La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Bütün Yönleriyle Susurluk


Auteurs : | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | |
Éditeur : Kaynak Yayınları Date & Lieu : 1998, İstanbul
Préface : Pages : 246
Traduction : ISBN : 975-343-230-5
Langue : TurcFormat : 135x195 mm
Code FIKP : Liv. Tur. Per. But. N° 3989Thème : Politique

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
Bütün Yönleriyle Susurluk

Bütün Yönleriyle Susurluk

Adnan Akfırat

Kaynak

Aydınlık dergisinin düzenlediği Uluslararası Susurluk Konferansı, Çiller'in içişleri Bakanı Meral Akşener'in engellemelerine rağmen, 14-15 Haziran 1997'de işçi Partisi İstanbul il Merkezi'nde yapıldı.
Konferansa, Türkiye'den ve yurtdışından, her biri konusunda uzman 28 akademisyen, araştırmacı ve gazeteci katıldı.
Konferans, işçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in açılış konuşmasıyla başladı.
İki gün süren Uluslararası Susurluk Konferansı, 300 dolayında konuk tarafından büyük bir dikkatle izlendi. Çağrılı 30 tebliğci ve oturum yöneticisinden 28'i konferansa katıldı.
Konferans, Susurluk gerçeğini, ekonomik, siyasal, toplumsal, ulusal-uluslararası vb. tüm boyutlarıyla ele aldı.
Uluslararası Susurluk Konferansı araştırdı, yeni gerçekler ortaya koydu, ipuçları sergiledi, tarihi değerlendirdi, sonuçlar çıkardı.
Elinizdeki kitapla, bu konferansa sunulan bildirileri bir araya getirip okuyuculara sunuyoruz.


SUNUŞ

Aydınlık dergisinin düzenlediği konferans, Çiller'in İçişleri Bakanı Meral Akşener'in engellemelerine rağmen, 14-15 Haziran'da İşçi Partisi İstanbul il merkezinde yapıldı. Konferansa, Türkiye’den ve yurtdışından, her biri konusunda uzman 28 akademisyen, araştırmacı ve gazeteci katıldı.
Uluslararası Susurluk Konferansı, Susurluk Çetesi'nin katılımıyla yapıldı! Evet katılımıyla! Çete, konferanstan bir gün önce sürece dahil oldu. Bu işi kendine yakışır biçimde yaptı. Konferans, 14 Haziran Cumartesi günü başlayacaktı. Tebligat Cuma günü geldi. "Toplantıya izin verilmediği" yazılıydı. Ne gerekçe, ne yasal bir dayanak. Dayanak olamazdı zaten. Yasalar, toplantılar için izin alınmasını öngörmüyordu. Valilik, olmayan yetkiyi kullanıyordu. Toplantılarda sadece bildirim yapılması yeterliydi. Ancak sorumluluk İstanbul Valiliği’ne ait değildi. Emir yukarıdan, İçişleri Bakanlığı’ndan gelmişti. Çiller Ailesi'nin İçişleri Bakanı Meral Akşener'den. Akşener, tebligat çıkartmakla yetinmemiş, konferansın yapılacağı salonun sahibi durumundaki Petrol-İş Sendikası'na da salonu hiçbir şekilde açmaması yönünde baskı yapmıştı.
Özel Örgüt, Susurluk'un konferansına bile tahammül edemiyordu. Tebligatı Cuma günü saat 18,00'de yaptırmasının nedeni de, Aydınlık'a itiraz olanağı bırakmamaktı. Örgüt, mesai için, resmi dairelerin kapalı olduğu saatleri tercih ediyordu. Suçluların telaşı içindeydiler.
Ancak tutmadı.
Çiler Özel Örgütü'nün marifeti konferansı adeta güzelleştirdi. Daha etkili hale getirdi. Konuklar, dinleyiciler ve Türkiye, Çiller Özel Örgütü'nün suçluluğunu bir kere daha gördü. Örgüt, toplantının İşçi Partisi'nde yapılmasını engelleme yetkisine sahip değildi.
14 Haziran Cumartesi sabahı Petrol-İş'in Istanbul/Altunizade'deki binası önünde toplanıldı. Tebliğ sunacak öğretim üyesi, uzman, yazar ve gazetecilerle konuklar oradaydılar. İşçi Partisi Genel Başkam ve Aydınlık Dergisi Başyazarı Doğu Perinçek, burada bir basın açıklaması yaptı. Perinçek, "Susurluk Çetesi kendisini bir kez daha ele vermiştir, bir kez daha suçüştü yakalanmıştır. Bu hükümet suçları örtmek için kurulmuştu ve bugün de bu çaba içindedir” dedi. Daha sonra konferansın yapılacağı İP İstanbul İl Merkezi'ne gidildi.
Konferans Doğu Perinçek'in açılış konuşmasıyla başladı. İlk oturumu Prof. Alpaslan Işıklı yönetti, ilk konuşmacı ise, Kanal D Haber Genel Yönetmeni Gazeteci Uğur Dündar'dı.
İki gün süren Uluslararası Susurluk Konferansı 300 dolayında konuk tarafından büyük bir dikkatle izlendi. Başarı, tebliğ sunacak uzmanların katılım oranından başlıyordu. Çağrılı 30 tebliğci ve oturum yöneticisinden 28’i konferansa katılmıştı. Bu tür toplantılar için bu bir rekordu. CHP İçel Miletvekili Fikri Sağlar, yalnızca bu toplantıya katılıp dönmek üzere Mersin'den geldi. Gazeteci Hasan Uysal, freni patlayan otomobiliyle kaza tehlikeleri geçirdikten sonra toplantıya yetişebildi. Uysal, tebliğinin girişinde, macerasını kendine özgü hoş bir üslupla anlattı.
Konferansın büyük değeri, elbet tebliğlerin içeriğindeydi. Susurluk, iki hafta önce Parlamento'da tartışılmıştı. Boş sıralar önünde muhalefet sözcülerinin anlatmaya çalıştıkları gerçekler yitip gitmişti. Meclis'in kafası Susurluk'la, Çiller Özel Örgütü'yle, Türkiye'nin kaderiyle ilgili değildi. Daha doğrusu, ortaya çıkarmak, gereğini yapmak için değil; örtmek, kapatmak, suçluları kurtarmak için ilgileniyordu bu işle. Gerçekler, suçlar, sadece pazarlık için değer taşıyordu. Özel Örgüt önemli sinir merkezlerini hâlâ elinde tutuyordu. Parlamento teslim olmuştu. Uluslararası Susurluk Konferansı ise araştırdı. Yeni gerçekler ortaya koydu, ipuçları sergiledi. Tarihi değerlendirdi. Sonuçlar çıkardı.
Özetle şu görüldü: Türkiye'nin gerçek entelektüel birikimini ne Parlamento temsil ediyor, ne üniversite, ne de medya. Oralara bakanlar, kaçınılmaz olarak karamsarlığa kapılıyor. Ama Susurluk Konferansını izleyen herkes, Türkiye'nin aydın ve araştırmacı birikimine hayran kaldı. Bu birikimin medyadaki, üniversitedeki ve Parlamento’daki parçalarının bir başka odakta buluşturulması zorunluydu. Bu konuda, katılan herkes görüş birliği içindeydi.
Konferans boyunca tebliğ sunan aydınlar arasında hem görüş alışverişi yapıldı, hem de tartışmalar yaşandı.
Yerli ve yabancı katılımcılar, 14 Haziran Cumartesi akşamı Kumkapı'nın kendine has atmosferi içinde verilen yemekte de birlikteydiler. Geç saatlere kadar süren sohbetlerin konusu gene Susurluk eksenindeki gerçeklerdi. Askeri darbeler, rejimin içinde bulunduğu çıkmazlar, hepsi ele alındı. Yeni dostluklar geliştirildi.

Kaynak Yayınları

Uluslararası Susurluk Konferansı Açış Konuşması

Doğu Perinçek
Aydınlık Dergisi Başyazarı
İşçi Partisi Genel Başkanı

"Küçük Amerika" Süreci Cumhuriyet Kamyonuna Çarptı

Türkiye, 50 yıldır "Küçük Amerika" sürecini yaşıyor.
İşte "Küçük Amerika" olduk.
Türkiye, bugün bir mafya-gladyo-tarikat diktatörlüğü altındadır. Başbakan, Nakşibendi müridi. Mafya prensesi ve CIA görevlisi yönetici var.
Ekonomi, eroin bağımlısı. Türkiye, emperyalist-kapitalist sisteme bir de uyuşturucu üzerinden bağlanmış. Ülke, IMF ve Dünya Bankası reçeteleriyle yönetiliyor.
50 yıldır yaşadığımız, bir karşıdevrimdir; Cumhuriyet'i yıkma girişimidir.
Ne var ki, Küçük Amerika süreci, Susurluk'ta Cumhuriyet Devrimi kamyonuna çarpmıştır.
.....




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues