La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Türkçe izahlı Kürtçe grameri


Auteur :
Éditeur : Med Date & Lieu : 1992, İstanbul
Préface : Pages : 192
Traduction : ISBN :
Langue : Kurde, TurcFormat : 160x235 mm
Code FIKP : Liv. Tur. Kur. Kl. 2152Thème : Linguistique

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
Türkçe izahlı Kürtçe grameri

Versions

Türkçe izahlı Kürtçe grameri
(Kürmançça lehçesi)

Kemal Badıllı

Med

1. Yeryüzünde, her insan topluluğunun bir dili vardır. Bu dil, Kürmanççada o topluluğun adına -î eki getirilerek adlandırılır: Kurd (Kürt) - Kurdî (Kürtçe), Tırk (Türk) - Tırkî (Türkçe) gibi. Dili adlandırma, ünlü kişilerin veya onlara mensup olanların adlarına aynı eki ilâve etmek suretiyle de yapılır : Osman - Osmanî (Osmanlıca) gibi.

Yeryüzünde, mevcut olmuş veya olan kavimler kadar dil vardır. Dillerin sayısını kafi surette tâyin ve tesbit etmek mümkün değildir. Bununla beraber, bugüne kadar (2796) dilin konuşulduğu, bunlardan bugün ancak (118)'inin devlet dili olarak kullanıldığı, bunlar arasında en eski bir devlet ve medeniyet dili olarak Kürtçenin de bulunduğu bilinmektedir.

Yeryüzündeki diller bugün birbirinden ayrı ve müstakil bir durumda bulunmalarına rağmen, aralarında gurup gurup bir takım yakınlıklar vardır. Bazan kapalı, bazan da açık olan bu yakınlık ve benzerlikler iki noktada toplanır :

.....



Kemal Badıllı, 1923 yılında Urfa’da doğdu. İlk ve ortaokulu Urfa’da, liseyi İstanbul’da Kabataş Erkek Lisesi’nde okuyarak İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Uzun yıllar Urfa’da avukatlık yapan Badıllı Yeni Türkiye Partisi’nden milletvekili oldu. Kürt dili ve Edebiyatı alanmda eserler verdi. Elinizdeki Kürt dili Grameri ölümünden (1975) önce 1965 yılında basıldı.



KEMAL BADILLI

Yanılmıyorsam 1962 yılında idi, biz birkaç arkadaş kendisini Ankara Bahçelievlerdeki evinde ziyaret etmiştik. O zamanlar Kürt dili ve Grameri ile Kürtçe bir lügat üstüne çalıştığı söyleniyordu. Uzun boylu, yakışıklı, kırlaşmış biraz kıvırcık saçları, çıkık elmacık kemikleri ve bir bilim adamının yüz aydınlığı, çelebi ve nazik tavırları ile bir yanıyla bir centilmeni, bir İngiliz lordunu andırırken, bir diğer yanıyla bir Kürt din adamı intibaı bırakmıştı bende. Sırtında iyi bir terzinin elinden çıktığı belli olan takım kostümü, yelek ve gümüş zincirli cep saatli haliyle güneyli bir toprak rantiyerine benziyordu. Benimde Kabataş Erkek Lisesinden mezun olduğumu duyunca çok memnun olmuştu. Ben böyle bir ziyarette tanıdım rahmetli Badıllıyı. Sonradan dostluğumuz devam etti.

Kemal Badıllı, 1923 ’te Urfa’da doğmuş bir Kürt yazarıdır, dilcisidir, filologudur, şair ve Kürt edebiyatı adamıdır, sonradan bir Kürt hukukçusu ve avukatı, daha sonrada namuslu bir Kürt politikacısı ve millitvekilidir. Badıllı ilk ve orta tahsilini Urfa’da lise tahsilini Kabataş Erkek Lisesinde tamamlıyarak İstanbul Hukuk Fakültesinden mezun olmuştur.
Urfa’da avukatlık yaptığı yıllarda yanında staj yapan onun bilgi ve kültüründen istifade eden birçok Kürt hukukçusu onun meslek hayatındaki tutarlı, dürüst, halka yönelik tutumunu sevgisini çok yakından bilirler.

Kemal Badıllı, 1960 Askeri darbesinden sonra Türk siyasi hayatında ortaya çıkan ve daha çok "Doğu ve Güneydoğu"da kabul gören Yeni Türkiye Partisinden milletvekili oldu. Evli ve iki çocuk babası olarak 1975 yılında vefat etti.

Kemal Badıllı lise sıralarından başlıyarak dil çalışmalarına başlamış. 20 yılı aşkın bir zaman içinde Kürt dilinin konuşulduğu bölgeleri geçerek din adamları, medrese hocaları ve halkı ile temas ederek zengin bir dil bilimi birikimine ve kültürüne sahip olabilmiş bir dil bilginidir. Orta Anadolu’nun Kırşehir, Çiçekdağ, Konya’nın Kulu, Cihanbeyli, Yunak yörelerine yerleşik Kürtlerinden dil tetkiklerini ihmal etmemiştir.

Bir el yazma kitap, bir kaynak ve duyduğu birkaç kelime için günlerce yol giden, bu zahmetlere katlanan gerçek bir araştırmacı ve bilim adamı idi.

1963 yılında İstanbul’da tevkif edilen ve bu satırların yazanınında içinde bulunduğu 23 Kürt Yurtseverini T.B.M.M. kürsüsünde haksız yere suçlayan dönemin İç İşleri Bakanı Hıfzı Oğuz Bekata’ya tertip ve düzmece tevkifatı yüzüne haykıran Kürt sorununu ilk defa bilimsel ve demokrat bir eda ile meclis kürsüsünden dile getiren bir politika adamı olarakta o dönemde insanlarına sahip çıktı, günün gereğini yaptı ve takdir topladı.

Aşağı yukarı öğrencilik yıllarında Faik Bucak, Musa Anter, Mustafa Remzi Bucak, Ziya Şerefhanoğlu, Eczacı Besim ve Apo Hayri’nin devre arkadaşı olarak onlarla beraber oldu.
Kendi yazdıklarından anlıyoruz ki bu öğrencilik döneminde rahmetli bilgin ve hukuk adamı Mehmet Mihri Hillav ve Abdurrahim Zapsu ile teması olmuş ve onlardan da istifade etmiştir.
Küçük yaşta yazmaya başlayan Badıllı Ana dili olan Kurmançi Lehçesini tercih etmiş ve bütün eserlerini bu dilden vermiştir.

Kürtçe, Türkçe, Arapça, Farsça ve Fransızcaya vakıf olduğu için bütün yazılarını mukayeseli ve mükemmel yazardı. Genç yaşında kendi gayreti ile eski yazıları okur ve bir hattat kadar güzel yazı yazardı. Bu sayede bütün Türk-İslam eserlerinden istifade edebilmiştir.
Badıllı’nın bir ömür verdiği eserlerini şu kategorilere ayırmak mümkündür:

1- Türkçe izahlı Kürtçe Gramer
2- Türkçe açıklamalı Kürtçe Lügat
3- Kürtlerin Sosyolojik Durumları Hakkında İlmi Bir Etüd
4- Kürtçe Şiirler.

Bu eserlerinden sağlığında ancak elimizde 2’ci baskısı yapılan Gramer basılabildi. Kılı kırk yaran titizliği ve daima çok mükemmeli araması onun ömrünün diğer eserlerinin basılmasına yetmediğini gösterdi. Son derece zengin bir kültür hâzinesine sahipti ama o derecede mütevazi ve alçak gönüllü idi.

1963 yılında İstanbul’da "DENG" dergisini çıkardığımızda her sayıda bir Kürt şairi ve yazarını tanıtmayı prensip edinmiştik. İlk sayıda "Portre" olarak Badıllı vardı. Bize hiçbir şeyi esirgemeden yardım edeceğini vaad etmişti, öyle de yaptı.

Ben gelecekte diğer eserlerininde basılabilmesi dileği ile kendisini rahmetle anıyor, Kürt halkı ve aydınları için paha biçilmez bir değer taşıyan Grameri yeniden basan MED Yayınevini ve arkadaşları kutluyorum.

Yaşar Kaya
30.9.1991. İstanbul



Açıklamalar

Bugün Türkiyemizde konuşulmakta olan Kürtçe, asıl kürtçenin kürmançça lehçesidir. Bu lehçe üzerindeki çalışmalarım lise sıralarında başlar (1). O tarihlerden bu yana çalışmalarım esnasında edindiğim notları bir araya getirmekle bu eser meydana gelmiş oldu.

Bu lehçe mıntıkalara göre bir takım farklılıklar arzeder. Biz burada Kürmanççayı genel hatlariyle iki şive üzerinden ele aldık. Birincisi Cizre ve ,dolaylarında konuşulan ve eskiden beri «edebî dil» olarak kabul edilen şivedir. Diğeri de bu havalinin dışında kalan yerlerde konuşulan şivedir. Bu sebepledir ki iki şivede de müşterek olan hususlar dışında önce birinci ve sonra da ikinci şiveye ait kaide ve özellikler açıklanmıştır.

Kürtçe metinler siyah, bunların Türkçe karşılıkları da - parantez içinde olarak - beyaz puntolarla dizilmiştir.

Türkçede dil bilgisine ait terimler henüz bir anarşi içinde bulunduğundan eski veya umumî olan terimlere de ayrıca parantezler içinde işaret olunmuştur.

Metinler arasında şu kısaltma ve işaretler kullanılmıştır :
b. — Bakım.
ç. — çoğul, çoğulu.
kk. — kelime kelime.
M. — Madde.
ok: — okunuşu, okuyunuz.
() — Kürtçe metinlerin Türkçe karşılıklarını içine alır.
[] — Kürtçe metinlerin karşılığı olmayan, ancak anlamın daha iyi anlaşılması için bazı ibare ve izahları içine alır.
/ — Kelimeler arasında «veya, veyahut» anlamındadır.
: — Misâllerden önce bulunur.
= — İbareler arasında gelen lugat veya tâbirler ile karşılıkları arasında bulunur.
- — Bir kelimenin kısımları veya değişimleri arasında bulunur.

Ankara-Bahçelievler
1 Haziran 1965
Kemal Badilli
Urfa Milletvekili, Avukat

(1) İstanbul, Kabataş Erkek Lisesi [1941-1944].



Giriş
Kürtçe ve bölümleri
Yeryüzündeki diller

1. Yeryüzünde, her insan topluluğunun bir dili vardır. Bu dil, Kürmanççada o topluluğun adına -î eki getirilerek adlandırılır: Kurd (Kürt) - Kurdî (Kürtçe), Tırk (Türk) - Tırkî (Türkçe) gibi. Dili adlandırma, ünlü kişilerin veya onlara mensup olanların adlarına aynı eki ilâve etmek suretiyle de yapılır : Osman - Osmanî (Osmanlıca) gibi.

Yeryüzünde, mevcut olmuş veya olan kavimler kadar dil vardır. Dillerin sayısını kafi surette tâyin ve tesbit etmek mümkün değildir. Bununla beraber, bugüne kadar (2796) dilin konuşulduğu, bunlardan bugün ancak (118)'inin devlet dili olarak kullanıldığı, bunlar arasında en eski bir devlet ve medeniyet dili olarak Kürtçenin de bulunduğu bilinmektedir.

Yeryüzündeki diller bugün birbirinden ayrı ve müstakil bir durumda bulunmalarına rağmen, aralarında gurup gurup bir takım yakınlıklar vardır. Bazan kapalı, bazan da açık olan bu yakınlık ve benzerlikler iki noktada toplanır :

1) Köken (menşe), 2) Yapı.

Dil aileleri .
2. Menşe bakımından birbirine yakın olan diller, bir ana dil'den, bir ana kaynak'tan çıkmış bulunan akraba dillerdir. Bir ana dilden çıkmış dillerin meydana getirdikleri topluluğa dil ailesi denir. Dünya dilleri bu şekilde muhtelif dil ailelerine ayrılırlar. Bir ana dilin, metinleri olmadığı hâlde, bir çok özelliklerini kendisinden türemiş bulunan ailedeki dilleri mukayese etmek suretiyle tesbit bile mümkündür.

Yeryüzündeki başlıca dil aileleri şunlardır: Hint-Avrupa Dilleri Ailesi, Bantu Dilleri Ailesi, Çin-Tibet Dilleri Ailesi ve bu diller gibi sağlam bir aile teşkil etmeyen Ural-Altay Dilleri Gurubu.

Dil gurupları
3. Yapı bakımından yeryüzündeki diller üç guruba ayrılırlar : 1) Bir heceli diller, 2) Eklemeli diller, 3) Çekimli diller.

1. Tek heceli diller'de hemen her kelime bir tek heceden ibarettir. Kelimelerin çekimleri yoktur. Cümleler bir çekimsiz ve tek heceli kelimeler sırasından ibarettir. Cümlenin ifade ettiği anlam (mana), genel olarak kelime sırasından anlaşılır. Mesela Çince «wo bu pa ta» cümlesi, birer heceli kelimelerden kurulmuştur. Bu kelimelerin sırasiyle anlamları şöyledir : Ben, değil, korkmak, sen. Kürmançça cümlesiyle «Ez jı te na tırsım» (Ben senden korkmam) demektir. Çin-Tibet dilleri bu guruba girer.

2. Eklemeli [iltisakî] diller gurubundaki dillerde ise, tek veya çok heceli kelime kökleri ile ekler vardır. Kelimelerden yeni kelimeler, veya kelimelerin geçici halleri yapılırken köklere ekler eklenir. Bu ekleme sırasında kökler değişmez, köklerle ekler, hemen her zaman, açık şekilde ayırt edilebilir. Eklemeli dillerde ekler, bazan ,başa, bazan sona getirildiğinden bu diller ön - e kli veya son- ekli diye adlandırılırlar. Ezcümle Türkçe, eklemeli diller gurubundan son-ekli eklemeli bir dildir. Türkçede kök değişmez. Yapım ve çekim ekleri kelimelerin sonlarına takılır. Örneğin:
göz-lük-çü-lük-ten
gör-üş-tür-ül-e-me-miş-ler-mi-ydi ?

3. Çekimli [bükünlü, tasrifî] diller'de de tek veya çok heceli kökler ve bir takım ekler vardır. Fakat yeni kelime yapılırken ve çekim sırasında çok defa, köklerde bir değişiklik olur. Kökün konsonantları çok kerre değişmez, vokalleri değişir. Ekler köklere önde, içte ve sonda getirilebilir. Bazı dillerde kelime kökü ile yeni kelime veya kelime hali arasında açık bir bağ, ilgiyi gösteren belirli bir iz vardır. Sami diller, ezcümle Arapça bu guruba girer. Örneğin Arapça k t b nıvısandın (yazdırmak) kökünden türemiş olan kâtib, mektub, kitab, kütüb gibi.

Bazı dillerde ise, bu değişiklik çok kerre kökü tanınmaz bir hâle getirir. Yeni kelimede veya kelime halinde kökü hâtırlatacak hiç bir iz, hiç bir ses kalmaz. Hint-Avrupa dilleri ve bu arada Kürtçe böyledir. Misâller:
Hint-Avrupa dilleri ailesinden olan Fransızca aller çûyın (gitmek) fiilinin geniş zamanının 1, 2, 3. tekil şahısları je vais, tu vas, il va'dır.
Bunun gibi, gine aynı dil ailesinden olan Küıtçenin Kürmançça lehçesinde mesela hatın (gelmek) fiilinin görülen geçmiş zamanı hatım (geldim) ...




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues