La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

İşçi sınıfı sendikalar ve 15/16 Haziran


Auteurs : |
Éditeur : Sorun Date & Lieu : 1976, İstanbul
Préface : Pages : 536
Traduction : ISBN :
Langue : TurcFormat : 160x240 mm
Code FIKP : Liv. Tur. Arı. Isc. N° 1621Thème : Général

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
İşçi sınıfı sendikalar ve 15/16 Haziran

İşçi sınıfı sendikalar ve 15/16 Haziran

Turgan Arınır
Sırrı Öztürk

Sorun Yayınları

15-16 Haziran 1970 olayları, ülkemizde işçi sınıfının bugüne değin eşi görülmemiş bir hareketidir, Yalnızca İstanbul ve Kocaelinde (İzmit Merkez ve Gebze ilçesinde) Yüzbinin üstünde işçinin katıldığı olaylar üzerine bugüne kadar olumlu, olumsuz birçok şey yazıldı, söylendi, bundan sonra da yazılacak ve söylenecek. Yüzeyde Sendika seçme özgürlüğünün ortadan kaldırılması nedenine dayanan bu olayları, işçi sınıfının bu en geniş eylemini değerlendirmek gerek...
15-16 Haziran olayları nedir, ne değildir? Kendinden önceki olaylarla, sonrakiler arasında yeri nedir? Bütün bunları tam olarak kavrayabilmek için Türkiye İşçi sınıfının tarih içindeki mücadelesine kısaca değinmekte yarar var...
Ancak hemen belirtelim ki bu direniş, burjuvazinin ve onun iktidarının değerlendirdiği gibi «Kanlı bir ihtilâl provası» değildir. Çünkü, öncelikle bu direniş, işçi sınıfını yöneten ve eylemi kontrol eden bir işçi sınıfı Parti’sinin öncülüğünde olmamıştır. İkinci olarak direnişin amacı iktidarı almak değil, ortadan kaldırılmak istenilen demokratik hakları savunmaktır. Üçüncüsü bütün ülkeye yaygın bir eylem olmayıp yalnızca iki şehirde olmuştur. Son olarak silahlı bir eylem değildir. Bütün bunları burjuvazi de bildiği halde, olayları neden değişik biçimde değerlendirme gereğini duymuştur? Kanımızca, bunun nedenini burjuvazinin, gelişen devrimci hareketi önleme çabasında, halkımıza karşı kendini haklı gösterme gayretinde aramak gerekir. İşçi sınıfının ...



ÖNSÖZ

Herhangi bir ülkede devrimcilerin kendi ülkelerinin koşullarına göre saptayıp uyguladıkları çözüm yollarını, koşulları farklı başka bir ülkeye aktarmaya kalkışmak, kanımızca son derece yanlış bir yol, kötü bir kopyacılıktır. Gerçi, dünya devrimci hareketini öğrenmek, ondan yararlanmak gerekli hatta zorunlu.. Ama, benimsenen her düşünce ve eylemi olduğu gibi, zorlama ile ülke koşullarına uygun göstermeye çalışmak ve daha da kötüsü uygulamaya kalkışmak, devrimci hareketin başarı şansını, başlangıçta yoketmek demektir.

Bir ülkede devrimci hareketin gelecekteki çizgisini, hata oranını en aza indirerek saptayabilmek için, işçi sınıfı biliminin ışığında, değişik zaman ve koşullardaki sınıf mücadelelerinin değerlendirilmesi yoluyla ülke tarihinin incelenmesi, ülkenin ekonomik, politik, askeri v.b. durumlarının değerlendirilmesi, işçi sınıfının yandaşları ve dünya devrimci hareketi ile ilişkilerinin, burjuvazinin gücünün tam olarak belirlenmesi zorunludur.

Devrimci hareket pek doğal ki bu çalışmaların sonucunu bekleyecek değildir. Her ikisi birlikte yürüyecek ve doğrular hareket içinde ortaya çıkacaktır. Ancak, unutulmaması gereken bu tür çalışma ve değerlendirmeye dayandırılmadan gelecek için önerilecek yolların, pratikten soyutlanacağı ve zihinlerde karışıklıklara sebep olacağıdır.

Bilimsel doğruların bize gösterdiği inceleme ve değerlendirme yolunun iyi niyetli kişisel girişimlerle başarılamıyacağı açık.. Bu, ancak işçi Sınıfı Parti’sinin bilim kurullarınca başarılabilecek önemli bir görev,. Ülkemizdeki ilerici hareketin evrim sürecinde er geç bunlar başarılacak, saptanacak en sağlıklı yol, açığa çıkan tüm sapmaları pratikte ve tarih önünde mahkûm edecektir.

Kitabı hazırlamaya başladığımızda amacımız, olanak ve yeteneklerimiz oranında belli bir dönemin gerçeklerini, belgelerini gün ışığına çıkarmak, ileride bilim kurullarınca yapılacak değerlendirmelere yardımcı olmak, ilerici harekete küçük bir katkıda bulunmaktı. Ancak, çalışmalarımız ilerledikçe kitabın salt belgesel bir çalışma olarak kalmasının bazı sorunların çözümünde eksik kalacağını düşündük ve belgeleri tamamlamak amacı ile bizlerden birinin olaylardan sonraki anılarını ve kişisel değerlendirmelerimizi de eklemeyi uygun bulduk. Ancak, hiçbir iddiamız olmadığını hemen belirtelim. Hatta birçok eksiğimiz olduğunu da biliyoruz. Bunları elbirliği ile tamamlamak, bu tür çalışmaları yaygınlaştırmak gereğine inanıyoruz.

Kitabı hazırlarken birçok ilerici ve devrimci arkadaştan yardım ve destek gördük. Bu kitap bir bakıma arkadaşlarımızın ortak ürünüdür. Ne var ki, çalışmamızda, özellikle dava dosyaları ve belgeleri inceleyip değerlendirmede bize en büyük yardım ve desteği sağlayabilecek DİSK ve ona bağlı sendikalar bizden bunu esirgediler. Bu nedenle birçok belgeyi yayınlayamadık.
Tüm eksikliklerimize rağmen okurların bizi destekleyeceğini umuyoruz.

Şubat 1976



Bölüm I.

Giriş, Ülkemiz İşçi Sınıfı Hareketinin Özet Olarak Tarihçesi ve Olaylarının Nedenleri

Giriş

15-16 Haziran 1970 olayları, ülkemizde işçi sınıfının bugüne değin eşi görülmemiş bir hareketidir, Yalnızca İstanbul ve Kocaelinde (İzmit Merkez ve Gebze ilçesinde) Yüzbinin üstünde işçinin katıldığı olaylar üzerine bugüne kadar olumlu, olumsuz birçok şey yazıldı, söylendi, bundan sonra da yazılacak ve söylenecek. Yüzeyde Sendika seçme özgürlüğünün ortadan kaldırılması nedenine dayanan bu olayları, işçi sınıfının bu en geniş eylemini değerlendirmek gerek...

15-16 Haziran olayları nedir, ne değildir? Kendinden önceki olaylarla, sonrakiler arasında yeri nedir? Bütün bunları tam olarak kavrayabilmek için Türkiye İşçi sınıfının tarih içindeki mücadelesine kısaca değinmekte yarar var...

Ancak hemen belirtelim ki bu direniş, burjuvazinin ve onun iktidarının değerlendirdiği gibi «Kanlı bir ihtilâl provası» değildir. Çünkü, öncelikle bu direniş, işçi sınıfını yöneten ve eylemi kontrol eden bir işçi sınıfı Parti’sinin öncülüğünde olmamıştır. İkinci olarak direnişin amacı iktidarı almak değil, ortadan kaldırılmak istenilen demokratik hakları savunmaktır. Üçüncüsü bütün ülkeye yaygın bir eylem olmayıp yalnızca iki şehirde olmuştur. Son olarak silahlı bir eylem değildir. Bütün bunları burjuvazi de bildiği halde, olayları neden değişik biçimde değerlendirme gereğini duymuştur?
Kanımızca, bunun nedenini burjuvazinin, gelişen devrimci hareketi önleme çabasında, halkımıza karşı kendini haklı gösterme gayretinde aramak gerekir. İşçi sınıfının uyanışı burjuvaziyi rahatsız etmekte dir. Bu gözlemi en açık biçimde dile getiren, şimdi emekli olan bir generalin şu sözleridir: «Sosyal bilinçlenme ekonomik gelişmeyi aştı (!).» Evet, gerçekten de ülkemizde sömürülen sınıfların uyanış ve bilinçlenmesi, emperyalizme bağlı burjuvazinin yönetimindeki ekonomik gelişmeyi çoktan aşmış, onu geçmiştir. İşçi sınfmın ...




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues