Arkadaşım Yılmaz Güney
-Bir dosluğun öyküsü-
Bir okuru, Mehmet Kemal'e soruyor:
"Yılmaz Güney, bizim ölümüz değil miydi?"
Ünlü yazar, söz konusu soruya, Bu Darbeler Kimin İçin adlı kitabında şu yanıtı veriyor:
"Yılmaz Güney, sadece bizim ölümüz değil, dirimizdi de..."
Ne yazik ki, Mümtaz Soysal'ın "Mezar Taşı Yazmak Zordur" adlı yazısında, "Türk sinemacılığını dünya düzeyinde tanıtıp Altın Palmiye'ye kadar tırmanan bir sinema dehası" diye tanımladığı Yılmaz Güney'in dirisine değil, "ölü"süne bile sahip olamadık...
Çünkü "kötü kaderi"nin taktığı çelmeyle, ya da özel yaşamındaki bir dizi "yanlışlığı" yüzünden "vatansız" bir sanatçı olarak yabancı topraklarda can verdi Yeniceköylü Yılmaz Güney.
Adana'nın Yeniceköyü nerede, Paris'teki Pere Lachaise Mezarlığı nerede?
Hey gidi "kara yazgılı Yılmaz Güney" hey...
İÇİNDEKİLER
BAŞLARKEN / 7
halk sanatçısı / 7
Uç sinema adamından biri / 8
isyankâr ama saygılıydı da / 8
ARKADAŞIM YILMAZ GÜNEY / 11
kimsenin hatırlayamadığı bir işçi çocuk / 11
ilk hapislik ve bir gönül borcu / 13
"ikisi de cesurdu" / 15
öfkeli aktörün gazabı / 16
öyle bir oyun ki / 17
dramatik bir çocukluk çağı / 19
çetin emeç çok genç, yılmaz güney şöhretsizdi / 20
biraz ucuz şarap, biraz da domates peynir / 22
"güneş her sabah aynı yerden doğmaz / 24
"ses"te dört sütuna manşet / 26
ve "muhteşem buluşma" / 27
candan ve sıcak üç dost / 29
21 filmlik "büyük rekor" / 30
anadolu'dan gelen sesler / 31
bir şiir dizesinden film adına / 33
kazankaya ile işbirliği / 34
başarının sırrı / 37
önce dost sonra sevgili oldular / 38
iki sevgiliyi ağlatan konçerto / 39
ve güzel insanı çirkinleştiren silah / 40
evet bu da bir sömürüdür / 41
büyük çelişki / 43
can ana, elif kız / 45
antalya film şenliğinde "ahlaksızlık''la suçlanış / 45
olay yarattıkça büyüdü / 46
"çirkin kral" / 47
can ünal'ın baskını / 49
yılmaz, nebahat çehre ile evleniyor / 50
güney'in yaşamında şarap şişelerinin yeri / 51
nebahat çehre evden kaçıyor / 55
yeşilçam'daki asker kaçaklarından biri / 56
sırça fanus kırılınca / 58
ayrılmak şart oldu / 61
iki karılı aktör / 62
arabayla nebahat'ın üzerine nasıl yürüdü / 62
yine kocasını korudu / 63
son pişmanlık faydasız / 63
yıldırım gencer ile tele-kavga / 63
nebahatçehre'ye uyarı / 65
ünlü aktörü kızdıran fotoğraf / 65
ben sana mecburum / 67
izne çıkan askerin macerası / 67
yıldırım gencer'e hapishane ziyareti / 70
feri cansel, adliye koridorlarında / 71
bir gazeteciyi de sevdi / 72
oya peri saplantısı / 73
"sıkıyönetim" uyguladı / 75
yılmaz güney adına halkı aldatanlar / 76
düşlerdeki genç kız: fatoş / 78
film setinde tanıştılar / 78
mualla özbek devreye'girince / 79
ve garip bir davetiye / 80
güney'le barışıyoruz / 82
bir kumar borcu belgesı / 83
tutuklanıyor / 85
ödüller ve "baba"nın başına gelenler / 86
"görülmüştür" damgalı sevda mektupları / 88
"benim aslan karım" / 88
güney, özgürlüğüne kavuşuyor / 92
"arkadaş' 'ın gişe zaferi / 94
"endişe" ve / 94
takvimden kara bir yaprak / 96
mutlu'yu gerçekten güney mi öldürdü? / 97
adli tıp ve bilirkişi raporları ne diyor? / 98
şerif gören ne diyor? / 98
erden kıral'la neden anlaşamadı? / 100
'yol' ve cannes'da ödül / 102
gıyabında yeni bir mahkumiyet / 106
yasadışı TKP ve güney / 107
yılmaz güney öldü / 108
sanatçı gerçekte ne zaman öldü? / 110
HALK SANATÇISI
9 Eylül 1984 yılında "kaçak" bir Türk sinemacısı olarak yaşadığı sırada Paris'te kanserden ölen Yılmaz Güney, bir solcu, bir Marksist, ya da Kürtçü müydü? Sanatçının tüm siyasal düşünceleri konumuzun dışında kalıyor. Onun bu çalkantılı politik dünyasını elbette bir gün gelecek, siyaset tarihçileri yargılayacak...
Bu bizim işimiz değil...
Bize göre, bir sinemacı olarak "halk sanatçısı''dır Yılmaz Güney. Ve bu gerçeği Kemal Tahir, şu sözleriyle ne güzel vurgular:
Yılmaz Güney, gerçekten halktan yetişmiş, halkın bir şeyi nasıl görmek istediğini belki derin ilmiyle değil, yaşantısıyla bilen bir halk sanatçısıdır. Böyle sanatçilardan, bir aydın olarak benim öğrenecek çok şeylerim olduğuna inaniyorum.
ÜÇ SİNEMA ADAMINDAN BİRİ
İşte, 1963 yıllarında tanıdığım Yılmaz Güney'i, birlikte geçirdiğimiz günlerin, gecelerin anılarından oluşan bir yaşamı ve giderek Yeşilçam sokaklarında nasıl devleştiğini gözler önüne sermeye çalışacağım bu anılarımda. Kimi zaman sürekli, kimi zaman kopuk kopuk bir arkadaşlık sürdürdüğümüz Güney'in yaşamı, elbette uzaktan izlendiği gibi değildir. Hele, Attila İlhan'ın o güzel deyimiyle "barlarda, içki masalarında laf üretip, vakit tüketen aydınlar''ın bakış açılarıyla görüldüğü gibi hiç değil. Çünkü "yaşayan bir lumpen" yaşamayan bir aydından çok daha hayat dolu ve üstelik gerçekçidir. İşte, 47 yıllık yaşamının büyük bir bölümü "mapushane damları" altında geçen Yılmaz Güney, özel yaşamındaki "duygusal yanlışlıkları" bir yana, Türk sinemasının "belkemiği"ni oluşturan organlardan biridir. Metin Erksan ve Lütfi Akad'la birlikte üzerinde durulması gereken "üç sinema adamı''ndan biridir de ayrıca.
İSYANKÂR, AMA SAYGILIYDI DA
Türk sinemasının, gölgesi yüzüne vuran dolma burunlu, kavruk yüzlü "hırçın çocuk"u Yilmaz Güney'le olan dostluğumun günlüğünü tutmadığım için şimdi çok hayıflanıyorum. Çünkü 1963 yıllarında "İkisi de Cesurdu"yla oyunculuğunu benim keşfettiğim, 1968'lerde ise Sinematek Derneği'nin yönetmenliğini Seyyit Han'la keşfettiği Yılmaz Güney için, bu büyük bir eksiklik belki... Silaha ve kumara tutkun, isyankâr; ama bu kusurlarının yanı sıra önünüzde düğme ilikleyecek kadar da saygılı, kibar ve duyarlı bir kişiliğin sahibi olan Güney'i inkar etmek, yaşamdan dışlamak da elbette mümkün değil. Çünkü halkın bağrında yaşayıp efsaneleşen bir sinemacının kusurları bir ölçüde bağışlanabilir.
Agâh Özgüç, Yılmaz Güney'le (foto. alt yazı)...
Hele Türk sinemasını tüm dünyaya tanıtan bu kişi Yılmaz Güney olursa...
İşte, 20 yıllık bir dostluğun ve bu süre içinde meydana gelen kavgaların, aşkların, çeşitli olayların üzerine kurulu hareketli bir öykü izleyeceksiniz bu anılarda. Son derece yalın bir Yılmaz Güney gelecek gözlerinizin önüne.. Her şey, nasıl yaşadıysa, öyle... Yani, kesinlikle abartının tuzağına düşmeden anlatmaya çaIıştığım "Ölümsüz" bir "ölünün öyküsü bu.
Arkadaşım
YILMAZ GÜNEY
AGAH ÖZGÜÇ
BROY YAYINLARI: 45
SİNEMA DİZİSİ: 1
mayıs 1988
Kapak Düzeni
HOY AJANS
(Her oylumda Yayın Ajansı)
Bu kitap bir HOY AJANS ürünüdür
AGAH ÖZGÜÇ
Arkadaşım
YILMAZ GÜNEY
– BIR DOSTLUĞUN ÖYKÜSÜ –