|
SUNUȘ
Bugüne kadar 12 Mart ve sonrası üzerine çok şey yazıldı, çizildi. Genel doğru çizgi açısından değerlendirecek olursak, bunların bir kısmı demokratik hareketin bir parçasını oluşturuyor. Elinizdeki kitap da bunun, «geçmişe sünger çekme» aldatıcı politikasına karşı demokratik zincirin bir halkasıdır. Geçmiş özümlenmeden, birtakım dersler çıkarılmadan içinde bulunulan ortamın koşulları ve gelecek somut bir şekilde saptanamaz. Bunun için, geçmişi sürekli öğrenmek, anlamak, anlatmak yararlıdır. 12 Mart sonrası «ara rejimi»nin iflasla sonuçlanan politikaları gözler önüne serilmelidir: Kısmi özgürlüklerin sözümona karanlıktaki kişiler tarafından yokedilişi, yeni apaçık faşizme dönüş; devrimcilerden demokratlara kadar tüm yurt severlere, çıkarlarına dokunan kim varsa, herkese saldırma politikası; Doğu Batı farkı gözetilmeksizin bütün ilericileri mahpushanelere tıkma politikası; işkence ve kan dökme politikası, kitap toplatma politikası... Bütün bunlar yakın geçmişimizin bilinen olgularıdır. Devrimciler, herkes, her yurtsever bunları tekrar tekrar incelemeli, anılarını taze tutmalı. Böylece «karanlıkçılara» karşı mücadele etmede başarılı adımlar atılabilir...
12 Mart ve sonrası «ara rejim»in özellikle basına yansımayan ya da yansıtılmayan bir yanı daha var: Doğu bölgemizde 12 Mart ve uygulamaları nasıl oldu? Bu, devrimciler açısından önemli bir konu. Örneğin, 12 Mart 1973 Olayı nedir, nasıl oldu? Aralarında ünlü bilim adamlarının, yazarların, şairlerin, öğretmenlerin, ilerici din adamlarının, işçilerin, köylülerin, öğrencilerin bulunduğu bu olayı gün ışığına çıkarıyor yazar. Elinizdeki kitabın ilk bölümü bu anıları kapsıyor. İkinci bölümündeyse, o dönemde halkın duyduğu tedirginlik, acı vb... olaylar hikâye ediliyor. Bu hikâyelerin tümü yaşanmış ve tanıklarla doludur. Bu küçük, özünde önemli hikâyeler, edebi olmaktan çok, gerçekleri verme amacındadır. Zaten Mehmet Emin Bozarslan bir romancı, hikâyeci değildir. Ama gerçeği yazmak yükümlülüğünü yerine getirmesini bilen değerli bir yazardır. Bunu ayrıca belirtiriz.
Koral Yayınları, bu kitabın belgesel, tarihsel önemini göz önünde bulundurarak demokratik bir sorumluluğu yerine getirdiği inancındadır.
Koral Yayınlan
Saat Beşe Beş Kala Tank Gürültülerinin Desteklediği Ses
«Dikkat dikkat!.. Ben yeni tutukevi müdürü.. İhtar ediyorum: Beş dakika içinde hepiniz dışarı çıkacaksınız.. Beş dakika içinde.. Aksı takdirde, can güvenliğinizden tutukevi idaresi sorumlu olmayacaktır!..»
«Dikkat dikkat!.. Dört dakikanız kaldı.. Çabuk fırlayın dışarı!.. Dört dakikanız kaldı!..»
«Dikkat dikkat!.. Üç dakika vaktiniz var.. Üç dakika içinde hepiniz dışarı çıkacaksınız!.. Çabuk fırlayın!.. Yoksa, can güvenliğinizden sorumlu olmayacağız!..»
Böyle bağırıyordu yarbay, 2 mart 1973 sabahı.. Diyarbakır-Siirt illeri Sıkıyönetim Komutanlığı askeri ...
| 
