Éditeur : Nas Ajans | Date & Lieu : 2017-01-01, İstanbul |
Préface : | Pages : 204 |
Traduction : | ISBN : 978-9944-221-21-4 |
Langue : Kurde, Turc | Format : 135x210 mm |
Code FIKP : Liv. Tur. Kur. Kar. Nol. 5691 | Thème : Mémoire |
Présentation
|
Table des Matières | Introduction | Identité | ||
5 Noluda Kadın Olmak
|
Beş No’luyu yaşamış bütün kadınlara.... Beş Nolu’nun Kadın Yüzü... Oniki Eylül seksen darbesinin hemen sonrasından doksanlı yılların başına kadar, on yıllık zaman dilimi içindeki Diyarbakır 5 notu cezaevi üzerine geriye dönüp baktığımda epeyce kitap yazıldığını bir kez daha yeniden hatırladım. Sadece kitaplar mı? Değil tabii ki... Belgeseller, konu bazlı sergiler, dizi filmler ve bir iki sinema filmi üzerinden yeniden hatırlatmaları da mutlaka dillendirmek gerektiği kanısındayım. Diyarbakır 5 nolu her defasında yeniden gündem tuttuğunda en çok insan aklının tıkandığı, kendine insanım diyenin o zulme hem de zulmün en katmerlisine günün gecenin bütün zaman dilimince nasıl dayanabildiğim düşünürüm. Düşünün işin başında oranın adeta kralı, padişahı, imparatoru olduğunu varsayan, bu ‘‘özel görev"e sınırsız yetkiyle geldiğini / getirildiğini her fırsatta dillendiren bir hasta ruh. Öylesine bir hasta ruh ki, sadece işkence etmenin sadist zevkini yaşamayı değil, işkenceye tabi tuttuğu politik tutsakları bir gün istediği düşünsel şekle de sokacağına yürekten inanmış ve orayı bir ıslahat okulu gibi düşünen bir hastalıklı ruh! İşte, adına Diyarbakır 5 Nolu Zindanı denen ve kötülüğüyle bütün zamanların en namlı on hapishanesinden biri olan bir zulüm / ölüm mekânından söz ediyoruz... Bu anlatı ve izahatı istediğiniz kadar yazarak uzatmak mümkun. Ama iyisi mi sadede gelmek! Bugüne kadar beş nolu üzerine genellikle erkekler konuştu ve yazdı. Nedense beş nolunun kadın tutsakları hemen hiç yazmadı. Çok az konuştular. Halbuki yaşanan onca zulümden bugünlere kalanlara baktığımızda beş nolu’nun kadın tutsaklarının hayli kararlı ve direngen bir performans gösterdiğini biliyoruz. Kimi belgesellerdeki konuşmalardan, zaman zaman basına röportaj veren kimi eski kadın tutsakların söylediklerinden bunları biliyoruz. Beş nolunun en acımasız günlerinin gencecik kadın tutsaklarından biri olan Rahime Kesici Karakaş benim bildiğim kadarıyla ilk kez kadın koğuşu / koğuşları üzerinden kadın gözüyle beş noluyu yazıyor, anlatmış oluyor. Gündelik hayat, arkadaşlık ilişkileri, görüş günleri, kadın olmanın hapislikteki zorlukları, ölümü hep yakınında hissetmek ve daha neler... Umuyor ve diliyorum ki, Rahime Kesici Karakaş’ın bu cesur yol açıcılığı diğer kadın tutsakların da yazma dürtüsünü kamçılar. Gelecekte bir insan hakları, yüzleşme ve hafıza Müzesi olacaksa Diyarbakır beş nolu mahpusu; bunda Rahime’nin ve arkadaşlarının payı büyük olacak eminim... Şeyhmuz Diken 20 nisan 2017 – Diyarbekir ..... |