La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

İlk pratik kürtçe öğrenme kitabı, Hînkerê zimanê kurdî


Auteur :
Éditeur : BGST Date & Lieu : 2008-01-01, İstanbul
Préface : | Pages : 194
Traduction : ISBN : 975-6165-24-9
Langue : Kurde, TurcFormat : 120x180 mm
Code FIKP : Liv. Tur. Kur. 4786Thème : Linguistique

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
İlk pratik kürtçe öğrenme kitabı, Hînkerê zimanê kurdî

İlk pratik kürtçe öğrenme kitabı
Hînkerê zimanê kurdî

1908-1923 Dönemi Kürt Hareketi ve Kürt Talebe Hêvî Cemiyetî

Birinci dünya savaşı öncesi

İkinci Meşrutiyet döneminde Kürtler iki başlı bir siyaset içindeydiler. Özellikle İstanbul'da yaşayan bir kısım kürt aydını, II. Abdülhamit rejimine karşı İttihat ve terakki cemiyeti saflarında mücadele yürütmekteydi. Bunun yanında yalnız Kürtler değil Meşrutiyet yanlısı diğ'er halklar da İttihat ve terakki cemiyeti'nin saflarında yer almaktaydı. Bütün bu halkların etkin kişi ve grupların ortak amacı rejimi değiştirmekti.1 Kürt aydınlarından Dr. Abdullah Cevdet ve Dr. İshak Sükuti, İttihad-ı Osmaniye Cemiyeti'nin ilk kurucuları arasında yer almaktaydılar. İttihat ve Terakki Cemiyeti bu cemiyetin devamıdır. Kürdiatan gazetesi sahibi Abdurrahman Be-dirhan, 1902‘de Paris'te gerçekleşen Jön Türk Kongresi'ne Kürtler adına delege olarak katılmıştı. Abdurrahman Bedirhan İttihat ve Terakki'nin aktif bir üyesiydi.2 Paris Barış Konferansı'na Kürtler adına katılan Şerif Paşa, Meşrutiyet'in ilk yıllarına kadar İttihat ve Terakki saflarında yer almaktaydı.

1908 yılında İkinci Meşrutiyet'in ilanı ve anayasal düzenin yeniden kurulmasıyla İstanbul'daki Kürtler de kendi kurumlarını oluşturmaya ...


ÖNSÖZ

Osmanlı kaynaklarında Kürtler çalışma grubu, 2003 yılında Aram yayıncılık tarafından başlatılan "toplum tabanında örgütlenen demokratik aydınlanma komisyonları oluşturma" perspektifiyle kurulmuştur. Osmanlı arşivlerinde bulunan Kürtlerle ilgili belgelerin açığa çıkarılması ve yayımlanması amacıyla kurulan grup, şimdiye kadar yasaklanan, gizlenen ya da görmezden gelinen bu belgelerin ortaya çıkarılmasını, sadece Kürt tarihi ve kültürü açısından değil, demokratik ve çokkültürlü toplum anlayışının gelişimi açısından da gerekli görmektedir. Yapılan çalışmaların büyük bir kısmı Kürtlerle ilgili olmasına karşın grup, yaşadığımız topraklardaki tüm kimlik ve kültürlere dönük aydınlanma çalışmalarına açıktır.

Osmanlı kaynaklannda Kürtler çalışma grubu ilk kurulduğu tarihten 2006 yılına kadar Aram yayıncılık tarafından çıkarılan Vesta dergisinin Kürdoloji bölümünü hazırlamıştır. 2006 yılından sonra öğretmenlerden oluşan gruba üniversite öğrencilerinden de katılım olmuş ve grup bağımsız bir aydınlanma inisiyatifi olarak çeşitli projeler üzerinde çatışmalar yürütmeye başlamıştır. Bu projelerden biri olan Emir Bedirhan 20. Yüzyılın Başarında Kürt Milliyetçi Söylemine Bir Örnek adlı çalışma bgst yayınları tarafından 2007 Ekim ayında yayımlanmıştır.

Emir Bedirhan kitabından sonra yayıma hazırladığımız ikinci çalışma olan Hînkerê Zimanê Kurdî Kürtçe bilmeyenlere Kürtçe öğretmek için 1921 yılında Kürt Talebe Hêvî Cemiyeti tarafından yayınlanmış pratik dil öğrenme kitabıdır. Kürtlerin gelişmesi ve ilerlemesinin ancak eğitimle mümkün olacağını savunan Kürt Talebe Hêvî Cemiyeti, kürtçenin eğitim dili olabilmesi için çeşitli çalışmalar ve tartışmalar yürütmüştür. Cemiyetin, üzerinde en fazla durduğu konulardan biri de Arap alfabesinin Kürtçeye uygun olmadığı, bu nedenle Kürtçeye uygun bir alfabenin oluşturulması gerektiğidir. Cemiyette tartışılan bu konu Hînkerê Zimanê Kurdî'nin başında bulunan "Bir iki söz" bölümüne de yansımıştır. Ayrıca bu bölümde, alfabenin yetersizliginden ve Kürtçenin imla kurallarının oluşturulamamasından dolayı kitabın hazırlanmasında imlaya yeterince önem verilmediği de belirtilmiştir. Kitapta imlaya önem verilmemesi ve konuşma dilinin esas alınması, kitabın Latin alfabesine çevrilmesinde birtakım zorluklara yol açsa da, çeviride günümüzün imlasına uygun bir düzenleme yapılmamış, bilimsel çalışmanın gereği olarak, kitap aslına uygun olarak çevrilmiştir. Bunun yanında okuyucuların, gerekli gördükleri yerde, karşılaştırma yapabilmeleri için kitabın orijinalinin de yayımlanması uygun görülmüştür.
Kitapla ilgili belirtilmesi gereken bazı hususlar ise şunlardır:

1 - Kitabın orijinalinde bazı tamlamalar yazılırken, Kurmanci tamlama ekleri olan "-e, -a" ve Sorani tamlama ekleri "-i, -y" yazılmamıştır. Yazılmayan bu ekler çeviri metinde köşeli parantez içinde belirtilmiştir.

2 - Orijinal metnin sonunda bulunan "Hata Sevap" cetvelinde yanlış yazılan kelimelerin -sayfa, satır ve sütunları belirtilerek- doğru yazılışları gösterilmiştir. Rapor, çevirisi yapılıp metnin sonuna konulsa da raporda belirtilen hatalar çeviri metinde düzeltilmiştir.

3-Hînkerê Zimanê Kurdî’yi yazan kişi veya kişiler hakkında kesin bir bilgi bulunmamasına rağmen kitaptaki yazım farklılıkları kitabın birden fazla kişi tarafından yazıldığını düşündürmektedir. Kitaptaki yazım farklılıklarından biri de aynı kelimenin farklı yazılışlarının olmasıdır. Aynı kelimenin farklı yazılışının karışıklık yaratacağı düşüncesiyle farklı yazımı olan kelimeler standartlaştırılmış ve günümüzdeki yazılışlarına yakın olanları tercih edilmiştir.

4-Kitap derslerden oluşmaktadır. Kitapta bulunan son dersin numarası 15 olsa da, orijinal metinde 15 ders bulunmamaktadır. 3, 4, 8 ve 11 numaralı dersler orijinal metinde yoktur.

Yukarıda belirttiğimiz hususların dışında metinle ilgili açıklama gerektiren durumlar dipnotlarda belirtilmiştir.

Burada üzerinde durmamız gereken ve çalışma sırasında da eksikliğini hissettiğimiz bir diğer konu, Arap alfabesiyle yazılan Kürtçe metinlerin Latin alfabesine çevrilmesinde herhangi bir yöntem ya da kuralın oluşturulmamış olmasıdır. Özellikle tamlama ekleri konulmamış tamlamaların nasıl yazılacağı konusunda yürüttüğümüz tartışmalarda bu konuda başvuracak bir kaynağın ya da yöntemin olmayışı kendi yöntemimizi oluşturmamıza neden olmuştur. Tabii ki belirli kural ve yöntemlerin oluşmamasında kürtçe kaynaklar konusunda yeterli çalışmanın yapılmamış olmasının da etkisi vardır. Fakat Kürtçe kaynakların çoğunun Arap alfabesiyle yazılmış olduğu düşünüldüğünde, çeviri konusunda tartışmalar yürütülmesi ve belirli kuralların oluşturulmasının hem Kürt dili hem de Kürtçe kaynaklarla ilgili araştırma yapan kişiler/gruplar için çok önemli ve gerekli olduğu ortaya çıkmaktadır.

Hînkerê Zimanê Kurdî ilk Kürtçe pratik dil öğrenme kitabı olması nedeniyle Kürt dili açısından önemli bir kaynak kitaptır. Kürt dilinin gelişimi açısından önemli bir aşama olan bu tür belgelerin ortaya çıkarılması yönündeki çalışmaların çoğalması dileğiyle, kitabın kurmanci ve sorani bölümlerinin redaksiyonunda bize çok önemli katkıları olan İstanbul Kürt Enstitüsü başkanı Sami Tan ve Hoca Hıdır Bedirhanoğlu'na; kitabın yayımlanmasına olanak sağlayan Boğaziçi gösteri sanatları topluluğu'na ve kitabın yayıma hazırlanmasında emeği geçen herkese çok teşekkür ederiz.

Sezen Bilir

 


PÊŞGOTIN

 

Ev pirtûka ber destê we yekemin pirtûka hînkirina zimanê kurdî ku ji hêla saziyeke Kurdan ve hatiye amadekirin û weşandin. Ji ber vê yekê jî berhemeke giranbuha ye. Bi qasî nirx û qîmeta wê ya dîrokî, nirx û qimeta wê ya pratik jî heye. Her çiqas ji aliyê rêbaza hinkirinê ve, rêbaza wê îro kevn bûbe jî, mirov disa jî dikare ji bona kurdî jî heta radeyekê jê sûdê wergire. Li aliyê din mirov dikare bi alikariya wê pirtûkê her du zaravayên kurdî (kurmancî û babanî) hevrû bike.

Her wiha dema ku mirov bala xwe bide rewşa îro û bi rewşa wê demê re bide ber hev mirov bi awayeki zelal fêm dike ku parçebûna welatê kurdan, di warê cudabûna zimanî de xesareke mezin daye kurdan. Gava em li pirtûkê dinêrin, em dibînin ku her du zaravayên kurdî wê demê hîn zêde nêzî hev bûne. J i her tiştî giringtir wê demê rewşenbîrên kurd, çi kurmanc çi soran bi hev re xebitîne; ji bo her du zaravayan alfabeyeke hevpar hatiye bikaranîn. Ji ber vê yekê jî her du zarava bi qasî îro ne dûr hev bûne.

Ji vê pirtûkê tê fêmkirin ku di destpêka sedsala bistan de zimanê kurdî ji bo hîndekarî û perwerdehiyê zimanekî têr tesel bûye. Ev pirtûk ji bo kesên ku dibêjin, "Kurdî bi kêrî perwerdehiyê nayê", bersiveke xurt a dirokî ye.

Ji bilî van tiştan kesên ku li ser zimanê kurdî xebatê dikin, dikarin ji vê pirtûkê sûdê wergirin. Gelek peyvên ku di pirtûkê de hene, îro nayêne zanîn an jî ji hêla kêm kesan ve têne zanîn. Gelo çend kes dizanin ku navê papatyayê bi kurdî gulmast e? Her wiha çend kes dizanin ku kurdan ji pantor re "ranîk" gotiye? Wekî din, çend kes peyvên mîna "raste (cedwel), kûre (sobe), pêtik (kibrit), pûlke (fasûlî), şenîk (çetel), gulmorî (incir çekirdeği)" dizanin?

Ji aliyê rêziman û rastnivîsê ve di pirtûkê de hinek nelihevî û kêmasî balê dikêşin. Jixwe amadekarên pirtûkê jî di pêşekê de gotiye, "Di wî esera xwe da em dixwazin bi tenê 'peyivîn'a zimanê kurdî hîn bikin. Loma em baş bala nedane li imla û qawaîd. Wezîfa adilandina ew 'nivîsîn'-ku baş bi zimanê me nayê -çêkirin ev girêdana qawaîda me- ku heja ne mezbût e- em dihêlin bo ustad û zanan."

Di pirtûkê me destê xwe neda van şaşiyan lewre divê lêkolîner karibin rewşa wê demê bi çavên serê xwe bibînin. Di vî warî de bîr û baweriya min hineki ji amadekarên pirtûkê cuda ye. Li gorî baweriya min, divê ew pirtûk bi awayekî sererastkirî jî were çapkirin. Lewre jî bi baweriya min heke awayê resen û awayê sererastkirî bi hev re bihatana çapkirin dê baştir bibûya. Vê yekê dê nirx û qîmeta pirtûkê zêdetir bikira. Lê dîsa jî ez bawer dikim ku dê ev pirtûk hem bi kêrî lêkolîneran hem ji bi kêrî hezkîriyên zimanê kurdî were.

Samî Tan
Serokê enstîtuya kurdî ya Stenbolê




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues