daha ilkokuldan başlayarak insanlarımızı şartlandırdığı önemli konuların başında Kürt sorunu ve Kürtler'in ulusal-demokratik mücadeleleri geliyor. Resmi ideoloji, Kürt sorununda red ve inkâr politikasına yaslanıp bilimdışı tezler ürettiğinden, sürekli olarak tarihsel ve toplumsal gerçeklikle çelişmiştir. Başka bir söyleyişle gizli planda kabulcü, resmi planda inkârcı bir yol izlemiştir. İşte çalışmamızın omurgasını oluşturan bu türden gizli belgeler ve araştırma raporları, sözkonusu resmi tutumun ilginç örneklerini sergilemektedir.

Bu çalışmanın ortaya koyduğu iki temel gerçeklik var: Birisi, Kürt halkının demokratik mücadeleyi her zaman yeğleyip, ancak demokratik mücadele kanallarının tıkandığı zaman silahlı mücedeleye başvurduğu; İkincisiyse tüm gizli arşivleri elinde bulunduran T.C. Devleti'nin Kürt ve Kürdistan gerçeğini kimi yönleriyle Kürt aydınlarından daha da iyi bildiğidir. Esasen bundan dolayıdır ki, resmi politikada "red ve inkârcı", gizli politikada "itirafçı ve kabulcü" dür.

Büyük bölümü ilk kez günyüzüne çıkan bilgi ve belgelerle bu çalışmanın; araştırmacılar için bir kaynak eser olacağı kuşkusuzdur. Böylelikle, resmi ideolojinin sunduğu gerçekler ve birinci elden belgelerle, bir bakıma "Cumhuriyet Dönemi Kürt Tarihi"nin temelleri atılmaktadır. İnanıyoruz ki, yeni çalışmalarla konunun altyapısı daha da donatılacak, düşünceler daha da temellendirilecek, yakın dönem Kürt tarihinin yazım süreci daha da hızlanacak ve Kürt sorununun demokratik çözümü daha da kolaylaşacaktır.



ÖNSÖZ


Başta Cumhuriyet dönemi olmak üzere bu topraklarda yaşayan halkların tarihlerinin yeniden yazılması gerektiği, öteden beri halklar olgusunu, Türkiye ve Kürdistan gerçeğini doğru algılayan aydınlarca söylenegelmektedir.

Irkçı-sömürgeci güçlerin cevaz verdiği doğrultuda "resmi tarihçiler" projektörlerini Osmanli toplumuna çevirdiler ama Cumhuriyet tarihini de kendi dünya görüşlerine göre belirleyip tabulaştırdılar. Sosyalistlerimiz ise Osmanlı toplumunu kıyasıya yargılarken, kısmen şartlanmışlıklarından kısmen de korkularından, başta Mustafa Kemal dönemi olmak üzere Cumhuriyet dönemini objektif olarak irdelemeye yanaşamadılar, dahası tabulaştırma sürecine kendileri de kapıldılar.
Irkçı-sömürgeci güçlerin ve buna bağlı resmi tarih anlayışının tabulaştırdığı konuların başında ise açıktır ki "halklar sorunu", en başta da "Kürt sorunu" geliyor.

Aydınlanmacı sosyalist düşüncenin yaygınlaşmasına paralel olarak son 20 yıl içinde tabuların kırılması yönünde önemli adımlar atıldığı yadsınamaz. Ancak yine de ırkçı sömürgeci güçlerin koyduğu ambargo yüzünden ana belgelerin ortaya serilememesi, birçok aydında eski hataların sürmesine, dolayısıyla yanlış tutum sergilemelerine yolaçabiliyor.

Irkçı-sömürgeci anlayışın, daha ilkokuldan başlayarak insanlarımızı şartlandırdığı önemli konuların başında Kürt sorunu ve Kürtler'in ulusal-demokratik mücadeleleri geliyor. Resmi ideoloji, Kürt sorununda red ve inkâr politikasına yaslanıp-bilimdışı tezler ürettiğinden, sürekli olarak tarihsel ve toplumsal gerçeklikle çelişmiştir. Başka bir söyleyişle gizli planda kabulcü, resmi planda inkârcı bir yol izlemiştir.

İşte çalışmamızın omurgasını oluşturan bu türden gizli belgeler ve araştırma raporları, sözkonusu resmi tutumun ilginç örneklerini sergilemektedir. En üst düzeydeki resmi makamlar, 1925'te "Şark Islahat Planı" ile ikame edilen Kürt politikasının gerçekçi ve kalıcı olmadığını algıladıkları için, örtülü olarak sürekli bir arayış içinde de olmuşlardır. Bu çalışmada yer verdiğimiz kimi gizli, kimi Arap harfli olduğu için okuyucunun ulaşamadığı dokümanlar da, bu arayışın çarpıcı ve anlamlı örnekleridir.

Kitapta yer alan özgün araştırmalarımız dışında Eski Vali ve Mülkiye Başmüfettişi Ahmet Hasip Koylanın İçişleri Bakanlığı'nın görevlendirmesiyle hazırladığı "Kürtler ve Şeyh Sait İsyanı" konulu araştırma raporu; Kürt sorununda önemli bir gazeteci-resmi ideolog konumunda bulunan Hakkı Naşid (Uluğ)un dönemin (1925) "Vakit" gazetesinden aktardığımız doğrudan gözleme dayalı haber ve yazıları, diğer gazetelerdeki konuya ilişkin yazılar; TC'nin Kürt resmi politikasının esaslarını belirleyen "Şark Islahat Planı", bu Plan doğrultusunda hazırlanmış bir "Türkleştirme Raporu" ile bir "Türkleştirme Proğramı" ve nihayet Kürt aydın ve örgütlerinin Kürt sorununun çözümü konusundaki demokratik ve diplomatik girişimleri, bu eserin omurgasını oluşturuyor. Çalışmada yeralan resmi belgelerin diline bilerek dokunulmadığını belirtmeliyim.

Bu çalışmanın ortaya koyduğu iki temel gerçeklik var: Birisi, Kürt halkının demokratik mücadeleyi her zaman yeğleyip, ancak demokratik mücadele kanallarının tıkandığı zaman silahlı mücadeleye başvurduğu; İkincisiyse tüm gizli arşivleri elinde bulunduran T.C. Devleti'nin Kürt ve Kürdistan gerçeğini çoğu yönüyle Kürt aydınlarından daha da iyi bildiğidir. Esasen bundan dolayıdır ki, resmi politikada "red ve inkârcı", gizli politikada "itirafçı ve kabulcü" dür.

Büyük bölümü ilk kez günyüzüne çıkan bilgi ve belgelerle bu çalışmanın; araştırmacılar için bir kaynak eser olacağı kuşkusuzdur. Böylelikle, resmi ideolojinin sunduğu gerçekler ve birinci elden belgelerle, bir bakıma "Cumhuriyet Dönemi Kürt Tarihi" nin temelleri atılmaktadır. İnanıyoruz ki, yeni çalışmalarla konunun altyapısı daha da donatılacak, düşünceler daha da temellendirilecek, yakın dönem Kürt tarihinin yazım süreci daha da hızlanacak ve Kürt sorununun demokratik çözümü daha da kolaylaşacaktır.

Mehmet Bayrak



Giriş
Kürt Sorunu Ve Resmi İdeoloji

Şunu hemen belirtmeliyiz ki, Kürt sorunu konusunda herkes gibi Kemalist aydınlarda da belli bir gelişme var son zamanlarda. Olmaması da zaten toplumsal gelişme yasalarına ve insanın doğasına aykırı olurdu. Ancak yine belirtmeliyim ki, bu tür aydınlar "resmi ideoloji"yle fazlaca donandıkları için, bilimsel ve toplumsal gerçekliği kavramakta ve kabullenmekte zorlanıyorlar... Kuşkusuz en büyük eksiklikleri, düşünceyi temellendirememekten kaynaklanıyor.
1- Bu aydınların öncelikli saplantısı Batıkların Kürt sorunuyla ilgilenmesi dolayısıyladır.

Amerika'nın ve diğer Batılı ülkelerin Kürt sorunuyla ilgilenmesinin temel nedenlerinden birinin kendi çıkarları olduğu bir gerçektir. Öznesi "çıkar" olan bu ilginin açıktır ki tek muhatabı Kürtler değildir. ABD'nin aynı zamanda, olası bir Kürt hareketini önlemek için Türkiye, İran ve Irak'la birlikte CENTO örgütlenmesi içinde yer aldığını bilmeyen yoktur. Öte yandan, Türk milliyetçi hareketinin her aşamada Batıyla ittifaklar içinde olduğunu da... Açıktır ki Batının, başka hareketler gibi Kürt hareketinin kazandığı ivmeyi kendi" lehine çevirmek isteyeceğini tahmin etmek de zor değildir.

Ancak bu ilginin, gelişmelerin zorlamasıyla da olsa hiç bir "insancıl" boyutu yok mudur acaba? Amerika'daki demokrat kamuoyunun, sözgelimi AGİK ve Avrupa Konseyi benzeri kuruluşların, insan hak ve özgürlükleri çerçevesinde bir etkime gücü yok mudur?.. Biz, olduğuna inanıyoruz. Çünkü en azından temel insan hak ve özgürlüklerinden mahrum bir ulusal muhalefetin yol açacağı büyük patlamanın seyri herhalde böylesi devletlerin çıkarlarıyla çakışmayacaktır. Sonra, günümüzde "müttefiki" Türkiye'deki gibi çarpık bir yapılanmayı hiçbir platformda kimse savunamayacaktır ve savunamamaktadır.

.....

 




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues