Dehşetin kokusu, Kosova ile Kürdistan'daki hümaniter savaşlar
Ülke, devlet, millet, ulus, dil kavramlarıyla sınırların çekildiği modern dünyadan postendüstriyel, postmodern, global yeni dünyaya doğru artık eski anlamlarını kaybettikleri söylenen sınırlar, modernliğin emaresi sayılan Holocaust'u bu sefer Kosova ve Kurt halkına soykırım ve etnik temizlik operasyonlarıyla tattırdı. Ve bu, kitapta tanımlanan "eski dünya düzeni"ndeki gibi fırınlarda, gaz odalarında gizlice yapılmadı; aksine her şeyi artık yerinde canlı olarak izlemekle sınır tanımayan "dünya"nın gözleri önünde on binlerce insan katledildi sınır bölgelerinde.
Doğu Avrupa ve Kürdistan'daki olayları yıllardır gözlemleyip haber yapan "Avrupalı" gazeteci Werner van Gent, olaylara çok başka bir mercekten bakıyor. Objektif olma kaygısı, onu sık sık karşılaştığımız muhafazakar - muhalif, sağcı - solcu gazetecilerden uzak bambaşka bir konuma sürüklüyor: İnsan olma bilinci; dayanağı insan hakları olan bir devletler hukuku, ınsanın yaşama hakkını en yüce hak olarak gören ve bunu tüm gücüyle savunan bir devletler topluluğu, Van Gent'in yorumlarında olmazsa olmazı temsil ediyor.
Saddam'ın Enfal operasyonlarının "başarısı" olan Koreme'deki kayıp mezarlardan Kaçanik'teki toplu mezarlara, Türkiye - Irak sınırındaki "karşılıklı" mülteci akınından Makedonya - Kosova sınırındaki mültecilere, Öcalan'in yakalanışının perde arkasından, 11 Eylülde ikiz kulelere yapılan saldırı ve sonrasında Afganistan'a yapılan müdahaleden nihayet Saddam'ın korku deliğinden çıkarılmasına kadar gelişen olayları kendine has üslubuyla gözler önüne seriyor:
"Öyle veya böyle bu kitap, sınırlarımızın öte tarafındaki olaylar pis kokmaya başlayınca sadece gelecekte oraya müdahale etmeme çağrısı olarak da okunmalıdır. Uluslararası politikanın yetkili ağızları, Yugoslavya olayında olduğu gibi Irak olayında tam vaktinde müdahale etseydi muhtemelen korkunç olaylar ve anlatılması imkansız mülteci sefaleti olmazdı ve bununla birlikte belki de Türkiye'deki Kürt çatışmasında Kürt ve Türk halkı bu kadar çok acı çekmezdi."
İçindekiler
Giriş, Bir Kaçağın Notları / 9 1. Zehirli gaz Türkiye-Irak sınırı, yaz 1988 / 15 2. Tırmanan çatışmalar, gerilla savaşı, Kosova - Arnavutluk sınırı, yaz 1998 / 31 3. Koyun sürüsü gibi savaşa, Türkiye – Irak sınırı, Ağustos 1990, Şubat 1991 / 53 4. Bombalar ve mülteciler Makedonya - Kosova sınırı, Mart 1999 / 61 5. lşıkveren, Türkiye - Irak sınırı, Nisan 1991 / 77 6. Kosova'ya giriş, birinci gün, Makedonya - Kosova sınırı, Haziran 1999 / 87 7. "D - Day" ve sonrası, Türkiye - Kuzey Irak sınırı, Nisan 1991 / 93 8. Himaye altındaki yaşam, Kosova, Yaz 1999 / 100 9. Himaye altındaki yaşam II, Kuzey Irak, Sonbahar - Kış 1991 / 111 10. Blace ve görünürde olmayan son, Blace sınır kapısı, Kış 1999 / 119 11. Petrol, seçim ve savaş, Kuzey Irak, 1992-1996 / 123 12. Kayıp adaleti arama Kosova, Sonbahar 1999 / 135 13. "Düşük yoğunluklu" çatışma, Türkiye'nin Güney Doğusu, Yaz 1993 - Kış 1998 / 143 14. Epilog yeni dünya düzeni cüretli bir proje mi? / 153
Türkçe baskıya ek, dört yıl sonra, "Hümaniter savaşlar"dan "Medeniyetler çatışması"na / 169 Amelia'ya
"Halkın daima bir ara yere sokuşup savaş alanını terkettiğinde kurmayların titiz hesaplamaları neye yarıyor? Sanki burada hiçbir komuta, hiçbir ikna etme ve akla yönelik hiçbir çağrı yararlı olmamış gibi görünüyor. Düşman uçakları yangın bombalarıyla şehrin üzerinde görünür görünmez, herkes önceden en ufak bir kaygı duymaksızın şehirden kaçtı ki bunun sayesinde askeri operasyonlar hassas bir şekilde bozguna uğradı. Aldırmadan kaçmaya başladı şehir sakinleri!"
Bertolt Brecht'in "Mülteci diyalogları" (1940/41) ndaki mülteci Ziffel.
Giriş
Bir kaçağın notları
Resim bulanık - renkler onun ortaya çıkışından beri on yıllar sonra oldukça soldu ve dış çizgiler de artık pek keskin değil. Hata büyük bir adam görülebiliyor ve bacaksızın biri, muhtemelen beş yaşında. Kumlu bir manzaradaki patikada beton bir binanın.yanında duruyorlar. Sonra resim hareket etmeye başlıyor. Adam, gözle görülebilir bir şekilde bacaksıza bir şey açıklamaya çalışıyor.
Dikkatli dinliyor ve sonra birden bire bir ayağından diğer ayağına hopluyor. "O zaman burası Belçika mı?" diye sorduktan sonra diğer ayağını indirerek, "Ve işte burası da Hollanda mı?" diye sormaya devam ediyor. Adam, başını eğerek gürleyen dalgalara bakıyor. Oradan kuzey denizine doğru hayali bir hat çekilebilecek bu beton kama, 50'li yılların sonunda hâlâ nesnel olarak varolan Belçika - Hollanda sınırının en batıdaki somut göstergesiydi. "Ya ben şimdi Belçikalı ve şimdi de Hollandalı mıyım?" diye sağa sola hoplayan çocuk, babasını sinirlendirmeye devam ediyor.
Yanıt vereceğine her ikisinin bulunduğu patikanın, her ne kadar kazançlı vurgun ve zaman zaman "Jandarma" veya "Polis" ... Werner van Gent Dehşetin kokusu, Kosova ile Kürdistan'daki hümaniter savaşlar
Avesta yayınları
avesta | acil kitaplar: 170 | 5 Dizi danışmanı: Kendal Nezan Werner van Gent Der geruch des grauens, die humanitären kriege in Kurdistan und im Kosovo. (Dehşetin kokusu, Kosova ile Kürdistan'daki hümaniter savaşlar) Rotpunkt Verlag Zürich. 2000 İkinci baskıdan çevrilmiştir Almancadan çeviren Mesut Keskin
Editör: Abdullah Keskin Kapak tasarımı: Ahmet Naci Fırat Kapak: Genco Demirer Tashih ve mizanpaj: Avesta Birinci baskı: 2004, İstanbul Baskı: Berdan matbaacılık
© Avesta yayınları, 2004
Tanıtım amacıyla yapılacak alıntılar dışında yayınevinin izni alınmadan hiçbir şekilde çogaltılamaz
Avesta basın yayın reklam tanıtım müzik dağıtım ltd. şti. Evliya Çelebi mah. Aybastı sok. no: 48 / 4 Beyoğlu / İstanbul Tel: (0212) 251 44 80 - 243 89 74 Fax: (0212) 243 89 75
Ekinciler caddesi Nurlan apt. giriş katı no: 2 Ofis / Diyarbakır Tel-Fax: (0412) 222 64 91
ISBN: 975-8637-73-8
Werner Van Gent-1953 Utrecht (Hollanda) doğumlu. 1979'dan beri İsviçre ve Alman basınında çalışıyor. Şu anda İsviçre'deki DRS'in Doğu Avrupa muhabiri ve aynı zamanda "WochenZeitung"(WoZ) çalışanı. Almanya'nın sayılı televizyon kanallarından ARD ve ZDF'de de haberleri yayımlanıyor
PDF
Destûra daxistina; vê berhêmê nîne.
|