Diaspora Mekânları: Kürt kimlikleri Minoo Alinia Avesta
Bu kitabın konusu yurtsuzluk ve yerinden edilmişlik olup, başta göçmenler, mülteciler ve diasporalar olmak üzere yerinden edilmiş grupların köken, vatan (yurt) ve ulusal aidiyet sorunlarıyla nasıl başa çıktıklarının kapsamlı izini sürmektir. Bu sorunlar, kimlikler ile toplumsal ilişkilere giderek daha fazla vurgunun yapılmasıyla bu grupların siyasi kategoriler halini aldığı artan nüfus hareketleri ile global bir iktidar hiyerarşisi bağlamında ele alındı. Kitap, bu aşamalara dahil olmuş insanların deneyimleri temelinde Kürt diaspora kimliği ve hareketini inceliyor. Göteborg'ta yaşayan yirmi-iki Kürt kadın ve erkekle mülakat yapıldı. Hepsi, İsveç'teki Kürt mültecilerin "birinci kuşağı'ndan olup farklı siyasi ve kültürel eylemlerde yer almışlar. Bu araştırmanın öncelikli amacı bunların İsveç, doğdukları ülkeler ve Kürt diaspora kurumlan ve hareketleriyle olan ilişkilerini araştırmaktır, ikinci amacı, diasporanın temel özelliklerine -yurda dönüş arzusu ve kolektif kimlik oluşumu- yoğunlaşarak diaspora kavramının kuramsal gelişimi ve açıklığa kavuşturulmasına katkıda bulunmaktır. Bunlara ilaveten bu çalışma, toplumsal hareketler teorisini diaspora teorisiyle birleştirerek bireysel ihtiyaçların ve eylemlerin diaspora kimliklerinin ve topluluklarının oluşumunda toplumsal süreçler ve yapılarla nasıl etkileşime girdiklerini inceliyor. Bu çalışma ayrıca, Kürt diaspora topluluğunu bölen iç sınırlar ve çelişkilerin de altını çiziyor. Araştırma, Kürt milliyetçiliği ve kimliğinin, Kürt diasporası içinde güç kazanıp yaygınlık kazandığını ve etkinliklerinin de bu süreci etkilediğini teyit etmektedir. Kürt diasporası kimliklerin ve de Kürtler üzerinde hâkimiyet kurmuş devletlerin izlediği politikaların sınırlarına yeniden meydan okumaktadır.
Minoo Alinia - 1960 yılında İran Kürdisıanı’nda doğdu; Senendeclidir. 1990 yılından bu yana, 2004 yılında Göteborg üniversitesinden sosyoloji doktorasını aldığı İsveç’te yaşamaktadır. Şimdilerde Mid-Sweden üniversitesinde sosyal hizmetler bölümünde çalışıyor. Araştırma konulan küreselleşme.. küresel göç, sınır ötesi milliyetçilik, diaspora, milliyetçilik ve cinsiyet ilişkileridir. Şu anda, odağında kadınların namus adına baskıya ugramalan ve öldürülmelerinin yer aldığı, Kürt kadınlarının durumuna ilişkin bir araştırma projesi üzerinde çalışıyor.
İçindekiler
Sunum / 9 Türkçe baskıya önsöz / 13 Teşekkür /17
Birinci Kısım Tarihsel ve Sosyo-Polıtik Çerçeveler / 23
1. Giriş / 25 Bir çocukluk anısı üzerine düşünceler / 25 Nedir sorun? / 27 Bu proje nasıl ortaya çıktı ve amaçları nelerdir? / 28 Analitik kavram olarak diaspora / 31 Kürt diaspora deneyimleri / 34 Kürt dağılım coğrafyası / 34 Kürt diasporası üzerine yapılmış bazı araştırmalar / 37 Kürt diaspora toplulukları / 37 Kürt diasporası ve Kürt milliyetçiliği / 38 Kürt diasporası, medya ve yayınlar / 38 Kitabın düzeni / 39 Ek düşünceler / 42
2. Kürt kimliği: Tarihsel bir bakış / 43 Giriş / 43 Coğrafya, ulus ve dil / 43 Kürt milliyetçiliği ile inkâr ve direnişin tarihi / 46 Iran ve Osmanlı İmparatorluklarında Kürtlerin konumu / 48 Osman,i İmparatorluğunun sonu ve Kürt sorunu / 50 Ulus-devletlerin kurulması, dışlanan kimlikler ve Kürtlerin tepkileri / 52 Türk milliyetçiliği: Toptan inkâr ve zorunlu asimilasyon politikaları / 52 Irak: Kültürel otonomi ile soykırım arasında / 55 İran: Ne inkâr ne de tanıma / 59 Suriye: Sistematik göç, dağılma ve Araplaştırma / 63 Kürt kimlikleri: Süreklilikler ve değişimler / 65 Özet / 68
3. Küresel göç, vatandaşlık ve aidiyet politikaları / 69 Giriş / 69 Vatandaşlık ve küresel göçün meydan okumaları / 70 Ulus-devletler ve küresel göçün paradoksları / 72 Çağdaş göç: Tarihsel kökenler ve jeopolitika / 76 Göçmen 'öteki' ve hareket kolindeki uyrukların hiyerarşisi / 78 Zorunlu göç ve sürgünün konumu / 80 Güney-Kuzey göçü ve göçmen Ötekini söylemsel dışlanışı / 84 Göç, yabancılar ve İsveç toplumu / 87 Özet / 92
İkinci kısım Kuramsal ve metodolojik çerçeveler / 95
4. Diaspora / 97 Giriş / 97 Diaspora kavramı: Etimolojiler ve tanımlar / 98 Soyut geri dönüş fikri: Diasporanın (re)territorial nosyonu / 99 “Hareket halindeki mekân": Diasporanın yurtsuzluk mefhumu / 104 Öz-iddiası: Öz ya da konum siyaseti / 110 Sosyal hareketler olarak diasporik seferberlikler: Kuramsal bir çerçeveye doğru / 114 Diasporik bilinç, kolektif kimlikler ve kolektif eylem / 115 Diasporik özdeşim diyalektiğivl / 118 Diasporik hasletler: “Yurtsuzluk" ve “yurt" politikaları / 118 Mekân politikası ve memlekete geri dönüşlerin taşıdığı anlamlar / 122 Özet / 124
5. Bir Araştırma projesi bağlamında bir yolculuk: Veri, teori ve metodoloji üzerine düşünceler / 127 Giriş / 127 Metodolojik Düşünceler / 128 Karşılıklı etkileşimde teori-veri ve makro-mikro / 128 Deneyimler, ifade biçimleri ve söylemler / 131 Analiz: Bireysel deneyimler ve toplumsal süreçler / 134 Çözümleyici mülakatlarda doğrulamanın meşruiyet kriteri / 137 Sınır çizme - seçim ve prosedür / 140 Araştırmanın mikro-politikaları: Etik, roller ve iktidar ilişkileri / 144 Araştırmanın amaçları ya da ortak yaratıcılar, bir etik tartışması / 144 Araştırmacının çifte rolü-araştırmanın ikilemi / 148 Ben nerede duruyorum? / 150 Özet / 152
Üçüncü kısım “Yurtsuzluk”, yurt özlemi ve mekan politikaları / 155
6. İsveç’te bir vatandaş, Kürt ve göçmen öteki olmak / 157 Giriş / 157 Yerinden edilme deneyimleri, sürgün ve ötekilik / 158 İsveç’in iki yüzüyle karşılaşmak: (I) Demokrasi ve “kültürel seçim özgürlüğü” / 162 Çokkültürlülüğün paradoksları / 165 “Bu toplumda gerçekten özgürlük var" / 166 “Benim için çok hoş bir ortam oldu" / 168 İsveç’in iki yüzüyle karşılaşmak: (II) Yapısal ayrımcılık ve gündelik ırkçılık / 170 “Invandrare" (göçmenler) olarak ötekiligi yaşamak / 174 “Buna benzer çok şey gördüm ama görmezden gelmeye çalıştım” / 175 “Bir markete gittiğinizde çalışanlarının size kuşkuyla baktıklarını anlıyorsunuz" / 177 “Renkli bir erkeğe, renkli bir kadına nazaran daha az saygı gösteriliyor" / 178 "Yüksek mühendisim ve temizlikçilik yapıyorum" / 179 Kürt olarak ötekiliği yaşamak / 181 “Sanki kadın öldürmek bizim kültürümüz" / 184 “Seni baban mı evlenmeye zorladı?" / 187 “Kim olduğum sorun değil. Zaten bana ilişkin bir fikirleri var" / 189 Özel / 190
7. Anavatanın izini sürmek / 193 Giriş / 193 Diasporik faaliyet mekânlan / 194 Kürt göçü: Yurttan dağılma ve eylemde bir araya gelme / 196 “Diğer Kürtlerle karşılaşmam ilk kaçışım sırasında oldu" / 196 Kürt medyası ve devletsiz araçların pratikleri / 198 Göteborg’ta kültürel dernekler ve yerel radyo istasyonları / 201 Kürt kültür dernekleri ve İsveç çokkültürlülüğü / 203 Kürt kültür dernekleri: Kültür hâzineleri ya da platformları / 204 “Kürt kültürünü öğretiyoruz" / 204 “Bir platforma sahip olmak iyidir" / 206 Kürt diasporası ve Kürt milliyetçiliği / 207 Sürgünlük, yurt özlemi ve milliyetçilik / 209 Anavatan nerededir - nedir? / 211 Diaspora mekanlarının tampon bölgesinde diasporalaşmış vatan / 212 Milliyetçi söylem: “Kürdistan annemdir” / 213 Solun karşı-söylemi: “Kürdistan benim için kutsal değildir" / 216 Yaşanmış deneyimler, siyasi söylemler ve jeo-politik gerçekler: Arada kalan konum / 218 Tereddütler, kararsızlıklar ve muğlâk vatan / 220 Isveç'te bir vatan? / 224 “Herhangi bir yere ait olmak istemiyorum - ben bir dünya vatandaşıyım” / 225 “Çocuklarım İsveçli. Kendimi burada misafir olarak göremem" / 228 Diaspora topluluğu içinde bir “sığınak”,“Kendi toplumunuzda siz birisiniz” / 231 Özet / 234
8. İsveç’te Kürt ol(un)mak: Direnme ve hayatta kalma stratejileri ve kimlik politikaları / 237 Giriş / 237 Karşılıklı etkileşimler, kimlikler ve iktidar ilişkileri / 238 Bir Kürt olmalı: İnkâr ve direnmenin bazı göçmenlik-öncesi deneyimleri / 240 İsveç’te bir Kürt ol(un)mak: Bireysel kimlik projeleri ve politik söylemler / 247 Dayatılan kimliklere direnme “Ne İsveçliyim ne de göçmen. Ben Kürdüm" / 250 Direnmenin paradoksları “Taş yerinde ağırdır” / 256 Aşağılık kompleksini içselleştirmek “O size ve sosyal yeteneğinize bağlıdır" / 261 Kürt kimliği ve solun karşı-söylemi “Ulusal sorun benim kimliğimi belirleyemez" / 266 Özet / 269
9. Cinsiyet stratejileri, kimlikler ve topluluk aidiyeti / 271 Giriş / 271 Kürt kadını kimliğinin bağlamı ve boyutları / 272 Üçüncü Dünya kadınları, mücadeleler ve kalıplar / 273 Ulusal bağımsızlık hareketleri ve cinsiyet sorunları / 275 Kadın ve göç / 280 Cinsiyet stratejileri, kimlik ve topluluk aidiyeti: (1) İsveç bağlamında / 285 “Erkekler geçmişte yaşıyorlar.. .biz geleceği daha fazla düşünüyoruz.. ” / 285 ‘‘İsveç toplumuna uyum sağlamakta iyiyim ” / 289 Engeller, soranlar ve kadınlar üzerindeki çifte baskı / 292 Cinsiyet stratejileri, kimlik ve topluluk aidiyeti: (II) Kürt topluluğu bağlamında / 297 “Kocaman bıyıklı siyaset" / 297 “Belki erkeklerin yüzde 70’i derneklerde kadın görmek istemiyorlar" / 301 Erkekler toplumsal hayatı ve siyaseti farklı yürütüyorlar / 304 Cinsiyet eşitsizliğinin açıklanması / 307 I. Ulusal Baskı “Bir kadın olarak, bir Kürt devletinde sesim çok daha fazla duyulacak’’ / 308 II. Kadınlar kendilerini suçlamaklar “Erkekler sorumlu değiller. Çocuklarımızın anneleri bizleriz” / 310 (III). Erkek egemenliği ve ataerkil yapılar “Kadınları özgür olmadıkça Kürdistan da özgür olmayacaktır” / 313 Özet/315
Dördüncü kısım Son sözler / 317
10. Mekâna ilişkin diaspora hareketi: Kürt deneyimi / 319 Giriş/319 Diasporanın ana özellikleri: Dönüş arzusu, kolektif kimlik ve hareket / 320 Diaspora teorisi ile toplumsal hareketler teorisini kaynaştırmak / 322 Faaliyet merkezindeki etkileşimler / 322 Politik ile bireysel olan üzerine düşünmek / 323 Kürt diaspora deneyimi ve konum siyaseti / 325 İktidar yapıları üzerine / 325 Mekânsal hareket / 327 Eylemde mekân / 329 Kürt diasporası ve cinsiyet ilişkileri / 331 Son gözlemler: “Yeni etnisiteler”, yeni nesiller / 332
EK 1: Mülakatçılar / 339
EK 2: Görüşmelerde sorulan sorular / 341
Bibliyografya / 343
SUNUM
Bu kitabın konusu yurtsuzluk (deterritoriality) ve yerinden edilmişlik (displacement) olup, başta göçmenler, mülteciler ve diasporalar olmak üzere yerinden edilmiş grupların köken, vatan (yurt) ve ulusal aidiyet sorunlarıyla nasıl başa çıktıklarının kapsamlı izini sürmektir. Bu sorunlar, kimlikler ile toplumsal ilişkilere giderek daha fazla vurgunun yapılmasıyla bu grupların siyasi kategoriler halini aldığı artan nüfus hareketleri ile global bir iktidar hiyerarşisi bağlamında ele alındı.
Kitap, bu aşamalara dahil olmuş insanların deneyimleri temelinde Kürt diaspora kimliği ve hareketini inceliyor. Göteborg’ta yaşayan yirmi iki Kürt kadın ve erkekle mülakat yapıldı. Hepsi, Isveç’teki Kürt mültecilerin “birinci kuşağı”ndan olup farklı siyasi ve kültürel eylemlerde yer almışlar. Bu araştırmanın öncelikli amacı bunların İsveç, doğdukları ülkeler ve Kürt diaspora kurumlan ve hareketleriyle olan ilişkilerini araştırmaktır. İkinci amacı, diasporanın temel özelliklerine -yurda dönüş arzusu ve kolektif kimlik oluşumu- yoğunlaşarak diaspora kavramının kuramsal gelişimi ve açıklığa kavuşturulmasına katkıda bulunmaktır. Bunlara ilaveten bu çalışma, toplumsal hareketler teorisini diaspora teorisiyle birleştirerek bireysel ihtiyaçların ve eylemlerin diaspora kimliklerinin ve topluluklarının oluşumunda toplumsal süreçler ve yapılarla nasıl etkileşime girdiklerini inceliyor.
Mülakatlara katılanların İsveç deneyimleri, bir yandan eylemlerini gerçekleştirmek için onlara toplumsal fırsatlar sağlayan demokratik ve siyasi özgürlük, diğer yandan da sıradan ırkçılık ve dışlanmayla ilişkilendirilmektedir. Alternatif mekânlar ve sığınaklar yaratma mücadelelerinde hafızaları, yaşanmış deneyimleri, kimlikleri ve geçmişleri dayanak olarak seferber edilmektedir. Bu süreçte, merkezde yurt ve yurda dönüş arzusu yer alır, ancak yurtla ilişkileri ve anayurt kavramları sadece yurtsal (territorial) terimlerle tanımlanamaz, bunun yanı sıra dışlanma, marjinalleşme ve “vatansızlığa” bir tepki olarak da ele alınmalıdır. Vatan kavramları esas olarak mekânlara ilişkin bireysel deneyimleri temel alan öznel yapılar ve bunların politik söylemlerde dile getiriliş biçimlerinden meydana gelir. Anlatımlarında, hepsinin kendini ilişkilendirdiği ve de özdeşleştirdiği belli bir anayurtla karşılaşmadım. Bu tez, mekan (location) politikası etrafında oluşmuş diaspora hareketleri ile mekan, kolektif kimlik ile topluluğun bu tür insanlar için bir “sığınak” haline geldiğini gösteriyor.
Bu çalışma ayrıca, Kürt diaspora topluluğunu bölen iç sınırlar ve çelişkilerin de altını çiziyor. Cinsiyet konusu, kadın ve erkeklerin deneyimleri ile kendilerini İsveç, doğdukları ülkeler, Kürt diaspora topluluğu ve hareketiyle bağlantılı olarak tanımlama biçimlerinin karşılaştırılmasıyla belirgin olarak tartışıldı. Varılan sonuç, hem erkeklerin hem de kadınların Kürt topluluğu içinde bir yer edinmiş olmalarına karşın, kendilerini İsveç toplumundan dışlanmış ve yalıtılmış hissettiklerini gösteriyor. Aynı zamanda, kadınlar Kürt diaspora topluluğuyla ilişkilerinde erkeklere nazaran daha fazla kararsızlık gösteriyorlar ve İsveç toplumuna karşı daha olumlu bir tavır sergiliyorlar.
Araştırma, Kürt milliyetçiliği ve kimliğinin, Kürt diasporası içinde güç kazanıp yaygınlık kazandığını ve etkinliklerinin de bu süreci etkilediğini teyit etmektedir. Kürt diasporası kimliklerin ve de Kürtler üzerinde hâkimiyet kurmuş devletlerin izlediği politikaların sınırlarına yeniden meydan okumaktadır. Bu kitap ayrıca İsveç bağlamında Kürt diaspora kimliği ile Kürt milliyetçiliğinin öncelikli olarak konum siyaseti oluşturduğunu, dayatılan göçmen kimliğine direnmek ve dışlanma ve de bunun içerdiği ötekilikten kurtulmak için bir araç olarak harekete geçirildiğini ortaya koymaktadır.
Anahtar kelimeler: Kürt diasporası, sürgün, anavatan, diaspora topluluğu, Kürt kimliği, mekan hareketleri, Kürt milliyetçiliği, İsveç, zorunlu göç.
Türkçe baskıya önsöz
Kürtlerin göç tarihinin son yirmi yılı, geniş ölçekli bir diasporik hareketlilikler dönemi olarak görülebilir. Bir Kürt ulus-ötesi topluluğu, Kürt ulus-ötesi hareketi, Kürt diasporik mekânı, Kürt göçmenler, mülteciler ve doğdukları ülkeler arasında ve ayrıca dünya çapında farklı ülkelerde yerleşik Kürtlerin kendileri arasındaki yoğun ilişkinin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Bu esas olarak, birbirine paralel giden iki sürecin sonucu mümkün olmuştur. Birincisi, Kült göç tarihinin son yirmi yılı, 1970’lerin sonlarında Batı’ya doğru Kürt mülteci göçünün başlamasından bu yana Kürt göçünün niteliği ve yönündeki değişimle karakterize edilebilir, ikincisi, bu değişim insanlık tarihinin, dünyanın farklı yerlerinde değişik boyutlara varan kitle medyası ve iletişim teknolojilerinin hızlı gelişimi ve yayılmasıyla nitelendirilen bir döneminde gerçekleşti. Batı ülkelerindeki Kürt varlığı, Kürt diasporasına konuşma özgürlüğü, örgütlenme ve politik ve kültürel aktiviteler gerçekleştirme hakkı gibi bir dizi demokratik haklar sağladı. Diğer yandan, Kürtler, göçmen ve Avrupa dışında doğmuş insanlar olarak küçümseniyor, dışlanıyor, marjinalleşiyor, ayrımcılık ve gündelik ırkçılıkla yüz yüze kalıyorlar. İsveç toplumundan dışlandıklarında Kürt topluluğu içinde alternatif bir sığınak buldukları için bu durum, Kürt kimliğinin güçlenmesine ve muhafaza edilmesine yol açmaktadır. Bu süreçteki diğer önemli bir faktör Kürt entelektüelleri ve farklı Kürt örgütleri oldu. Bilgiyi yayarak, kurumlar inşa ederek, sorunu tanımlayarak ve farklı eylemler örgütleyerek Kürt diasporik hareketinin önkoşulunu oluşturdular. Bu süreç içinde, daha çok kadınlar tarafından beslenen gündelik yaşam içindeki yoğun sosyal ağlar bu hareket için önemli bir temel oldu. Bu sosyal ağlar içersinde alternatif amaçlar ve kimlikler biçimleniyor, deneyimler paylaşılıyor ve insanlar ortak hedefler etrafında örgütleniyorlar.
Dünya, 1999 yılı baharında, Kürdistan İşçi Partisi (PKK) lideri Abdullah Öcalan’ın yakalanmasına tepki olarak birçok ülkede bulunan Kürt diaspora toplulukları tarafından eşzamanlı olarak yürütülen protesto eylemlerine tanık oluyordu. Kitlesel gösterilerin ve diğer eylemlerin büyük çoğunluğu, çok sayıda Kürt mülteci / göçmenlerin ve diasporik toplulukların yerleşik olduğu ve sosyal ve siyasi özgürlüklerden yararlandıkları Batı Avrupa’da gerçekleşiyordu. Bu, İrak Kürdistanı’nda binlerce insanın Baas rejiminin katliamlarından kurtulmak için İran ve Türkiye sınırlarına akın ettiği 1991 yılındaki Kürt ayaklanması ve onu takip eden mülteci felaketinden bu yana ikinci kez Kürtler ve onların içinde bulundukları durum küresel ilginin konusu oluyordu. Fakat 1991 yılıyla karşılaştırıldığında aradaki farklardan birincisi, 1991 yılında Batılı ülkelerdeki Kürt diasporik topluluklarının tamamen kendi inisiyatifleriyle harekete geçip eylem yapmalarıydı. İkincisi, 1991 yılında ilgi Irak’ın Kuveyt’i işgaline yönelik iken bu kez ilgi odağının sadece Kürt sorununa yönelik olmasıydı. Üçüncüsü, 1999 yılında Kürtlerin kendi medyalarına, özellikle de Kürt bakış açısına göre haber ve bilgi yayını yapan uydu TV kanallarına sahip olmalarıydı. Kürt seferberliği, kitle göçü, kitle medyası ve iletişim teknolojilerinin hızlı gelişimi ile bunların, insanların iletişime geçip ulusal sınırları aşarak harekete geçtikleri ulus-ötesi sosyal mekânların oluşumundaki ortak etkileriyle karakterize edildiği yeni küresel durumda Kürt hareketi için yeni imkânların hayata geçirilişini gözler önüne serdi.
Küreselleşme ve uluslararası göçle beraber birçok insanın hayatında kimlik ve aidiyet sorunları önemli bir yere sahiptir. Bugün, disapora grupları tarafından dünya çapında yürütülen eylemler ve hareketler dizisi için bireysel ve kolektif kimlikler önemli bileşenlerdir. Bu gruplar arasında kimlik ve kimlik oluşumu konularının nasıl ve niçin bu kadar önemli bir yer tuttuğunu anlamak için hem bireysel hem de toplumsal süreçler ile bunların etkileşimlerine ilişkin bir araştırmaya ihtiyaç vardır. İşte kitabın ilgili olduğu konu budur.
Bu kitap ayrıca İsveç’in göç politikasını ve göçmenlere İsveç toplumunda nasıl bakıldığını, onlara nasıl davranıldığını ve de bu durumun onların kimlik süreçleri üzerindeki etkisini de irdeliyor. Başta 1980 sonrası olmak üzere, savaş sonrasındaki Avrupa’ya büyük ölçekli göçler damgasını vurmuştur. Bunlar, nerdeyse tüm Avrupa ülkelerinde diaspora toplulukları dahil azınlık gruplarının oluşmasına yol açtılar. Avrupa toplumları çok daha fazla çokkültürlü bir hal aldılar ve kültürel çeşitlilik nerdeyse bütün Avrupa toplumlarının esas özelliği haline geldi. Siyasi bir ulus-devletin üyeliği şeklindeki vatandaşlık bir ulusun üyesi olmaktan giderek daha fazla ayrıldı. Bu ayrılma, vatandaşlık ve ulusal aidiyetin etnik temelini zayıflatıp ulus-devletlerdeki çok boyutlu üyeliğin ortaya çıkması sonucunu doğurdu.
Daha geniş bir perspektiften bakılacak olursa, bir dönüşümler süreci olarak Avrupa Birliği’nin genişlemesinin, toplumdaki farklı kimlik grupları arasında inşa edilen ve müzakere edilen sosyal sınırları çizeceği ve yeniden çizeceği söylenebilir. Ancak kimlikler devamlı bir dönüşüm halinde olup sınırlar da sürekli bir değişim halindedir. Böylece, barış ve gelişim üzerine araştırmalar yapan Björn Hettne’nin iddia ettiği gibi "Avrupa giderek heterojenleştiği için genişleme açısından daha fazla katılım, yeni toplumsal sınırlar bakımından içerde daha fazla dışlama anlamına gelebilir." Avrupa entegrasyonunun imkânları ile sınırlarını gözönünde bulundurduğumuzda, kolektif ve kültürel kimlik sorunlarıyla yüz yüze kalmaktayız. Örneğin İsveç’te ya da Avrupa’nın başka bir yerinde Avrupalı, İsveçli, Kürt, Türk olmak ne anlam ifade eder ve çağdaş Avrupa’daki kapsayıcı ve dışlayıcı süreçlerin sonucu olarak Avrupalı kimlikler nasıl gelişiyorlar?
Kürt örneği, tüm diasporaların paylaştığı iki ana özelliği gözler önüne seriyor. Bir tanesi, anavatanla olan varoluşsal ilişki ve onun gündelik hayatta sahip olduğu önem. Bu süreçte, vatansızlık, yabancılaşma, vatan özlemi duyguları ve özdeşleşme ihtiyacı, "yurt" ve topluluk aidiyeti el ele gider. Diğeri, yurt politikaları ve topluluk oluşumu etrafında kolektif eylem organize etmek ve kolektif kimlik oluşturmaktır. Sonuç olarak, diasporanm bir eylem yöntemi olduğu söylenebilir ve bu sıfatla da ulus-ötesi toplumsal bir hareket olarak tanımlanabilir. Devletsiz aktörler ve ulus-ötesi ağlar olarak diasporalar, uluslararası siyasi ve toplumsal eylemliliğe giderek daha fazla dâhil oluyorlar. Bu, sınırları aşan ulusların eylemcileri arasındaki uluslararası işbirliğinin, aksi takdirde imkânsız olacak olan değişime neden olabilecek koşullar sunduğu yeni bir döneme tanıklık etmektedir.
Temmuz, 2007
Birinci kısım
Tarihsel ve sosyo-polltlk çerçeveler
1. Giriş
Bir çocukluk anısı üzerine düşünceler
Ben bu proje üzerinde çalışırken zaman zaman çocukluğumdan bir anı beliriyordu kafamda. Büyük babamı, küçük avlusunda çeşmeli küçük havuzun yanı başında, nargilesini içerken ve nostaljik bir neşeyle radyo dinlerken hatırlıyordum. Müzik sesleri içinde kaybolmuş ve uzak yerlere gitmiş gibi görünüyordu. Müzik onu alıp bir kozaya sarıyor ve dış dünyanın dışında tutuyordu. Daha çok küçüktüm, hoş bir görüntü ve sevimli bir gözlem olması dışında bana hiçbir anlam ifade etmiyordu. Büyük babam aslen Azerbaycan Bakûlüydü. Yirminci yüzyılın başlarında genç bir adam iken İran’a göç etmiş, İran Kürdistanı’na yerleşip daha sonra büyük annemle evlenmişti. Niye göç ettiğini bilmiyorum. İran’da hiç akrabası yoktu ve Azerbaycan’daki akrabalarıyla da hiçbir bağlantısı yoktu.
Şimdi o anları hatırladığımda onun ailesini, insanlarını ve ona birtakım şeyler ifade eden yerleri özlediğini sanıyorum. Radyo yayınları ve özellikle müzik onun geçmişiyle tek bağıydı. Ne ilişki ...
Minoo Alinia
Diaspora Mekânları: Kürt kimlikleri Öteki olma deneyimleri ve aidiyet politikaları
Avesta
Avesta Yayınları Avesta | Kürt araştırmaları: 226 | 5 Spaces of Diasporas Kurdish identities, experiences of othemess and politics ofbelonging (Diaspora Mekânları, Kürt Kimlikleri, Öteki Olma Deneyimleri ve Aidiyet Politikaları) Minoo Alinia (Isveç-Göteborg, 2004) İngilizceden Çeviren Fahriye Adsay
Editör: Abdullah Keskin Dizi Tasanm: Ahmet Naci Fırat Kapak: Genco Demirer Tashih ve Mizanpaj: Avesta Birinci Baskı: 2007, tstanbul Baskı: Berdan Matbaacılık
Avesta Basın Yayın Reklam Tanıtım Müzik Dağıtım Ltd, Şti. Hüseyin Ağa Mahallesi Sakız Ağacı Caddesi Öğüt Sokak No: 7 Beyoğlu / İstanbul Tel-Faks: (0212) 251 44 80 (0212) 243 89 75
Ekinciler Caddesi Nurlan Apt. Giriş Katı No: 2 Ofis / Diyarbakır Tel-Faks: (0412) 223 58 99