The Kurdish Digital Library (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Lozan Konferansı ve İsmet Paşa


Editor : Türk inkılâp tarihi enstitüsü Date & Place : 1943, İstanbul
Preface : Ali Naci KaracanPages : 480
Traduction : ISBN :
Language : TurkishFormat : 155x235 mm
FIKP's Code : Liv. Tr.Theme : Politics

Lozan Konferansı ve İsmet Paşa

Lozan Konferansı ve İsmet Paşa

Ali Naci Karacan

Türk inkılâp tarihi enstitüsü

Millî Kurtuluş tarihi üç askerî, bir de siyasi zafer üstüne kurulmuştur. İnönü zaferi dağınık kuvvetler yerine kurduğumuz ilk muntazam ordunun, askerî emir ve kumandanın zaferidir. Sakarya, düşman istilâsını vatanın bağrında durduran ve geri çeviren; Dumlupınar, istilâ ordularını yok ederek millî istiklâli kuran askerî zaferlerdir. Lozan muahedesi ise yeni Türkiye devletinin toprak ve hak bütünlüğünü ve tamamlığını, harbi kazanan devletler başta olmak üzere bütün milletler âlemine tanıttıran ve tasdik ettiren siyasi zaferin şanlı ve şerefli vesikasıdır.

İnönünde İsmet Paşa cephe kumandanı, Sakaryada Mustafa Kemal Paşa başkumandan ve Ismet Paşa cephe kumandanı, Dumlupınarda Gazi Mustafa Kemal Paşa başkumandan ve İsmet Paşa gene cephe kumandanı, Lozan görüşmelerinde Gazi Mustafa Kemal Paşa Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi ve İsmet Paşa Büyük Millet Meclisi hükûmetinin Hariciye Vekili ve başmurahhası idi. Bu suretle yeni Türkiye Devletinin temel taşlarına, Ebedî ve Millî Şeflerin adları, tarihin yanılmaz ve yanıltılmaz eliyle kazılmış bulunmaktadır.

.....


İçindekiler

Önsöz

I Kurtuluş zaferi / 1-10
26 Ağustos taarruzu— Yunan bozgunu— Fevkalade Komıserlerin 'Mütareke teklifleri— 9 Eylül: İzmire giriş— Memlekette sevinç baramı— İstanbula ve Boğazlara yürüyüş— Paris Konferansı— Devletlerin sulh teklifi— Garp cephesi Kumandanı İsmet Paşa: Mudanya konferansında Türkiye murahhası.

II Mudanya Mütarekesi / 11-23
Müttefikler Generallerinin Mudanyaya hareketi— Ahşap bir yalıda ilk toplantı— General Harrington'un nutku: konferansın üç hedefi— İsmet Paşanın cevabı: Türk noktai nazarı— Mütareke projesi üzerinde müzakereler— Şarki Trakyanın tahliyesinde müddet ve teminat meseleleri— General Harrington'un Londraya müracaatı— Bir türlü gelmeyen talimat— Mudanya mukavlesini imza— «Artık iki dost millet olalım.»

III İstanbula giriş / 24-33
Loiyd Çorç'un politikasiyle beraber yıkılışı— Türk jandarmalarının İstanbula girişi— Lord Cürzon: İngiliz Hariciye Nazırı— Devletlerin sulh konferansını toplama kararı— Ankara ve İstanbulu beraber davet— İsmet Paşa: Türkiye Hariciye Vekili— İsmet Paşanın mecliste ilk mühim nutku: «Türk Orduları en emin sulh vasıtasıdır."

IV Saltanat ve babıalinin yıkılışı / 34-42
Sadrazam Tevfik Paşanın Gaziye müracaatı— İstanbul-Ankara ikiliği— Mecliste tarihî toplantı— "Hakimiyet Milletindir!"— Saltanat yıkılıyor, Babıali kapanıyor— Millet Meclisinde konferansa gidecek heyetin intihabı— Hariciye Vekili İsmet Paşa: Türkiye başmurahhası— Müttefiklerin resmi  davet notası— Ali Kemalin İzmitte linç edilişi— Türkiyenin sulh proğramı: "Misakı Millî"— Lozana hareket.

V Lozanda ılk hafta / 43-57
Türk heyetinin karşılaştığı ilk düşman: Menfi propaganda— Asırlardan beri süregelen Şark meselesi— Londra, Roma, Paris arasında görüşmeler— Bir hafta gecikme— İsmet Paşanın ilk reaksiyonu: Müttefiklere nota— Dünya matbuatiyle ilk konuşma— Parise hareket" Poincaré ile "Elysé„ mülâkatı„— Tabancayı müzakere masasına koymalı mı, koymamalı mı?"— Babıâli yoktur„— Müttefiklerin Lozana gelişi.

VI Konferans açılıyor / 58-72
Beynelmilel imtihan meydan— Diplomatlar meşheri: Poincaré, Mussolini, Curzon, Venizelos...— İsviçre konfederasyon reisi konferansı açıyor— Lord Curzonun nutku— Beklenilmeyen hâdise: Ismet Paşanın cevabı— "Çok çektik, çok kan akıttık, galip geldik, Hürriyet ve istiklal istiyoruz„— Şato otelinde ilk toplantı— Türk Heyetinin ilk itirazları.

VII Türkiyenin avrupa hudutları / 73-98
İlk müzakerelerde müthiş fırtına— İsmet Paşanın istediği: 1913 Avrupa hududu— Müttefiklerin verdiği: Karaağaçsız Edirne— İki blok: Balkanlılar, müttefikler— Boğazlar karşısındaki Adalar- Curzon'un ve İsmet Paşanın karşılıklı teklifleri— Çiçerin'in konferansa gelişi— Osmanlı borçlarının taksimi— Tazminat ve tamirat— Tâli komisyonlar.

VIII Kapitülâsyonlar meselesi / 99-107
Marki Garroninin beyannamesi: kapitülâsyonların iyilikleri— Kapitülâsyonların yeni şekli— "Hiçbir kayıt, hiçbir şekil, hiçbir imtiyaz kabul edemem„— Hiddet ve asabiyet içinde biten müzakereler.

IX Boğazlar meselesi / 108-115
Konferans sahnesinde Ruslar— "Şato„ da en kalabalık toplantı—Türk noktai nazarı: İstanbulun ve Marmaranın masuniyeti— Müttefikler noktai nazarı: Tahkimatsız ve serbest Boğazlar— Rus noktai nazarı. Müdafaalı ve kapalı Boğazlar— Curzonun bir sözü: "Çiçerin konuşurken zannettim ki İsmet Paşanın kalpağını giymişti„— İngiliz başmurahhasının hiddeti— Çiçerinin Curzona hücumu.

X Rus - İngiliz mücadelesi / 116-121
İki siyasetin amansız kavgası— Boğazları açmalı mı, kapamalı mı?— Boğazlar meselesinin tarihi— Müttefiklerin projesi— Çiçerinin nutku: İngiliz - Rus nüfuz daireleri arasında mutavassıt duvar.

XI Boğazlara Hakim Bir Türkiye Sulhûn Temeli Olur / 122-126
Boğazlar hakkında türk muhtırası— Hünkar iskelesi muahedesinden beri geçen safhalar— Boğazları tahkimatsız bırakmaktan doğacak hal ve vaziyetler— Çarlık Rusyası ile Sovyet Rusyasının Boğazlar siyaseti arasındaki farklar— Akdenizle Karadeniz  arasında kuvvetli bir Türkiyenin beynelmilel ehemmiyeti.

XII Bizim ellerimiz bilhassa temizdir / 127-137
Ekalliyetler meselesi— Lord Curzon ve hıristiyanlık— Dotor Nansen'in fikri: mecburi mübadele— Curzona göre eski Türkler, yeni Türkler— Rum patrikhanesi ve Ermeni mesleleri— Curzonun bir suali: "Koca Türkiyede Ermeniler için bir parça yer yok mu?" — Lord Curzola İsmaet Paşa arasında şiddetli bir münakaşa.

XIII Dâvanın anahtarı: devlet mi, sömürge mi? / 138-143
Konferansın bir aylık çalışması— Birbirine kilitlenmiş meseleler: Trakya, Adalar her nevi kapitülasyonlar, ekalliyetler— İsmet Paşanın Curzona anlatamadığı nokta: "Misakı Milli" — Osmanlı İmparatarluğunun borçları— Yunan tamiratı— Konferansın neticelenmesinden doğan tehlikeler—  İsviçre-Türkiye Dostları Cerniyetinin balosu— Türk dâvasını dünyaya izah.

XIV Boğazlar meselesinde sinir mücadelesı / 144-157
Tahkimat yerine teminat nazariyesi- İsmet Paşanın ret cevapları— Boğazlarda bir Türk kuvvetinin bulunmsı münakaşası— Harb ve ticaret gemilerinin geçmesi meselesi— Boğazlar Komisyonunun hak ve selahiyetleri— Boğazlar hakkinda hususi temaslar.

XV Meşru hâkimiyetimizi Tanıdığınız Gün Sulh Olmuştur! / 158-168
Kapitülâçikartıyor hakında İsmet Paşanın beyannamesi— Devletler hukuku esaslarına aykırı bir şekil— Şikâyetler: "Türkiye heyeti müşkilat çıkarıyor— "Tazyik„ siyaseti tavsiyeleri— Türkiyeyi Asyanın görünmez boşluklarında kaybolmak tehlikesiyle tehdit— Fransız murahhaslarının ingiltereye göre ayarlı vayiyetleri— Yılbaşı tatilinde geçen hâdiseler.

XVI Musul: konferansın en heyecanlı maçı 169-179
Türkiyenin Asyadaki cenup hudutları— Hususi konuşmalar netice vermiyor— meselyi aleni celsede müzakere— İsmet Paşanın muhtırası— Konferansın en sert münakaşası— "Türkiye Irakta her hangi bir mandanın luzumuna kani olmamış, hiç kimseye de böyle bir hak tanımamıştır„— "Misaki Milli bir vesika değildir„— 'Petrol meselesi değil, vatan meselesi!„— Koltuğu içinde yıkılıp kalan Curzon.

XVII Bardağı taşıran damla! / 180-193
Fransızların mali projesi— İnkita havası— Üzerinde fedakârlık edilemiyecek beş ana mesele— Yunanlılarla mubadele anlaşması— Mezarlıklar hikayesi— Peygamberin kabri ve mübarek emanetler meselesi—"Hilâfete ait meseleler ecne'bilerle görüşülemez„— Venizelosla İsmet Paşa arasında şiddetli bir münakaşa.

XVIII Türkiye muahedeyi imzaya davet ediliyor / 194-200
31 ikinci 'kânun celsesi— Curzonun tehdit dolu nutku— "Vaktimiz yok, sulh istiyoruz!„— "Bu muahede bir âlicenaplık eseridir„— Başka bir konferansın daha toplanabileceğınie ihtimal vermeyiniz!„— Muahedeyi tetkik için İsmet Paşanın istediği bir hafta— 4 şubat pazara kadar beş günlük mühlet.

XIX 4 Şubat inkita mı, tehir mi? / 201-217
Hususi görüşmeler— Vagon içinde cevap bekleyen Curzon— Türkler son tekliflerimizi red ettiler— Madam Bompard'ın hiddeti— İsmet Paşanın duya matbuatina beyanati— "Görmediğim, bilmediğim mukaveleleri imza etmemi istediler, reddettim„— Şimdi ne olacak?— Konferans kâtibinden İsmet Paşanın sorduğu: "Konferans bitmiş midir?„— Ne inkita, ne tehir, ne harb, ne sulh.

XX İki Konferans arasında Ankara / 218-230
Kara kış ortasında memlekete dönüş— Gazi Mustafa Kemalin İzmir kongresinde Lozan vaziyetine dair beyanatı— Gazi ile İsmet Paşa Eskişehirde buluşuyorlar— Harbin ve sulhun ağırlık merkezi: Ankara— Günlerle süren hafi celseler— Millet Meclisinin kararı—Diplomatik muhabereler— Türk mukabil projesi— İkinci defa Lozana hareket.

XXI İkinci Lozan konferansı açılıyor / 231-241
Göze çarpan ilk fark: Müttefik murahhasları arasında değişiklik— Konferansın açılış celsesi— Herkes sulh istiyor— Fransızları alâkadar eden meseleler birinci plânda— Çester projesinin hikayesi.

XXII İlk konuşmalar: toprak ve para meselelerı 242-261
Meriçin «Talveg» hattı— Irak hududu meselesinde statukoyu muhafaza— Osmanlı Devletinin çıkardığı paralar— 12 adanın Düyunu umumiye hissesi— «Meis» adası meselesi— Adakale kimindir?— Fransanın ısrar ettiği iktisadi meseleler.

XXIII Fransızlarla mücadele başlıyor / 262-273
Birinci konferansda halledilen meseleler yeniden konuşulabilir mi?— Müttefikler tebaasının zararları, menfaatleri— Kulislerde faaliyet— Kapitülâsyonların ilgası maddesinde bir kelime oyunu— Kuleliburgazla Bulgar hududu arasındaki şimendifer parçası.

XXIV Suriye tahşidatı, Osmanlı borçları / 274-289
Fransızların oynadıkları rol— Türk tahşidatının Fransada uyandırdığı endişeler— General Pellé'nin notası— İsmet Paşanm teminatı— İmtiyaz sahipleri Ankara Hükümetiyle temasa başlıyorlar— Osmanlı borçları sahneye çıkıyor.

XXV Montanya formülü / 290-305
Türkiyede ecnebilerin usullerine ait beyanname nasıl yazılmali?— Müttefikler 4 şubat tekliflerinden geri dönüyorlar— "Anlamıyorum: Türkiye neden dolayı diğer milletlerden aşağı telâkki ediliyor?„— İngilizlerin teklifi: ecnebilerin tevkifinden ve evlerini araştırmadan evvel kendilerinden izin almak meselesi.

XXVI Rus murahhası vovrofski’nin katli / 306-316
Rus murahhası ile konferans kâtibi arasında çıkan hâdiseler— İstenmeyen bir adam— Lozan Palasta bir akşam— “Sesil Oteli» cinayeti— Azılı bir katil— Hazin bir cenaze töreni— General Pellé'nin telâşı— Lozan Palasta tedbirler— İsviçre hududunu geçen şüpheli Ermeniler— İsmet Paşa otomobilinden Türk bayrağını indirmiyor.

XXVII Konferans hazılanıyor / 317-331
Hazin vaziyet: adam öldürdükleri için hızlanan konferans— İsmet Paşa ile General Pellé arasında gizli konuşmalar— Hasan Beyin Parise hareketi— Hamillerle neticesiz temaslar— Ecnebi mektepler meselesi— İsmet Paşanin bir sözü: "istikbal hakkında hiçbir taahhüde giremem„— Türk talebeye nasihatleri.

XXVIII Yunan tamiratından kopan fırtına / 332-350
Yunan Hariciye Nazırı Aleksandrın Lozana gelişi— Tamirat konuşmaları ile geçen günler— Müttefiklerin müşkül vaziyetleri— Türkiyeyi nasıl tatmin etmeli?— Venizelosun İsmet Paşadan ricaları— Müttefiklerin tavassutu: tamirat yerine Karaağaç— İsmet Paşa ile Ankara arasında tarihe geçecek telgraflar— Konferansın omuzlarından kalkan ağırlık: Yunanistan.

XXIX Meselelerin halline doğru / 351-358
Mösyö Montanya ile İsmet Paşa arasmda konuşmalar— Mais adası ile 12 adanın, Düyunu Umumiye hissesi üzerinde anlaşma— Tâli komisyonlarda mütehassıslar arasında geceli gündüzlü çalışmalar— Geriye kalan 4 mesele: Adli usul, kuponlar, imtiyazlar, tahliye.

XXX Adli usul beyannamesi / 359-374
Uşi Şatosunda gizli konferans— Montanya formülü ile İngiliz teklifleri arasındaki farklar— "Memlektin kazai salâhiyetine müdahale kabul edemeyiz„— İsmet Paşanın odasında bir gece toplantısı— Her tarafın kabul ettiği kafti şekil.

XXXI Kuponlar, imtiyazlar, tahliye / 375-391
Konferansın en büyük muadelesi: kuponlar— Osmanlı borçlarının faizlerini altınla ödetmek ısrarları— Kuponlar için kiminle konuşmalı?— "Borçları evvelâ tanıyın, faizleri sonraya bırakın!„— Mu¬ahedenin en çetin noktası: 56 ncı madde— İsmet Paşanın borçlar meselesinde Müttefiklere üç teklifi— İmtiyazlar işinde istedikleri: Tazmin değil, taviz!— Leman gölünde bir gezinti.

XXXII Kuponlar meselesinin icyüzü / 392-406
Osmanlı Devletinin iki çeşit borcu— İstanbulda Osmanlı altını, Londrada İngiliz şilini, Pariste Fransız frankı meselesi— Hamillere bırakılan hiyar hakkı— Türk noktai nazarı— Müttefiklerin istedikleri beyanname— İsmet Paşanın beyannameye koymak istediği ihtirazi kayıt— Kördüğüm— Müttefiklerin teklifi ve İsmet Paşanın kabul ettiği formül— Kendi tekliflerinden gene geri dönüyorlar.

XXXIII Kulislerden görünen manzaralar / 407-422
Fransız Maliye guruplarının konferans üzerindeki tesirleri— Resmi müzakereler gerisinde sözle ve yazı ile propaganda— Fransız heyetinin talimat beklemsi— Talimatı getiren çantanın kayboluşu hikâyesi— Venizelos Müttefikleri sıkıştırıyor— "Ya harb, ya sulh?, İsmet Paşadaki sabır— Müttefikler cephesinde gedikler— İtalyanlarla Fransızlar arasmda bir gece çıkan hâdise.

XXXIV İsmet Paşanın notaları: "acele ediniz;,, / 423-434
Türk başmurahhasının Müttefiklere iki notası— "Geriye kalan üç meseleyi aynı celsede konuşalım ve bitirelim„— Müttefiklerin cevabı: "bir iki gün daha sabrediniz,, İsmet Paşanın Müttefiklere ikinci notası— Siyasi ve İktisadi komiteler işlerini bitiriyor— Tahliye meselesi?— İstanbul ve Boğazlar: son dakikaya kadar rehine.

XXXV Tarihi gece toplantısı / 435-440
Fransızların tazyik teklifi— İngiltere ve İtalya reddediyor— Konferansın 6 saat süren en uzun toplantısı— En sona bırakılan kuponlar, imtiyazlar, tahliye meselelerini nihayet müzakere— İsmet Paşanın dairesinde sabaha kadar süren bir çalışma gecesi— 8 temmuz: bütün meseleler üzerinde anlaşma.

XXXVI Son buhran / 441-444
İmtiyazlar ve tahliye meselelerinde çıkarılan son pürüzler— 11 temmuz toplantısı— Konferansda 4 günlük buhran devri— Müttefiklerin İsmet Paşaya notası— 16 temmuz toplantısı— Müttefikler İsmet Paşanın son şartlarını kabul ediyorlar— Ankara icra Vekilleri Heyetinin rsmî tebliği— "Artık sulh olmuştur.,,

XXXVII Komitelerin son toplantısı / 445-456
Üzerlerinde anlaşılan meselelerin resmen tescili— Firari Ermeniler için Müttfiklerin ricası— İsmet Paşanin cevabı— Bütün komiteler çalışmalarına son veriyorlar— Başmurahhasların sulh nutukları— İmza tarihi: 24 Temmuz 1923— Dünya matbuatının neşriyatı.

XXXVIII "Eski türkıye maziye karışmıştır!„ / 457-461
Konferansın son günleri girişilen mücadele— Sulhü elde edinciye kadar İsmet Paşanın karşılaştığı mâniler— 4 şubat muahedesi ile 24 temmuz muahedesi arasındaki farklar—Muahedenin yarattığı tesirler.

XXXIX 24 Temmuz 1923: imza törenı / 462-472
Lozan Palasta heyecan— Sokaklarda görülmemiş kalabalık— Rumini sarayında merasim— Türk heyeti mıuahedeyi imzaya gidiyor—İmza merasiminde göze çarpain manzaralar— İsviçre Cumhur Re-isinin nutku— "Efendiler, buyurunuz, imza ediniz!„— İsmet Paşa Gazinin altın kalemiyle ilk imzayı atıyor— Türkiye Devletinin kurulduğu tarihi an: 24 Temmuz 1923, saat üçü dokuz geçe— Gazinin tebrik telgrafı.

XL Netice / 473-474

XLI Ek / 475-488

ÖNSÖZ

Lozan Konferansını yazmak yirmi seneden beri hasretini çektiğim bir emeldi. Osmanlı İmparatorluğunu tasfiye ederek yeni Türk Devletini kuran tarihi hadisenin nasıl cereyan ettiği hakkında - inanılmaz görünür - tek kitabımız olmaması, gönlümdeki arzuyu kamçılayark onu memlekete karşı bir ödev haline getirdi.

Lozan Konferansını kavrıyabilmek için «Mudanya Mukaveles'i» ni, — ve daha geriye bakarak — Garp Devletlerinin Gazi Mustafa Kemale adam gönderip sulh isteyişlerini, anlaşma zorunda kalmalarının sebebi olarak kurtuluş zaferini, nihayet bütün imkânsızlıklara rağmen o zaferi doğuracak bir ıztırap pisikolojisi içinde kavrulmuş Türk Milletine Osmanlı, Imparatorluğunun son üç yüz senesi boyunca Garp Devletlerinin neler çektirdiklerini bilmek lâzimdir. Ancak böyle umumi bir kavrayış, İsmet Paşanın Lozanda Osmanli imparatorluğu adı verilen hangi ceseidi gömmüş ve hangi çapta bir memleket yaratmış olduğu hakkında fikir verebilir.

Bu kitabı yazarken, okuyucu olarak, daha çok istiklâl sevaşı yapılırken henüz doğmamış veya henüz doğmuş olan, meselâ kendi oğlum gibi, bugünün ve yarının genç nesillerini düşündüm. Onun için bir efsaneyi andıran, Büyük Türk mucizesini, bir nevi hikâye, bir nevi yazılı filim gibi anlatmaya çalıştım. Bu bakımdan kitap, Lozan Konferansının resim yerine yazı kullanılmış bir çeşit «projection»'u sayılabilir.

Filim, Türk Milletinin geniş hayal perdesini kaplayıp taşan canlı bir levha halinde, Mustafa Kemalin, atlılarının başında, yanan İzmire girmesiyle başlar; kaçan bir ordunun bozgun manzarası gözlere dehşet verir. Bir elçi gelir, Türk Başbuğundan sulh diler. Derken, zırhlı gemilerine binerek İstanbuldan Mudanyaya koşan ecnebi kumandanlarının düşünceli çehrelerini ve harb meydanından gelen İsmet Paşanın, ahşap bir evde, kendilerine Türk Ordularını durdurmanın şartlarını kabul ettirişini seyrederiz. Az sonra, bir padişahın gece yarısı bir düşman zırhlısına binerek sarayından kaçtığı görülür. Bir vatan haini İzmitte linç edilir. Alta yüz senelik koca bir babıâli birdenbire çöker ve nihayet, Türk Başmurahhasını, bir İsviçre şehrinde, bir göl kenarında, başında kalpağıyle, Garp Devletletiyle karşı karşıya görürüz. Asırlardan beri ilk defa olarak genç bir Türk Generali, Avrupanın, karşısına, milletinin kabahatlerini ödemeye değil, fakat zaferinin neticelerini toplamaya gelmiştr. Bu suretle kurtuluş zaferi ile başlayan filim, birçok kanla ve heyecanla safhalardan geçtikten sonra, Lozanda sulhun imzasiyle biter. Son manzara, Avrupa devletleri murahhaslarının bir masa üzerine eğilmiş başlarının ve Türkün istiklâlini sağlayan bir muahede altına imza atışlarının canlanmış levhasıdır.

Kitapta üç noktaya dikkat edilmiştir:

1 — Vakalari (ve insanlari o tarihte olduklari gibi yazmak,
2 — Meseleleri, geçirdikleri müzakere safhalarının seyrini takibederek, eksiksiz ve değişiksiz anlatmak,
3 — Konferansı bütün havasiyle yaşatmak.

Gazetecilik hayatımın bir talihi olarak içinde yaşadığım bu konferansın yirmi sene evvelki havasını, sıcaklığının bütün dereceleriyle bu kitabın içine koyabilmek için, o zamanki bütün notlarımı, birçok mektup ve telgrafları, yerli ve yabancı gazete koleksiyonlarını, resmi konferans zabıtlarını, Millet Meclisi müzekerelerini, orijinal metinlerden «Nutuk» a kadar birçok vesikaları karıştırmak lâzım geldi. Aynı zamanda, konferansta bulunan müşavirlerimizden, müphem kalmış noktaları aydınlatmak için, faydalandım. Bu suretle benim yaptığım, nihayet hepsini bir araya toplıyabildiğim dağınık konferans malzemesine çeki düzen vermek, zabıtları ayıklıyarak asıl özleri meydana çıkarmak ve onlara kendi görgü ve bildiklerimi ilâve etmekten ibaret oldu. Ancak, kitabın, her bakimdan, objektif özünün bozulmamasına dikkat ettim.

Kitabın neşrinden umulabilecek hizmetler ise şunlardır:

A — Türk tarihinde bir devri kapıyarak başka bir devri açan en mühim siyasi vâkıayı, kendisini terkibeden bütün unsurlarıyle bir araya toplamak ve onu, hattâ günleri ve saatleriyle, konferansın hususi hendesé ve mimarisi içinde, olduğu gibi mahfuz bulundurmak,

B — Milli Hâkimiyet rejimini, beynelmilel mahiyet gösteren en büyük eserinin aydınlığı içinden bakarak, kendisinden evelki mutlakiyet rejimlerinden ayıran kafa, göz, sinir, ruh farklarını meydana koymak,

C — Bütün bir düşmanlık cihanının toplandığı bir konferansta, hattâ yedi devlete karşı bile olsa, bir tek millet haklarının hangi siyasi ve ahlâki seciye ve vasıflarla korunabileceği hakkında Türkiye Başmurahhasının yarattığı örnekten faydalanmağa çalışmak.

Zira tarihin seyri bize öğretir ki, erkânıharb Miralayı İsmet Beyi Garp Cephesi Kumandani İsmet Paşa ve Garp Cephesi Kumandanı Ismet Paşayı sıra ile Türkiye Hariciye Vekili, Türkiye Heyeti Murahhasa Reisi, Türkiye Başvekili ve nihayet Türkiye Reisicumhuru ve Milli Şef yaptıran vasıf lar, asla değişmiyen, hep aynı siyasi ve seciye ve vasıflardır:

Meseleleri fikrin haritası üzerinde lâyık oldukları yerlere koymak, hâdiseler üzerinde karar vermeden evvel bütün ihtimâlleri aklın mizanına vurmak, bir kere karar verdikten sonra, hükmünü azimle yürütmek, tatbikatta çıkacak zorlukları sabırla, soğuk kanlılıkla, fakat mutlaka yenmek ve memleket aşkıyle mesuliyet duygusuna her şeyin üstünde yer vermek!

Lozan Konferansında Türk dâvasını kazandıran vasıfların, o konferanstan yirmi sene sonra dahi, Türkiyeyi, dünyanın en korkunç yangının ortasında masum tutabilmenin sırlarını taşıyan aynı vasıflar olduğundan da şüphe yoktur.

Bu kitap, Lozan Konferansının ebedi bir güneşle aydınlanmış, göz kamaştırıcı, ihtişamlı âbidesi yanında, onun çok küçültülmüş, fakat nispetler muhafaza edilerek tam ve doğru olmasına çalışılmış minyatür bir heykelidir. Eğer yarın, o büyük eseri, bütün heybetiyle, daha zengin malzeme ile, çok daha büyük hacımlarda anlatacak fikir ve yazı adamlarımız için bir yardımcı rolü oynıyabilir ve bugünle yarının Lozanı yalnız senede bir kere kutladıkları  için umumi surette bilen gençlerine daha aydınlık bir fikir verebilirse, bu, Türk Milli kütüpanesi içinde kendisi için kâfi mazhariyettir.

A. N. Karacan


Ali Naci Karacan

Lozan Konferansı ve İsmet Paşa

Türk inkılâp tarihi enstitüsü yayınları

Türk inkılâp tarihi enstitüsü yayınları: 3
Lozan Konferansı ve İsmet Paşa
Ali Naci Karacan


Ankara: 7.7.1943

Başvekil

Muharrir Ali Naci Karacan'a

Millî Kurtuluş tarihi üç askerî, bir de siyasi zafer üstüne kurulmuştur. İnönü zaferi dağınık kuvvetler yerine kurduğumuz ilk muntazam ordunun, askerî emir ve kumandanın zaferidir. Sakarya, düşman istilâsını vatanın bağrında durduran ve geri çeviren; Dumlupınar, istilâ ordularını yok ederek millî istiklâli kuran askerî zaferlerdir. Lozan muahedesi ise yeni Türkiye devletinin toprak ve hak bütünlüğünü ve tamamlığını, harbi kazanan devletler başta olmak üzere bütün milletler âlemine tanıttıran ve tasdik ettiren siyasi zaferin şanlı ve şerefli vesikasıdır.

İnönünde İsmet Paşa cephe kumandanı, Sakaryada Mustafa Kemal Paşa başkumandan ve Ismet Paşa cephe kumandanı, Dumlupınarda Gazi Mustafa Kemal Paşa başkumandan ve İsmet Paşa gene cephe kumandanı, Lozan görüşmelerinde Gazi Mustafa Kemal Paşa Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi ve İsmet Paşa Büyük Millet Meclisi hükûmetinin Hariciye Vekili ve başmurahhası idi. Bu suretle yeni Türkiye Devletinin temel taşlarına, Ebedî ve Millî Şeflerin adları, tarihin yanılmaz ve yanıltılmaz eliyle kazılmış bulunmaktadır.

Gerek askerî zaferlerimiz, gerek siyasi zaferimiz için ne yazılsa, ne kadar yazılsa azdır. Bugünkü, yarınki ve asırlar sonrası gelecek genç nesiller, enerjilerini, gururlarını, güvenlerini bu kaynaklardan tazeliyeceklerdir. Lozan konferansının etraflı bir tarihini yazmakla, siz, hâdiseler içinde yaşıyan neslin borçlu olduğu bir vazifeyi yapmış oluyorsunuz. Eseriniz, Türk edebiyatına esaslı bir hizmettir. Tebrik eder ve emeğinizin, muvaffakıyetinizin bu yolda çalışanlara örnek ve teşvik olmasını dilerim.

İnkılâp Enstitüsünün, ilgili kanunla üzerine aldığı vazife iki taraflıdır; biri İstiklal mücadelesinin ve inkılâbın her olayını, bu olayların her maddesini dikkatle toplamak, ikinci olarak da bütün bu toplanılan madde ve belgeleri memleket içinde, hattâ dışında yaymaktır.

Metotlu tarihin yazılış üslûbu ne kadar güzel olursa olsun ciddi edadan kendini uzak tutması imkânsızdır. Onun için tarih iddiası olmaksızın olayların serbest bir kalemle nakli, tarih yakalarının perde arkalarını gösterme bakımından özel bir değer taşır. Hâtıralar bu türlü yazılardır. Görüşlerin, görülen şeylere uyma nisbetleri çoğaldıkça, onlar zaman içinde tarih kıymetini de alırlar. Tarihte objektif oluş nasıl yüzdeyüz değilse, hâtırada da subjektif oluş bu dozda olamaz. Gören ve yazanın dikkati, hâtıranın öznel görünüşü içinde nesnel varlığını, tarihe inanılır gibi güvenilecek dereceye çıkarabilir:

İnkılâp Enstitüsü, İstiklal mücadelesinin neticesini aldıran Lozan için Karacan'ın kaleminden çıkmış bir hatıra albümünü neşretmekle vazifesinin ikinci kısmında kıymetli bir başlangıç yapmış oluyor. Lozan bizim için aziz bir hatıra, tarih için ehemmiyetli bir olaydır. Ebedi Şefin büyük ve isabetli bir takdirle harb gibi sulhu da yüksek zekâ ve iradesine emniyet ettiği Milli Şefimiz İnönü'nün şahsiyetini, Karacan'ın bu kitabında, Lozan'da birbiri arkasına ve çok kereler fırtınalı geçen olaylar arasından çizgi çizgi belirir ve canlanır görüyoruz.

Lozan konferansı esnasında Başmurahhasın emrinde ve yakınında bulunan Sıvas Mebusu Atıf Esenbel, bu kitabın müsveddelerini okudu. Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsünün Yönetim Kurulu, riyaset ettiğim bir toplantısında basım kararını vermeyi, o devreyi iyi bilen bu salâhiyetli arkadaşın reyine bağlamıştı. Bu ricamı lûtfen kabul buyuran Esenbel, 22.VI.943 tarihli raporunda şöyle diyor:

«Ali Naci Karacan'ın yazdığı ve tetkikini lûtfen bana havale buyurduğunuz (Lozan konferansı ve İsmet Paşa) isimli eseri dikkatle okudum. Hâsıl ettiğim intibaları sırasiyle arzediyorum:

A — Eser; Lozan sulhunun, klasik şekil ve anlamda yazılmış ve muayyen tabakalara hitabeden bir tarihi değildir. Daha ziyade, konferans müzakerelerinin bütün safhalarını, onu idare eden insanların, kudret ve zaaflarıni, her tabakadan okuyucuların anlıyabileceği ve heyecanla takibedeceği gibi yazılmış büyük bir röportajdır; denilebilir. Eserin bu hususiyeti, çok büyük bir rağbet göreceğine şüphe bırakmamaktadır.

B — Hadiseler ve müzakere mevzuu olan meseleler, gerek tarihleri, gerek müzakere ve münakaşa şekilleri itibariyle hakikata uygundur.

C — Vakalar ve insanlar, o tarihte olduktan gibi anlatılmışttr.

D — Türk delegasyonu Başmurahhası ile diğer delegasyonlar murahhasları arasında ve umumi celselerde; vaki olan ve kitapta muhavere şeklinde; yazılmış bulunan münakaşaları konferans procès verballeri ile karşılaştırdım. Bunların da resmi zabıtların aynı olduğunu gördüm.

E — Konferans müzakerelerinin zaman zaman çıkmaza girmesi, yeni bir harb tehlikesinin belirme'si ve konferansın birinci dağılması gibi büyük hadiseler, her sınıftan okuyucuyu heyecana düşürecek gibi cazip bir lisanla vülgarize edilmiştir.

F — Eseri bu hale getirmek için büyük gayret sarfedildiği ve birçok vesaike müracaat edilmiş olduğu görülmektedir.

Netice: Eser, her bakımdan Lozan konferansının bütün safhalarını ve onun büyük kahramanının yüksek şahsiyetini en doğru, en sade ve fakat en heyecan verici bir tarzda anlatan tek eserdir. Bunun gibi daha birkaç tanesinin telifini temenni ederken basılmasında büyük isabet olduğunu arz eder ve tazimlerimin kabulünü rica ederim».

Arkadaşımın dikkatle tetkik ettiği bu eser hakkındaki şahadetini ehemmiyetli görürüm. Lozan'ı yaşamış olanlardan sonra doğup gelecek nesiller, bu kitapta Cumhuriyet tarihimizin en önemli bir safhasını, o devri yaşayanlar gibi duyabileceklerdir. İleri çocuklarımıza bu imkânı kazandırmış olan kalemi takdir ve teşekkürle karşılarım.

30 haziran 1943
Maarif Vekili
Hasan-Âli Yücel

PDF
Downloading this document is not permitted.


Foundation-Kurdish Institute of Paris © 2024
LIBRARY
Practical Information
Legal Informations
PROJECT
History & notes
Partenaires
LIST
Themas
Authors
Editors
Languages
Journals