Üniformalı Kasaplar
Günay Aslan
Pencere
Tarih: 14 Mayıs 1989 günü akşamı. Yer: Diyarbakır Hani ilçesi. İlçe sakinlerinden 45 yaşındaki Güllü Zeren adlı dul bir kadın, eski Orman İşletme Şefliği binasının yakınından geçerken, bu binada kalmakta olan görevli bir askerin «dur» ikazına —Türkçe bilmediğinden— karşılık veremediği için alnından tek kurşunla vurularak öldürülüyordu.
Tarih: 25 Nisan 1989. Konya kız lisesi öğrencisi 17 yaşındaki Sülfinaz İlboğa, öğretmeninin «kızım sen Kürt müsün» sorusuna «Ben Kürdüm» yanıtını verdiği için, okul idaresinin polise ihbarı sonucu, üç günlük işkenceli sorgudan sonra çıkarıldığı Konya Devlet Güvenlik Mahkemesi’nce tutuklanıyordu.
Tarih: 19 Mayıs 1989. Diyarbakır İnsan Hakları Derneği İzleme ...
Günay Aslan, 1960 yılında Van ili Özalp ilçesinde doğdu. Diyarbakır Eğitim Enstitüsü’nden ayrıldı. Cumhuriyet, Hürriyet gazeteleri ile 2000’e Doğru ve Sokak dergilerinde yerel muhabir, Doğu ve Güneydoğu Bölge Temsilcisi olarak görev yaptı. Kürt bölgelerinin gözlerden kaçırılmaya çalışılan, gizlenen gerçeklerini Türkiye ve Avrupa kamuoyunun gündemine getirmede önemli pay sahibi, Avrupa basın yayın organları ile televizyon kurulularının, Kürt haberlerinde en çok başvurdukları güvenilir ve ciddi bir haber kaynağı. Günay Aslan'ın daha önce yayınlanmış Yas tutan Tarih (33 Kurşun): adlı çalışması 1989 Yunus Nadi Armağanı ödülüne layık görülmüştür. Yazar halen serbest gazetecilik yapmaktadır.
Kasaplar Deresi’nde yatanların anısına...
İNKÂR VE İMHÂ
«Güneydoğu'da cereyan eden olaylar bir tahrik meselesidir. Tahrik ediliyor ve dış kaynaklıdır. Çünkü bizim, ülkemizin güneyi, kuzeyi, doğusu, batısı tüm bölgelerimizde yaşayan insanlar Türktür... Geçmişten beri de öyledir. Türkiye’nin hiçbir bölgesinde hiçbir şekilde kendisini Türk kabul etmeyen başka bir milletten olan insanımız mevcut değildir.»
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Yıldırım Akbulut’a ait bu sözler, Güneydoğu Anadolu bölgesindeki olaylar, laiklik, işkence, insan haklan, demokrasi ve Türkiye’nin Avrupa Topluluğu’na üyeliğine ilişkin görüşlerini 16 Aralık 1989 günü
Alman War Televizyonu’na açıklayan Akbulut, Güneydoğu Anadolu bölgesindeki olaylara ilişkin bir soruya, «Türkiye’nin hiçbir bölgesinde kendisini Türk kabul etmeyen insan yoktur» yanıtını veriyordu.
Tarih: 22 Kasım 1989. Diyarbakır Asliye Ceza Mahkemesi «Kürtçe konuştuğu» için 61 yaşındaki Saliha Şener adlı kadını bir yıl ağır hapis cezası ile cezalandırıyordu. Dokuz çouck annesi, ölen kocasından kalan üç aylık emekli maaşı ile geçinmeye çalışan Saliha Şener’in cezası 2 milyon 845 bin Türk Lirası para cezasına çevriliyordu. Bayan Şener, bu parayı devlete ödememesi —ödeyememesi— halinde bir yıl hapis yatacak. Saliha Şener mahkeme süresince kendini «Türkçe bilmediğim için Kürtçe konuştum, Kürtçe benim anadilim» diyerek savunmuştu...
Tarih: 14 Mayıs 1989 günü akşamı. Yer: Diyarbakır Hani ilçesi. İlçe sakinlerinden 45 yaşındaki Güllü Zeren adlı dul bir kadın, eski Orman İşletme Şefliği binasının yakınından geçerken, bu binada kalmakta olan görevli bir askerin «dur» ikazına —Türkçe bilmediğinden— karşılık veremediği için alnından tek kurşunla vurularak öldürülüyordu.
Tarih: 25 Nisan 1989. Konya kız lisesi öğrencisi 17 yaşındaki Sülfinaz İlboğa, öğretmeninin «kızım sen Kürt müsün» sorusuna «Ben Kürdüm» yanıtını verdiği için, okul idaresinin polise ihbarı sonucu, üç günlük işkenceli sorgudan sonra çıkarıldığı Konya Devlet Güvenlik Mahkemesi’nce tutuklanıyordu.
Tarih: 19 Mayıs 1989. Diyarbakır İnsan Hakları Derneği İzleme Komitesi’nden Dr. Nuray Özkan, katıldığı Birinci Kadın Kurultayı’nda, «Kürt halkının ve kadınlarının anadilini özgürce kullanma hakkının tanınması ve asimilasyon politikasına son verilmesini» talep ettiği için Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi’nce tutuklanıyor ve yedi aylık hamile olmasına rağmen, zincire vurulmaktan, tecrite atılmaktan kurtulamıyordu.
Tarih: 24 Mart 1989. Bir seçim mitinginde (İstanbul - Ümraniye’de) seçmenlere Kürtçe «merhaba» diye seslenen Sibel Taş adlı bayan, siyasi polisçe gözaltına alınıyor ve 1989 / 45 sayılı, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcılığı mütalası sonucu aleyhinde 142 / 3’den dava açılıyordu.
10 yıldan beridir bir tutukludan çok, bir esir muamelesi gören Diyarbakır eski belediye başkanı Mehdi Zana’nın davaları, Zana kendini Kürtçe savunduğu için bir türlü sonuçlandırılmıyor habire uzatılıyordu. Zana’nın yanı sıra yüzlerce Kürt devrimcisi de aynı gerekçeden ötürü, ömürlerini zindanlarda tüketmek zorunda bırakılmışlardı.
Yine 1989 yılı içerisinde —haftalık ve aylık— 37 ayrı yayın organı için toplattırma karan veriliyordu. Ve bu 37 kararın ...
Günay Aslan
Üniformalı Kasaplar
Pencere
Pencere Yayınları
Pencere Yayınları: 4
Üniformalı Kasaplar
Günay Aslan
Bu kitabın yayın hakları
Pencere Yayınlarına aittir
Birinci Baskı : Mart 1990
Kapak : Haşan Seçkin
Dizgi : Bilgiç Matbaası
Baskı: Doyuran Matbaası
Pencere Yayınları
Başmuhasip Sok. 10 / 11
Cağaloğlu - İstanbul