İbrahim Temo'nun İttihad ve. Terakki Anıları
İbrahim Temo
Arba
Aileler cins ve ecdadile anılırlar, geçmiși ile kaim olurlar. Devletler, milletler, cemaatler dahi teşekkülleri, satvetleri, tarihi ile temadi eder ve ancak onunla beka bulur. Her vekayii unutturmamak için en ufak bir hareketi zapt, ilerde gelecek efradın yaşamasını ve milletini tanıttırmak gayretinde bulunur, ve istikbalde gelecek beşeri ve milli hareketlerin muhakemelerine bırakır. Altı asırlık ömür süren Osmanlı imparatorluğunun tarihçe malûm olan mevcudiyeti üç büyük devire ayrılabilir: 1 - İki asırlık hayatı, Osmanlı hükumetinin ...
İbrahim Temo Mart 1865'te Manastır'a bağlı Strugega'da doğdu. 1939'da Mecidiye de (Romanya) öldü. İlk eğitimini Struga'da yapan İbrahim Edhem 1884-1888 arasında Ahırkapı Tip ldadisi ve Kuleli Askeri Tıbbiye Idadisi'nde öğrenim gördü. 1888'de Mekteb-i Ttbbiye-i şahaneye girdi. Tıbbiye de öğrenciyken 1 Mayıs 1889'da İshak Sükuti, Mehmet Reşid ve Abdullah Cevdet ile birlikte İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin çekirdeğini oluşturan İttihat-ı Osmani Cenı'iyeti'nin kuruluşuna katıldı. Bu örgütün kurucusu olarak 1/1 numaralı üyesi ve lideriydi. 1892'de Tibbiye'den mezun oldu. 1895'te Yüzbaşı iken Romanya'ya kaçtı. 1895'de Hareket adında bir broşür yayınladı. 1897'de Romen tabiyetine geçti. 1898'den başlayarak Sada-yı Millet adıyla bir gazete çıkardı. 1906'da Terakki ve İttihad Cemiyeti yeniden organize edildiği sırada Temo'da Cemiyet'in Köstence Şubesini oluşturdu. II. Meşrutiyet'in ilanı üzerine İstanbul'a döndü ancak umduğunu bulamadı. Bir süre Darülaceze Müdürlüğünde ve Beyoğlu Mutasarrıflığı Sıhhiye Müfettişliğinde bulundu. 6 Şubat 1909'da Osmanlı Demokrat Fırkası'nı (Fırka-ı İbâb) kurdu. Partisinin 5 Aralık 1911'de Hürriyet ve İtilaf Partisi'ne katılmasından sonra Romonya'ya döndü. 1. Dünya Savaşı sonrası barış görüşmelerinde Arnavutluk'un parçalanmaması ve toprak bütünlüğü için çalıştı. 1920'de Romanya'da senatör oldu. Ölene kadar da Romanya'daki Türk ve müslüman cemaatin menfaatleri ve eğitimi için çalıştı. 1936'da İstanbul'da toplanan Balkan Birliği Tıp Kongresine Romanya temsilcisi olarak katıldı. Temo'nun bu anılarından başka 1937'de Mecidiye'de yayınladığı Atatürk'ü Niçin Severim adlı kitabı vardır.
İçindekiler
Birinci Bölüm Anavatanım, Ecdadım, İlk Tahsilim / 5 İstanbul'a Gidişim ve Tahsilim / 6 Cemiyetin Teşekkülü / 13 İlk Tutuklanmam / 18 Diploma Alışım / 32 Haydarpaşa Hastahanesine Devamım ve İkinci Tutuklanmam / 34 Üçüncü Tutuklanmam / 39 Dördüncü ve Son Tutuklanmam / 45 Firarırn ve Firarımı Kolaylaştıranlar / 50
İkinci Bölüm Vatandan Uzaklaştıktan Sonra / 53 Abdülhamid ile Cemiyetin Mütarekesi / 125 Bir Düello Hadisesi / 129
Avru pa'da Bazı Hareketler / 135 Viyana'ya Seyahatim / 137 Gülbaba'nın Türbesini Ziyaret Ederken / 138 Paris'e Gidişim / 143 Damad Mahmud Paşa'nın Vefatı / 149 Damad Mahmud Paşa'nın Cenaze Davası / 151 Biçare Genç Türklerin Çoğu Avrupa'da Neler Çektiler? / 153 Ehemmiyet Verilecek Bir Mesele / 157 Faris Dönüşümden Sonraki Memuriyetlerim / 161 Köstence Kazası Hekimliğine Tayinim / 163 Jön Türklerin Paris'deki Son Kongresi / 170 Merhum Dr. Bahaddin Şakir Bey'in Paris'ten Köstence'ye Gelişi ve Cemiyetin Eski Mühürünün Değişmesi / 172 Harekatımızın Son Günleri / 177
Üçüncü Bölüm Köstence'de Hürriyet Şenlikleri İçin Yapılan Miting, Konsolosluğa Gidiş ve İstanbul'a Hareket / 179 İstanbul'a Hareket / 181 Struga'ya Ailemi Görmeğe Gidiyorum / 185 Kırımi Ali Rıza'nın Acıklı Ölümü / 197 Trablusgarp Mektubu / 201 Darülaceze Müdürlüğüm / 204 Demokrat Fırkası'nın Kurulması / 208 Hürriyet Kahramanı Atıf Bey / 214 İstanbul'da Kolera Afeti / 217 Kayda Değer Birkaç Olay ve Grebeneli Binbaşı Bekir Bey'in Mektubu / 220 Mahmud Şevket Paşa'nın Öldürülmesi Olayı / 224 Balkan Harbinde Romen Salib-i Ahmer CKızılhaç) Heyetiyle İstanbul'a Gidişimiz / 225 Romen Kızılhaç Heyetiyle Arnavutluk'a 'Gidişim / 229 Umumi Harb / 231 Umumi Harb Neticesi Paris'te Toplanan Konferansa Delege Gibi İştirakim / 236 Romanya «Ahali» Fırkası'na Girmem ve Ayanlığım / 241 Dobruca Türklerinin Maarifine, Gelişmesine Menfaatlerine Ait Bazı Hizmetlerim / 246
Dizin / 263
SUNUŞ
Jön Türkler arasında demokratik ideallerini yılmadan ve -en önemlisi- saptırmadan savunabilmiş olan kimselere az rastlanır. İbrahim Temo bu «ideolojik kahramanlardan- biridir. 1889'da İttihad-ı Osmani adıyla kurulan, sonradan İttihad ve Terakki olarak şöhret kazanacak olan gizli cemiyetin kurucuları arasında rol almış, sonra bu cemiyetin Romanya'da ve Balkanlarda yayılmasına çalışmış, ilk mesai arkadaşlarının bir kısmının kendilerine tayin ettikleri amaçları pek de seçemediği yıllarda (1909) Osmanlı Demokrat Fırkası'nın kuruluşunda önemli katkısı bulunmuş olan Temo'nun hayat çizgisi hep demokratlaşma kaygısıyla şekillenmiştir. Bu saf, gerçek anlamda halkçı ilhamın önemi, -lafzen- demokrasiyi savunan fakat «elit»ist ya da totaliterliğe taviz vermeden Osmanlı İmparatorluğu'nda iş yapılamıyacağına inanan arkadaşlarının tutumuyla kendi fikirleri karşılaştırıldığında ortaya çıkar. Bundan dolayıdır ki siyasi hayatının parlemento çalışma«elit»ist ya da totaliterliğe taviz vermeden Osmanlı İmpa- ve Terakki'de belirmiş otoriter eğilimlere bir tepki olarak partisinin Hürriyet ve İttilaf'a katılmasını tasvip etmesiyle sonuçlanmıştır.
Temo bundan sonra doğum yeri olan Romanya'ya dönmüş ve orada mesleği olan hekimlikle uğraşmıştır. 1939 yılında çıkan hatıratı bize Abdülhamit devrinde gerek Tıbbiye'ye hazırlık sınıflarında gerekse Askeri Tıbbiye'de öğrenciler arasında muhalefet hareketlerinin nasıl şekillendiği konusunda önemli ipuçları vermektedir. Fakat bunun ötesinde -belki de zihni aleminin Balkanlarda oluşan kısmının tesiriyle diğer Jön Türk anılarında nadiren bulunan günlük hayat imgeleri sağlamaktadır. Bunları genel olarak toplumsal yapıyla ilgili bilgiler olarak değerlendirmemiz mümkündür.
Sözünü ettiğim imgeler arasında ilk akla gelen Arnavut asıllı, Struga doğumlu fakir bir taşralının hangi yollardan geçerek Tıbbiye'ye kadar gelebildiğinin anlatılmasıdır. Struga'nın «nim rüşdiye»sini aşmanın ilk kademesi her halde Temo'nun kendi dinamik psikolojisinde aranmalıdır. İkinci kademe şehirden geçen subaylardan öğrendiği Fransızca, aritmetik ve coğrafyanın dağarcığına aktarılmasıdır. Üçüncüsü ise payitahta kadar uzanan bir Arnavut -«klienteliat» ağdır. Böylece Selanik'e kadar yayan giden Tema İstanbul'a geldiğinde Mahmut Paşa Camii yanında Balkanlardan gelen «seyyah»lara kolaylıklar sağlamakta ihtisaslaşmış bir kahveden başlayarak, Hemşerisi Hayri, sonra onun tanıdığı Arnavut İsmail Bey Toptani, Toptani'den Arnavut jeoloji profesörü Haydar Bloşmi Bey yoluyla Mülkiye Tıbbiyesine yerleştiriliyor. Bu ağ'ın çalışması Arnavut Milliyetçiliğinin sonradan nasıl şekillenmiş olacağı hakkında bize önemli ipuçları veriyor.
Fakat Temo'nun kitabından aynı yıllarda etkisi tamamen aksi istikamette çalışan bir diğer «ağ» olduğunu anlıyoruz. O da çok daha geniş bir toplumsal birim kurma yolunda çalışan «milli edebiyat»ın etkisidir. Temo'nun toplumsal yapı hakkında sağladığı bu ilginç veri öğrencilerin kendi aralarında tartıştıkları anlatılmasından çıkarılabilir. Kuleli hazırlık okulunda öğrenciler dünya görüşleri açısından iki grubu ayrılıyorlar: çoğu taşralı «sofu meşreb ve müteassıb grubu» ve Namık Kemal gibi milli edebiyat kurucularının eserlerini okuyanlar.
Birinci grubun ideolojik mihrakı sünntlik-alevilik münakaşalarından oluşuyor. İkinciler ise dikkatlerini «hürriyet» konusuna çeviriyorlar. Böylece, Osmanlı toplumunun «geleneksel» adını verebileceğimiz toplum yapısının nasıl giderek yeni bir şekil almaya başladığını görüyoruz.
Bir diğer ilginç yapı Kuleli'deki grup çalışmalarından çıkarabileceğimiz toplumsal gruplaşma imgesidir. Bu gruplaşmada birinci «takım» taşralılardan ikinci takım ise «İstanbullu»lardan ve büyük şehirlerden gelenlerden oluşuyor. Gene bu ikiliğin tersine çalışan bir unsur öğrencilerin öğrenci olarak katıldıkları mektep idaresi karşıtı hareketlerdir.
Öğrencilerin Abdülhamld'in baskılı idaresi yıllarında şekillendirebildikleri bu toplu protestolardan biri okullarının öğrenim programını Batıdaki programların düzeyine getirmek için başlattıkları grevdir. Bu protestonun her iki yönü de -bir uyanıklığın ifadesi ve öğrenci kimliğinin yeni etkisi- daha ayrıntılı bir şekilde incelenmesi gereken faktörlerdir.
Temo'nun anıları bu şekilde yüzeye çıkarılabilecek birçok bilgiyi kapsamaktadır. Yeniden yayınlanması uzun zaman bulunmasında zorluk çekilen bir belgeye yeni can vermekle önemli bir görev üstlenmiş bulunuyor.
Şerif Mardin
Başlangıç
Aileler cins ve ecdadile anılırlar, geçmiși ile kaim olurlar. Devletler, milletler, cemaatler dahi teşekkülleri, satvetleri, tarihi ile temadi eder ve ancak onunla beka bulur.
Her vekayii unutturmamak için en ufak bir hareketi zapt, ilerde gelecek efradın yaşamasını ve milletini tanıttırmak gayretinde bulunur, ve istikbalde gelecek beşeri ve milli hareketlerin muhakemelerine bırakır.
Altı asırlık ömür süren Osmanlı imparatorluğunun tarihçe malûm olan mevcudiyeti üç büyük devire ayrılabilir: 1 - İki asırlık hayatı, Osmanlı hükumetinin teşekkülü olup, fütuhat, tevessu ve satuetle, Asya, Avrupa, Afrika kit'alarında Türklük namına yaptığı fütuhat ve husule getirdiği inkılab.
2 - Devri tevakkuf (duraklama) olup ve fakat asarı medeniyesinin çoğalması.
3 - Tedricı zafiyet ve muhtelif zamanlarda taksimata ...
İbrahim Temo
İbrahim Temo'nun İttihad ve Terakki Anıları
Arba
Arba yayınları Tarih / Anı Dizisi : 2 İbrahim Temo'nun İttihad ve. Terakki Anıları İbrahim Temo
İstanbul - 1987
Kapak : Sungu ÇAPAN Doktor İbrahim Temo Tttihad ve Terakki Cemiyetinin Teşekkülü ve Hidemati Vataniye ve İnkılabı Milliye Dair Hatıratım
1939 Romanya - Mecidiye
Dizgi - Baskı - Cilt : Acar Matbaacılık Tesisleri ARBA Araştırma Basım Yayım Tic. Ltd. Şti. Ebussuut Cad, Akif Bey İşhanı No-ı 4-6/29 Sirkeci - İstanbul Tel.: 511 97 46
PDF
Destûra daxistina; vê berhêmê nîne.
|