|
ÖN SÖZ
Son yıllarda Türkiye'de milli mesele, devrimci çevrelerin başlıca tartışma konularından biri haline gelmiş bulunuyor. Bunun nedeni Türkiye'de halklar sorununun, demokratik bir anlayışla çözülmemiş olması ve özellikle 10 milyonu aşan Kürt Halkı'nın tüm mili haklardan yoksun tutuluşu ve bu halk üzerindeki baskı ve terördür.
Kürt sorununun önemine ve yarattığı ilgiye rağmen bu Konuda yazılanlar hem son derece azdır, hem de bu konuyu gereken ciddiyet ve önemde ele almamakta, ona yüzeyden dokunup geçmekte ve bu sebeple de önemli yanlışlara, hatalara düşülmektedir. Türkiye'de milli mesele konusunda daha derli toplu çalışmnlrın bugüne dek yapılamamasında, bu konudan sözetmeyi sert ceza tehditleri altına şokmuş olan ırkc, hükümetlerin payı büyüktür.
Milli mesele konusunda Türkçeye Lenin'le Stalin'in yazdıklarının çevrilmiş olması önemli bir boşluğu doldurmuştur. Ancak Türkiye'li devrimciler, sadece bu yazıları okumakla yetinemezler; ayrıca Türkiye'nin somut şartlarını incelemek, teorik ilkeleri bu somut şartlara uygulamak, ülkenin gerçeklerine. uygun çözümler getirmek gerekir. Elbette başka ülkelerdeki deneylerden yararlanılmalıdır, ancak başka ülkelerdeki çözüm tarzı ve mücadele biçimleri aynen tekrarlanamaz. Stalin bu konuda şunları söylüyor:
"Ulusal meselenin çözümü, ancak gelişmesi içinde ele alman tarihi şartları göz önünde tutmakla mümkündür. Ulusun belirli bir zamanda içinde bulunduğu iktisadi, siyâsi ve kültürel şartlar, şu ya da bu ulusun nasıl örgütleneceği, anayasasının hangi biçimlere bürüneceği meselesini halletmek için biricik anahtardır. Her ulus için ayrı bir çözüm yolunun bulunması mümkündür. Meseleyi diyalektik olarak koymak ve özellikle bunu ulusal meselenin çözümünü ararken yapmak, işte bu zorunludur.
"Durum böyle olduğuna göre, ulusal meseleye çok yaygın olan, kolay ve basit "çözüm" arayan bir yola karşı olduğumuzu kesin olarak, belirtmeliyiz.... Böylelikle Avusturya için doğru olan şeyin, Rusya için de doğru olduğu varsayımı kabul edilmektedir. Burada en önemli ve kesin olan şey gözden kaçırılmaktadır; genel olarak Rusya' da varolan somut tarihi şartlar ve özel olarak ta Rusya içinde ayrı ayrı ele alınan her ulusun özel somut târihi şartları."
Kürt Halkının milli kurtuluşu konusunda Kürt devrimcileri arasında da farklı görüşler vardır; bu da politik alanda, değişik eğilimler yaratmaktadır.
Bu kitabın hazırlanışmdaki amaç bu konudaki tartışmalara açıklık getirmektir.
Bu dönemde Kürt Halkının kurtuluş mücadelesinin ilke ve yöntemlerinin iyi belirtilmesi, gerek genel olarak Türkiye'de demokrasi ve sosyalizm mücadelesi, gerek özel olarak Kürt Halkının milli kurtuluşu bakımından son derece önemlidir.
İki Millet - İki Milliyetçilik
Çağdaş ve bilimsel millet teorisine göre millet -ya da ulus- başlıca dört unsundan oluşur:
1. Toprak birliği: Belli bir toprak üzerinde oturmayan, dünyanın şurasında, burasında azınlıklar halinde, dağınık olarak yaşıyan insanlar, dil, din gibi ortak özellikler taşısalar bile bir millet sayılamazlar.
2. Dil: Millet, müşterek bir dile sahiptir. İki veya üç dil konuşan bir millet olamaz; başka bir deyişle, ayrı diller konuşan topluluklar bir millet sayılamazlar. Çok milletli devletler olabilir (örneğin Sovyetler Birliği ve Yugoslavya), ancak çok dilli milletler olamaz.
Buna karşılık, aynı dili konuşan ayrı milletler pekala olabilir. İspanyol Milleti ile Latin Amerika milletleri, İngiliz Milleti ile Amerikan Milleti gibi.
3. Ruhi şekillenme.ve kültür birliği: Ulusun bireylerini birbirlerine yaklaştıran kültürel, psikolojik bağlardır; bunlar bir ulusal karakter yaratırlar.
A. İktisadi yaşantı birliği: Aynı ülkede oturan, aynı dili konuşan ve aralarında güçlü kültürel bağlar bulunan insan topluluğunun, aynı zamanda ortak iktisadi çıkarlarının da bulunuşu demektir. Çünkü iktisadi bağlar insan toplumunun birliğini sağlıyan, önemli bir unsurdnr. (I)
Bir milleti oluşturan bu dört temel unsurdan birinin eksikliği, millet denen istikrarlı insan toplumunun oluşmadığını gösterir...
(I) Josef Stalin, Marksizm ve Milli Mesele. |
