Éditeur : FIKP | Date & Lieu : 1990-01-01, Paris |
Préface : | | Pages : 412 |
Traduction : | ISBN : 2-908416-03-4 |
Langue : Turc, Kurde | Format : 145x195 mm |
Code FIKP : Liv. Ku. 8131 | Thème : Linguistique |
Présentation
|
Table des Matières | Introduction | Identité | ||
Versions
Kürtçe grameri İran dilleri grubuna giren Kürt dili (kurdî) başlıca iki lehçeye ayrılır : Kurmancî ve Soranî. Bunların her biri de birçok yerel ağızlar içerir . Bazen kuzey lehçesi adıyla da anılan Kurmancî Türkiye, Suriye ve Kafkasya'nın Kürt bölgelerinde konuşulduğu gibi İran ve Irak Kürdistan'ının kuzey bölümlerinde de konuşulur. Baba Kurdî de denilen Soran lehçesi Kürdistan'ın güneydoğusunda, yani Süleymaniye bölgesinde konuşulur. Bu özet dil haritasını tamamlamak için Dersim 'de ve Siverek bölgesinde konuşulan Dumilî ya da Zaza lehçesi ile İran'da Kermanşah yöresinde Ehli Hak'larca konuşulan ve giderek ortadan kalkmakta olan Goranî lehçesinden de söz etmek yerinde olur. |
ÖNSÖZ Kürtçe Orta Doğu ve Yakın Asya'nın Arapça, Türkçe ve Farsça'dan sonra en çok konuşulan dilidir. Geniş Hint-Avrupa dilleri ailesinin İran grubuna girer ve bu grubun tarihi kökenlerinden en az uzaklaşmış, özgünlüğünü en iyi koruyabilmiş dillerinden biridir. Yapı olarak Ural-Altay dil ailesine giren Türkçe ve bir Sami dil olan Arapça'dan çok farklıdır. Ama hem gramer hem de bazı temel sözcükler açısından gerek Avestî ve Sankrit gibi eski diller, gerek Fransızca, İngilizce, Rusça ve Almanca gibi çağdaş Avrupa dilleri ile önemli benzerlikler arz eder. Aynı kökten gelen Kürtçe ile Farsça arasındaki benzerlik ve farklılıklar ise Latinceden türeyen Fransızca, İtalyanca ve İspanyolca arasındaki ayrılıklarla karşılaştırılabilir. Bir kısım sözcükler aynı eski İranca kökenden gelip, zamanla değişik bir evrim sonucu bugün iki dilde tamamen farklı telafuz edilmektedir. Her iki dilin ayrıca tamamen kendilerine özgü zengin kelime hazineleri, morfoloji, fonoloji ve gramer kuralları vardır. Örneğin Kürtçede önemli bir rol oynayan adların, Fransızcada olduğu gibi eril ve dişil olarak cinslere göre ayrımı olayı Farsçada yoktur. Kürtçe ne X-XI. yüzyılda Kürdistan'ın çeşitli bölgelerinde kurulan Şedadî, Hesenwehîd ve Mervanî Kürt devletleri döneminde, ne de daha sonra İslam aleminin büyük bir bölümünü içeren Kürt Sultanı Selahaddin Eyyubi'nin oluşturduğu imparatorluk döneminde resmi devlet dili statüsüne kavuşmamış, müslüman halkların ortak kültür ve iletişim dili olan Arapçanın yerini geçici de olsa alamamıştır. Bilindiği gibi aynı dönemlerde, benzer dinsel nedenlerden dolayı, Avrupa devletlerinin de resmi yazışma ve iletişim dilleri Kilise dili Latince idi. Buna rağmen, Kürtçede zengin bir sözlü ve yazılı edebiyat gelişebilmiş, düşün yaşamının başlıca dallarında (felsefe, ilahiyat, tıp, tarih, edebiyat, müzik vs.) bu dilde ürünler verilmiştir. Ibn-el Esir, Ibn-el Erzaq, İdris Bidlisi, Nefî, Nabî gibi egemen dillerde yazan Kürt düşünürlerin yani sıra, özerk Kürt devlet ve beyliklerinin himayesiyle Kürtçe yazan, Kürtçeyi yücelten ve Kürtlüğüyle öğünen şair yazar ve düşünürler de olmuştur. Örneğin divanı bügün de halk arasında büyük bir hayranlıkla okunan XV. yüzyılın büyük Kürt şairi Melayê Cizîrî "Gulê baxê îremê Botan im diye övünürken, Kürt ulusal destanı Mem û Zîn'in yazarı, Kürt milliyetçiliğinin ilk düşünürü XVII. yüzyıl Kürt şair ve filozofu Ehmedê Xanî Kürt diline olan tutkusunu şu sözcüklerle ifade etmiştir: Ev meywe eger ne abîdar e 1898'de Kahirede Kürdistan dergisinin yayınıyla birlikte artık bir basım dili de olan Kürtçe 1920'lere kadar Kürt elitlerinin giderek daha yoğun bir şekilde kullandıkları bir yazım dili yönünde geliştiyse de, bu gelişme Kürdistan'ın bölgede yeni oluşan devletler arasında bölüşümü ve bu devletlerden bazılarında, özellikle Türkiye'de, bağnaz bir milliyetçi ideolojinin yerleşmesi sonucu şiddetle durdurulmaya çalışıldı. Siyasal gelişmeler o dönemin Kürt elitlerini ya suskunluğa ya da sürgüne mahkum etti. Bu yeni ve çok güç koşullarda da Kürtçe kırlık kesimlerde halkın anadiline bağlılığı ve sürgündeki aydınların, özellikle son bağımsız Kürt hükümdarı Bedir Han Bey'in torunları Celadet ve Kamuran Bedir Han'ların Suriye'de sürdürdükleri çabalar sonucu varlığını ve yazım alanındaki gelişimini bir ölçüde sürdürebildi. İngiliz mandası altında oluşan Irak devletinde de Kürtlere kültürel haklar tanınması, Kürtçenin okullarda okutulması, bu ülkede önemli bir kültür hayatının gelişmesini sağladı. Ancak bu gelişme, Ankara'nın diplomatik girişimleri sonucu, Türkiye Kürtlerince anlaşılması biraz zor olan Soranice lehçesinde ve Arap harfleriyle oldu. Elinizdeki Kürtçe Grameri İran'ın Urmiye kentinden Akdeniz kıyılarındaki Kürt Dağa, Erzurumdan Irak'ın Amediye ve Suriye'nin Kamışlı kentlerine kadar Kürdistan' ın yaklaşık üçte ikisine yakın bir bölümünde ve Orta Asya, Horasan, Kafkasya ve Afganistan Kürtlerinin de konuştukları Kurmand lehçesini esas almaktadır. Bu kitap Kürt kültürel rönesansımn düşünürlerinden, latin alfabesini Kürtçeye adapte edip bu alfabeyle dergi ve kitaplar yaymlamış olan yazar ve dilbilimci Celadet Ali Bedir Han ile tanınmış Fransız şarkiyatçısı ve diplomatı Roger Lescot’nun uzun çalışma ve araştırmalarının ürünüdür. Bu yapıt, kuşkusuz ilk Kürtçe grameri değildir. 1787'de Italyan şarkiyatçı Maurizio Garzoni'nin yayınladığı Grammatica e Vocabolaria della Lingua Kurda eserinden bu yana gerek Fransızca, İngilizce, Almanca, Rusça gibi başlıca Avrupa dillerinde, gerekse Kürtçe, Arapça, Farsça, Ermenice ve daha küçük bir ölçüde de Türkçe birçok gramer ve sözlük yayınlanmıştır. Ekteki bibliyografyada bunların başlıcaları zikredilmiş, ayrıca en önemlilerinin kapaklarının fac-simileleri okuyucuların bigileri için kitabın sonuna eklenmiştir. Bütün bu çalışmaların içinde orijinali 1970'de Paris'te Librairie d'Amérique et d'Orient yayın evi tarafından Fransa Ulusal Bilimler Araştırma Merkezinin (CNRS) katkısıyla Grammaire kurde (Dialecte kurmandji) başlığıyla yayınlanan bu yapıtı bilimsel değerinden ötürü seçip Türkçeye çevirdik. Bu gramer günlük yaşamda konuştukları ana dillerinin kurallarını daha iyi öğrenmek isteyen Türkiye Kürtlerine ve Kürtçeyi öğrenmek isteyen tüm Türkiyelilere yardımcı olma amacını gütmektedir. Kitabın çevirisinde, dizgi ve düzeltmelerinde katkısı bulunanlara ve özellikle Kürt Enstitüsü'nün dil alanındaki çalışmalarına destek olan, Kürtçe Grameri'nin yayınını finanse eden Avrupa Topluluğuna Şükran borcumuz sonsuzdur. Kendal NEZAN Giriş İran dilleri grubuna giren Kürt dili (kurdî) başlıca iki lehçeye ayrılır : Kurmancî ve Soranî. Bunların her biri de birçok yerel ağızlar içerir . Bazen kuzey lehçesi adıyla da anılan Kurmancî Türkiye, Suriye ve Kafkasya'nın Kürt bölgelerinde konuşulduğu gibi İran ve Irak Kürdistan'ının kuzey bölümlerinde de konuşulur. Baba Kurdî de denilen Soran lehçesi Kürdistan'ın güneydoğusunda, yani Süleymaniye bölgesinde konuşulur. Bu özet dil haritasını tamamlamak için Dersim 'de ve Siverek bölgesinde konuşulan Dumilî ya da Zaza lehçesi ile İran'da Kermanşah yöresinde Ehli Hak'larca konuşulan ve giderek ortadan kalkmakta olan Goranî lehçesinden de söz etmek yerinde olur. Şimdi kamuya sunduğumuz Kürt grameri, günümüzde normal olarak hem konuşma dilinde, hem yazı dilinde kullanılan Kurmancî lehçesine dayanmaktadır. Bu kitap, aslında, 1951'de ölen merhum Emir Celadet Bedir Han'ın yirmi yılı aşkın bir süre giriştiği çabaların bir sonucudur. Eski Botan beylerinin soyundan gelen Emir, Birinci Dünya Savaşından hemen sonra Kürt miliyetçiliğinin uyanmasında üstün bir rol oynadı; ayni zamanda, bu hareketle birlikte başlayan Kürt kültür rönesansının düşünürlerinden biri oldu. O zamana kadar ancak eksiki gedik araştırılmış olan bir dilin kurallarını ortaya çıkarıp düzene bağlamak şerefi onundur. Kurmancî lehçesini konuşan Kürtlerin büyük çoğunluğunun yaşadığı Türkiye'de Mustafa Kemal Atatürk'ün yaptığı reformdan esinlenen Celadet Beyin ilk işi latin harflerine dayanan bir alfabe yaratmak oldu. Kürtçenin fonetiği (bk. bu kitabın Birinci Böllümü) hakkında giriştiği, yıllar süren çabalar sonucunda, Türklerin uluslararsı uzmanlardan da yararlanarak düzenleyip kabul ettikleri sisteme çok yakın bir sistem ortaya koydu. Yaratılan bu okuma yazma aracının Kürtçeyi okuyup yazmaya çok uygun olduğu, hatta hiç okuma yazması olmayanlarca bile kolayca kavranabildiği hemen anlaşıldı. * * * Bu gramerin hangi anlayışla hazırlandığı hakkında da birkaç söz söylemek isterim. Amman, Nisan 1968 |