La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Doğu İllerimiz Ağızlarından Toplamalar - I


Auteur :
Éditeur : Burhaneddin Date & Lieu : 1942-01-01, İstanbul
Préface : Pages : 296
Traduction : ISBN :
Langue : TurcFormat : 180x250 mm
Code FIKP : Lp. Tur. Caf. Doğ. 338Thème : Linguistique

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
Doğu İllerimiz Ağızlarından Toplamalar - I

Doğu İllerimiz Ağızlarından Toplamalar - I

Ahmet Caferoğlu


Burhaneddin


«Türk Dil Kurumu» himayesile naşredilen bu eser, Anadolu’nun muhtelif ağızlarına dair altı yıldan beri topladığım ve şimdiye kadar iki cildi İstanbul Üniversitesi tarafından naşredilen «A nadolu dialektolojisi üzerine malzeme» adlı eserimin bir devamından başka bir şey değildir. Yalnız, içerisine aldığı ağızlar malzemesinin, Anadolu illerinin diğer ağızlarına nisbeten, Azeri ağızlarına doğru, oldukça büyük bir yakınlık göstermesi, ve ötedenberi bu ilimizin «Şark vilâyetleri» adile adlanması dolayısiyle, bu esere «Doğu illerimiz ağızlarından toplanmalar» adının verilmesi daha uygun görülmüştür.

Bu yeni serinin ilk cildinde toplanan malzeme, doğu illerimizden ancak Kars, Erzurum ve kısmen de Çoruh ilinin Yusufeli ağızlarını temsil ...



OKUYANLARA

Yurdumuzun türlü bölgelerinde halk ağzında yaşıyan dil varlıklarımızı araştırıp ortaya çıkarmak, Türk Dil Kurumu’nun kuruluşundan beri, üzerinde durup uğraştığı bir konudur.
1932’de başlanan söz derleme çalışmaları, bu yol üzerinde birinci büyük araştırma olmuştu. Bütün ülkede, devlet ve kültür kuvvetlerinin seferber edilmesiyle başarılan bu büyük ve eşsiz çalışma, iki cildi Basılmış ve üçüncüsü de basılmakta olan Söz Derleme Dergisi ile verimini göstermiş bulunuyor.

1933’de, yazı dilimizdeki yabancı sözlere halk ağzından öz türkçe karşılıklar aramak üzre açılan soruşturma, derleme fişlerinden ve kitap kaynaklarından da tamamlanarak, 1934 de Tarama Dergisi ortaya konulmuş, 1935’de çıkarılan Cep Kılavuzları ve 1937 den başlıyarak ileri götürülen Term karşılıkları yollariyle bu çalışmalarda yürütülmekte bulunmuştur.

Bütün Cemiyet varlıklarının ve bu arada dilin en esaslı kaynağı olan halk içindeki araştırmalar, bunlarla sona ermiş değil, belki ancak başlamış demektir. Söz derlemesiyle birbkte başlamış olan halk görenekleri ve halk edebiyatı (Folklore) derlemeleri de oldukça ileri götürülerek fişleri sıraya konulmuş bulunuyor. Söz Derleme Dergisi çalışmalarının arkası alındıktan sonra, bunlar üzerinde de toplayıcı ve her kesin gözü önüne koyucu uğraşmalara başlanacaktır.

Yine halkın ağzından konuşma dilinde söz kurma değişikliklerini toplamak üzre bir de cümle yapan (syntaxe) soruşturması yapılmış bunun verimleri de gramer çalışmaları arasında yerini bulmak üzre sıraya konulmuştur.
Kurum’un bu çalışmaları yürürken, başka bilim örgütlerimizde bu yollar üzerinde değerli adımlar atıyorlar. Ankara Halkevinde Ata sözleri ve halk görenekleri üzerine araştırmalar yapıldığı gibi, Ankara Üniversitesi Halk Edebiyatı çalışmaları da bir çok masallar, destanlar ve türküler toplama yolunda verimli ilerilemeler göstermekte olduğunu sevinçle öğreniyoruz. Fakat bunlar arasında verimini basılı olarak göz önüne koyan çalışkan uğraşıcı, İstanbul Üniversitesi Türk Dili
Profesörü Filoloji doktoru Ahmet Caferoğlu arkadaşımız olmuştur.

Daha 1933 yazında ilk karışılıklar kılavuzu çalışmalarında Kurum a arkadaşlık etmiş olan değer profesör A. Caferoğlu, son yıllarda bölge bölge Türkiye’yi dolaşarak türlü illerin ağızlarından toplamalar yapmakta ve bunları Edebiyat Fakültesi yayınları arasında ortaya çıkarmaktadır.
1941 yazında Profesör doğu illerimizde araştırmalar yapmak üzre yola çıkıyordu. Fakülte hesabına olan incelemeler arasında Türk Dil Kurumu’nada bir pay ayrılması için gösterdiği değerli ve sevimli istek, bugün her kesin gözü önüne koymakla sevindiğimiz bu güzel eseri yaratmış bulunuyor.

Profesör, kısa bir zaman içinde doğu illerimizin türlü urukları üzerinde yapabildiği görüşleri bu kitapta toplamış, böylece bize çok değerli ve usta elinden çıkan bir araştırma örneği bağışlamıştır. Bir yandan doğu sınırlarımızın öte taraflarında yaşıyan Türk diyelekleri ile ilgili olan söleyişlerini yazıya geçiren bu eserin değerini her dilseverin kolaylıkla anlıyacağı şüphesizdir.

Profesörün yine bu yolda yaptığı yayınlarda tuttuğu yolu bozmamak üzre kendi seçtiği çevri yazı işaretleri kullanılmış ve eserin öteki yayınlarla uygunluğuna ilişilmemiştir.
Bu değerli eseri, Kurum’un bu yoldaki çalışmalarını tamamlayıcı ve ileri götürücü bir bilim verimi olarak basıp ortaya koymak yolunu bize açtığı ve eserin gerek hazırlanmasında, gerek basılmasında büyük çalışkanlık ve özveri gösterdiği için Profesör A. Caferoğlu arkadaşımıza sayğı ve teşekkürlerimi sunar, bu verimli yol üzerinde kendisine ve bütün dil çalışıcılarma her gün artacak başarılar dilerim.

Türk Dil Kurumu Genel Sekreteri
İ. N. Dilmen



ÖNSÖZ

«Türk Dil Kurumu» himayesile naşredilen bu eser, Anadolu’nun muhtelif ağızlarına dair altı yıldan beri topladığım ve şimdiye kadar iki cildi İstanbul Üniversitesi tarafından naşredilen «A nadolu dialektolojisi üzerine malzeme» adlı eserimin bir devamından başka bir şey değildir. Yalnız, içerisine aldığı ağızlar malzemesinin, Anadolu illerinin diğer ağızlarına nisbeten, Azeri ağızlarına doğru, oldukça büyük bir yakınlık göstermesi, ve ötedenberi bu ilimizin «Şark vilâyetleri» adile adlanması dolayısiyle, bu esere «Doğu illerimiz ağızlarından toplanmalar» adının verilmesi daha uygun görülmüştür.

Bu yeni serinin ilk cildinde toplanan malzeme, doğu illerimizden ancak Kars, Erzurum ve kısmen de Çoruh ilinin Yusufeli ağızlarını temsil etmektedir. Gerçekte ise, bu ağızların hiç birisine, tam olarak derlenmiş ve toplanmış nazarıle bakılamaz. İllerin büyüklüğü, barındırdıkları unsurların tarihî tekâmülü ve alanın, coğrafik mevkii göz önünde tutulacak olursa, bu ağızların toplanmasındaki eksiklikler kendiliğinden meydana çıkmış olur. Çünkü, her ilin barındırdığı kitle, hiç bir vakit, kendi çevresi içine kapanıp dıştan gelen tesirlerden kendisini koruya madiği gibi, mütemadiyen gelip geçen ve yerleşen bir çok Türk ve hattâ yabancı urukların da tesirlerini kendi üzerinde az çok hissetmiştir. Her bir Türk kabilesi ile, uruk, boy ve aşireti, yerli etnolojik ve lingvistik hayat varlığı üzerinde müessir olduğu gibi, sahanın coğrafik durumu da, şüphesiz, yerli ağızın karakteri üzerinde tesirler yapmaktan geri kalmamıştır. Bu bakımdan ağız, folklor ve sairesi derlenen her bir ilimizin mevkiinin de daima göz önünde tutulması gerekmektedir. Merkezden uzak, bir durmada bulunan ve içerisine yeni aşiretler celbetmeyen bir ilimizin etnoğrafik ve lingvistik hayatile, bir geçit mevkiinde bulunan ve bir çok ihtiyaçlar dolayısile, bir çok yeni aşiret ve uruklara bir barınma yeri vaziyetinde bulunan başka bir ilimizin hayatı arasında çok fark vardır. Birincisinin hayatı, mahdut ve muayyen, âdet ve geleneklere bağlı, dar bir çevre içerisinde geçtiği gibi, zamanla, bir çok orijinal unsurlarını da kaybetmiş ve vaktile bütün ahaliye şamil merasim, oyun ve eğlence gibi karakteristik hayat tezahürleri artık, ehemmiyetsiz sayılarak çocuklara devredilmiştir. Bu gibi illerin folklor hayalı çok sönük olup, yerli ağızları da eski tipik karakterini bir dereceye kadar kaybetmiştir.

Aksine olarak, coğrafik durumu elverişli olan bir il, kendi çevresine celbettiği bir çok yeni Türk boy ve urukları sayesinde, fevkalâde zengin ve çeşitli folklor, âdet ve geleneklere maliktir. Bu kabil iller, ekseriyetle, birer hakikî hayat kaynağıdırlar. Burada kabilevî hayat icabı yapılan millî merasim ve eğlencelerle, oldukça zengin bir halk edebiyatı janrları ve bu edebiyatı ifade eden ağız çeşitleri türemiştir. Eserin mevzuunu teşkil eden bu millî varlık kaynağına, şimdiye kadar ağızlarını toplamaya çalıştığım otuza yakın Anadolu illerinin içerisinde en çok malik olanı, Kars ilidir. Bu alan, ağız bakımından şimdiye kadar hiç araştırılmamıştır. Ehemmiyetini göz önünde tutarak 1942 yılı araştırmamda en bol yer, bu ile verilmiştir.

3 Birinci kânun 1920 yılında, Gümrü muahedesile, tekrar anavatana bağlanan Kars ili, barındırdığı muhtelif etnik unsurlar bakımından, oldukça zengin ağız ve folklor janriarına maliktir. Burası, doğu sınırlarımızın sonu olması ve coğrafik durumu dolayısiyle, bir taraftan Azerbaycan’lar diğer taraftan da Ermenistan ve Gürcüstan Türklerine bir merkez vazifesini görmüştür. İlin zengin yayla ve ovaları, ötedenberi, hemsınır Türk uruklarının uğrağı olmuş, göçebe hayat yaşayan ve sürü besleyen aşiret, uruk ve boylara bazan bir geçit, bazan da daimî bir barınma yeri vazifesini görmüştür. Bu yüzdendir ki, burası Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisine alınınca, çevresindeki bir çok Türk urukları da, ister istemez bu alanın öz ahalisi içerisine karışmıştır.

Kars ilinin asıl öz yerli oturak ahalisi ve muhtelif Türk ufukları haricinde, birde son zamanlarda, muhtelif sebeplerle, buraya göç eden bir çok Azerî Türkleri de vardır. Bunların ekserisi bir çok köylere dağıldığı gibi, kasabalarda da bolca yerleşmişlerdir. Bu yüzdendir ki, Kars ili ağızca fevkalâde çeşitli ve ayni zamanda tasavvur edilmiyecek derecede türlü ve zengin bir halkiyata maliktir[1]. Kars ilini ağız bakımından ve sıra gözetmeden kaba bir tasnife tabi tutmak lâzım gelirse, şöyle bir plânço elde etmiş oluruz.

[1] Ankara Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Halk edebiyatı Doçenti Pertev Boratav, bu yolda fevkalâde büyük biz faaliyet göstererek, Kars ilinin, bilhassa balk hikâye ve masallarını toplamakla meşguldür.



A. Yerleşmiş Türk Urukları Ağızları

1. Karakoyunlu uruğu ağızı
2. Karapapah yahut Terekeme uruğu ağızı
3. Dünbüllü yahut Çarıhçı ağızı
4. Kaçar uruğu ağızı
5- Türkmen ağızı
6. Ayrım ağızı
7. Afşar ağızı
8. Bayat ağızı
9. Yerli öz Kars ahalisi ağızı
10. Muğan Türkleri ağızı.

B. Yeni Gelme Türk Unsurları Ağızları
1. Ahıska ağızı
2. Ahalkelek ağızı
3. Kazâhlı ağızı
4. Karabağlı ağızı
5- Erivanlı ağızı
6. Borçalı ağızı
7. Genceli ağızı
8. Gökçay ağızı
9 Makûlü ağızı
10. Nahçıvanlı ağızı

Son on ağız genel karakterleri bakımından, asıl, diğer Azerî ağızları ile bir kül teşkil ettiklerinden, ve bu ağızda konuşanların kendileri de muhacir mevkiinde bulunduklarından, bunlara dair malzeme toplanmasına lüzum görülmemiştir. Yalnız bu ağızların, oldukça bariz bir surette, Kars ili ağızları üzerinde müessir olduğu göz önünde tutulmalıdır. Kars ilinde temelli olarak yerleşen diğer uruklarla yerli öz Kars ahalisine gelince, bunlar hakkında, daha açıkça bir fikir edinilmesi için, haklarında kısaca malûmat verilmesi istifadesiz kalmıyacaktır. Eserde, her bir uruğun ağızı hakkında muayyen kanunlar elde edilmesi için birbirinden ayırt edilmişlerdir.

Karakoyunlu Uruğu:
Anadolu’nun diğer illerinden hariç olan bu uruğun, Kars ilinde ancak bir kaç köyü vardır. Bunların en büyüğünü Karakoyun adlısı ...




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues