La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Zerdüşt'den Günümüze Bir Yaşam Tarzı Olarak Alevilik


Éditeur : Yardımcı Ofset Date & Lieu : , Ankara
Préface : Pages : 280
Traduction : ISBN :
Langue : TurcFormat : 160x240 mm
Code FIKP : Liv. Tur. Yeş. Zer. N° 6601Thème : Général

Zerdüşt'den Günümüze Bir Yaşam Tarzı Olarak Alevilik

Zerdüşt'den Günümüze Dek
Bir Yaşam Tarzı Olarak Dünyada Süre Gelen Alevilik

Kazım Yeşilgöz

Yardımcı Ofset

Vefa Borcum ve Birkaç Söz; herhalde gelenek olmalı, yazılan her kitap için bir de önsöz yazılır. Oysa ben incelemelerim sırasında her olay için gereği kadar yorumlarda bulunduğumu sanıyorum. Uzun bir süredir Zerdüşt üzerinde çalışmaktaydım. Bir vesile, beni bu konuyu yazmamı zorunlu kıldı. Kızım (Hülya Yeşilgöz) înternet’te benim son kitabımla ilgili olarak bir duyuru görmüş. O kitap, okuyucularına okumaları için salık veriliyormuş. Hiç beklenmedik bir olay. Kızıma, o duyuruyu yapanı, kitabı nerden aldıklarını, kim tarafından kendilerine iletildiğini öğrenmesini söyledim. Kızım konuyu araştırınca, duyurunun A.B.D. Kongre Kütüphanesince yayımlandığını, ancak kitabın nasıl oraya iletildiği veya kim tarafından iletildiği yine de sır olarak kaldı. Duyuru şöyle idi.
.....


İçindekiler

Önsöz / 3
Önsöze Bir Katkı / 4

Dünya ve İnsan / 7
İlk İnanç / 8
İlk Tanrı Fikri ve İlk Tanrılar / 9
İlk İnanç Şekli ve Totenizm / 10
Anemizm / 10
Çin’de Oluşan İnançlar ve Günümüz Kadar Uzantıları / 12
Hindistan İnançları ve Dini / 14
Hindistan’da Kast’lar / 15
İran ve Zerdüştlük İran Halkları / 21
İlk Devlet / 23
Musa ve Musevilik / 24
Zerdüşt ve Öğretisi / 33
Kutsal İçki Haoma (Tanrı Humayı) / 41
Mazdecilik / 51
Mısır Uygarlığı / 62
Tek Tanrılı Dinlerin Kökeni / 67
Gılgamış Destanı / 80
Stoacılar / 86
İsa / 87
Aziz Paulus (Pavlos) / 89
Hz. Muhammed / 93
İslamlıkta İlk Ayrılıklar, Hariciler / 93
Şia / 97

Tasavvuf ve Aleviler / 101
Batindik / 102
Tarikat ve Kökeni / 106
Tasavvuf ve Özgür Düşünce / 112
Babailik ve Babailer / 115
Doğudan Beliren Tehlike, Moğollar / 120
Haçlı Seferleri ve Anadolu / 120
Haçlı Seferleri ve Anadolu / 123
Müslümanlıktan Doğan Yeni Yeni İnançlar (Dinler) / 125
Yezidilik / 127
Yezidilik Nedir? ve Yezidilik Cemaatı / 132
Yezidilikte Dinin İcapları / 134
Yezidi Kitaplarına Göre İnancın İçeriği / 136
Sabilik ve Sabiler / 139
Günümüze Kadar 3 Bin Yıldır Yaşanan Alevilik / 143
İnançlarda Ortak Yönler / 145
Alevilik Sabilik ve Yezidilikte Benzer Yönler / 157
Alamut Kalesi ve Haşan Saba / 159
Ehli Hak İnancı / 163
Ehli Hak Kurucusunun Doğumu / 166
Sultan İsak Doğumunda (Şeklinde) Gelişi / 167
Tapınma (İbadet) Şekilleri    168
Bu İnancın Diğer Benzer İnançlara Göre Ortak Yönleri / 169
Bahailik / 171
Babilik veya Bahailik İnancı / 174
Diğer İnançlara Benzerlikleri / 176
Uluslararası Arenada Yeni Görüntüler / 177
Oniki İmam ve Yaşam Öyküleri / 182
Bab Ali Muhammed / 190
İsa Öğretisi / 193
Muhammed ve Öğretisi / 196
Bir Tablo ve Bir Oluşum / 198
Kutsal Savaş ve Cihat Çağrılan / 199

Alman Birliği ve Bismark / 200
1 .Paylaşım Savaşı ve Osmanlı Devleti / 201
İslam İhtilali Örgütü Kuruluyor / 202
İlk Cihad Çağrısı / 203
İlk Cihad Bildirisi / 204
Süleyman Askeri ve İntiharı / 205
Cihad İlanı Osanlı İcadı mı ? Alman İcadı mı? / 210
İttihat ve Terakki / 212
Belirli Bir Amaç İçin Hazırlatılan “Saklanan Gerçek” / 216
Çağdaşları ile Kıyaslama / 218
Şeyh Bedreddin / 221
Çekoslovakyalı Bir Papaz / 223
Luthen / 224
Ahmed Yesevi     / 229
Yesevi Öğretileri / 231
Mevlana / 232
Yunus / 234
Gazalli (Gazali olarak da Yazılır)  / 237
Thomas More / 242
Kuvvetler Ayrımı / 245
Alevilik ve Örgütlenmesi / 247
Dünyada İki Kitlesel İnanç / 259
Batılı Misyoner ve Yazarların Yazdıkları / 263
Kürt Papazlar Arasında / 264
Ocaklar ve Ocak Zade / 250
Tunceli Çocuklarının Elazığ’a Açılan Kapıları / 270
Cumhuriyet ve Laiklik / 272


ÖNSÖZ

Vefa Borcum ve Birkaç Söz; herhalde gelenek olmalı, yazılan her kitap için bir de önsöz yazılır. Oysa ben incelemelerim sırasında her olay için gereği kadar yorumlarda bulunduğumu sanıyorum. Uzun bir süredir Zerdüşt üzerinde çalışmaktaydım. Bir vesile, beni bu konuyu yazmamı zorunlu kıldı. Kızım (Hülya Yeşilgöz) înternet’te benim son kitabımla ilgili olarak bir duyuru görmüş. O kitap, okuyucularına okumaları için salık veriliyormuş. Hiç beklenmedik bir olay. Kızıma, o duyuruyu yapanı, kitabı nerden aldıklarını, kim tarafından kendilerine iletildiğini öğrenmesini söyledim. Kızım konuyu araştırınca, duyurunun A.B.D. Kongre Kütüphanesince yayımlandığını, ancak kitabın nasıl oraya iletildiği veya kim tarafından iletildiği yine de sır olarak kaldı. Duyuru şöyle idi.
"List 2001-71 Turkey
1-LCN 00401888

Yeşilgöz Kazım-Harpagos’tan Günümüze Dek Carıs ya da Chas Kürt’ler, Kâzım Yeşilgöz l.Baskı(İstanbul?) 2000 15 dol. U.S. 207 p24 cm."
Kızıma verilen yanıt da şöyle başlıyor.
"Dear Yeşilgöz
Thank you for your use of the question point service / question İD 54563 question: Madame Monsieur Bonjour
Je Voudrais savaoir si vous avez un livre dans "library of Congress"sur les Kurdes qui est İntitule "Harpagos’tan Günümüze Dek Caris ya da Cahs Kürtler" bu yazı biraz daha devam etmekte, kitabın Afrika ve Ortadoğu araştırmacılar için önerildiği ilave edilmiş. Yine de kimler tarafından nasıl iletildiği ile ilgili olarak bilgi verilmemiş. Bu işin ön çalışmasının kim tarafından yapıldığı bilinmemekle birlikte işlevi yapana candan teşekkürler.
Bunun üzerine çalışmalarıma hız verdim. Tam bu sırada da hastalanıp 5 ay kadar hastanelerde yattım. Fırsat buldukça da incelemelere devam et¬tim. Özellikle de S. Günaltay’ın "Yakın Şark" eserinden Suriye ve Filistin bölümlerini gözden geçirdim. Bu vesile ile Mezopotamya, İran ve Suriye bölgesi insanlarının inançlarının düzeyi hakkında bilgi edindim.

Sonuçta şu kanaate vardım ki Alevilik çok eski zamanlardan beri sürüp gelen, bir inançtan ziyade bir yaşam tarzı olarak hak iddia etme ve hakkını alma uğraşıdır. Bozulan ekonomik düzen içinde kurulu düzene karşı çıkma, yanı Rafıziliktir. Musa, Zerdüşt’e göre, İsa, Musa’ya göre, Muhammet, İsa’ya göre, Bab Ali Muhammet, İslam Peygamberi’ne göre Rafızi’dir. Din eğer yönetimle birleşmişse, ikisi bir elden halkı yönetmek için kullanılıyorsa, siyasi erk dini bir baskı aracı olarak kullanıyorsa bu fikrin karşısına geçen herkes heterodoks’tur. Rafızi’dir. Oysa gerek semavi olsun, gerek fikirlerinden ötürü kurulmuş şark dinleri olsun ilk çıktıklarında kurulu düzene karşı çıkılarak taban bulmuştur. Mani ya da mazdekler, ya da Babek ya da Babekiler, Anadolu’da Batıniler hep bu gözle incelenmeli, 1514 Yavuz olayı ve kırk bin Alevi katliamı ne ile suçlanırsa suçlansın, 125 bin Alman köylüsünün katliamı da aynı kategoriye girer. Olaylar kitabın içinde geniş şekilde sergilendiği için yeniden bu tür bir irdeleme olayına gerek yoktur. Onun için "Zerdüşt’ten günümüze kadar uzanan bir serüven" adını verdim. Okuyup inceleme fırsatı bulanlar bunu net olarak görürler.

Fikrimi açıkladığım dostlarımın başında Uğur Atik, insan güzeli Mehmet Güzel, 1965 yılında bir dağ yamacından birlikte jeep içinde yuvarlandığım Bedri Bilgînoğlu bana destek verdi. Bedri ile zaman zaman sert eleştirilerinden dolayı soğuk durmamıza rağmen bir türlü birbirimizden hiç kopmadık. Bana iltifatları ile destek olan Av. Abdullah Gül, Av.Sacit Kelekçi, Em.Öğretmenlerden Kahraman Kahraman, oğlu Engizek dağlarında yakalanıp Deniz Gezmiş’le idamla yargılanan, Kemal Güngörmüş, Em. M. E. Müdürü Mehmet Topaloğlu, yanı başımda beni çalışmaya teşvik eden eşim Fatime, araştırmalarım esnasında bana her türlü desteklerini esirgemeyen çocuklarım, Yüksel, Aysel ve Nuray, bana bir sürü doküman temin eden damadım Bakı Can, hele hele desteği bir dağ gibi olan ve o destek sayesinde ayakta durduğum oğlum Yücel Yeşilgöz ve Mehmet Nuri’nin ağırlıklı omuz vermeleri bunu yazmamı kolaylaştırdı. Kendisine can borçlu olduğum Gülay Bayrak ve bir hazine değerinde olan Mehmet Bayrak’ı şükranla anmayı bir vicdan borcu bilmekteyim. Mehmet Bayrak bir hazinedir. Yazar Hüseyin Akar, Emekli Öğretmen Fevzi Dağdeviren, yazar ve yeğenim Haydar Işık sürekli olarak bana yaptıkları ile ışık tuttular. Kızım Hülya Yeşilgöz sürekli yanı başımda beni izledi ve güç verdi. Bu ara amca oğlu Haşan Yeşilgöz bana olmadık yardımlarıyla yazma ve yürüme kolaylığı sağladı. Karanlıkta sesinden güç alan korkak kişilerin türkü çağırmaları gibi ben bu tür insanların omuz vermeleri ile karanlıktan aydınlığa çıkmaya çalıştım. Bu biraz basit görünse de benim için dağlar kadar güçlü oldu. Tekrarında yarar görürüm. Bu tür çalışmalarda oğlum Yücel Yeşilgöz’ü gözümde bir hazine değerinde olan yazdıklarından dolayı Mehmet Bayrak’ı bana sağladığı yararlar yönünden tekrar tekrar anmak istiyorum. Biyolojji Öğre. Ali bahşi ve Halil Çinpolat’ı yadetmek istiyorum.
A.Bahşi sohbetlerimizde mesleki bilgi ve birikimlerini anlatırken, bunların günün birinde birleştirilerek ürüne dönüştürülmesini dilemekteyim. Halil Çinpolat’a gelince bana Gazzali’nin aklı nasıl kenara ittiğini İlhan Arsel’in bir kitabından alıntı ile aklı nasıl aşağıladığını anlattı, bunu hiç unutmayacağım.”Ben Ömrümde bir kere akla uydum. Tüm ömrümde tanrının beni affetmesini diledim. Çünkü akla gerek yok, tüm yollar vahiyyolu ile Kur’anda bahşedilmiş” diyecek kadar olaylara esna bir arkadaşımız. Bizi bir dost Derviş Sofrası’nda birleştirmiş. Halen de sürüp gitmektedir.

Karanlığı hiç sevmem. Çünkü karanlığın zaviyesi (açısı) yoktur. Çünkü Olimpiyat dağından ateşi çalarak insanoğluna armağan eden kişi ile Ocakzade’leri ateşin hiç sönmemesi için görevlendiren Zerdüşt arasında bir bağlantı olmalı. Sırası ile sönmeyen ateş, sonra mum, sonra şinanay, sonra elektrik, gece karanlığına karşı açılan savaşın sonunda bulunan aydınlatma araçlarıdır. Asıl aydınlatma kafalarda olmalı diye herkes hemfikir. Ben bu konuyu bu nazariye ile mercek altına yatırdım. Bu vesile ile bu eser oluştu.

Kızım Yüksel Çiçek’e bir önsöz yazmasını talep ettim. İnsanın evrimi ile ilgili bir makale rica ettim. Onun yazdığını da önsöz olarak kitabıma alıyorum. Sanırım onu da beğeneceksiniz.

İnsanın Evrimi

İnsanın evrimi ile ilgili iki ayrı görüş var. Bunlardan; Birinci görüş; Anthroposentrik görüştür.

Bu görüşe göre tüm canlılar ayrı ayrı yaratılmıştır. En son yaratılan insan, tüm canlıların kendisi için özellikle yaratıldığına inanır. Bu görüşe inanan bir çok insan, çevresindeki canlıların bazılarını yararlı bazılarını zararlı olarak sınıflandırırken, bazılarının da bir işe yaramadıklarını düşünür. Bilimsellikten uzak bu düşünceyi taşıyan insanlar yararlı olmadıklarına inandıkları canlılarında yaşamasının bir anlamının olmadığını yok edilmesinin sakınca yaratmayacağı düşüncesi ile yok ederler.

Bu gün ki bilimsel verilerle elde ettiğimiz bilgiler doğrultusunda; canlıların besin zinciri oluşturduğu, her canlının bir canlı için av, bir başka canlı için avcı konumunda olduğunu biliyoruz. Eğer bir canlı türü herhangi bir nedenle yok edilirse, bu türden beslenen canlı da yaşamını yitirir, kaybolan türün besin kaynağı olan bir başka canlı türü hızla çoğalacaktır. Çoğalan canlıya besin kaynağı olan bir başka tür ise hızla azalacaktır. Bu dalga genişleyerek, delik giderek büyüyecektir. Ekolojik denge bozulacaktır. Sonuçta çözümlenmesi zor ekolojik sorunların ortaya çıkmasına neden olacaktır.

Bilinmelidir ki bütün canlılar için yaşam, belirli biyolojik ilişkilerin var olduğu bir ortamda sağlıklı sürdürülebilir. Buda tüm canlıların (yan ve ara organizmalarında) doğal koşullarda doğal savaşları ile mümkündür.
İkinci görüş moleküler yaradılıştır.

Bu görüşe göre dünyanın ilk oluşumunda sadece inorganik madde vardı. İlk olarak atmosferde CH4, NH3 ve H2 gazları vardı. Ultra viyole ışınlar ve şimşekler ilkin atmosferde bulunan gazlar arasında yeni kimyasal bağların oluşumunu sağlayarak ilkin organik bileşiklerin oluşumunu sağlamış olabilir. Bu konuda kuşku götürmez doyurucu denemeleri 1953 yılında bir kimya öğrencisi olan Stanley Miller başardı. Miller ilkel atmosferdeki gazları bir cam balon içine koyup elektrik deşarjına tabi tuttu. Böylece Miller dönemde de var olan ultra viyole ışınlarını ve şimşekleri yani elektrik de şarjını kullanmış oldu. Dünyanın o evresinde bu koşullar milyonlarca yıl sürmesine karşın Miller bu işleme tutulmuş olan karışımdan 24 saat sonra birçok bileşiklerin oluştuğunu gördü. Bu bileşiklerin en önemlisi canlıların yapısında yer alan ve doğada çok bulunan amino asitlerin oluşumuydu.
Atmosferde kendiliğinden oluşan amino asitler yağan yağmurlarla birlikte sıcak kayalar üzerine düştü, su buharlaşırken kayaların ısısıyla amino asitler arasında yeni kimyasal bağlar oluşmuş olabilir. Bu görüş Fox’un deneyleri ile doğrulandı. Fox amino asitleri kuru kuruya ısıtarak uzun polipep- tit-protein zincirlerini elde etti. O halde dünyanın o günkü koşullarında amino asitler ve proteinler kendiliğinden oluştu. Daha sonra yağan yağmurlar bu proteinleri ilkin denizlere taşıdı.

İlk canlının yapısına girerken bu organikler aynı zamanda ilk canlının besin kaynağını da oluşturuyordu.
Oluşan ilk canlı kompleks bir çevrede son derece basit yapılıydı. Hazır besleniyordu, oksijensiz solunum (fermantasyon) yapıyordu, kalıtım maddesi RNA idi. O dönemde oluşan jeolojik tabakalardaki bulgular bu görüşü doğrulamaktadır.

İlk canlıların bazılarında meydana gelen kalıtsal değişiklikler (mutasyon) yeni türlerin oluşumunu sağladı. Bu yeni canlıların bazıları klorofil sentezleme yeteneğine sahiptiler. Klorofilli bu canlılar inorganik maddelerden güneş enerjisini kullanarak organik madde sentezlediler. Yeşil renkli bu canlılar, kendi besinlerini kendileri sentezlerken havaya da serbest oksijen verdiler. Havanın serbest oksijenini kullanabilen yani oksijenli solunum yapan yeni canlılar oluştu. Yeni bir çevrede yaşama şansını bulamayan canlı yaşamını yitirirken, yaşayan canlılar (adapte olanlar) yeni gen çeşitliliği ve yeni mutasyonlarla günümüzdeki canlı çeşitliliğinin oluşumuna olanak sağladılar.

Bu neden ile günümüzde ve bizden sonrada yeni türlerin oluşumu kaçınılmazdır!!!
Canlıların kalıtsal özelliklerini belirleyen genlerin tüm canlılarda bulunması ...


Kazım Yeşilgöz

Zerdüşt'den Günümüze Dek
Bir Yaşam Tarzı Olarak Dünyada Süre Gelen Alevilik

Yardımcı Ofset

Yardımcı Ofset
Zerdüşt'den Günümüze Dek
Bir Yaşam Tarzı Olarak
Dünyada Süre Gelen
Alevilik
Kazım Yeşilgöz

Dizgi – Tasarım: Ali Ötün (Gülay Ajans) Tel: 231 34 37
Kapak Resmi: Babam Ali Kaya Yeşilgöz (Alevilik hususunda iki kişiden
yararlandım, şekillendim, biri Babam, diğeri Dayım
Kahraman Aslan, ikisini de rahmetle anarım.)
Kapak Resim: Cek Yapı Mimarlık - Mimar İlkay
Kapak Dizaynı: Ali Ötün (Gülay Ajans) Tel: 231 34 37
Baskı: Yardımcı Ofset - Tel: 342 26 27 - 342 22 27
Birinci Baskı

PDF
Téléchargement de document non-autorisé.


Fondation-Institut kurde de Paris © 2025
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues