TÜRKÇE BASKIYA ÖNSÖZ
Ondokuzuncu yüzyılın başından itibaren Orta ve Yakın Doğu ülkeleri ve halklarının siyasal tarihinde Rusya'nın rolü belirgin bir biçimde güçlenmeye başlar. Türkiye ve kanla defalarca yaptığı savaşlara karşın Rusya'nın bu bölgedeki siyasal ilgisini karakterize eden şey yayılma emelleri değildi. Rusya Kuzey ve Güney Kafkasya'yı ilhak etmekle yetindi. Rusya'nın bütün bir 19. yüzyıl boyunca Yakın Doğu'daki görece edilgen, çekingen politikasını bununla açıklayabiliriz. Bu politika Avrupa devletlerinin Yakın Doğuya nüfuzlarının çapı ve yoğunluğuna göre sık sık ayarlandı, bu nedenle Rusya diplomatik çevrelerinin birincil kaygısı Rusya'nın Yakın ve Orta Doğu'daki etkisine ve özellikle onun Orta Asya politikasına karşı koyan İngiltere'nin siyasal ve ekonomik nüfuzuna karşı bir denge oluşturmak idi. Rusya'yı ilgilendiren ikinci mesele, (özellikle Osmanlı İmparatorluğunda) yerel nüfusun merkezi iktidara karşı tavrının anlaşılması idi. Rus diplomatlarının bu meseleler etrafındaki raporları ve istihbaratları Petersburg ve Tiflis'e geliyordu. Bu malzeme içinde Türkiye ve İran'daki Rus elçi ve konsoloslarının raporları ve yazışmaları önemli idi. 19. yüzyılın birinci yarısına ilişkin belgelere bakarsak görürüz ki Rus diplomatlarının Kürtlerin yaşayış, kültür ve tarihleri hakkındaki bilgileri en düşük düzeyde idi. Bu nedenle, Kürtler hakkında verdikleri bilgilerde çok sayıda belirsizlik ve hataya rastlanıyordu.
19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Rusya'nın İran ve Türkiye'deki siyasal ve dolayısıyla diplomatik faaliyeti belirgin bir biçimde canlanır. Bu faaliyet özellikle Rusya ve İran'ın artmış olan ticari ilişkileri sebebiyle hissedilir ölçüde gözlemlenmektedir. Kırım Savaşı'ndan sonra ve özellikle 1877-78 Savaşı'ndan sonra Rusya'nın Türkiye'nin doğu vilayetlerindeki konsolosluk ağı ciddi bir biçimde genişler. Rus-Türk savaşları döneminde İngiltere'nin Yakın Doğu'daki rolü ve etkisi, Rusya ile arasındaki siyasal ve ekonomik çıkar çatışması daha belirgin bir hal almıştır. Yüzyılın sonuna doğru Fransa, Almanya ve öteki Avrupa devletlerinin Yakın Doğu'daki genişleme başarıları Rusya'yı bu bölgedeki faaliyetini artırmaya itmiştir. Rusların Ermeniler, Kürtler, Asuriler vd ile ilişkileri etkinleşti. Sonuçta Rusya'da Kürtler hakkındaki bilgiler derinleşti ve yaygınlaştı. Diplomatların raporlarında Kürt sorunu gittikçe daha sık ve daha ayrıntılı olarak yer almaya başladı.
20. yüzyılın eşiğinde Kürt sorunu özel bir incelemenin konusu olur. Rus arşivlerinde Kürtler hakkındaki materyalin bolluğunu açıklayan da budur. Rus diplomatlarının çoğuna ait belgeler-de karakteristik olan özellik, yerel Hıristiyan nüfusa karşı gizlenmeyen bir hayırhah yaklaşım ile ötekilerin samimiyetine karşı bariz bir şüpheciliktir. Bu durum birçok sorunun özürlü nesnel bir biçimde değerlendirme veya kavrama önünde bir engel oluşturdu. Kürt aşiretleri ile veya tek tek Kürt siyasal ve toplumsal aktörleri ile temas kurulmasına karşı önerilerin, Kürtlerin Türklere karşı çok sayıdaki çıkışlarının niteliği veya siyasal içeriğinin net olmayan tanımlarının kaynağı da budur.
Diplomasi mesleğinde çok sayıda profesyonel Şarkiyatçılar, yüksek bir bilimsel hazırlık düzeyine, büyük ve küçük halkların tarihi ve kültürüne ilerici bir bakışa ve toplumsal-ahlaki normlara sahip insanlar vardı. İşte bu kişiler Rusya Dışişleri Bakanlığı yönetimine Kürt sorununa yeni bir yaklaşım önerdiler, onlara göre Kürt sorunu "özellikle titiz bir biçimde incelenmelidir, çünkü Kürtler yalnızca (bilindikleri gibi) haydut değildirler, ayrıca çiftçi, hayvan yetiştiricisi ve yurttaştırlar." Bunun için Kürtler hakkındaki literatürün dikkatle okunmasını ve bir süre içlerinde yaşayarak onlarla bizzat tanışmanın önemini vurguladılar.
19. yüzyılın ilk yarısında Rusya'nın Osmanlı imparatorluğundaki konsolosluk ağı görece sınırlı bir ağ idi. Mevcut konsolosluklar ve viskonsoloslukların büyük çoğunluğu Türkiye'nin batı şehirlerinde idi. 19. yüzyılın son çeyreğinde, özellikle 1877-78 Rus-Türk Savaşı'ndan sonra Osmanlı İmparatorluğunun doğusundaki Rus diplomatik merkezlerinin sayısı belirgin bir biçimde arttı. Van'da, Diyarbakır'da, Bitlis'te, Musul'da ve başka yerlerde konsolosluklar açıldı. Böylesine yaygın bir ağ (Birinci Dünya Savaşı öncesinde sadece Türkiye'nin Asya'daki kısmında yaklaşık 30 diplomatik merkez) 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında Doğu Anadolu'nun dahili yaşamı hakkında artık tam ve her yönüyle kapsayıcı bilgiler sağlıyordu.
Bu yeni devirde Kürt halkının tarihini incelemek için nüfusun yaşayışı, dini ve geleneklerine ilişkin bilgilere dikkat çekildi. Ancak bu incelemelerin amacı dar ve salt pratiğe yönelik idi, yani Rus sınırına komşu bölgelerdeki coğrafyanın ayrıntılı ve net bir biçimde keşfi, nüfusunun etnik bileşiminin ayrıntılı bir betimlemesi, büyük yerleşim merkezlerinin ekonomik potansiyeli ve ticari öneminin, nüfusun ekonomik uğraş alanlarının ve başka noktaların belirlenmesinden ibaret idi. Askeri arşivin "temel yönetim", "genelkurmay", "askeri-eğitsel arşiv", "askeri-eğitsel komitenin kançılaryası" gibi fonlarında Kürt aşiretlerinin ilginç betimlemeleri muhafaza edilmektedir. Buralarda aşiretlerin toplumsal-hukuki yapısının, ekonomik organizasyonunun ayrıntılı betimlemeleri vardır. Bunlar Kürt toplumunun sınıfsal ve sosyo-ekonomik yapısının tanımlanması için vazgeçilmez, yeri doldurulmaz kaynaklardır.
Rus askeri komutasının Kürtlere ilgisi 19. yüzyılın sonunda Türk hükümetinin Kürt aşiretlerinden Hamidiye Alaylarını örgütlemeyi başarmasından sonra özellikle keskinleşmişti, çünkü bu alaylar Kafkas sınırında bir tehdit halini alabilirdi. Gelecekteki Rus-Türk savaşlarına Kürtlerin katılımı ve tavrı sorunu Rus diplomatik görevlileri ve askeri komutasının önemle üzerinde durduğu bir araştırma, inceleme konusu idi. Bu inceleme Kürt hareketindeki Rus yanlısı yönelimin gelişimine yardım etmeliydi.
Rusya'nın Türkiye ve İran ile ilişkileri hakkında birikmiş olan zengin arşiv malzemesi Rusya'nın Yakın Doğu'daki stratejik görev ve hedeflerinin belirlenmesi için ciddi bir biçimde incelenmeyi çoktan beri bekliyordu. Kafkasya naipliği (genel valiliği) arşivindeki belgelerin bir kısmı daha 19. yüzyılın ortalarında Berje'nin editörlüğünde seçilmiş ve "Kafkas Arkeografi Komisyonunun Derlediği Belgeler" (Aktı, sobrannıe Kavkazskoy Arheografiçeskoy Komissiey) adı altında cilt cilt yayımlanmıştı. Bu yayın, Rusya'nın Kafkasya'ya nüfuzu, Güney Kafkasya halklarının Rusya'yla ilişkileri ve Rusya'nın 19. yüzyıl boyunca Türkiye ve İran'la askeri-diplomatik ilişkileri sorunlarını incelemeyi güncel-pratik bir görev sayan Güney Kafkasya askeri kurumlarının inisiyatifiyle gerçekleşti. Bu "Belgeler"de Kürtler hakkında, özellikle Rus-Türk savaşlarındaki rolleri hakkında çeşitli materyaller vardır.
"Belgeler"in hacimli ciltlerinin yayımlanmasından sonra, Yakı
n Doğu'nun dolu tarihi, ortaya çıkmış olan yeni siyasal ve ekonomik etkenler, Rusya'nın Yakın Doğu'daki komşuları ile olan karmaşık ilişkileri son yüzyılın yeniden derin bir biçimde incelenmesini ve analizini gerektiriyordu.
1877-1878 Rus-Türk Savaşı'ndan sonra Ermeni sorunu ile birlikte Kürt sorunu da siyasal arenaya çıkmıştır. 20. yüzyıl başında artık bu sorunu fark etmemek veya görmezden gelmek mümkün değildir. Bizzat Kürdistan ve Kürt nüfusunun yaşadığı ve üç devletin, Rusya, İran ve Türkiye'nin kesiştiği noktaları kapsayan bütün geniş alanın Rusya'nın Yakın ve Orta Doğu'daki siyasal üstünlüğü açısından stratejik bir önemi vardı.
Kürt aşiretlerinin rolünü ve askeri potansiyelini doğru değerlendiren Sultan II. Abdülhamid 19. yüzyıl sonunda Kürt aşiret liderlerine karşı yeni bir siyasal oyun tezgahlar, bütün Kürt aşiretlerinden Hamidiye Alayları adlı yeni askeri birlikler kurar. Bu alayların etkileyici sayısı, içlerindeki Kürt atlılarının miktarı Rus Güney Kafkasya'sının Yakın Doğu'daki siyasal ve askeri çıkarlarına karşı ciddi bir tehdit içeriyordu.
Osmanlı İmparatorluğu'nun Doğu Anadolu bölgesindeki yeni siyasal-askeri durumunu değerlendirmek Kafkasya naipliğinin doğrudan görev alanına giriyordu. Kürtlerin Rusya ile tüm bir yüzyıl boyunca olan ilişkilerini, özellikle Türkiye ve İran'a karşı askeri kampanyaları dönemindeki ilişkileri incelemek ve Kürtlerin bölgenin siyasal yaşamında yakın gelecekteki rolünün önemini belirlemek gereksinimi doğdu. Kafkas askeri dairesi komutası bu işi üzerine aldı.
Rusya'nın Türkiye ve İran ile savaşlarına katılanların anıları ve askeri tarihçilerin incelemelerinden oluşan literatür az değildi, örneğin Kişmişev, S.O. Kolenkovskiy, M. Lihutin, A.M. Kol-yubakin, Lyubimskiy, V.T. Mayevskiy, N.N. Muravyov, F.F. Gryaznov ve ötekilerin yazdıkları önemli bir literatür oluşturuyordu. Ancak bunlarda Kürtler ve savaşa katılımları hakkındaki bilgiler epizodik idi.
Kürtlerin 19. yüzyıl sonundaki durumunu nitelemeye yönelik ilk girişiın Kafkas askeri dairesi kurmay albayı Kartsev'den geldi.
Kartsev'in Kürtler Hakkında Notlar (Zametki o Kurdah) adlı küçük kitabı Tiflis'te 1896'da yayımlandı. Ancak Kartsev şu itirafı yapmak zorunda kaldı: "Kürtler hakkında her türlü kesin bilgiye ulaşmak çok zor, bu bilgiler Türk hükümetinde de yok, konu hakkındaki literatür oldukça geniş fakat eksik ve esas mesele şu ki farklı yazarların gözlemleri arasında o kadar yıl geçmiş durumda ki genel sonuçlar çıkarmak zor." Albayın Kürtler hakkındaki bilgi eksikliğini doldurma çabaları başarılı olamadı. Yine de belirtelim ki albayın hazırladığı Kürt aşiretlerinin yayılımı haritası ciddi biçimde ilgi çekiyordu. Bu harita 20. yüzyıl başlarında Kürt aşiretlerinin bütün Yakın Doğu coğrafyasındaki dağılımı hakkında hâlâ önemli bir kaynaktır.
Kürtlerin Rusya'nın Kafkasya politikasındaki yeri ve rolü hakkında kesin ve net bir rapor hâlâ yazılmayı bekliyordu. Bu sorunun incelenmesi için Kafkas askeri dairesi kurmay başkanı N. N. Belyavskiy Yüzbaşı P.İ. Averyanov'a görev verdi ve Rusya'nın bütün 19. yüzyıl boyunca Kürtler ile ilişkileri hakkında tarihsel bir deneme yazmasını istedi. Belyavskiy Averyanov'un askeri kurumları ilgilendiren ŞU dört noktaya dikkat etmesini istedi:
1) Rusya'nın Türkiye ve İran ile 19. yüzyılda olan tüm savaşlarına Kürtlerin katılımını incelemek
2) Rusların Kürtler ile ilişkilerinin karakterini ve tarafların geçmiş savaşlar sırasındaki hareketlerini belirlemek
3) Rusya, Türkiye ve İran'daki Kürtlerin çağdaş siyasal durumlarını belirtmek
4) Kürtlerin Rusya'nın Türkiye ve İran ile gelecekteki savaşlarındaki tavrını açığa çıkarmak
Böylesine önemli bir görevin Averyanov'a verilmesi tesadüfi değildi. Daha önce genelkurmayın ilgilendiği iki bölge hakkında yazdığı iki eseri olumlu karşılanmıştı. Konu hakkındaki bilgisini İran Kürdistam'ndaki Kürtlerin yanına yaptığı yolculuğun taze izlenimleri ile tamamlıyordu. Yeni eserini yazmak için ihtiyacı olan tek şey Tiflis askeri ve diplomatik arşivlerinde birikmiş olan muazzam malzemeyi incelemekti. Bunu da başarıyla yerine getirdi.
P.İ. Averyanov'un sekiz bölümden oluşan ve Rusya'nın komşularıyla savaşları ile iki büyük Kürt ayaklanmasını (1853-56 Yezdanşêr isyanı ve 1880-82 Şeyh Ubeydullah isyanı) içeren kitabı 1900 yılında yayımlandı. Kitabın eklerinde 33 ilginç belge vardı ki bu da kitabın birincil kaynak olarak değerini artırıyordu.
Kafkas askeri dairesi genelkurmayının bu kitabın yazılmasındaki ilgisine karşın kitap gizli veya hizmete mahsus sayılmadı. Kitap yayımlandıktan sonra Türkiye'nin askeri kurumlarının dikkatini çekti ve hemen hizmet içi kullanılmak üzere Türkçeye çevrildi.
Avesta Yayınlarının kitabın özgün dilinden yaptığı bu Türkçe çeviri kuşkusuz takdire şayandır, çünkü kitapta aydınlatılan ilginç konu ve Rus dilindeki geniş kaynaklar Türkiye'nin ve Kürt halkının tarihi üzerinde çalışan bilim insanları ve uzmanların dikkatine sunulmaktadır.
Celilê Celil
ÖNSÖZ
Ondokuzuncu yüzyıl boyunca Rusya, Türklerle dört kez, İranlılarla iki kez savaşmak zorunda kaldı. Kafkasya'da yer alan bu savaşlara Kürtler, başlangıçta Rusların düşmanları olarak, daha sonra ise bağlaşıkları olarak katıldılar. Hiç kuşku yok ki, gelecekte Küçük Asya'da meydana gelecek olan savaşlarımızda da biz Rusların, barışçı sivil bir yaşamı bugün bile kabul etmeyen, özgürlüğüne düşkün ve kalabalık bu halk ile mutlaka bazı temasları olacaktır.
Son on yıldır Türkiye,* Rusya ile yakın bir gelecekte olası çatışmalarda Kürtlerden oluşan kalabalık bir süvari ordusunu Kafkasya ordusunun karşısına çıkarmak amacına yönelik olarak, kendi topraklarında yaşayan Kürtler arasında hakimiyetini sağlamlaştırmak ve onları belli ölçüde de olsa düzenli ve zorunlu askerlik hizmeti ile yükümlü kılmak için elinden gelen her şeyi yapmaktadır. Böylece, yakın bir gelecekte Türkiye ile olası bir çatışmada Kafkasya ordusunun birlikleri karşılarında, yalnızca geçmiş savaşların da gösterdiği gibi askeri operasyonlara elverişsiz, düzensiz ve disiplinsiz Kürt alaylarını değil, aynı zamanda şu ya bu ölçüde doğru örgütlenmiş bir Kürt milis kuvvetini de bulacaktır. Bu koşullarda Türkiye Kürtleri ile olan ilişkileriıniz, Türkiye ile olan geçmiş savaşlara kıyasla çok daha büyük bir önem kazanmaktadır; bu yüzden bütün bir yüzyıl boyunca Kürtler ile olan ilişkilerimizden ve çatışmalarımızdan ürettiğimiz deneyimi heba etmemek gerekirdi, tam tersine bu deneyim, Küçük Asya'da gelecekte meydana gelecek savaşlarda, bu savaşlara katılacak olan birliklerimize ve komuta kadrolarımıza belli bir fayda sağlamalıydı.
Bu düşüncelerden yola çıkarak, Zatı Âlileri, Kafkasya Askeri Bölgesi Kurmay Başkana, Tuğgeneral N. N. Belyavskiy tarafından, aşağıdaki önemli ve ilginç sorunlara açıklık getirmek amacıyla bu tarih çalışmasını ifa ödevini bana tevdi ettiler: Geçen 19. yüzyıl boyunca Rusların Osmanlı ve İranlılarla olan savaşlarına Kürtlerin iştiraki, bu bir yüzyıllık zaman boyunca bizim Kürtler ile olan ilişkilerimiz ve askeri çatışmalarımız ve Rusya'nın yakın bir gelecekte Iran ile, özellikle de Osmanlı devleti ile girmesi olası savaşlarda Rus, İran ve Türkiye Kürtlerinin Rusya'ya karşı muhtemel tavrını belirleyecek olan çağdaş politik durumlarının açıklığa kavuşturulması.
Araştırmanın hedefleri yukarıda özetlendiği gibi olunca, okurun dikkatine sunulan bu tarih denemesi, Kürtlerin yaşam tarzı, dili, dini ve coğrafik dağılımına hemen hemen hiç değinmemekte, yalnızca bu tarih denemesinin dolaysız amacını meydana getiren sorunlar sözkonusu olduğunda, bu sorunlara ilişkin bir takım hatırlatmalar yapmakla yetinmektedir.
Kurmay Albay V. A. Kartsev'in (1896 yılında yayımlanan) Zametki o Kurdah (Kürtler üzerine notlar) adlı çalışması Kürt halkının dili ve dini ile ilgili kısa bilgiler içermektedir; bu kitabın ekinde gene aynı yazar tarafından düzenlenen ve çağdaş literatürde çok değerli ve benzersiz sayılan "Kürtlerin coğrafik dağılımı"nı gösteren bir harita yer almaktadır.
Bu tarih denemesini okumadan önce Albay V. A. Kartsev'in çalışmasının okunması bizce bir zorunluluktur.
Kitabımızın sonunda, bir bölümünü Kafkasya Askeri Bölgesi Karargahının Arşivinden, bir bölümünü de Kafkasya Arkeografya Komisyonunun tutanaklarından sağladığımız ve Kürtlere ilişkin çok değerli ve ilginç bilgiler içeren belgeler (mektuplar, notlar, raporlar, bildiriler, talimatlar, projeler, beyannameler vb) yer almaktadır.
Bu tarih denemesini okurken, onun ekinde yer alan iki haritadan (Kafkasya Askeri Bölgesi Kurmay Başkanlığı nezdindeki Askeri Topografya Dairesinin yayınları) yararlanmak gerekmektedir; denemeyi okurken karşımıza çıkan coğrafik yer adları ve Hamidiye Alaylarının üslendiği yerlerin adları sözü geçen haritalarda gösterilmiştir. Ayrıca haritalardan birinde, Albay Kartsev'in kitabından ve haritasından alıntıladığımız Kürt aşiretlerinin coğrafi yerleşimi ve dağılımı da gösterilmektedir; bu arada en son bilgileri gözönünde tutarak, Erzurum vilayetinin sınırları dahilinde yaşayan Kürt aşiretlerinin vilayet çapındaki dağılımında meydana gelmiş olan gerekli değişiklikleri de işledik. Bu tarih çalışmasını yaparken aşağıdaki elyazması ve basılı kaynaklardan yararlandık:
* Kitabın orijinalinde Osmanlı yerine Türkiye denilmektedir (-ed.n.).
Elyazması kaynaklar
1) Kafkasya Askeri Bölgesi Kurmay Başkanlığı Arşivinin 1828-29 yılları; 1853-56 yılları ve özellikle 1877-78 yılları savaşlarına ait dosyalar.
2) Van Konsolos Yardımcısı V. T. Mayevskiy'nin, konsolosluğun son dört yıllık dönemine ait genel gözlemleri ile 1896 yılında yaptığı görev gezilerine ilişkin rapor."
3) V. T. Mayevskiy'nin (Van Konsolos Yardımcısı); "Van vilayeti dahilindeki Ermenilerin günümüzdeki durumu."
4) Yazara, V. T. Mayevskiy (Van Konsolos Yardımcısı) tarafından sağlanan Türkiye Kürtlerine ilişkin bilgiler.
5) Yazara, M. A. Prjevalskiy (Erzurum Başkonsolosu) tarafından sağlanan Türkiye Kürtlerine ilişkin bilgiler.
6) 1890 yılından 1898 yılına kadar Erivan ve Kars bölgesi valileri tarafından gönderilen raporlar (bunların bir bölümü yayımlanmıştır).
7) Kafkasya Askeri Bölgesi Kurmay Başkanlığının Harp Tarihi Dairesince "Asya Türkiyesi'nde Savaş" adı altında hazırlanan elyazmaları.
8) Yazara, 1899 yılında askeri. istatistik çalışmaları yapmak üzere görevle Yelizavetpol'e gönderilen Kurmay Yüzbaşı Naumenko tarafından sağlanan Yelizavetpol Kürtlerine ilişkin bilgiler.
9) Kafkasya Askeri Bölgesi Kurmay Başkanlığının Askeri Nizam ve Raporlar Dairesinin cari dosyaları.
Basılı kaynaklar
10) Kafkasya Arkeografya Kurulunun I, II, III, IV, V, VI, VİI, VIII, X ve XI sayılı ciltleri.
11) Gaspar Druvil. Puteşestviye v Persiyu v 1812 i 1813 gg. Çasti 1 i 2. İzd. 1826 goda.
12) Mayor Trotter. Maloaziyski Kurdı. Prilojeniye k VII tomu "İzvestiy Kavk. Otd. İmper. Rus. Geogr. Obşç."
13) P. Zubov. Persiydskaya voyna v tsarstvovanii İmperatora Nikolaya I. Vtoroye İzdaniye 137 goda.
14. Kn. Şçerbatov. Gener-feldmarşal Kn. Paskeviç, ego jizn i deyatelnost. Tomi II i III.
15) Uşakov. İstoriya voennih deystviy v Aziatskoy Turtsii v 1828 i 1829 gg. Çasti 1 i 2. İzd. 1836 goda.
16) Lihutin. Russkiye v Aziatskoy Turtsii v 1828 i 1829 go¬dah.
17) N. Muravyev. Voyna za Kavkazom. Tomı I i II. İzd. 1877 goda.
18) Gen-mayor Kişmişev. Voyna v Turetskoy Armenii 1877-78 godov.
19) B. Kolyubakin. Erivanskiy otryad v kamp. 1877-78 go- dov. Çasti 1 i 2.
20) "Materialı dlya istorii voynı 1877-78 gg. V Aziatskoy Turtsii." Protses Faik-paşi. Perevod c turetskogo. Prilojeniye k Voyennomu Sborniku" 1879 goda.
21) "Sbornik turetskih dokumentov o posledney voyne." Perevod s turetskogo tryolı poslednilı glav sbornika "Zubde-etül lıakaik", sostavlennogo Ahmet-Mithatom-efendi. Prilojeniye k "Voyennoınu Sborniku" 1879 goda.
22) Polk. Kartsev. Zametki o Kurdalı.
23) K. P. Kamsarakan. Vostaniye Ubeid-Ullı v 1880 godu. Sbornik materialov po Azii. Bipusk XI.
24) Podpolk. Kolyubakin. Sostav neseleniya po plemenam i provintsiyam Persii. Sbornik materialov po Azii. Bıpusk IV.
25) A. M. Kolyubakin. Materialı dlya voyenno-satitiçeskogo obozreniye Aziatskoy Turksii. Tom I, çast 2. İzd. 1888 goda.
26) O. Gryaznov. Voyenniy obzor peredovogo teatra v Azi- atskoy Turtsii. Çast 2. İzd. 1897 goda.
27) O. Gryaznov. Kurdı i Kurdskaya Konnitsa. Voyennıy Sbornik. Aprel 1896 goda.
28) P. Helmitskiy. Karsskaya oblast. Çast 2. İzd. 1893 goda.
29) P. İ. Averyanov. Kratkiy obzor voyennılı deystviy na Erivanskom teatre v kompaniyu 1828-29, 1853-55 i 1877-78 gg. Prilojeniye k polevoy poezdke ofitserov Generalnogo Ştaba v 1896 godu.
30) P. İ. Averyanov. Otçyot o poezdke po Severnomu Azerbaydjanu polkovnika Şkinskago i kapitana Averyanova v kontse 1899 goda. İzdaniye 190000 g.
31) Tablitsı nizama i redifa turetskoy armii. İzd. Otd. Gener. Ştaba pri Ştabe Kavk. Voyenn. Okruga, 1899 goda.
32) S. V. Norman. Armenia and Campaign of 1877.
33) J. De Morgan. Mission scientific en Perse par de J. De Morgan. T. P. Paris, 1895.
34) L. K. Artamonov. Severnıy Azerbaydjan. İzd. 18900 go- da.
Bırinci bölüm
1804-1813 Rus-İran savaşı ve 1815-1812 Osmanlı-Rus savaşı
Gürcistan'ın (1801 yılında), İmeretiya'nın ve Mingreliya'nın (1804 yılında) Rusya'ya gönüllü olarak katılması, Kont Tsitsianov'un Gence Hanlığını (1804 yılında) ele geçirmesi ve gene Tsitsianov'un Karabağ ve Şekûn hanlıklarını ve Şuragel Sultanlığını kansız bir biçimde ve nihai olarak ilhak etmesi (1805 yılında) üzerine bizim Kafkasya sınırımız, nihai olarak Kafkas dağlarının ana sırtlarının ardına ötelenmiş oldu; böylece bizim topraklarımız bir yandan İran'ın Azerbaycan taşrası ve Erivan Hanlığının; öbür yandan Osmanlı devletinin Kars ve Ahıska sancaklarının, yani içinde Kürtlerin de yaşadığı Türk bölgelerinin dolaysız komşusu haline geldi.
Bu tarihlerden itibaren Kafkasya'daki Rus egemenliğinin tarihinde yeni bir devir başladı; artık ordularımızın Kafkasya'daki varlığı geçici değildi ve Kafkasya'daki askeri varlığımız yalnızca müttefiklerimize yardım amacı değil, aynı zamanda kendi öz topraklarımızı, İran ve Türkiye yönünden gelen, yarı vahşi ve herhangi birinin egemenliğini kolay kolay tanımayan Asya halklarının sürekli saldırı ve tacizlerinden korumak amacını ...