Başkaldırının koşulları
Bu kitapta önce cumhuriyet savcılarının "sanık" İsmail Beşikçi hakkında bilinen, geleneksel iddialarını okuyacaksınız.
Resmi ideolojinin istemlerini doğrular, gerçekler yerine koyarak bir bilim adamını suçlayan, onun özgür olmasını "vatan ve milletin bütünlüğü için" büyük bir tehlike olarak niteleyip cezaevine atılmasını isteyen bu görüşlerin 24 yıldır içeriğinin hiç değişmediği ortadadır. Özgür düşünce, bilim yine suçun, yargının konusu yapılmaktadır... İçindekiler
Yayıncının notu / 7 İddianame I / 9 İddianame II / 15 İddianame III / 22
Başkaldırının koşulları I."Devletin ülkesiyle ve milletiyle bölünmez bütünlüğü" sloganı ve Kürtlerin ulusal hareketi / 25 II. Esas terör devlet terörüdür / 29 III. Bağımsız Kürdistan isteğinin gerekçesi / 34 IV. Gerçekleri tersyüz eden kim / 36 V.Başkaldırının koşulları / 36 VI. Türk yargı organlarına güvenmiyorum / 39
Türk yargısına güvenmiyorum / 41 I. Savcının suç olarak gösterdiği düşünceler, bizim her zaman savunduğumuz, ifade edilmesinden hiçbir zaman taviz veremeyeceğimiz düşüncelerdir / 41 II. Düşüncenin yargılanması üzerine / 50 III. Hukuk üstünlüğü ne demektir / 52
Zulmün karşısında eğilmeden duranları varolalı beri tanır dünyamız / 54 Yargılanan düşünce özgürlüğüdür / 55 Düşünmek sanattır / 57 İnsan düşünmeyi kolay öğrenmedi / 59 Bilimin gelişme süreci / 61 Heraklit insanlara düşünmeyi öğretti / 63 Karanlık yıllar, insan geleceğe bakıyor / 64 Tornlu Nikola Kopernik / 65 Zulmün karşısında eğilmeden duranları varolalı beri tanır dünyamız / 67 Beşikçi bir daha yargılanmamalıdır / 71 Resmi bir belgenin ışığında insan hakları, resmi ideolojı ve Kürt sorunu / 74 Kürdistan nasıl "Türk yurdu"nnun öz ve ayrılmaz bir parçası oldu? / 75 Kürtlerin nüfusunun hızla artmasından duyulan endişe / 76 Kürtçe konuşan halkı iki bölümde incelemek mümkündür / 78 Kürtlere sınırdışı etkiler / 80 "Kürtlük izafesinden müteessir olanlar" / 81 Kürt ayaklanmalarının ulusal niteliği / 83 Suriye, ABD ve Ermenistan'da Kürtlük için yapılan çalışmalar / 87 "Dersim işi" / 90 "Kürtler tastamam asimile edilmelidir" / 91 Kürdistan'a Türk göçmen / 92 Kürtlere, Kürtçe'yi unutturmanın, Türkçe'yi öğretmenin yolları, devşirme sistemi / 94 Asimilasyon için Türklük merkezleri / 96 Kürtçe konuşan vatandaşa zorluk çıkarılmalı Kürtçe konuşan memura ceza verilmeli / 99 Asimilasyonda halkevlerinin rolü / 101 Yol yapımı asimilasyona hizmet edecek biçimde planlanıyor / 101 "Doğu'da görev alacak memura sağlanacak kolaylıklar ve olanaklar" / 102 "Doğu başka bir mevzuatla yönetilmelidir" / 105 "Amasya valisinde bulunmayan yetkiler Mardin valisine verilmelidir" / 106 "Doğu için farklı bir yargı düzeni oluşturulmalıdır" / 107 İnsan hakları, resmi ideoloji ve Kürt sorunu / 108 Avukatların tutuklamaya itiraz dilekçesi / 113 Avukatların tahliye dilekçesi / 116 Yayıncının notu
Bu kitapta önce cumhuriyet savcılarının "sanık" İsmail Beşikçi hakkında bilinen, geleneksel iddialarını okuyacaksınız. Resmi ideolojinin istemlerini doğrular, gerçekler yerine koyarak bir bilim adamını suçlayan, onun özgür olmasını "vatan ve milletin bütünlüğü için" büyük bir tehlike olarak niteleyip cezaevine atılmasını isteyen bu görüşlerin 24 yıldır içeriğinin hiç değişmediği ortadadır. Özgür düşünce, bilim yine suçun, yargının konusu yapılmaktadır.
Beşikçi'nin yaz aylarında yayınlanan iki çalışması bu kez ünlü TCK 142. maddenin yerini alan Terörle Mücadele Yasası 8. maddesi hükmü uyarınca toplatılmış ve Beşikçi tutuklanmıştı. İddia, kitaplard (Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü aleyhinpropaganda" yapmaktır. Burası olağan! Fakat bu iddialar arasında dikkat çekici, olağan olmayan bir nokta vardır. Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne sunulan iddianamede savcı, artık Kürtlerin varlığını kabul etmekte ve "Kürtlerin de birinci sınıf vatandaş olduğunu" ileri sürmektedir. Kuşkusuz savcı bu noktaya kendiliğinden gelmemiştir. Onu bu noktaya getiren Kürt halkındaki büyük uyanıştır.
İddianameleri izleyen iki yazı, "Başkaldırının koşulları" ve "Türk yargısına güvenmiyorum" Beşikçi'nin DGM savcılarına verdiği yanıtlardır. Beşikçi'nin sözleri bir savunmadan öte Türk resmi ideolojisinin yargılanması, onun yalana dayalı, çifte standartlı içeriğinin bilimsel bir kararlılıkla sorgulanmasıdır.
Resmi ideoloji ile bir kez daha hesaplaşma yazılarını Beşikçi'nin tutuklu bulunduğu Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde kaleme alması ise derin bir çelişkidir. Bu nedenle Beşikçi yargı kurumları adı altında mahkemelerin nasıl bir karar verirse versin bu kararın meşru olamayacağını dile getirmektedir. Ayrıca hukukun üstünlüğü kavramının da bir aldatmacayı gizlediğini belirterek Türk yargısına güven duymadığını ifade etmektedir. Beşikçi'nin bu dirençli ve ufuk açıcı savunmalarının meslekten hukukçuları dahi etkileyeceği düşüncesindeyiz.
Genel Müfettiş Abidin Özmen'in bir gizli raporundan yola çıkılarak yapılan İnsan Hakları-Kürt Sorunu analizi, gizli belgelerde resmi görevlilerin oldukça rahat konuşmalarını, hiç sakınmaksızın Kürtlerden, Kürtçe'den, Kürdistan’dan söz etmelerini göstermesi bakımından da ayrıca ilginçtir. Kitapta yer alan Yurt kitap-yayın sorumlusu .Ünsal Öztürk ile Beşikçi avukatlarının sözleri ise Beşikçi'ye küçük bir merhaba olarak görülebilir.
Başkaldırının Koşulları'nı sunarken .Beşikçi'ye saygı, okura dostlukla...
Aralık 1991 Yurt kıtap-yayın İsmail Beşikçi
Başkaldırının koşulları
Yurt kitap-yayın
Dizgi: Yurt kitap-yayın Baskı: Aydınlar matbaası Montaj: Mehmet Aydın
Yurt kitap-yayın: 53. İsmail Beşikçi bütün eserler: 9 Birinci baskı: aralık 1991
PDF
Téléchargement de document non-autorisé.
|