Birlikte Olduğunmuz Halklar
Keldani, Assuri, Süryani, Ermeni
Welatê Torî
Aza
Tarih kendisine kaynaklık eden olguları ve olgusal ilişkileri sistematik bir şekilde araştırır ve olgulara dönerek kendini doğrulamaya çalışır. Yani, bilgilenme sürecinde başlayan bilgilenme, araştırmacının kendi öznel değerleri dışında objektif olguların açıklayıcısı olan belgelerin açıklanmasıyla ortaya çıkan sonucu yeniden olgulara, olaylara, belgelere dökerek kanıtlamaya çalışır. Bu dönüş kendini doğruluyorsa, ortaya çıkacak olan, bilimin, bilimsel tarih araştırmasının kendisi olur. Bu kaçınılmaz olarak kurumları, ön yargıları, şartlanmaları ortadan kaldırır. Olay, tarihçinin özel niyeti yerine, tarihin doğru anlatımı ve kavrayışı olur."
GİRİŞ
Hergün görmeğe alıştığımız,dost bildiğimiz ve asırlardır birlikte, yanyana olduğumuz halklar vardır. Bunlar kimlerdir? Kürdün kadim ülkesine nereden gelmişlerdir? Din ve dilleri bakımından bilğimiz vardı ama, bu halkların kökenleri, ilk görüldükleri ve yayıldıkları yerler, bu yayılma sonucu katıldıkları halklar, kültürleri hakkında birşey bilmiyorduk. Konunun ilginç yanı» kendilerinin de tarihlerine ilişkin fazla bilgileri yoktu. Bildikleri de bilimsel olmaktan çok, kulaktan dolma bilğilerdi ve bildikleri birkaç cümleden Öteye gitmiyordu. Konunun bir başka ilginç yanı bu halkların çoğunluğu kendi anadillerini unutmuş, Kürtçe konuşuyor olmalarıdır. Kısacası, dinleri ve biraz da kadınlarının giyisilerinden olmazsa,bilmeyen onları bizden sayardı. Ama bu halklar bizden değillerdi. Onlara göre biz kirve, onlar bizlerin komşuları idiler.
Bizden olmayan, fakat asırlardır birlikte olduğumuz Ermeni, Assuri, Süryani ve de Keldanileri yakından tanımayı hep isterdim. Kaldı ki bu halkları tanımamız da gerekiyor. Onlar da bizi tanımalıydı. Böylece birbirimizi daha bir iyi tanımanın güveni içinde daha bir sıcak, daha bir ar kadaş ve dostça olacak ilişkilerimiz. Buna inanıyordum. Bu inançla birlikte olduğumuz halkların kökenlerini» kısaca tarihlerini, iki bininci yıllar öncesinden milada kadar olan uzun yıllarda Kürtlerle olan ilişkilerini irdeledim. Bunda başarılı oldumsa, kendimi mutlu sayacağım.
Bölüm: I
Keldaniler
1) Keldani Ülkesinin Coğrafi KonumuMezapotamya adı dağlar ve çöller arasındaki düzlük bir bölge için kullanılmıştır. Keldan ülkesi Mezapotamya değil, Mezapotamya içinde bir bölgeyi kapsar. Bu durumuyla Keldan bölgesi büyük Mezapotamya düzlüğünün bütünü değil, ancak bir parçasıdır. Tüm kapsadığı alan üç veya dört büyük krallığını kapsayacak kadar genişti.(Harita: 1)
Keldan bölgesi güneyden Pers körfezi doğudan Dicle nehri, batıdan Arap çölü, kuzeyden yukarı ve orta Mezapotamya bölgeleri ile çevrili idi. Yüzölçüm olarak tüm Keldan ülkesi 23 milkare* alanında idi. Keldan ülkesi küçük bir alanı kapsadığından ötürü erken zaman olarak bilinen M.Ö 2 bininci yıllarında önemli sayılmamıştır. Fakat gerek coğrafi konumu, gerekse gelişme ortamı ve ikliminin elverişliliği bu ülkeye önem kazandırmıştır. Keldan ülkesinin bir başka önemli yanı Dicle ve Fırat nehirlerinin arasında olmasından gelmektedir. Oysa bu iki nehir Keldan ülkesi için büyük bir önem taşımaktaydı.
Tüm tarihi içinde tüm Keldani şehirleri ...
(*) Bir kara mili 1609 m. dir.
Welatê Torî
Birlikte Olduğunmuz Halklar
Keldani, Assuri, Süryani, Ermeni
Aza
Aza yayınları
Aza Yayınları Araştırma Dizisi No: 1
Birlikte Olduğumuz Halklar,
Keldani, Assuri, Süryani, Ermeni
Welatê Torî
Postbus 26
3000 Leuven-1
Belgie
© D/1988/ Welate Torî uitgever
Bu eser yazarın yazılı izni,
alınmadan tümü veya bir bölümü aynı dilde veya,
başka dilde yayınlanamaz.Fotokopi,
basın veya başka bir yolla çoğaltılamaz.
birlikte_oldugumuz_halklar_w_tori.pdf
Visionneuse n'a pas trouvé le document