La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Alevi-Bektaşi Edebiyatında Ermeni Âşıkları [Aşuğlar]


Auteur : Mehmet Bayrak
Éditeur : Özge Date & Lieu : 2005, Ankara
Préface : Pages : 734
Traduction : ISBN : 975-7861-11-1
Langue : TurcFormat : 150x235 mm
Code FIKP : Liv. Tur. Bay. Ale. N° 237 Thème : Général

Alevi-Bektaşi Edebiyatında Ermeni Âşıkları [Aşuğlar]

Alevi-Bektaşi Edebiyatında Ermeni Âşıkları [Aşuğlar]

Mehmet Bayrak


Özge Yayınları


Tarihten buyana Mezopotamya ve Anadolu bir halklar, inançlar ve kültürler mozayiğidir. Yine tarihten bu yana heterodoks din ve kültürlerle azınlık halklara karşı bir arındırma ve asimilasyon politikası izlenmiş ve bu süreç özellikle 19. yüzyılın sonlarıyla 20. yüzyılın başlarında milliyet eksenli bir tasfiyeye dönüşmüş; tüm bunlara karşın bu renklilik ve çeşitlilik günümüzde bile kendisini hişettirmektedir.
Türkler, Kürtler, Araplar, Çerkezler, Gürcüler ve Lazlar gibi Müslü¬man halklar; sayıları giderek azalmış olsa da Ermeniler, Rumlar, Asuri - Kaideliler gibi Hıristiyan halklar ve Musevi Yahudiler, hâlâ bu coğrafyada yaşamaktadırlar.
.....


İçindekiler

Önsöz / 33

I. Kesim
İnceleme – Araştırma

I. Bölüm: OsmanlI'da Kızılbaş- Hıristiyan İlişkileri / 39
A) Giriş / 39
B) Özetle Geçmişte Alevi- Hıristiyan ilişkileri / 42
C) 19- Yüzyıl Dönemeci / 47
Ç) Protestan Misyoner- Kızılbaş/Alevi Kürt Etkileşimi / 50

II. Bölüm: OsmanlI'da Kızılbaş Kürt- Hıristiyan Ermeni İlişkileri
ve Kürtçe .İncil' / 60
A) Protestan Misyoner- Alevi Kürt Etkileşimi / 62
B) Misyoner Belgelerinde „İncil" Sunumu / 63
C) Osmanlı- Türk Yönetimlerinin Karşı Çalışmaları / 67
Ç) Alevi- Hıristiyan ilişkileri Konusunda Gizli Belgelerin
Sunduğu Gerçekler / 69
D) Tarihçilere Göre Alevi- Hıristiyan İlişkileri / 70

III. Bölüm: Şiire Yansıyan Osmanlı/Türk/Kürt- Ermeni İlişkileri / 74
A) Manilerin Söylediği / 74
B) Şiir ve Türkülerin Dilinden / 78
C) Destanlara Yansıyan Osmanlı- Ermeni Söyleşmeleri / 83
Ç) Sonuç / 89

IV. Bölüm: Eski Anadolu Şiirinden Âşıklık Geleneğine / 91

V. Bölüm: Âşıklık Geleneği ve Alevi Edebiyatında Ermeni »Aşuğ'ları / 101
A) Giriş / 101
B) Ermeni „Aşuğ"ları ve Alevilik / 106
VI. BÖLÜM: Türk Literatüründe Ermeni Âşıkları (Aşuğlar) / 113
A) Cönk ve Şairnâme'lerde Ermeni Âşıkları / 116
B) Basılı Ürünlerde Ermeni Âşıkları / 127
C) Kısa Değinmelerle 1980'den Sonraki    Çalışmalar / 135
Ç) Sonuç: Kısa Bir irdeleme / 144

II. Kesim

Antoloji

Biyografileri Ve Şiirleriyle Ermeni Âşıkları
[Mahlasların Alfebetik Sıralamasına Ve Şiirlerin İlk Dizelerine Göre]

Abdî (Âşık) / 1 51
1 - Görmedim dünyada rahat yüzünü /1 51
2- Gezerim gezerim gitti mi bilmem /1 52
3- Vefasız fani dünyayı /1 53
4- Vakt-i Zaman Destanı /1 54

Afatî (Âşık) / 158
1 - Destan Ölüm Üzerine / 158
2- Destan / 159
Agâhî (Âşık)    162
I- Bu ne musennadır bu ne hasnadır / 162
2- Ne malım fani dünyada ne bir cüzzi tamahım var / 163
3- Ne alaka idüp kaldım ne bir şirin nigârım var / 163
4- Fitne-i zamanın devri döneli / 164
5- Sen hublar şâhısın sultan ya handan / 164
6- Ah, efendim, ne bu şendeki hâlet / 165
7- Zer libas giydirsen benzetmek için / 165
8- Gâhidem hükm ider İran Şahına / 166
9- Yeter haşrete dek bize bu arzu / 166
10- Nahşi ilme gelmez, irfana gelmez / 167
11- Elif Allah, be beyandır âleme / 167 12- Nice bir nice canımın canı / 168
13- Yıkıp göynüm viran eden / 168
14- Evvela neslimiz Hazret-i Adem dünyaya bir geldi / 169
15- Cemal-i hurşid-i mahi? menendim nerde ben nerde/169
16- İbrahim ismayil kurban okudu /169
17- Bir hüsnü melek âfet-i devrana vuruldum /170
18- Kâmilin nazm-i tasavvuf dembedem dikkatlenür / 170
19- Ol cehl-i düne maarif-i irfan nice deyim / 171
20- Ne alaka olub kaldım, ne şirin nigârım var / 171
21- Bilcümle olan esria alya emri Hûda'nındır /172
22- Sökülmez ğarib göynümün puladı darb-ı berçinden / 172
23- Cihanı yokdan vareden ezel sübhanımız vardır / 173

Agop (Kul)    175
1- Bugün bir güzele yolum uğradı / 175
2- Selvi boylu güzellerin serdarı / 176

Ahterî (Âşık) / 177
1 - Malı mülkü servet-i dünyayı sormayın bana / 177
2- Ey hakikat vaizi, ey sırr-ı aşka âşinâ /178

Aşkt - Âşlkt / 179
1- Niçin cevreylersin ey kaşı keman / 180
2- Yaz gününde yezit olan sofunun /180
3- Nice bir gözlerim ağlar gezersin /181
4- Ey sinemi al kana medet didelerim / 181
5- Göynümü düşürdüm ey çeşm-i âfet / 182
6- Canana cefa kalbe nola cana sefadır / 182
7- Kalmadı sadık muhib fitne-i cihan oldu hep /183
8- Dilâ rihdanla cananlar seza kılsa nihan işret /183
9- Haıflar bir melek sima peri peykerden ayrıldım / 184
10- Hasret-i aşkınla bir gün olmadım hürrem güzel / 185
11- Ey yüzü âyine-i âlem-nümâ eylencesi / 185
12- Ey diriğa nasihat bir kati düşvarı hal oldum / 186

Ayânî (Âşık) / 188
1- Gör nice peri halim perişan eyledi / 188
2- Nâzeninim sen benim olsan olur dünya benim / 189

Azad Kalfa (Âşık) / 191
1- Diledim niyaz etdim o yardan / 191
.....


ÖNSÖZ

Cumhuriyet'in başlangıç yıllarında Şark İlleri Asayiş Müşaviri ve Türk Ocakları Koordinatörü olarak görevlendirildikten sonra yönetime gizlilik dereceli birçok etno-politik inceleme raporu sunan ve sonradan Atatürk'e danışmanlık yapan Prof. Haşan Reşit Tankut, hazırladığı gizli raporlarının birinde; Aleviler’le Ermeniler'in tarihten bu yana son derece iyi anlaştıklarını, Aleviler'in her yerde Hıristiyan dostu olduğunu belirttikten sonra, Ermeni kökenli kimi Alevi-Bektaşi âşıklarının Alevi toplumu üzerinde oldukça etkili olduklarını vurguluyor ve sözlerini şöyle sürdürüyordu: “Alevi âşıklar arasında Sarkis Zeki kudretli bir ozandı. O tıpkı Viranî gibi, Turabîgibi demeler söylemiş ve Ehlibeyt methiyeleri yazmıştı."

İşte, bir gizli raporda karşılaştığım bu saptama, bu çalışmanın oluşumunda bir itme oldu. Esasen, kaynaklarını eski Anadolu ve Mezopotamya şiir kültüründen alan Âşıklık geleneği' nin bir bakıma Alevilik-Bektaşilikle özdeşleştiği ve çok sayıda Hıristiyan Ermeni aşuğu nun, aynı gelenek çerçevesinde bu öğretilere intisab ettikleri (katıldıkları) bilinmeyen birşey değildi. Daha 20. yüzyıl başlarında, dışarda ve içerde yapılan çalışmalarda da bu hususa vurgu yapılmaktaydı. „Türk Literatüründe Ermeni Aşıkları" bölümünde de yansıtıldığı üzere, sonraki süreçte de bu konu zaman zaman gündeme getirilmişti. Ancak, bu „Aşuğlar" ve yarattıkları Alevi-Bektaşi mahreçli edebiyat, bugüne kadar bütüncül bir çalışmaya konu olmamıştı. Elinizdeki çalışma, işte böylesi bir ihtiyaçtan doğdu. Yukardaki „gizli" belirleme de, bu konuda bir „itme" görevi yaptı.

Bu inceleme-antoloji çalışması, kanımca şu gerçekleri ortaya çıkarmaktadır:
1- Anadolu coğrafyasında Türkçe yaratılmış olsa da, Alevi-Bektaşi Edebiyatı'mn yaratıcıları sadece Türk âşık ve edebiyatçıları değil; bu öğretiyi benimsemiş her halktan insanlardır. Bu çalışma, bir bakıma bu gerçekliğin „Ermeni" versiyonudur. Okuyucu, Ermeni aşıklarca yaratılan Alevi- Bektaşi Edebiyatı'mn yanısıra, Türkçe yaratılan Hıristiyan/Gre- goryan Edebiyatı'na da tanık olacaktır.

2- „Misyonerlik" söylemlerinin kolgezdiği bir aşamada, bu çalışmanın sergilediği bir gerçeklik de şudur: Bir Hıristiyan halk olarak, özellikle Gregoryan Ermeniler, birçok açıdan kendilerine yakın buldukları AlevilikTe Bektaşiliği rahatlıkla benimsemişler ve onların şiirsel sözcülüğüne kendilerini uyarlamışlardır. Zaten, tarihtenberi Alevilik-Bektaşilik, bir bakıma İslâmlık'la Hıristiyanlık arasında bir köprü görevi görmüştür. Bu nedenle, doğal bir yakınlaşma ve bütünleşme sözkonusudur. Yani zoraki değil, gönüllü bir bütünleşmedir bu olgu.

Bu çalışmayı kotarırken, karşılaştığımız iki temel güçlük vardı. Birincisi, Anadolu ekolünde Ermeni aşuğlarınm genellikle Türkçe yazmalarına karşın, Ermeni alfabesini kullanmış olmalarıdır. Bu nedenle, Ermeni harfli Türkçe cönk ve şiir mecmualarının bulunup, çevrimyazılarmm yapılması başlıbaşma bir zorluktur. İkinci güçlük ise, aynı mahlası kullanan birçok aşıktan hangisinin Ermeni olduğunu belirlemektir. Çünkü değişik kökenden birçok aşık, Ermeni harfli Türkçe cönklerde yeraldığı gibi, Arap harfli cönklerde de yer almaktadırlar. Bu nedenle, ancak yan kaynaklara başvurularak ve söyleyiş özellikleri gözetilerek Ermeni kökenli aşıklar belirlenebilmektedir. Buna rağmen, ürünler bazında kimi karıştırmaların yapılması adeta kaçınılmazdır. Bu nedenle, bütün titizlenmelere rağmen, kimi hatalar bu çalışmada da bulunabilecektir.

Gerek Batı'da, gerekse Ermeniler'in yaşadığı Doğu ülkelerinde Ermeni aşıkları üstüne birçok çalışma yapılmışken; Türkiye'de, bilinen tabular dolayısıyla yeterince çalışma yapılamamıştır. Bu nedenle de, sayılarının 400'e ulaştığı varsayılan Türkçe ve Azerice yazan Ermeni aşıklarının büyük bölümünün eserlerine ulaşabilmek adeta olanaksızdır. Bu nedenle, esas olarak Osmanlıca ve Türkçe yazan aşıklardan ulaşılabilenler, burada değerlendirilmiştir. Bu aşıkların büyük bölümü Alevi-Bektaşi meşrepli olmakla birlikte, dindışı temalar işleyenlerle, Hıristiyanlığı terennüm edenler de çalışmaya alınmıştır. Esasen, Alevi deyişi, sadece dinsel motifler işleyen şiirlerden ibaret değildir. Öznesi „sevgi" olan bu inanç ve kültürde, aşk ve sevda üstüne yakılan türküler de pekâlâ „deyiş" olarak töre ve törenlerle meşk âlemlerinde veya gündelik yaşamda okunagelmektedir. Kitapta, bu ölçü esas alınmıştır.

Öte yandan, Arap harfli Türkçe cönklere yansıyan Ermeni aşıklarının şiirleri, normal Anadolu Türkçesine uyarlanmışken; Ermeni harfli cönklerde genellikle „Türkçe Ermeni şivesi ve ağzı" korunmuştur. Ancak, biz bu tür örnekleri de olabildiğince anlaşılır kılabilmek için yaygın Türkçe söyleyişe uyarlamaya çalıştık.

Yoğun bir emek sonucu ortaya çıkan bu çalışmanın kotarılması aşamasında, çevirileri ve çevrimyazılarıyla katkıda bulunan Dr. Raffi Kantian' a, Dr. Mihran Dabağ' a, Dr. Aram Kerovpyan' a, Azad Orduxanyan'a, Gürsel Tanrıverdi'ye ve Erivan'daki Çarenz Sanat ve Edebiyat Müzesi/Toros Azadyan Arşivinden yararlanmamızı sağlayan Prof. Dr. Henry Bakhchinyan ile Artsvi Bakhchinyan'a ve bu konuda katkıda bulunan damadım Dr. Lothar Schutz'a özellikle teşekkür ediyorum.

Bu arada, çalışmamızın temel kaynaklarından birini oluşturan, Amiryan'm „Tiirkçe Söyleyen Ermeni Aşuğları" kitabını verme inceliğini gösteren Araş Yayınları'ndan Yetvart Tovmasyan' a, „Pesendî Divanı" nm kopisini verme inceliğini gösteren Sarkis Seropyan' a da teşekkür borçluyum. Teşekkür borçlu olduğum üç kişi de, Arap harfli cönklerden aldığım bazı şiirlerin çevrimyazılarmda yardımcı olan Mehmet Çetinkaya, Mehmet Yağmur ve Süleyman Kutlay'dır. Zaman zaman kitaplığından yararlandığım dost ve kardeş A. Haydar Avcı' yı da burada anmalıyım.

Tüm çabamıza rağmen, alanının her ilk çalışması gibi, bu çalışmanın da kuşkusuz yanlışları ve eksikleri bulunacaktır. Bununla birlikte, alanında önemli bir boşluğu dolduracağı da açıktır.

Çalışma, Alevilik-Bektaşîliğin daha iyi anlaşılmasına, Alevi-Bektaşi Edebiyatı'nm ve kültürünün daha da zenginleşmesine ve halkların yanısıra kültürlerin kardeşliğinin pekişmesine katkıda bulunursa amacına ulaşmış demektir.

Mehmet Bayrak

İnceleme-Araştırma

I. Bölüm - Osmanlı'da Kızılbaş - Hıristiyan İlişkileri


A- Giriş

Tarihten buyana Mezopotamya ve Anadolu bir halklar, inançlar ve kültürler mozayiğidir. Yine tarihten bu yana heterodoks din ve kültürlerle azınlık halklara karşı bir arındırma ve asimilasyon politikası izlenmiş ve bu süreç özellikle 19. yüzyılın sonlarıyla 20. yüzyılın başlarında milliyet eksenli bir tasfiyeye dönüşmüş; tüm bunlara karşın bu renklilik ve çeşitlilik günümüzde bile kendisini hişettirmektedir.

Türkler, Kürtler, Araplar, Çerkezler, Gürcüler ve Lazlar gibi Müslü¬man halklar; sayıları giderek azalmış olsa da Ermeniler, Rumlar, Asuri - Kaideliler gibi Hıristiyan halklar ve Musevi Yahudiler, hâlâ bu coğrafyada yaşamaktadırlar.

Sözkonusu coğrafyanın eski halklarından biri olan Kürtler ise Müslüman, Kızılbaş - Alevi, Yezidi, Ahle Haq, Kakai, Musevi ve Hiristiyan gibi din ve inançlara mensupturlar. Müslüman Kürtler'inse daha çok Naqşibendi, Rufai, Suhreverdi ve Nur gibi tarikatlara mensup olduklarmı belirtmeliyiz. En yaygın Şafiî - İslam tarikatlarından olan Naqşibendiliğin ise Halidiye koluna mensupturlar.
Türkler genelde Sünni, kısmen Alevi ve Şiî; Araplar ise Sünni, Alevi ve Nusayri inançlarına mensupturlar.

Bu kısa belirleme bile, tüm olumsuzluklara rağmen Mezopotamya ve Anadolu'nun, hâlâ bir halklar ve kültürler mozayiği olduğunu göstermektedir.

Mezopotamya, bugün dünya insanlığının çok büyük bir bölümünü kucaklayan Zerdüştilik, Manihaizm, Musevilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlık gibi dinlerin ortaya çıktığı bir coğrafik bölgedir. Bu coğrafya, aynı zamanda binlerce yıldan buyana birçok büyük uygarlığa beşiklik etmiştir.
İslamiyet, çeşitli zor yöntemleriyle yayılmaya çalışırken, önündeki en büyük engel, o dönem Kürtler'in de mensup olduğu Zerdüşt diniydi. İslam halifeleri bu dini, Mecusilik yani Ateş - tapıclığı olarak suçlamakta ve düşman ilan etmekteydiler. Bu nedenle, İslam ordularıyla Ari/İranî halklardan biri olarak Kürtler arasında son derece zorlu mücadeleler yaşandı.

Zerdüştilik gibi güçlü bir dinin ve kültürün mensubu olarak Kürtler, İslamiyet karşısında en çok direnç gösteren halklaradan biri olduğu içindir ki, bilinen ilk yazılı Kürt edebiyat ürünü olan şiirde de vurgulandığı gibi; Halife orduları tarafından ibadet yerleri yıkıldı, kültür kurumlan yok edildi ve insanlar katledildi, ganimet olarak kadınlara-kızlara elkondu:

.....


Mehmet Bayrak

Alevi-Bektaşi Edebiyatında
Ermeni Âşıkları [Aşuğlar]

Özge

Özge yayınları
Alevi-Bektaşi Edebiyatında
Ermeni Âşıkları [Aşuğlar]
Mehmet Bayrak

Öz-Ge Yayınları -32

Meşrutiyet Cad. 17/19 Kızılay Ankara
Tel.: +90(312)41822 96
Fax: +90(312)419 92 04

www.ozgeyayinlari.com
info@ozgeyayinlari.com

ISBN
975-7861-11-1

Görsel Düzenleme
İhsan Türkmen

Kapak Düzeni
Can Özçiçek

Baskı
ABC Matbaacılık Ltd. Şti.
Tel.: +90(312) 385 43 54 pbx

Ankara 2005

Kapak Resmi
Düğünde müzik icra eden bir Ermeni aşuğu

Arka Kapak Resmi
Soldan sağa: Gazeteci-yazar Süleyman Yağız; araştırmacı-yazar Mehmet Bayrak;
Âşık Muharrem Yazıcıoğlu ve Âşık Nesimi Çimen, Kültür Bakanlığı'nca 1978'de
Ankara'da düzenlenen Türkiye Halk Ozanları Semineri'nde

PDF
Téléchargement de document non-autorisé.


Fondation-Institut kurde de Paris © 2025
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues