Ninova'nın yakarışı, Doğu Asur kilise gelenekleri ve Patrik Mar Şamun'un katli
Klasiklerde ilkin rastladık çoğumuz 'Onlar'a. Siyahlara bürünmüş ibadet adamları, kahinler, diyakonlar, matranlar, çanlar, naqusalar... Oysa 'Onlar' çok yakınımızda, yanıbaşımızdaydılar. Hem de çoğumuzdan önce burdaydılar. Rivayet değil, bir zamanlar bu topraklarda; "Qudsanis'te gece yarısı ibadete başlanır, naqusalar çalınırdı ve köyün reisi, gecenin onuruna evinin çatısında tüfeğiyle atışlar yapardı." Bugün harabelere dönüşmüş mekanlarda eskiden; "geceyarısı kiliseler ışıklarla donatılır, dualar başlar, herkes ilahiler söyleyerek mezarlığa giderdi." Çok eski zamanlarda Mezopotamya'da insanlar, ellerinde mumlarla birbirlerini; "Yeniden diriliş, yaşam ve yenilenmek senin üzerine olsun" diye selamlardı.
Şimdiye kadar hep "Biz" konuştuk, "Onlar" sustu; artık sıra "Onlar"da. Şimdi "Onlar" konuşacak. İyi dinleyin bu yakarışı, belki bu çığlıklarda sizin de payınız vardır. İçindekiler
İngilizce basıma önsöz / 7 Giriş / 9
I. Asur ulusu / 13
II. Vaftiz ayini, kiliseler ve kiliselerin donanımı / 16 Kiliseler / 18 Törenler sırasında dini ayinler ve giyilen elbiseler / 20 Kiliselerde iç donanım / 21 Kilise çanları / 22 Günlük dini törenler / 23 Haç / 24 Ayinler sırasında okunan kitaplar / 24
III. Oruç tutmak ve diğer gelenekler / 27 Oruç zamanı halkın uyduğu gelenekler / 29 Belirli geleneksel adetler / 30
IV. Paskalya yortusu ve asay rabbani ayini / 32 Kutsal komünyon nasıl kutlanır? / 33 Adaklar / 35 Affolunma taksası / 35
V. Festıvaller, hac ziyaretleri, rahip ve rahibeler /37 Hac ziyaretleri/39 Rahipler ve rahibeler/39
VI. Büyü, evlilik, cenaze törenleri / 42 Evlilik ve Düğün Törenleri / 43 Ölülerin Gömülmesi / 45
VII. Rahiplerin dokuz kutsal derecesi ve yedi kutsal ayin / 47 Kilisenin yedi ayini (Raze) / 51
VIII. Günlük giysiler, elsanatları, hukuk / 54 Elsanatları ve ticaret / 55 Madenler / 57 Patrik, Malik, Köy reisi seçimi / 58 Hukuk nasıl işler? / 59
IX. Patrik ve ulusu / 60 Patrik divanı / 60 Türklerle ilişkiler / 62 Kürtlerle ilişkilerimiz / 64 Patrikliğe sunulan Muhammed fermanı / 67
X. Büyük savaş / 69 Mar Şamun'un öldürülüşü / 82
Kitapta geçen Doğu Suryanice terimler/94 İNGİLİZCE BASIMA ÖNSÖZ
Canterbury Başpiskoposu'nun lütfuyla
Bu son derece önemli küçük kitap, benim olduğu kadar birçok kişinin özel ve güçlü bir ilgi odağı olacaktır; buna yürekten inanıyorum. Hakkında çok az şey bildiğimiz bir kilise ve ulusun öyküsü, günlük yaşamı hakkında ana hatlarıyla bilgiler edinmemizi sağlayacak nitelikte bir kitaptır bu. Ve burada, öyküyü, ulusun kendi ağzından dinleme imkanına sahip olacağız. Otuz yılı aşkın bir süre, Canterbury Başpiskoposu'nun Doğu Asur Kilisesi yararına üstlendiği misyon, sadece az sayıda bir arkadaş grubunun dua ve düşüncelerinde yer aldı. Bu misyona ilişkin bir kamuoyu oluşturulamadı. Bu misyon adına yürütülen çalışma ve amaçlananlar Bayan Surma Hanım tarafından kısaca anlatılmıştır, değerli bayan, yazılarında sürekli bunlardan söz etmektedir. Bu otuz yıl boyunca, çok sayıda değerli misyonerimiz, Asurların verdiği isimle "Havariler", Lambeth'e sürekli olarak çalışmalarını içeren raporlar gönderiyordu. Yalnızca birkaçı dışında bütün raporlara, daha 35 yaşındayken bize bu kitabı kazandıran bu hoş ve yetenekli bayanın çalışmalarında kaynak olarak başvurulmuştur.
Yönetimdeki hanedanın bir üyesi olan Surma Hanım, Patrik Ruwil Mar Şamun'un yegeni, Patriğin halefleri olan Benyamin ve Pawles Mar Şamun'un kızkardeşidir; bu değerli hanımefendi, ulusal ve dini konularla büyümüş ve bu konularda kendini yetiştirerek öyle bir düzeye gelmiş ki, bizim için güvenilir bir dost ve danışmandır artık o...
Asur kadınların her birinden çok daha iyi olan eğitimini, kendisinin Rabbi Doktor Browne diye hitap ettiği, bizim en sadık misyonerlerimizden birine borçludur. Kitabının dilinden de rahatlıkla anlaşılabileceği gibi, bu eğitiminin bir parçasını da iyi derecede İngilizce bilgisi oluşturmaktadır. 1910'da Qudsanis'te bir kaza sonucu yitirdiğimiz Doktor Browne, bana sık sık öğrencisi üzerinde beslediği büyük umutlardan söz ederdi. Umutları boşa çıkmadı; ancak ben burada sadece Surma Hanım'ın halkı için yaptıklarının öneminden söz etmek istiyorum.
Etkileyiciliği daha çocuk yaşlarda iken kendini hissettirmeye başlayan bu hanımın değeri bu son fırtınalı ve korku dolu yıllarda en yüksek noktaya ulaşmıştır. Korkuya kapılmadan, güvenilir ve saygın bir kişilik sergileyerek, kardeşinin öldürüldüğü ve halk' üzerinde katliamlar yapıldığı ve tüm bu karışıklık içinde bir lider, kurtarıcı arandığı günlerde gerçek bir lider gibi hareket etmesinin yerinde olacağını görmüştü. Sıcak savaş yıllarında, cephanelik koruması gibi kimsenin istemeyeceği sorumluluklar oy birliği ile ona verilmiştir.
En az bir kez bir askeri harekatı ya da kaçışı tamamen kendi tarzında yönetmiş ve Bakuba'daki büyük bir sığınma kampında küçümsenmeyecek bir yere gelmiştir. Oldukça endişe verici ve sonuçları büyük bir merakla beklenen görüşmelerin, tartışmaların yapıldıgı aylarda halkını temsil etmek üzere Paris ve Londra'ya delege olarak gönderilmesi bile sözkonusu olmuştu; Britanya Parlamentosu'nda da onun yardımlarıyla halk tanıklığı için iyi bir fırsat doğdu.
Bu koşullar altında, bu hanımefendinin İngiltere'de bulunduğu sıralarda, bu sayfalarda da sunulan, halkına ait dini ve laik anlamda hesaplaşmayı üstlenmesinden daha doğal bir şey yoktu doğrusu. Dürüstiükle bezenmiş sadeliğinin altında onun esas gücü yatıyor; onu okurken, politik ve tarihi tablo, etik ve dini konular üzerinde daha da netleşmek isteyenlerin ya Başpiskoposluk Misyonu Komitesi'nin yayımladığı belgelere ya da "İnsanlığın beşiği" (orjinali: The cradle of mankind, Dr. W. A Wigram - A/C Black) "En küçük müttefikimiz" (SPCK, 1920) "Doğu Asur Kilisesi" (The Assyrian Church, 100-640 AD) gibi kitaplara bakmaları gerekecektir. Fakat inanmıyorum ki, konusunda oldukça iddialı olan, İngiltere ve Amerika'da büyük ilgi görecek olan bu küçük kitabın derlenmesi ile Surma Hanım'ın halkına yıllar sonra kendisini şükranla anmalarını sağlayacak hizmetlerinin en güzeli sunulmuştur.
Randall Cantaur Lambeth, Paskalya 1920 Surma d'bayt Mar Samcun
Ninova'nın yakarışı, Doğu Asur kilise gelenekleri ve Patrik Mar Şamun'un katli
Avesta
Avesta yayınları: 7 Mezopotamya Kültürü: 1 Ninova'nın yakarışı/Surma Xanım Çeviri: Meral Barış
Editör: Abdullah Keskin Kapak tasarımı: Avesta Kapak Resmi:İba'nın Vaftizi, Jacopo Bellini Dizgi ve mizanpaj: Songül Keskin Düzelti: Ali Çakmak Kapak baskısı ve cilt: Çizge matbaacılık İç baskı: Gümüş matbaacılık Birinci baskı: Nsibin yayınevi, İsveç-1993 Kitabın orijinal adı: Assyrian church customs and the murder of Mar Shimun İlk baskı: 1920 Avesta 1. baskı: Nisan 1996
Avesta yayınları 1996 Tanıtım amacıyla yapılacak kısa alıntılar dışında yayınevinin izni alınmadan çoğaltılamaz
Avesta yayınları Asmalı mescit sokak Şahin han no:35/211 Beyoğlu/İstanbul Tel-fax: (0212) 251 71 39
ISBN: 975-7112-07-0
Surma Xanem - Kendi halkı arasında daha çok "Surma Xanem" olarak bilinen Surma d Bayt Mar Samcun 27 Ocak 1883'te Hakkari'de, Qudsanis'te dogdu. Sekiz çocuktan en büyügü olan Surma Xanım, hayatını erkek kardeşlerine yardımcı rahibe olarak adadı. Patrik ailesinin bu en yetkili kadını, Hakkari'de Canterbury Misyonunun Başpiskoposu W. H. Browne adlı bir misyoner tarafından egitildi. Surma Xanem, 1896'da evlenmeyecegine dair dinsel bir yemin etti, hayatını ailesine ve halkına adadı. Dogu Asur Kilisesi'nin bütün toplantı ve ayinlerinde bir otorite olarak kabul edilmiştir. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Surma Xanem, Batı'da Asur meselesinin sözcüsü olarak tanındı, halkının durumunu iyileştirmek için çaba gösterdi. 1933'te ailesiyle birlikte Kıbrıs'a, bir süre sonra da Londra'ya yerleşti. 1964'te San Fransisco'ya giden Surma Xanem, son günlerini Cailifornia-Turlok'ta geçirdi. Kasım 1975'te hayata gözlerini yumdu.
PDF
Destûra daxistina; vê berhêmê nîne.
|