La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Türkiye'de İşçi Hareketi


Auteur :
Éditeur : Sosyalist Date & Lieu : 1993, İstanbul
Préface : Pages : 360
Traduction : ISBN :
Langue : TurcFormat : 135x195 mm
Code FIKP : Liv. Tur. Guz. Tur. N° 3410Thème : Politique

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
Türkiye'de İşçi Hareketi

Türkiye'de İşçi Hareketi

M. Şehmus Güzel

Sosyalist Yayınlar

İşçi hareketinin Osmanlı imparatorluğumdan günümüze bir yüzyılı aşkın tarihi birçok araştırmacı ve bilim adamının ilgisini çekmiştir. Özellikle 1960'dan sonra bu konuda yayınlanan yazı ve yapıtlarda önemli artışlar olmuştur. Ancak bu yazı ve yapıtların maalesef çok azı birinci elden kaynaklara (ilgili dönemin gazete, dergi vb. yayınları, her türlü arşiv belgeleri, olayların yaratıcılarının sözlü veya yazılı anıları vb.) dayanmaktadır. Böyle olunca bu konudaki yayınların birçoğu ya birbirinin aynısıdır; yani birçok yazar aynı şeyleri yinelemiştir; ya da daha önce söylenenler biraz değiştirilerek yeniden okuyucuya sunulmuştur. Bu konuda birçok örnek verilebilir. Herhangi bir ön yargı ya da art niyete bağlı olmadan en çok bilinen birkaç bilim adamı ve yazarı seçelim. Örneğin Metin Kutal,1 Alpaslan Işıklı2 ve Gülten Kutal3 doktora veya doçentlik tezlerinde, Anıl Çeçen4 bir çalışmasında, ve özellikle 1960 öncesi için, Lütfü Erişçi ile Kemal Sülker'in ya da başka yazarların daha önce verdikleri bilgileri aktarmakla yetinmişlerdir. Bu yapıtlar sendikacılık konusunda kuramsal, hukuki ve 1960 sonrasına ilişkin zengin ve yeterli birçok bilgi içermelerine karşın 1960 öncesi olayları yansıtırken kullandıkları ikinci elden kaynaklardaki bilgileri aynen aktararak "zincirleme alıntılar" yapıp zaman zaman "zincirleme yanlışlara" düşmüşlerdir. 1845 tarihli Polis Nizamı'nın ünlü 12. maddesi, 1871’de kurulduğu sanılan Ameleperver Cemiyeti ve nihayet 1908 grevlerini dizginlemek içinb ...



OKUYUCUYA SUNUŞ

Sosyalist Yayınlar olarak Türkiye İşçi Hareketi başlıklı yeni bir diziye başlıyoruz. Bu dizinin ilk kitapları olarak Prof. Dr. M. Şehmus Güzel'in dizinin konusuna başlangıç oluşturacak iki araştırma-incelemesini yayınlıyoruz: Türkiye'de İşçi Hareketi (Yazılar-Belgeler) ve Grev-Grevin Yapısal ve İşlevsel Açıdan İrdelenmesine Katkı. Kitaplar; konulan ve Şehmus Hoca’nın konulara titiz ve sıcak yaklaşımı nedeniyle, yayınevimizin nitelik ve amacına da son derece uygun düşüyor.

1983 yılından bu yana Paris'te yaşıyan ve çalışmalarım oradan sürdüren Şehmus Güzel, kafasını ve yüreğini yurdundan ve halkından koparmayan ender aydın ve akademisyenlerden. Türkiye ve Avrupa ülkelerinde yapılmış birçok toplumsal tarih konulu toplantıya tebliğler sunarak katılmış , Fransızca ve Almanca yayınlanan birçok ortak yapıtta incelemeleri yayınlanmış bulunuyor. Bunun yanısıra 1980'lerden bu yana ülkemizde yayınlanan birçok süreli bilimsel yayında ve ansiklopedilerde uzmanlık alanı olan 'Türkiye'de İşçi Hareketi' üzerine yazıları yayınlandı ve çalışmalarını yayınlamayı sürdürüyor. Türkiye'de işçi hareketi tarihi konusunda Fransa'da yaptığı doktora tezi (Osmanlı İmparatorluğu’ndan Günümüze Türkiye'de işçi Hareketi ve Grevler [Le Mouvement Ouvrier et Les Grèves en Turquie: de L'Empire Ottoman à Nos Jours, Aix en Provence, 1975]) ve SBF'de hazırladığı doçentlik tezi (Türkiye'de İşçi Örgütlenmesi, 1939-1950, Ankara 1982) de çok gecikerek de olsa bugünlerde yayınlanarak okuyucuya sunulmak üzeredir.

Şehmus Hoca'nın kitapları öğrenmeye ve bilgilenmeye değer verip seven her kesimden okuyucuya hitap edebilmektedir. Bu nedenle sadece konunun uzmanlarının değil, üniversite öğrencilerinin, sendikacıların ve özellikle ilerici ve bilinçli öncü işçilerle emekçilerin ilgisini çekeceğine ve onlara yararlı olacağına inanıyoruz.

Günümüzde ciddi ve toplumcu konular özellikle de 'aydınlarca rağbet görmüyor. Aydınlarımız kitlesel ve koşulsuz biçimde sermayenin ve serbest piyasanın hizmetine koşulmuşlardır. Bazı akademisyenler geçmiş yıllarda sosyalist ’teorisyen'lik yaparken 'bilimsel' eleştiriye tabi tuttukları işbirlikçi tekelci sermayenin, Babıali'nin 'boyalı basın'ında, emperyalist burjuva kültürünün üretici ve danışmanlığını üstlendi. Anadolu halkının bağrından çıkmış ’seçkinler'e katılmış bazı 'toplumcu' aydınlar ise ülkemizdeki askeri darbelerin, işkencelerin, 12 Mart ve 12 Eylül askeri darbelerince yapılan anti-demokratik yasaların ve emperyalizme çok yönlü bağımlılığın gerçek sebebi ve nedeni olan işbirlikçi tekelci burjuvaların başlarını azizleştirip överek 'senyör1 reklâmcılığı yapmakta...

Bu nedenle Şehmus Hoca’nın ‘aykırı-karşı aydın’ niteliğinden hareketle bu konuda birşeylere değinmekten kendimi alıkoyamıyorum. Belki de beni bu sunuşu yazmaya iten şey budur.
1984-85 yıllarında Paris'te tanık olduğum bir gerçeği dile getirmekten kendimi alamıyorum. Olay şu: Varlığını öğrendiğim Saint-Denis bölgesindeki Özgür kitabevine gittim. Paris'teki tek Türk kitapçısıydı ve Türkiye'deki kitapların çoğu burada bulunuyor ve yayınlanan dergiler de düzenli geliyordu. Kitabevi sahibine Paris'te yaşadıklarını bildiğim Türkiyeli aydınları sordum. Cevabı son derece şaşırtıcıydı. "Türkiye'li aydınların hiçbirisi buraya ve bu bölgeye kesinlikle gelmez. Yalnız Şehmus Güzel isimli bir arkadaş var, kitabevine o geliyor." Kitabevi sahibine "Peki burası Paris'teki tek Türk kitapçısı ve onlar da aydın, niçin gelmezler?" diye sordum. Bu seferki cevabı ise sadece şaşırtıcı değil, son derece üzücü ve düşündürücüydü: "Bu bölgede Türkler yaşadığı için gelmezler. Çünkü onlar Türklerin buradaki hallerinden utanırlar."

O yıllarda Avrupa'nın birçok yerinde olduğu gibi Paris'te de Türkiye'den gelmiş çok sayıda insan vardı. Bunların binlercesi yasal ya da kaçak olarak en düşük ücretle çalışan, en zor ve pis işleri yapan, horlanan ve sürekli olarak.işten ve Fransa’dan atılmakla tehdit edilen işçilerdi. Binlercesi de 12 Eylül Faşizminin yurtdışına püskürttüğü ’mülteciler'di. Gerek işçiler gerekse de mülteciler dilini ve yasalarını bilmedikleri ve benimsenmedikleri bu ülkede yaşam kavgası veriyorlardı. Bu işçi ve mültecilerin büyük bir bölümü Saint-Denis bölgesinde toplanmışlardı. Bu bölge adeta bir Türk mahallesiydi. Yabancı bir ülkede son derece olumsuz, baskı, korku ve kuşkuyla çevrilmiş bir ortamda yaşamanın sorunlarını ve sonuçlarını yaşayan bu insanların her türlü yardıma ihtiyacı vardı. Ve bu insanlara "insanca" yaklaşıp yardımcı olabilecek kesimlerin başında da kendi ülkelerinin sözkonusu “aydın”ları geliyordu...

Şehmus Hocayı işte bu yıllarda ve böyle bir ortamda tamdım. Paris VII Üniversitesindeki derslerine devam ettiğim sürece, Türkiye'den ve üçüncü dünya ülkelerinden gelmiş öğrencilere ve başkalarına ayırım gözetmeyen sıcak ilgi ve yardımlarına tanık oldum...
İşçi ve emekçi sınıflan doğrudan ilgilendiren konularda birçok aydın yazı ve kitap yayınlıyor. Ancak, asıl önemli olan , işçi ve emekçi sınıfları ilgilendiren konularda yazmanın da ötesinde, düşünce ve tavtrıyla da emekçi sınıfların yanında saf tutmak, bunu her hal ve şartta sürekli kılabilmektir. İşte Şehmus Hoca sayısı günümüzde azalmış böyle aydınlardan biridir. O hâlâ emekçi sınıfların ve ilerici oluşumların yanında yer alıyor. Yurt dışında olmasına rağmen kafası ve yüreğiyle aramızda yaşıyor. Yazıları da bunun tanıklarıdır.

Bu sunuşu kendisinin izni ve bilgisi olmadan yazdığım için hoşgörüsüne sığmıyorum. Zira ısrarıma karşın kitaplarına koymak için bir kısa biyografi yazdıramadım.
Saygımız ve övgümüz meziyete ve marifetedir.
Sosyalist Yayınlar olarak Türkiye işçi hareketi dizimizi, bu dizide Şehmus Giizelin yeni çalışmalarını da yayınlayarak sürdüreceğiz.

Hasan Basri Gürses



Önsöz

Sosyal Politika ve İş Hukuku 1960'lı yılların ikinci yansında Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde öğrencilik yıllarımdan beri ilgi alanım oldu. 1970-1975 arasında Fransa'daki doktora çalışmalarımı Osmanlı İmparatorluğundan Günümüze Türkiye'de İşçi Hareketi ve Grevler başlıklı tezimle tamamladım. 842 sayfalık bu çalışmanın yayınlanması olanaksızdı. 1978'den başlayarak değişik gazete ve dergide işçi hareketi ve tarihi konusunda birçok yazı yayınladım.
İM-DER (İş Müfettişleri Derneği) Dergisi 1978 ve sonrasında yazılarımın yayınlandığı dergilerden birincisiydi. Beni yazmaya teşvik ettikleri için dergi yöneticilerine teşekkür borçluyum.
1978-1982 yılları arasında SBFde öğretim üyeliğim sırasında grev konusundaki yazılarımı içeren Grev, Grevin Yapısal ve İşlevsel Açıdan irdelenmesine Katkı (132 sayfa, Bilimsel Yayıncılık, Ankara, 1980) adlı ilk kitabım yayınlandı. Bu arada hazırladığım Türkiye'de İşçi Örgütlenmesi, 1939-1950 başlıklı doçentlik tezimi yine hacmi (616 sayfa) yüzünden hiçbir yayınevi yayınlamayı üstlenmek istemedi. Bu çalışmamın kısaltılmış bir biçimi bir yayınevinde yıllardır yayınlanacağı günleri bekliyor. Diyeceğim şu ki birçok bilimsel ürün vermeme karşın bunlar okuyucuya maalesef henüz tümüyle ulaşamadı, bilimsel çalışmanın okuyucuya ulaşmadıkça amacına ermemiş olduğuna inanan biri olarak bu durum beni özellikle üzüyor.

Günümüzde Türkiye'de kitap yayınının güçleştirilmesine, hatta olanaksızlaştırılmasına karşın yayın olanağının yaratılması işçi sınıfı, aydınlar ve gençliğin ortak hafızasını baskı, şiddet, işkence ve yasaklara karşın korumak isteyenler için büyük bir şans. Belki böylece kimi zorlukların üstesinden gelebileceğiz.
İşçi hareketi konusunda değişik dergilerde yayınlanan yazılarımı bir kitapta toplamak uzun zamandır aklımdaydı. Bu kitapla düşüncem gerçekleşmiş oluyor. Böylece bu yazılar dergilerde kalarak unutulma tehlikesiyle karşılaşmaktan bir ölçüde kurtuluyorlar (mı?). Dergilerde yayınlanan yazıların belli bir süre sonra unutulma tehlikesi olduğunu sanıyorum. Örneğin 1930'lu, 1940’lı veya daha yakın bir dönem alacak olursak 1960'lı ve 1970'li yıllarda yayınlanan yazıların kaçını bugün anımsayabiliyoruz? O günlerde ve mutlaka bugün bile çok yararlı olan yazılardan kaçımız yararlanabiliyoruz? Bu nedenle son yıllarda birçok gazetecinin, öğretim üyesinin ve yazarın değişik tarihlerde ve değişik yerlerde yayınlanmış yazılarını bir araya getiren kitap sayısının artmasını sevinçle karşılıyorum. Böylece yazılar daha kalıcı olma şansını elde ettikleri gibi, daha geniş kitlelere ulaşma olanağına da sahip oluyorlar.

Bu tür bir derlemede ister istemez kimi yinelemelerin olması kaçınılmaz. Bu konuda okuyucunun hoşgörüsüne sığınıyor ve bağışlayacağını umuyorum.
Kitabın yayınlanması işini kotaran Sosyalist Yayınlar yönetmeni Hasan Basri Gürses'e ve emeği geçen arkadaşlara teşekkür borçluyum.

M. Şehmus Güzel
7 Eylül 1993
Paris



Giriş

İşçi hareketinin Osmanlı imparatorluğumdan günümüze bir yüzyılı aşkın tarihi birçok araştırmacı ve bilim adamının ilgisini çekmiştir. Özellikle 1960'dan sonra bu konuda yayınlanan yazı ve yapıtlarda önemli artışlar olmuştur. Ancak bu yazı ve yapıtların maalesef çok azı birinci elden kaynaklara (ilgili dönemin gazete, dergi vb. yayınları, her türlü arşiv belgeleri, olayların yaratıcılarının sözlü veya yazılı anıları vb.) dayanmaktadır. Böyle olunca bu konudaki yayınların birçoğu ya birbirinin aynısıdır; yani birçok yazar aynı şeyleri yinelemiştir; ya da daha önce söylenenler biraz değiştirilerek yeniden okuyucuya sunulmuştur. Bu konuda birçok örnek verilebilir. Herhangi bir ön yargı ya da art niyete bağlı olmadan en çok bilinen birkaç bilim adamı ve yazarı seçelim. Örneğin Metin Kutal,1 Alpaslan Işıklı2 ve Gülten Kutal3 doktora veya doçentlik tezlerinde, Anıl Çeçen4 bir çalışmasında, ve özellikle 1960 öncesi için, Lütfü Erişçi ile Kemal Sülker'in ya da başka yazarların daha önce verdikleri bilgileri aktarmakla yetinmişlerdir. Bu yapıtlar sendikacılık konusunda kuramsal, hukuki ve 1960 sonrasına ilişkin zengin ve yeterli birçok bilgi içermelerine karşın 1960 öncesi olayları yansıtırken kullandıkları ikinci elden kaynaklardaki bilgileri aynen aktararak "zincirleme alıntılar" yapıp zaman zaman "zincirleme yanlışlara" düşmüşlerdir. 1845 tarihli Polis Nizamı'nın ünlü 12. maddesi, 1871’de kurulduğu sanılan Ameleperver Cemiyeti ve nihayet 1908 grevlerini dizginlemek için yürürlüğe konulan tüzel düzenlemelerin grevi yasaklayıp yasaklamadığı vb. konular bilim adamlarımızın düştüğü yanlışlardan birkaçıdır.

Bu konularda birçok örneği aşağıda ilgili bölümlerde göreceğiz. Ama şimdiden bir örnekle saptamamızı doğrulayabiliriz. Orhan Tuna ve Metin Kutal 1962'de yayınladıkları Grev Hakkı8 isimli yapıtlarının Giriş'inin ilk cümlesinde "Türkiye'de grev hakkı 1909 tarihli ’Tatil-i Eşgal Kanunu' ile ortadan kaldırılmıştır." diyor ve kaynak belirtmiyorlar. Oysa bu cümleyi ...

 




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues