La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Cim karnında nokta, anılar


Auteur :
Éditeur : Doz Date & Lieu : 2006, İstanbul
Préface : Pages : 320
Traduction : ISBN : 975-6876-85-9
Langue : TurcFormat : 125x210 mm
Code FIKP : Liv. Tr.Thème : Mémoire

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
Cim karnında nokta, anılar

Cim karnında nokta, anılar

Benim yaşamım yazılmaya değer mi? Bilemiyorum... Aslında bildiğim, her insanın yaşamının yazılmaya değer olduğudur. Bugün elli yaşıma basarken, politik yaşamımın da otuzuncu yılına giriyorum. Otuz yıllık mücadeleden, gelecek kuşaklara aktarılacak bir şeyler olsa gerek. Özel yaşamımda ise sıradanlık hakimdir. Çünkü, sıradan yaşamı seviyor ve tercih ediyorum.

Ama politik yaşamım, mücadeleci her Kürt yurtseveri gibi ilginçliklerle doludur. Zaten beni anılarım, yazmaya iten neden de budur.


GİRİŞ

50. Yaş Günü


"Sevgili Babacığım,

Bugün elli yaşına bastın. Herhalde bugünün senin için ayrı ayrı değerleri olsa gerek.

Bir yandan 50 yıl bu dünyada yaşamış olmak, arkana baktığın zaman gördüğün acı, tatlı, kederli, sevinçli, olumlu, olumsuz, heyecan ve sevgi dolu veya durgun ve soluk geçen günlerin değeri...

Verdiğin mücadele için geçtiğin dikenli ve taşlı yollar.. Hele hapishane hayatında kazandığın bin bir tecrübe.. Istesen de istemesen de hayatına eşlik eden o günlerin hatıraları. Güldüğün, ağladığın günler.. Hepsinin ayrı değerleri vardır.

50 yaş dile kolay geliyor. Fakat bu elli yıl az zaman değil.

İnsanın birisini sevmesi, evlenmesi, bu dünyaya canlar getirmesi, onların büyüyüp serpildiğini görmesi (her zaman görmese bile bilmesi), bu mutlu evliliğin yanı sıra mücadele ettiği alanda ektiği tohumların filizlenmesi için gösterdiği çaba. Bunlar 50 yıla dolup taşacak şeyler herhalde.

Görüyorsun ya babacığım, her şey insanın istediği gibi olmasa bile, geçmişinden şikâyetçi olmaman gerek.

Şimdi ise hayatı yarıladıktan sonra, tecrübeler ve gelişmiş bir ufukla hayata bakmak güzel olsa gerek.

İşte anne ve ben, senin doğum gününü candan kutlar, gelecekte de heyecan dolu, sevinç dolu, başarılı ve ektiğin filizlerin meyvesini tadacak kadar uzun bir hayatın olmasını dileriz.

Bütün hayal ve dileklerinin gerçekleşmesi dileğiyle.. Her şey gönlünce olsun.
Kızın Bêzar"

Ninemin adını verdiğim manevi kızım Bêzar, dün bana üzerinde "Doğum günün kutlu olsun!" yazılı bir zarf verdi. Açtığımda içinden, yukandaki mektup ve bir de istediğim doğum günü hediyesini almam için 100 Mark çıktı. Bugüne değin hiç yaş günümü kutlamamış ve hiç kimseden doğum günü hediyesi almamıştım. Bêzar, annesiyle birlikte bana sürpriz yapmıştı.

Demek ellisine basmış ve elli koca yılı geride bırakmışım. Karmaşık duygulara kapıldım ve bir anda çok şeyi birden düşünmeye başladım. Yaşamım bir film şeridi gibi gözümün önünden geçiyordu. Kim bilir, daha ne kadar yaşayacaktım? Bundan sonraki yaşamım nasıl olacaktı? Yaşamımı nasıl geçirmiştim? Hangi ideallerimi gerçekleştirmiş, hangilerinde başarısızlığa uğramıştım?..

Aman Tannm! Bugün kafam hep sorularla dolu. Hangisine ne tür cevap vereceğimi bilemiyorum. Ellinci doğum günümde, eşimin ve kızımın hayret edeceği kadar durgunlaşmıştım. Çok az konuşuyor ve devamlı düşünüyorum. Bugün yaşamımı yazmaya karar verdim.

Benim yaşamım yazılmaya değer mi? Bilemiyorum... Aslında bildiğim, her insanın yaşamının yazılmaya değer olduğudur. Bugün elli yaşıma basarken, politik yaşamımın da otuzuncu yılına giriyorum. Otuz yıllık mücadeleden, gelecek kuşaklara aktarılacak bir şeyler olsa gerek. Özel yaşamımda ise sıradanlık hakimdir. Çünkü, sıradan yaşamı seviyor ve tercih ediyorum. Ama politik yaşamım, mücadeleci her Kürt yurtseveri gibi ilginçliklerle doludur. Zaten beni anılarımı yazmaya iten neden de budur.

Yaşadıklarımı ve yaşayacaklarımı ellinci yaş günümden itibaren yazacağım. Tek dileğim, çocuklarıma benden utanmayacakları bir hatıra bırakmaktır. Herhalde mirasın en iyisi bu olsa gerek...

Dortmund, 23 Ağustos 1994

Aile

22 Ağustos 1944'e Muş'ta doğmuşum. Annem ve babamın söylediklerine bakılırsa, günü gününe nüfusa kaydedilmişim. Herhalde şehirde yaşayan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldiğimden, gününde nüfusa kaydedilme ayrıcalığına sahip olmuşum. Yoksa Kürdistan'da doğan çocukların çoğu gibi , benim de doğum günün ya 1 Ocak, ya da 31 Aralık olacaktı. Yıl ise hak getire.. Eğer annemin dünyaya geldiği, Şeyh Said isyanın olduğu yıl gibi, eski deyimiyle maruf (bilinen) bir yılda doğmuşsan sorun yoktur. Yoksa annemin dediği gibi; "Sen teyzen kızı Şükran'dan sekiz ay önce dünyaya geldin." tarihiyle yetinmek zorundasın. Çünkü rahmetli Refika Teyzeme sorduğumda da; "Sen Şükran'dan sekiz ay büyüksün" derdi.

Anı yazımında, soy ağacının yazılmasına sıkça rastlanır. Ben de bunun için, sülalemizin canlı bilgisayar olan amcamın oğlu Eko (Erkan)'ya başvurdum. Ne için olduğunu da söylememiştim. Birkaç kişi dışında, sülaleden kimseyle konuşmayan Eko'nun, bana cevabı şu oldu: "O ahım şahım sülalenin şeceresini ne yapacaksın?"

Adet yerini bulsun diye, ben de Eko'nun deyimiyle; ahım şahım olmayan baba tarafından sülalemden bilgi vermekle başlamak istiyorum. Amcam Şerif Arslan'ın anlatımına göre; Bekiran aşiretine mensup olan aile, …




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues