Pirtûkxaneya dîjîtal a kurdî (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Diaspora Mekânları: Kürt kimlikleri


Nivîskar : Minoo Alinia
Weşan : Avesta Tarîx & Cîh : 2007, İstanbul
Pêşgotin : Rûpel : 358
Wergêr : ISBN : 978-9944-382-30-4
Ziman : TirkîEbad : 135x215 mm
Hejmara FIKP : Liv. Tur. Ali. Dia. 2969Mijar : Giştî

Diaspora Mekânları: Kürt kimlikleri

Diaspora Mekânları: Kürt kimlikleri

Minoo Alinia


Avesta


Bu kitabın konusu yurtsuzluk ve yerinden edilmişlik olup, başta göçmenler, mülteciler ve diasporalar olmak üzere yerinden edilmiş grupların köken, vatan (yurt) ve ulusal aidiyet sorunlarıyla nasıl başa çıktıklarının kapsamlı izini sürmektir. Bu sorunlar, kimlikler ile toplumsal ilişkilere giderek daha fazla vurgunun yapılmasıyla bu grupların siyasi kategoriler halini aldığı artan nüfus hareketleri ile global bir iktidar hiyerarşisi bağlamında ele alındı.
Kitap, bu aşamalara dahil olmuş insanların deneyimleri temelinde Kürt diaspora kimliği ve hareketini inceliyor. Göteborg'ta yaşayan yirmi-iki Kürt kadın ve erkekle mülakat yapıldı. Hepsi, İsveç'teki Kürt mültecilerin "birinci kuşağı'ndan olup farklı siyasi ve kültürel eylemlerde yer almışlar. Bu araştırmanın öncelikli amacı bunların İsveç, doğdukları ülkeler ve Kürt diaspora kurumlan ve hareketleriyle olan ilişkilerini araştırmaktır, ikinci amacı, diasporanın temel özelliklerine -yurda dönüş arzusu ve kolektif kimlik oluşumu- yoğunlaşarak diaspora kavramının kuramsal gelişimi ve açıklığa kavuşturulmasına katkıda bulunmaktır. Bunlara ilaveten bu çalışma, toplumsal hareketler teorisini diaspora teorisiyle birleştirerek bireysel ihtiyaçların ve eylemlerin diaspora kimliklerinin ve topluluklarının oluşumunda toplumsal süreçler ve yapılarla nasıl etkileşime girdiklerini inceliyor.
Bu çalışma ayrıca, Kürt diaspora topluluğunu bölen iç sınırlar ve çelişkilerin de altını çiziyor. Araştırma, Kürt milliyetçiliği ve kimliğinin, Kürt diasporası içinde güç kazanıp yaygınlık kazandığını ve etkinliklerinin de bu süreci etkilediğini teyit etmektedir. Kürt diasporası kimliklerin ve de Kürtler üzerinde hâkimiyet kurmuş devletlerin izlediği politikaların sınırlarına yeniden meydan okumaktadır.


Minoo Alinia - 1960 yılında İran Kürdisıanı’nda doğdu; Senendeclidir. 1990 yılından bu yana, 2004 yılında Göteborg üniversitesinden sosyoloji doktorasını aldığı İsveç’te yaşamaktadır. Şimdilerde Mid-Sweden üniversitesinde sosyal hizmetler bölümünde çalışıyor. Araştırma konulan küreselleşme.. küresel göç, sınır ötesi milliyetçilik, diaspora, milliyetçilik ve cinsiyet ilişkileridir. Şu anda, odağında kadınların namus adına baskıya ugramalan ve öldürülmelerinin yer aldığı, Kürt kadınlarının durumuna ilişkin bir araştırma projesi üzerinde çalışıyor.


İçindekiler

Sunum / 9
Türkçe baskıya önsöz / 13
Teşekkür /17

Birinci Kısım
Tarihsel ve Sosyo-Polıtik Çerçeveler / 23

1. Giriş / 25
Bir çocukluk anısı üzerine düşünceler / 25
Nedir sorun? / 27
Bu proje nasıl ortaya çıktı ve amaçları nelerdir? / 28
Analitik kavram olarak diaspora / 31
Kürt diaspora deneyimleri / 34
Kürt dağılım coğrafyası / 34
Kürt diasporası üzerine yapılmış bazı araştırmalar / 37
Kürt diaspora toplulukları / 37
Kürt diasporası ve Kürt milliyetçiliği / 38
Kürt diasporası, medya ve yayınlar / 38
Kitabın düzeni / 39
Ek düşünceler / 42

2. Kürt kimliği: Tarihsel bir bakış / 43
Giriş / 43
Coğrafya, ulus ve dil / 43
Kürt milliyetçiliği ile inkâr ve direnişin tarihi / 46
Iran ve Osmanlı İmparatorluklarında Kürtlerin konumu / 48
Osman,i İmparatorluğunun sonu ve Kürt sorunu / 50
Ulus-devletlerin kurulması, dışlanan kimlikler ve Kürtlerin tepkileri / 52
Türk milliyetçiliği: Toptan inkâr ve zorunlu asimilasyon politikaları / 52
Irak: Kültürel otonomi ile soykırım arasında / 55
İran: Ne inkâr ne de tanıma / 59
Suriye: Sistematik göç, dağılma ve Araplaştırma / 63
Kürt kimlikleri: Süreklilikler ve değişimler / 65
Özet / 68

3. Küresel göç, vatandaşlık ve aidiyet politikaları / 69
Giriş / 69
Vatandaşlık ve küresel göçün meydan okumaları / 70
Ulus-devletler ve küresel göçün paradoksları / 72
Çağdaş göç: Tarihsel kökenler ve jeopolitika / 76
Göçmen 'öteki' ve hareket kolindeki uyrukların hiyerarşisi / 78
Zorunlu göç ve sürgünün konumu / 80
Güney-Kuzey göçü ve göçmen Ötekini söylemsel dışlanışı / 84
Göç, yabancılar ve İsveç toplumu / 87
Özet / 92

İkinci kısım
Kuramsal ve metodolojik çerçeveler / 95

4. Diaspora / 97
Giriş / 97
Diaspora kavramı: Etimolojiler ve tanımlar / 98
Soyut geri dönüş fikri: Diasporanın (re)territorial nosyonu / 99
“Hareket halindeki mekân": Diasporanın yurtsuzluk mefhumu / 104
Öz-iddiası: Öz ya da konum siyaseti / 110
Sosyal hareketler olarak diasporik seferberlikler: Kuramsal bir çerçeveye doğru / 114
Diasporik bilinç, kolektif kimlikler ve kolektif eylem / 115
Diasporik özdeşim diyalektiğivl / 118
Diasporik hasletler: “Yurtsuzluk" ve “yurt" politikaları / 118
Mekân politikası ve memlekete geri dönüşlerin taşıdığı anlamlar / 122
Özet / 124

5. Bir Araştırma projesi bağlamında bir yolculuk:
Veri, teori ve metodoloji üzerine düşünceler / 127
Giriş / 127
Metodolojik Düşünceler / 128
Karşılıklı etkileşimde teori-veri ve makro-mikro / 128
Deneyimler, ifade biçimleri ve söylemler / 131
Analiz: Bireysel deneyimler ve toplumsal süreçler / 134
Çözümleyici mülakatlarda doğrulamanın meşruiyet kriteri / 137
Sınır çizme - seçim ve prosedür / 140
Araştırmanın mikro-politikaları: Etik, roller ve iktidar ilişkileri / 144
Araştırmanın amaçları ya da ortak yaratıcılar, bir etik tartışması / 144
Araştırmacının çifte rolü-araştırmanın ikilemi / 148
Ben nerede duruyorum? / 150
Özet / 152

Üçüncü kısım
“Yurtsuzluk”, yurt özlemi ve mekan politikaları / 155

6. İsveç’te bir vatandaş, Kürt ve göçmen öteki olmak / 157
Giriş / 157
Yerinden edilme deneyimleri, sürgün ve ötekilik / 158
İsveç’in iki yüzüyle karşılaşmak:
(I) Demokrasi ve “kültürel seçim özgürlüğü” / 162
Çokkültürlülüğün paradoksları / 165
“Bu toplumda gerçekten özgürlük var" / 166
“Benim için çok hoş bir ortam oldu" / 168
İsveç’in iki yüzüyle karşılaşmak:
(II) Yapısal ayrımcılık ve gündelik ırkçılık / 170
“Invandrare" (göçmenler) olarak ötekiligi yaşamak / 174
“Buna benzer çok şey gördüm ama görmezden gelmeye çalıştım” / 175
“Bir markete gittiğinizde çalışanlarının size kuşkuyla baktıklarını anlıyorsunuz" / 177
“Renkli bir erkeğe, renkli bir kadına nazaran daha az saygı gösteriliyor" / 178
"Yüksek mühendisim ve temizlikçilik yapıyorum" / 179
Kürt olarak ötekiliği yaşamak / 181
“Sanki kadın öldürmek bizim kültürümüz" / 184
“Seni baban mı evlenmeye zorladı?" / 187
“Kim olduğum sorun değil. Zaten bana ilişkin bir fikirleri var" / 189
Özel / 190

7. Anavatanın izini sürmek / 193
Giriş / 193
Diasporik faaliyet mekânlan / 194
Kürt göçü: Yurttan dağılma ve eylemde bir araya gelme / 196
“Diğer Kürtlerle karşılaşmam ilk kaçışım sırasında oldu" / 196
Kürt medyası ve devletsiz araçların pratikleri / 198
Göteborg’ta kültürel dernekler ve yerel radyo istasyonları / 201
Kürt kültür dernekleri ve İsveç çokkültürlülüğü / 203
Kürt kültür dernekleri: Kültür hâzineleri ya da platformları / 204
“Kürt kültürünü öğretiyoruz" / 204
“Bir platforma sahip olmak iyidir" / 206
Kürt diasporası ve Kürt milliyetçiliği / 207
Sürgünlük, yurt özlemi ve milliyetçilik / 209
Anavatan nerededir - nedir? / 211
Diaspora mekanlarının tampon bölgesinde diasporalaşmış vatan / 212
Milliyetçi söylem: “Kürdistan annemdir” / 213
Solun karşı-söylemi: “Kürdistan benim için kutsal değildir" / 216
Yaşanmış deneyimler, siyasi söylemler ve jeo-politik gerçekler: Arada kalan konum / 218
Tereddütler, kararsızlıklar ve muğlâk vatan / 220
Isveç'te bir vatan? / 224
“Herhangi bir yere ait olmak istemiyorum - ben bir dünya vatandaşıyım” / 225
“Çocuklarım İsveçli. Kendimi burada misafir olarak göremem" / 228
Diaspora topluluğu içinde bir “sığınak”,“Kendi toplumunuzda siz birisiniz” / 231
Özet / 234

8. İsveç’te Kürt ol(un)mak: Direnme ve hayatta kalma stratejileri ve kimlik politikaları / 237
Giriş / 237
Karşılıklı etkileşimler, kimlikler ve iktidar ilişkileri / 238
Bir Kürt olmalı: İnkâr ve direnmenin bazı göçmenlik-öncesi deneyimleri / 240
İsveç’te bir Kürt ol(un)mak:
Bireysel kimlik projeleri ve politik söylemler / 247
Dayatılan kimliklere direnme “Ne İsveçliyim ne de göçmen. Ben Kürdüm" / 250
Direnmenin paradoksları “Taş yerinde ağırdır” / 256
Aşağılık kompleksini içselleştirmek “O size ve sosyal yeteneğinize bağlıdır" / 261
Kürt kimliği ve solun karşı-söylemi “Ulusal sorun benim kimliğimi belirleyemez" / 266
Özet / 269

9. Cinsiyet stratejileri, kimlikler ve topluluk aidiyeti / 271
Giriş / 271
Kürt kadını kimliğinin bağlamı ve boyutları / 272
Üçüncü Dünya kadınları, mücadeleler ve kalıplar / 273
Ulusal bağımsızlık hareketleri ve cinsiyet sorunları / 275
Kadın ve göç / 280
Cinsiyet stratejileri, kimlik ve topluluk aidiyeti: (1) İsveç bağlamında / 285
“Erkekler geçmişte yaşıyorlar.. .biz geleceği daha fazla düşünüyoruz.. ” / 285
‘‘İsveç toplumuna uyum sağlamakta iyiyim ” / 289
Engeller, soranlar ve kadınlar üzerindeki çifte baskı / 292
Cinsiyet stratejileri, kimlik ve topluluk aidiyeti:
(II) Kürt topluluğu bağlamında / 297
“Kocaman bıyıklı siyaset" / 297
“Belki erkeklerin yüzde 70’i derneklerde kadın görmek istemiyorlar" / 301
Erkekler toplumsal hayatı ve siyaseti farklı yürütüyorlar / 304
Cinsiyet eşitsizliğinin açıklanması / 307
I. Ulusal Baskı
“Bir kadın olarak, bir Kürt devletinde sesim çok daha fazla duyulacak’’ / 308
II. Kadınlar kendilerini suçlamaklar
“Erkekler sorumlu değiller. Çocuklarımızın anneleri bizleriz” / 310
(III). Erkek egemenliği ve ataerkil yapılar
“Kadınları özgür olmadıkça Kürdistan da özgür olmayacaktır” / 313
Özet/315

Dördüncü kısım
Son sözler / 317

10. Mekâna ilişkin diaspora hareketi: Kürt deneyimi / 319
Giriş/319
Diasporanın ana özellikleri:
Dönüş arzusu, kolektif kimlik ve hareket / 320
Diaspora teorisi ile toplumsal hareketler teorisini kaynaştırmak / 322
Faaliyet merkezindeki etkileşimler / 322
Politik ile bireysel olan üzerine düşünmek / 323
Kürt diaspora deneyimi ve konum siyaseti / 325
İktidar yapıları üzerine / 325
Mekânsal hareket / 327
Eylemde mekân / 329
Kürt diasporası ve cinsiyet ilişkileri / 331
Son gözlemler: “Yeni etnisiteler”, yeni nesiller / 332

EK 1: Mülakatçılar / 339

EK 2: Görüşmelerde sorulan sorular / 341

Bibliyografya / 343


SUNUM

Bu kitabın konusu yurtsuzluk (deterritoriality) ve yerinden edilmişlik (displacement) olup, başta göçmenler, mülteciler ve diasporalar olmak üzere yerinden edilmiş grupların köken, vatan (yurt) ve ulusal aidiyet sorunlarıyla nasıl başa çıktıklarının kapsamlı izini sürmektir. Bu sorunlar, kimlikler ile toplumsal ilişkilere giderek daha fazla vurgunun yapılmasıyla bu grupların siyasi kategoriler halini aldığı artan nüfus hareketleri ile global bir iktidar hiyerarşisi bağlamında ele alındı.

Kitap, bu aşamalara dahil olmuş insanların deneyimleri temelinde Kürt diaspora kimliği ve hareketini inceliyor. Göteborg’ta yaşayan yirmi iki Kürt kadın ve erkekle mülakat yapıldı. Hepsi, Isveç’teki Kürt mültecilerin “birinci kuşağı”ndan olup farklı siyasi ve kültürel eylemlerde yer almışlar. Bu araştırmanın öncelikli amacı bunların İsveç, doğdukları ülkeler ve Kürt diaspora kurumlan ve hareketleriyle olan ilişkilerini araştırmaktır. İkinci amacı, diasporanın temel özelliklerine -yurda dönüş arzusu ve kolektif kimlik oluşumu- yoğunlaşarak diaspora kavramının kuramsal gelişimi ve açıklığa kavuşturulmasına katkıda bulunmaktır. Bunlara ilaveten bu çalışma, toplumsal hareketler teorisini diaspora teorisiyle birleştirerek bireysel ihtiyaçların ve eylemlerin diaspora kimliklerinin ve topluluklarının oluşumunda toplumsal süreçler ve yapılarla nasıl etkileşime girdiklerini inceliyor.

Mülakatlara katılanların İsveç deneyimleri, bir yandan eylemlerini gerçekleştirmek için onlara toplumsal fırsatlar sağlayan demokratik ve siyasi özgürlük, diğer yandan da sıradan ırkçılık ve dışlanmayla ilişkilendirilmektedir. Alternatif mekânlar ve sığınaklar yaratma mücadelelerinde hafızaları, yaşanmış deneyimleri, kimlikleri ve geçmişleri dayanak olarak seferber edilmektedir. Bu süreçte, merkezde yurt ve yurda dönüş arzusu yer alır, ancak yurtla ilişkileri ve anayurt kavramları sadece yurtsal (territorial) terimlerle tanımlanamaz, bunun yanı sıra dışlanma, marjinalleşme ve “vatansızlığa” bir tepki olarak da ele alınmalıdır. Vatan kavramları esas olarak mekânlara ilişkin bireysel deneyimleri temel alan öznel yapılar ve bunların politik söylemlerde dile getiriliş biçimlerinden meydana gelir. Anlatımlarında, hepsinin kendini ilişkilendirdiği ve de özdeşleştirdiği belli bir anayurtla karşılaşmadım. Bu tez, mekan (location) politikası etrafında oluşmuş diaspora hareketleri ile mekan, kolektif kimlik ile topluluğun bu tür insanlar için bir “sığınak” haline geldiğini gösteriyor.

Bu çalışma ayrıca, Kürt diaspora topluluğunu bölen iç sınırlar ve çelişkilerin de altını çiziyor. Cinsiyet konusu, kadın ve erkeklerin deneyimleri ile kendilerini İsveç, doğdukları ülkeler, Kürt diaspora topluluğu ve hareketiyle bağlantılı olarak tanımlama biçimlerinin karşılaştırılmasıyla belirgin olarak tartışıldı. Varılan sonuç, hem erkeklerin hem de kadınların Kürt topluluğu içinde bir yer edinmiş olmalarına karşın, kendilerini İsveç toplumundan dışlanmış ve yalıtılmış hissettiklerini gösteriyor. Aynı zamanda, kadınlar Kürt diaspora topluluğuyla ilişkilerinde erkeklere nazaran daha fazla kararsızlık gösteriyorlar ve İsveç toplumuna karşı daha olumlu bir tavır sergiliyorlar.

Araştırma, Kürt milliyetçiliği ve kimliğinin, Kürt diasporası içinde güç kazanıp yaygınlık kazandığını ve etkinliklerinin de bu süreci etkilediğini teyit etmektedir. Kürt diasporası kimliklerin ve de Kürtler üzerinde hâkimiyet kurmuş devletlerin izlediği politikaların sınırlarına yeniden meydan okumaktadır. Bu kitap ayrıca İsveç bağlamında Kürt diaspora kimliği ile Kürt milliyetçiliğinin öncelikli olarak konum siyaseti oluşturduğunu, dayatılan göçmen kimliğine direnmek ve dışlanma ve de bunun içerdiği ötekilikten kurtulmak için bir araç olarak harekete geçirildiğini ortaya koymaktadır.

Anahtar kelimeler: Kürt diasporası, sürgün, anavatan, diaspora topluluğu, Kürt kimliği, mekan hareketleri, Kürt milliyetçiliği, İsveç, zorunlu göç.



Türkçe baskıya önsöz

Kürtlerin göç tarihinin son yirmi yılı, geniş ölçekli bir diasporik hareketlilikler dönemi olarak görülebilir. Bir Kürt ulus-ötesi topluluğu, Kürt ulus-ötesi hareketi, Kürt diasporik mekânı, Kürt göçmenler, mülteciler ve doğdukları ülkeler arasında ve ayrıca dünya çapında farklı ülkelerde yerleşik Kürtlerin kendileri arasındaki yoğun ilişkinin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Bu esas olarak, birbirine paralel giden iki sürecin sonucu mümkün olmuştur. Birincisi, Kült göç tarihinin son yirmi yılı, 1970’lerin sonlarında Batı’ya doğru Kürt mülteci göçünün başlamasından bu yana Kürt göçünün niteliği ve yönündeki değişimle karakterize edilebilir, ikincisi, bu değişim insanlık tarihinin, dünyanın farklı yerlerinde değişik boyutlara varan kitle medyası ve iletişim teknolojilerinin hızlı gelişimi ve yayılmasıyla nitelendirilen bir döneminde gerçekleşti. Batı ülkelerindeki Kürt varlığı, Kürt diasporasına konuşma özgürlüğü, örgütlenme ve politik ve kültürel aktiviteler gerçekleştirme hakkı gibi bir dizi demokratik haklar sağladı. Diğer yandan, Kürtler, göçmen ve Avrupa dışında doğmuş insanlar olarak küçümseniyor, dışlanıyor, marjinalleşiyor, ayrımcılık ve gündelik ırkçılıkla yüz yüze kalıyorlar. İsveç toplumundan dışlandıklarında Kürt topluluğu içinde alternatif bir sığınak buldukları için bu durum, Kürt kimliğinin güçlenmesine ve muhafaza edilmesine yol açmaktadır. Bu süreçteki diğer önemli bir faktör Kürt entelektüelleri ve farklı Kürt örgütleri oldu. Bilgiyi yayarak, kurumlar inşa ederek, sorunu tanımlayarak ve farklı eylemler örgütleyerek Kürt diasporik hareketinin önkoşulunu oluşturdular. Bu süreç içinde, daha çok kadınlar tarafından beslenen gündelik yaşam içindeki yoğun sosyal ağlar bu hareket için önemli bir temel oldu. Bu sosyal ağlar içersinde alternatif amaçlar ve kimlikler biçimleniyor, deneyimler paylaşılıyor ve insanlar ortak hedefler etrafında örgütleniyorlar.

Dünya, 1999 yılı baharında, Kürdistan İşçi Partisi (PKK) lideri Abdullah Öcalan’ın yakalanmasına tepki olarak birçok ülkede bulunan Kürt diaspora toplulukları tarafından eşzamanlı olarak yürütülen protesto eylemlerine tanık oluyordu. Kitlesel gösterilerin ve diğer eylemlerin büyük çoğunluğu, çok sayıda Kürt mülteci / göçmenlerin ve diasporik toplulukların yerleşik olduğu ve sosyal ve siyasi özgürlüklerden yararlandıkları Batı Avrupa’da gerçekleşiyordu. Bu, İrak Kürdistanı’nda binlerce insanın Baas rejiminin katliamlarından kurtulmak için İran ve Türkiye sınırlarına akın ettiği 1991 yılındaki Kürt ayaklanması ve onu takip eden mülteci felaketinden bu yana ikinci kez Kürtler ve onların içinde bulundukları durum küresel ilginin konusu oluyordu.
Fakat 1991 yılıyla karşılaştırıldığında aradaki farklardan birincisi, 1991 yılında Batılı ülkelerdeki Kürt diasporik topluluklarının tamamen kendi inisiyatifleriyle harekete geçip eylem yapmalarıydı. İkincisi, 1991 yılında ilgi Irak’ın Kuveyt’i işgaline yönelik iken bu kez ilgi odağının sadece Kürt sorununa yönelik olmasıydı. Üçüncüsü, 1999 yılında Kürtlerin kendi medyalarına, özellikle de Kürt bakış açısına göre haber ve bilgi yayını yapan uydu TV kanallarına sahip olmalarıydı. Kürt seferberliği, kitle göçü, kitle medyası ve iletişim teknolojilerinin hızlı gelişimi ile bunların, insanların iletişime geçip ulusal sınırları aşarak harekete geçtikleri ulus-ötesi sosyal mekânların oluşumundaki ortak etkileriyle karakterize edildiği yeni küresel durumda Kürt hareketi için yeni imkânların hayata geçirilişini gözler önüne serdi.

Küreselleşme ve uluslararası göçle beraber birçok insanın hayatında kimlik ve aidiyet sorunları önemli bir yere sahiptir. Bugün, disapora grupları tarafından dünya çapında yürütülen eylemler ve hareketler dizisi için bireysel ve kolektif kimlikler önemli bileşenlerdir. Bu gruplar arasında kimlik ve kimlik oluşumu konularının nasıl ve niçin bu kadar önemli bir yer tuttuğunu anlamak için hem bireysel hem de toplumsal süreçler ile bunların etkileşimlerine ilişkin bir araştırmaya ihtiyaç vardır. İşte kitabın ilgili olduğu konu budur.

Bu kitap ayrıca İsveç’in göç politikasını ve göçmenlere İsveç toplumunda nasıl bakıldığını, onlara nasıl davranıldığını ve de bu durumun onların kimlik süreçleri üzerindeki etkisini de irdeliyor.
Başta 1980 sonrası olmak üzere, savaş sonrasındaki Avrupa’ya büyük ölçekli göçler damgasını vurmuştur. Bunlar, nerdeyse tüm Avrupa ülkelerinde diaspora toplulukları dahil azınlık gruplarının oluşmasına yol açtılar. Avrupa toplumları çok daha fazla çokkültürlü bir hal aldılar ve kültürel çeşitlilik nerdeyse bütün Avrupa toplumlarının esas özelliği haline geldi. Siyasi bir ulus-devletin üyeliği şeklindeki vatandaşlık bir ulusun üyesi olmaktan giderek daha fazla ayrıldı. Bu ayrılma, vatandaşlık ve ulusal aidiyetin etnik temelini zayıflatıp ulus-devletlerdeki çok boyutlu üyeliğin ortaya çıkması sonucunu doğurdu.

Daha geniş bir perspektiften bakılacak olursa, bir dönüşümler süreci olarak Avrupa Birliği’nin genişlemesinin, toplumdaki farklı kimlik grupları arasında inşa edilen ve müzakere edilen sosyal sınırları çizeceği ve yeniden çizeceği söylenebilir. Ancak kimlikler devamlı bir dönüşüm halinde olup sınırlar da sürekli bir değişim halindedir. Böylece, barış ve gelişim üzerine araştırmalar yapan Björn Hettne’nin iddia ettiği gibi "Avrupa giderek heterojenleştiği için genişleme açısından daha fazla katılım, yeni toplumsal sınırlar bakımından içerde daha fazla dışlama anlamına gelebilir." Avrupa entegrasyonunun imkânları ile sınırlarını gözönünde bulundurduğumuzda, kolektif ve kültürel kimlik sorunlarıyla yüz yüze kalmaktayız. Örneğin İsveç’te ya da Avrupa’nın başka bir yerinde Avrupalı, İsveçli, Kürt, Türk olmak ne anlam ifade eder ve çağdaş Avrupa’daki kapsayıcı ve dışlayıcı süreçlerin sonucu olarak Avrupalı kimlikler nasıl gelişiyorlar?

Kürt örneği, tüm diasporaların paylaştığı iki ana özelliği gözler önüne seriyor. Bir tanesi, anavatanla olan varoluşsal ilişki ve onun gündelik hayatta sahip olduğu önem. Bu süreçte, vatansızlık, yabancılaşma, vatan özlemi duyguları ve özdeşleşme ihtiyacı, "yurt" ve topluluk aidiyeti el ele gider. Diğeri, yurt politikaları ve topluluk oluşumu etrafında kolektif eylem organize etmek ve kolektif kimlik oluşturmaktır. Sonuç olarak, diasporanm bir eylem yöntemi olduğu söylenebilir ve bu sıfatla da ulus-ötesi toplumsal bir hareket olarak tanımlanabilir. Devletsiz aktörler ve ulus-ötesi ağlar olarak diasporalar, uluslararası siyasi ve toplumsal eylemliliğe giderek daha fazla dâhil oluyorlar. Bu, sınırları aşan ulusların eylemcileri arasındaki uluslararası işbirliğinin, aksi takdirde imkânsız olacak olan değişime neden olabilecek koşullar sunduğu yeni bir döneme tanıklık etmektedir.

Temmuz, 2007



Birinci kısım

Tarihsel ve sosyo-polltlk çerçeveler

1. Giriş

Bir çocukluk anısı üzerine düşünceler

Ben bu proje üzerinde çalışırken zaman zaman çocukluğumdan bir anı beliriyordu kafamda.
Büyük babamı, küçük avlusunda çeşmeli küçük havuzun yanı başında, nargilesini içerken ve nostaljik bir neşeyle radyo dinlerken hatırlıyordum. Müzik sesleri içinde kaybolmuş ve uzak yerlere gitmiş gibi görünüyordu. Müzik onu alıp bir kozaya sarıyor ve dış dünyanın dışında tutuyordu. Daha çok küçüktüm, hoş bir görüntü ve sevimli bir gözlem olması dışında bana hiçbir anlam ifade etmiyordu. Büyük babam aslen Azerbaycan Bakûlüydü. Yirminci yüzyılın başlarında genç bir adam iken İran’a göç etmiş, İran Kürdistanı’na yerleşip daha sonra büyük annemle evlenmişti. Niye göç ettiğini bilmiyorum. İran’da hiç akrabası yoktu ve Azerbaycan’daki akrabalarıyla da hiçbir bağlantısı yoktu.

Şimdi o anları hatırladığımda onun ailesini, insanlarını ve ona birtakım şeyler ifade eden yerleri özlediğini sanıyorum. Radyo yayınları ve özellikle müzik onun geçmişiyle tek bağıydı. Ne ilişki ...


Minoo Alinia

Diaspora Mekânları: Kürt kimlikleri
Öteki olma deneyimleri ve aidiyet politikaları

Avesta

Avesta Yayınları
Avesta | Kürt araştırmaları: 226 | 5
Spaces of Diasporas
Kurdish identities, experiences of
othemess and politics ofbelonging
(Diaspora Mekânları, Kürt Kimlikleri,
Öteki Olma Deneyimleri ve Aidiyet Politikaları)
Minoo Alinia
(Isveç-Göteborg, 2004)
İngilizceden Çeviren Fahriye Adsay

Editör: Abdullah Keskin
Dizi Tasanm: Ahmet Naci Fırat
Kapak: Genco Demirer
Tashih ve Mizanpaj: Avesta
Birinci Baskı: 2007, tstanbul
Baskı: Berdan Matbaacılık

© Avesta, 2007
Tanıtım amacıyla yapılacak alıntılar dışında
yayınevinin izni olmadan hiçbir şekilde çogaltılamaz

Avesta Basın Yayın
Reklam Tanıtım Müzik Dağıtım Ltd, Şti.
Hüseyin Ağa Mahallesi
Sakız Ağacı Caddesi
Öğüt Sokak No: 7
Beyoğlu / İstanbul
Tel-Faks: (0212) 251 44 80 (0212) 243 89 75

Ekinciler Caddesi
Nurlan Apt. Giriş Katı No: 2
Ofis / Diyarbakır
Tel-Faks: (0412) 223 58 99

www.avestakitap.com
e-posta: info@avestakitap.com

ISBN: 978-9944-382-30-4

PDF
Destûra daxistina; vê berhêmê nîne.


Weqfa-Enstîtuya kurdî ya Parîsê © 2024
PIRTÛKXANE
Agahiyên bikêr
Agahiyên Hiqûqî
PROJE
Dîrok & agahî
Hevpar
LÎSTE
Mijar
Nivîskar
Weşan
Ziman
Kovar