Türk Kontr-Gerillası
Serdar Çelik
Ülkem Presse
“Bu kitap; ölüm makinası Türk devletinin, Kürt halkına karşı yürüttüğü son 10 yıllık soykırımından kesitleri içermektedir. Bu kitap; özel birimleri, özel timi, JİTEM’i, MİT İ, siyasi polisi, Hizbullah’ı, MHP'si, korucuları, itirafçıları, basını, siyasi partileri ve hukuk mekanizmasıyla Türk devletinin, bir cinayet şebekesine nasıl dönüştüğünün belgesidir.
Bu kitapta;Türk devleti hakkında suç duyurusudur. Kitapta cinayete özendiren, hedef gösteren devlet başkanı, başbakan ve politikacılar ile tecavüz edenlerin, köy ve şehirleri bombalayanların, Kürtleri katledenlerin isimlerini bulacaksınız. Bu kitap; bombalanan şehirleri, yerle bir edilen köyleri, çöplüklere atılan başsız cesedleri, tecavüz edilenleri ve sokak ortasında öldürülen binlerce insanıyla bir ulusun; Kürtlerin dramıdır.
Okurken sık sık kendinize soracaksınız; Kürt halkı halen nasıl yaşıyor? Bu sorunun ardında bir halkın özgürlük ve demokrasi özlemini, aşkını ve tüm insanlığa çağrısını bulacaksınız.”
İçindekiler
Yazarın notu / 7
Birinci Kitap
ABD ve kontr-gerilla / 11
NATO ve kontr-gerilla / 21
Türk kontr-gerillası (ÖHD) nasıl kuruldu? / 29
Türk kontr-gerillasının tarihçesi ve ideolojik-politik kökleri / 33
Türk kontr-gerillasının darbe pratiği / 59
Kontr-gerillanın para-militer örgütü MHP / 65
Özel Birimler / 73
Özel Ordu (Özel Tim) / 87
JİTEM / 95
İtirafçılar / 111
Hizbullah / 125
Köy Korucuları / 147
Terörle Mücadele Şubesi (Siyasi Polis) / 161
MİT (Milli İstihbarat Teşkilatı) / 167
Kontr-gerillanın dış operasyonları / 173
Kontr-gerillanın hedefi Kürt işadamları / 189
Eroin / 201
Psikolojik savaş / 209
Kontr-gerillanın hukuku / 223
İkinci Kitap
Köy dosyası / 233
Çocuk dosyası / 255
Mayın dosyası / 263
Kadın dosyası / 269
Din adamları dosyası / 281
Şehir dosyası / 299
Gazeteciler dosyası / 317
HEP - DEP dosyası / 339
Öğretmenler dosyası / 357
Doktorlar dosyası / 363
İHD dosyası / 371
Gözaltında kayıplar dosyası / 379
Sonuç / 387
Ekler
Ek açıklamalar / 393
Şemalarla kontr-gerilla örgütlenmesi / 415
Belgeler / 419
Yasalar - Gizli talimatlar / 429
Bilançolar (Yıkılan köyler, bombalanan şehirler, öldürülen çocuklar, kadınlar, din adamları, politikacılar, gazeteciler, öğretmenler, doktorlar, İHD'liler, mayın kurbanları, gözaltında kayıplar) / 445
Grafikler / 475
Öldürülen sivillerin toplu listesi / 487
Kısaltmalar / 541
Yararlanılan kaynaklar / 543
İsim dizini / 549
YAZARIN NOTU
Elinizdeki kitap bir romana konu olabilecek belgesel bir çalışma. Öldürülen her masum insanın olayı, kocaman bir kitap olacak özellikte. Kitabın çok kalın olmasının belki de en önemli nedeni bu.
İki cilt halinde basıp-basmama konusunda çok tereddüt ettim. İki yönlü öneri yapan arkadaşlarım oldu. Konu ve olayların birbiriyle zorunlu bağlantısını gözönüne alarak tek ciltte karar kıldım. Kitabın bu kalınlığından ürkenler iki yıldan fazla zaman alan yorucu çalışmayı ve konunun ciddiyetini gözönüne alarak beni hoş görsünler.
Konuyla ilgili açıklanması gereken o kadar çok olay ve olgu vardı ki, anlattımda kendime göre bir konu sıralamasını seçtim. Farklı da olabilirdi. Mümkün olduğunca tekrardan kaçındım. Ama olayı anlaşılır kılmak için, farklı boyutlarda da olsa aynı olayı bazen iki üç konunun içinde kullanmak zorunda kaldım.
Ekler, en çok zamanımı alan bölüm oldu. Ölüleri ve türlü ölüm şekillerini incelemenin yarattığı ruhi sıkıntıyı tarif etmeyi bir yana bırakıyorum. Farklı kaynaklardan olayların tarihlerini, ölenlerin isimlerini, hatta isimlerdeki harf değişikliklerini karşılaştırmam gerekti. Buna rağmen, çıkardığım listelerin tam olduğunu iddia edemiyorum. Gerçekleri görmesinler diye insanların neredeyse gözlerinin kör edildiği, konuşmasınlar diye dillerinin kesildiği, yazmasınlar diye kurşunlandıkları bir ülkede, bu kadar eksiklik ya da yanlışlık normal görülmeli.
Bilançolara gelince; 1984-1989 dönemine ait veriler çok eksik. Çok sayıda kaynağa başvurdum, öldürülen sivillerden ancak 2400'ünü tespit edebildim. Bu rakamın gerçek rakamın yanında çok yetersiz kaldığını biliyorum. Kaldı ki Türk devlet kayıtlarına göre bile 1984-1994’ü kapsayan on yıllık sürede hayatını kaybeden sivillerin sayısı 4878 kişi. Bilançolardaki isim eksikliklerinin okuyucuların duyarlılığıyla tamamlanacağına inanıyorum. Keyfi bir şekilde öldürülen bir masuma karşı sorumluluğumuzu hiç olmazsa olayları kayıtlara geçerek yerine getirmeyi hayati önemde görüyorum.
Bilançolara PKK ve devletin resmi güçlerinin kayıplarını koymadım. Bu hem kitabın konusu değildi, hem de ayrı bir inceleme konusu. Bir an bu rakamları da gözönüne alırsak; PKK kaynaklarına göre, kendi kayıpları 5 bin (devlete göre 8880), devletin kayıpları 20 bin civarında (devlet kayıtlarına göre 2000). Sonuç korkunçtu, on yılda 25-30 bin arasında insan savaş nedeniyle hayatını kaybetmişti.
Kaynaklarım;
Yüzlerce kurban yakını ile konuştum. En çok da kontr-gerilla saldırılarının en fazla olduğu Diyarbakır, Batman, Silvan ve Nusaybin’den olanlarla konuşmayı tercih ettim.
Bilgi aldıklarım arasında saldırılara bizzat hedef olanlar ya da birinci dereceden yakınları vardı. Hazırladığım listeleri onlara kontrol ettirdim. Onlarla konuşmak, bilgi almak acılarını bir daha deşmek demekti. Ama tümü de acılarını bastırarak, tüm bildiklerini büyük bir sorumluluk ve ciddiyetle aktardılar.
Bu çalışmam sırasında karşılaştığım, kurban yakını bayanların, kontr-gerilla ve arkasındaki güçlere karşı muhafaza ettikleri büyük azim, sebat ve kine dair gözlemimi; Ömer Şen’in sevgili eşi Nuray Şen ve öğretmen Zübeyr Akkoç’ un sevgili eşi Nebahat Akkoç’un eşlerinin davasını sürdürmede sergiledikleri kararlılıktan nasıl etkilendiğimi ve duygulandığımı okuyuculara özellikle aktarmayı görev sayıyorum.
Kontr-gerilla saldırılarından kılpayı kurtulan DEP milletvekilleri, kontr-gerilla azrailinin onun canını almak isterken, yerine oğlunun canını aldığı doktor Rodi Demirkapı, ilçesi defalarca bombalanan ve işadamı kardeşi Savaş Buldan’ı kontr-gerilla saldırısında kaybeden Yüksekova Belediye Başkanı Necdet Buldan’la, sendikacılar ve Batman, Diyarbakır, Van, Siirt, İstanbul, Ankara İnsan Hakları Derneği yöneticileriyle konuştum, bilgi aldım. OHAL Valiliğinin dahil, çok sayıda kurumun raporlarım, konuyla ilgili kitap, belge, dergi ve gazeteleri inceledim. Ama en geniş kaynağım, bedeli kan olan Özgür Gündem ve Özgür Ülke gazetelerindeki bilgiler oldu.
Bilgileriyle ve bildikleriyle destekte bulunan ismini sıraladığım ve isimlerini yazmadığım herkese; ve bu çalışma boyunca stresime katlanan, desteklerini esirgemeyen Özgür Ülke Köln bürosundaki arkadaşlarıma teşekkür etmeyi bir borç biliyorum.
Okuyucu, beni de bu savaşın şahidi olarak kabul etmelidir. Bu nedenle oldukça rahat varabildiğim ve yorum gelebilecek bir çok sonucun doğruluğu konusunda okuyucunun tereddüte düşmeyeceğine inanıyorum.
Kaynak gösterirken bazen isim vermedim. Bilgi verenler öyle istediler. Ben sözümde durdum. Okuyucu bu bilgilerin doğruluğu konusunda hiç kuşkuya düşmemeli. Doğruluğundan emin olmadığım bilgi ve olaya yer vermekten ısrarla kaçındım.
Serdar Çelik
Köln, 6 Şubat 1995
Birinci Kitap
ABD ve Kontr-Gerilla
1939-1945 dünya savaşı ABD’yi, kendi ifadeleriyle “hür” dünyanın patronu durumuna getirdi. “Hür” dünyaya, SSCB, Çin ve onlarla ittifak içindeki “komünist” olarak nitelenen ülkeler hariç, tümü dahildi. ABD; “hür” dünyada demokrasi ve özgürlüğü korumalıydı!.
ABD’nin global savaş olarak bilinen dünya stratejisinin, politik dilde adı soğuk savaştı ve bu politika, SSCB’ye hür dünyadan “bir tek karış” kaptırmamaya dayanıyordu. Gerçi Winston Churchill, 5 Mart 1946 tarihinde ABD’nin Fultan şehrinde, Westminster Koleji’nde yaptığı konuşmada “demir perde” sözünü ilk kez kullanarak “soğuk savaş”1 politikasına start vermişti, ama stratejiyi asd geliştiren Truman olmuştu. 12 Mart 1947 tarihinde ABD Kongresi’nde yaptığı konuşmada Truman, soğuk savaş stratejisinin sınırlarını belirledi. “Truman Doktrini” olarak bilinen stratejiye göre, “hür” dünya ülkelerine askeri ve ekonomik yardım yapılacak, “kominizmin tuzağına düşmelerine izin verilmeyecekti”.
ABD Dışişleri Bakanı Marshall, 5 Haziran 1947’de Harvvard Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada bu yardımın yapılmasının, “İnsan özgürlüğü ve demokratik kurumların geliştirilmesi ve liberal ticaretin kökleşmesine bağlı olduğunu” açıkladı: “Amerikan girişimini engellemek isteyen hükümet, parti ve gruplar Amerika’nın mukavemetiyle karşılaşacaktı.”2
Tüm dünyayı ABD sermayesinin uygun bir ortamı haline getirmeyi amaç edinen ve “Truman Doktrini-Marshall Planı”nda ifadesini bulan strateji için dünya çapında askeri bloklar kurulmalı, her tarafa ABD işbirlikçisi rejimler yerleştirilmeliydi.
ABD ile işbirliğine hazır işadamlarına yardımın artırılması ve böylece bu işadamlarının ilgili ülke ekonomilerinin kilit noktalarını ele geçirmelerine yardımcı olunup ve buna dayanarak politik etkilerini arttırmalarının sağlanması, stratejinin ekonomik boyutuydu.
Ama asıl temel alman stratejinin askeri boyutuydu. Yugoslavya, Kore vb. birçok ülkenin gerilla savaşından dersler çıkaran ABD, orduların büyük savaşı yerine “özel savaşlar” dönemine girildiğini ve bu savaşın hedefinin gerilla ya da halk hareketi olarak belirlemişti.
Konuyu açmak için özel savaş veya kontr-gerilla savaşının uzmanı ...
Serdar Çelik
Türk Kontr-Gerillası
Ülkem Presse
Ülkem Presse yayınları
Ölüm makinası
Türk Kontr-Gerillası
Serdar Çelik
Birinci baskı: Nisan 1995
Instîtuya Kurdî - Berlin
ISBN 3 - 930943 - 06 - 9
Grafik: Volker
Herausgeber:
Ülkem Presse
Sachsenring 29-31
D-50677 Köln