ÖNSÖZ
Diyarbakır binlerce yıllık tarihi ile sadece Anadolu’da değil, Ortadoğu’da da önemli bir merkez oldu. Adeta bir açık hava müzesi görünümünde olan şehir bu özelliğinin yanı sıra, canlı, dinamik sosyal hayatıyla benzerlerinden ayrılır. Bulunduğu coğrafyayı anlamak isteyen herkes için bir kilit rol üstlenen Diyarbakır için sarf edilecek her söz, elbette kifayetsiz kalacaktır. Bu nedenle Diyarbakır’a bir şairin gözünden bakmak ayrıca değerli. Yeni bir kent vizyonu oluşturmak açısından önemli bulduğum bu çalışmaya büyük bir memnuniyetle destek verdim.
Diyarbakır’ın tarihsel geçmişine ruh katan bu eser, bizleri standart kalıpların dışına çıkarıp özel bir anlam dünyasına davet ediyor. Görkemli Surlarını günümüze taşımayı başarmış, üç dine mabed olan Ulu Camisi, mimari açıdan şaheser olan Dört Ayaklı Minaresi, 82 burcu, On Gözlü Köprüsü, evleri, sokakları ve sahip olduğu bütün kültür birikimi ile Mezopotamya’nın kadim şehri Amid, nam-ı diğer Diyarbekir, bu eserle kapılarını aralıyor.
Sahip olduğu tarihi, kültürel değerleri şiirin gözünden bize duyuran bu çalışmaya katkı sunmak bana gurur verdi. Çünkü Diyarbakır ancak şiirli bir dilin anlatabileceği güzelliklere sahip bir şehir. Diyarbakır’ın tarihsel birikimini şiirin kendi güzelliği içinde veren bu çalışma, dilerim hak ettiklerinin başlangıcı olur.
Ahmet Aydın Diyarbakır İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Diyarbakır Hizmet Vakfı Başkanı
Şehrin Göksel Kaderi
Şehirlerin göksel kaderine inananlar, o kaderin gökyüzünden göründüğünü bilirler. Diyarbakır, gökyüzünden Anadolu’nun bağrında bir kalp gibi görünür. Bir kalp gibi yoğun ve hayati olduğunu hissettirir.
Diyarbakır sadece Anadolu’nun değil, Ortadoğu’nun da kalbidir. Amida, Kara Amid, Arabi bir sesin “Amid-i Sevda” dediği, önce gökyüzünde tasarlanmış. Öylece inmiş yere...
Bir varlık olarak duran, hep olan... Diyarbakır, sen karanlığın girmeye korktuğu şehirsin. Gölgenin titrediği...
Bejan Matur |