La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Kürt Edebiyatının Anatomisi


Éditeur : Ayrıntı Date & Lieu : 2016, Istanbul
Préface : Pages : 610
Traduction : Yeraz Der GarabedyanISBN : 978-605-314-297-3
Langue : TurcFormat : 135x210 mm
Code FIKP : Liv. Tur. Sca. Kur. N° 5843Thème : Littérature

Kürt Edebiyatının Anatomisi

Kürt Edebiyatının Anatomisi

Clemence Scalbert Yücel

Ayrıntı Yayınları

Kürt dili edebiyat tarihinin izini sürmek, zor ve tartışmalı bir konu. Sebepleri çok çeşitlidir ancak bilhassa edebiyat tarihinin oluşumuna katılan kurumlarıyla devletin eksikliğinden söz edilebilir. Elbette bu temel eksikliğin yanı sıra, bu meseleyle ilgili yapılmış çalışmaların azlığından, edebiyat tarihini gerçek veya hayali bir kadim tarihe dayandırmaya meyilli ulusal tarih yazımından da bahsedilebilir.
Bu eser iki bölümden oluşmaktadır. Birinci kısım “alan dışı" yazınsal faaliyetleri etkileyen kaynak ve kısıtlara, yani “dış etkenlere” ayrılmıştır. Özellikle yazınsal ve siyasal Kürt aktörler ile dillerini hangi ilişkilerin birleştirdiğini anlamak için incelenmesi gereken dil politikaları ele alınmaktadır. Çalışmanın ilk alt bölümü Türk dil politikalarına, İkincisi ise Kürt dil politikalarına ayrılmıştır. İkinci alt bölüm olan “çoğul alan” ise Kürt yazınsal alanının oluşumunu ve yapılanmasını anlatmaktadır. Araştırma, Türkiye’deki askeri rejimin en sert davrandığı dönemde, İsveç’te yazınsal yaratım sürecinin gerçek temellerini oluşturan dil ve yazınsal faaliyetlerin analiziyle başlamaktadır. Ardından eser, edebi çevrenin oluşumunda rol oynayan değişik aktörlerin ortaya çıkışı ve onu yapılandıran ve harekete geçiren bahisler ve tartışmalar üzerine yoğunlaşmaktadır. Bu tartışmalar, bizi Kürt edebiyatının sınırlarını, sorgulamaya ve alanın açık niteliği üzerine kafa yormaya götürecektir...

Clemence Scalbert Yücel: Toulouse-Le Mirail Üniversitesinde coğrafya ve Doğu Dilleri ve Uygarlıkları Ulusal Enstitüsünde (Institut National des Langues et Civilisations Orientales-INALCO) Kürt Dili ve Medeniyeti eğitimi aldı. Sorbonne Üniversitesinde Siyasal Coğrafya alanında Türkiye’de Kürt yazınsal alanının gelişmesini konu alan doktorasının ardından, Doğu Dilleri ve Uygarlıkları Ulusal Enstitüsünün (Institut National des Langues et Civilisations Orientales- INALCO) Avrasya bölümünde öğretim görevlisi olarak çalıştı. 2007 yılında Exeter Üniversitesinde Arapça ve İslami Çalışmalar Enstitüsünde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladı ve aynı zamanda Kürt Çalışmaları Merkezi’nde yönetici olarak çalıştı. Eylül 2014’ten 2016 sonuna kadar İstanbul Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü’nde Türk Siyaseti Gözlem Merkezi’nde (OVIPOT) bilimsel çalışmalar yaptı. European Journal of Turkish Studies dergisinin yayın kurulu üyesidir. Çalışma alanları, etnik yapı ve kültürel üretim alanları, kültürel miras, mekân ve kimlik, dil ve kültür politikaları, azınlık sorunları, Kürt sorunu, sınırlar ve sınır ötesi bölgeler olarak sıralanabilir...


İçindekiler

Teşekkür / 13
Giriş: Kültürel Çeşitliliğine Daha Açık Bir Türkiye mi? / 15
Baskı Altında Bir Kültürel Üretim / 17
Çalışmanın Çerçevesi / 19

Kısım I
Alan Dışı?

I. Alt Bölüm: Türk Dil Politikaları / 27
1. Dil Politikalarının Yasal Bileşeni Gecikmeli ve
Kademeli Olarak Artan Bir Yasak / 29
Ulusal Entegrasyon Süresince Yerel Uygulamalar ve Yasaklar / 32
Alaturka Bir Çokkültürlülük? / 40
2. Dilbilimsel Simgelemeler / 47
Yetkilendirilmiş Sözcüler / 49
Kürt Dili Bir Türk Dilidir (Dolayısıyla Kendi Varlığından Söz Edilemez) / 51
Resmi Dilin Meşrulaştırılması ve Zorla Kabul Ettirilmesi: Okul / 56

II. Alt Bölüm: Kürt Dil Politikaları / 64
3. Bir Kürt Dili Yaratmak / 65
Araç-Dil / 65
Bayrak Olarak Dil / 74
Tehdit Altında Bir Dil 86
Bedirxanların İktidarının Tesisi / 87
4. Farklı İdeolojiler ve Dilin Biçimleri / 91
“Doğuculuk” / 92
Marksist Eğilimli Partiler: özgürlük Yolu ve Psk / 94
İlk Marksist Dil Görüşü: Doktor Şivan / 97
Pkk’nin Yeni İnsanı / 98
Hawar Dilinin Türkiye’de Yayılması / 101
Dini Akımlar ve Kürt Dili: Nûbihar örneği / 106
5. Dilbilimsel Politikalardan Kültürel Politikalara / 115
Sınırlandırılmış ve Baskı Altındaki Faaliyetler / 115
1991 Sonrası Kültürel Politikaların Umumileşmesi / 117
6. Siyasette Dillerin Kullanımı / 123
Siyasal Alanın Dili / 123
Mecburen Türkçe Gazetecilik / 125
Kürt Dilinin Serbest Bırakılması ve Kürtçeye Karşı Kürtçe-Televizyon / 128
7. Dil: Siyasette Harekete Geçirilebilir Yeni Kaynak / 131

Kısım II
Çoğul Alan

8. İsveç’te Diyasporalaşma: Kürt Edebiyat Çevresinin
Ortaya Çıkış Zemini / 145
İsveç’teki Kürt Nüfusları / 146
Kürt Dili öğrenimi / 152
Yazınsal Faaliyetlerine Yönelik Devlet Desteği / 157
9. Kürtçe Yazanın Biçimlenmesi / 167
Çok Yönlü ve Militan Yazı / 168
Medrese ve Hapishane: Kürtçe Yazanın Eğitim Mekânları / 172
Edebiyattan Militanlığa: Dil Değiştirmek / 174
Sürgün Yılları: Siyasetten Edebi Tahahhüte / 176
Siyasi Militanlıktan Kültürel Militanlığa: Bir Taahhüt Olarak Dil / 178
Türkiye’de Yazanların Ortaya Çıkmasında Mezopotamya Kültür Merkezi’nin Rolü / 181
Yazıdan Basıma: Hâlâ Zayıf Bir İşbölümü / 189
Tanım Mücadeleleri Veya Alanın Ortaya Çıkışı / 194
Kürt Yazarın Doğuşu / 195
Nûdem ve “Sürgün Ekolü” / 195
Okur Tarafından Güç Bir Benimsenmişlik ve / ?
Mesafenin Yönetilmesi / 210
Bir Yazınsal Çevrenin Doğuşu / 214
Stockholm ve İstanbul, Diyarbakır ile
Rekabet Halinde Olan Edebi Başkentler / 214
Buluşma Mekânları / 215
Buluşma Anları / 216
Kürt Edebiyatının Hareketli Sınırları / 218
Kürt Edebiyatının Dilbilimsel Sınırları / 218
Alanın Sınırlarına Siyasetin İtirazı / 227
10. Sonuç Yerine: Başka Bir Alan Şekli / 235
Yükümlülük ve Ekonomik Olarak Ayakta Kalmanın Arasında Kürt Kitabı:
Simgesel Malların Bir Başka Ekonomisi / 236
Sonuçsuz Bir özerklik Arayışı mı? / 238
Çokkutuplu Bir Alan / 240
Başka Alanlara Açılım / 241

Ek 1 / 244
Ek 2 / 246

Kaynakça / 247


TEŞEKKÜR

Bu çalışma adını, 2005 yılında Üniversite Paris IV Sorbonne’da savunulmuş bir doktora tezinden almaktadır. Tez danışmanım Michel Korinmana, ayrıca jüri üyeleri Christine Allison, Marcel Bazin, Hamit Bozarslan, Michel Carmona ve Gilles Dorronsoro’ya olumlu ihtarları ve eleştirileri için teşekkür ederim. Türkiye’de ve İstanbul’daki ilk zamanlarımda bana rehberlik eden ve düşüncelerimin değişik aşamalarını takip eden Jean-François Perouse’a, aynı zamanda bana ustalıkla yol gösteren ve beni cesaretlendiren Hamit Bozarslan ve Gilles Dorronsoro’ya da minnettarım.

Değerli bilgi ve önemli tavsiyeleriyle bu kitaba katkıda bulunan Joyce Blau, Caroline Juillard, Christine Allison, Michel Chyet, Halkawt Hakim ve Michel Roux’ya; dikkatli ve titiz okumaları içinse Salih Akın, Chris Kutschera, Noemi Levy, Elise Massicard ve Alexandre Toumarkine’e teşekkürlerimi iletmek isterim.

Bu tez çalışması, Paris Sorbonne IV ve Marne-La-Vallee Üniversitelerinin kabulünün yanı sıra Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim ve Araştırma Bakanlığı’nın araştırma ödeneği sayesinde gerçekleşmiştir. Kuruluş olarak ve çalışanlarıyla benden önemli desteklerini esirgemeyen Doğu Dilleri ve Uygarlıkları Ulusal Enstitüsüne, Paris Kürt Enstitüsüne, İstanbul Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü’ne de ayrıca teşekkürlerimi sunarım. Doğu Dilleri ve Uygarlıkları Ulusal Enstitüsünde öğretim görevlisi olan Timour Muhidine de araştırmamda bana destek olmuş ve önerilerde bulunmuştur.
Beni evlerinde uzun süre kendi kızları, kardeşleri gibi misafir eden Azize, Xeriya, Remziye, Hamit, Osman ve tüm aileye de ayrıca şükranlarımı sunarım. Bu çalışma onlara çok şey borçludur. Ayrıca, Türkiye ve İsveç’te bana kapılarını açan herkese müteşekkirim. Elinizdeki çalışma onların varlığı ve sabrı olmasa gerçekleşemezdi. Tüm bu insanların içinde, araştırmalarım esnasında her gün yan yana geldiğim Selahaddin Buluta ayrıca teşekkür etmek isterim.

Nihayetinde, yıllar boyunca beni çevreleyen ve destekleyen tüm bu insanlar ve özellikle bir şekilde, bu çalışmanın bitmesine katkıda bulunan Amanda, Catherine, Fuat, Isabelle, Muriel, Mustafa, Nati, Noe ve Sophie’ye de minnetlerimi sunarım. Ailemin desteği de aynı şekilde çok kıymetliydi; Paris’te uzun süren konaklamalarımda beni ağırlayan, dikkati ve yeniden okumalarıyla tezimin düzeltmesinin son aşamasında büyük yardımı dokunan büyükannem Mathilde’inki gibi. Son olarak, iyi günlerin olduğu gibi kötü günlerin de dostu, Kürtçe edisyonda bana her gün yardım eden Müslüm’e teşekkür ederim.

Giriş

Kültürel Çeşitliliğine Daha Açık Bir Türkiye mi?

1 Ocak 2009’da, tamamen Kürtçe yayın yapacak olan, devlet televizyon kanalı TRT6 şatafatlı bir şekilde yayına başladı. İktidarda olan Adalet ve Kalkınma Partisinin (AKP) çok sayıda Kürt vekilinin de iştirak ettiği açılış programında, Başbakanın konuş¬ması Kürtçe dublajla yayınlanırken, Van Vekili Gülşan Orhan meşhur Kürt türküsü “Were Dotmam”ı söyledi. TRT6 Kürt hareketini bölecekti; bir yandan taraftarları, Kürtlerin uğruna bunca yıl mücadele verdiği bu tarihi fırsatı değerlendirmek gerektiğini söylerken; muhalifleri, hükümetle “işbirliği yapmayı” veya “kendini satmayı” reddettiler. Bu televizyon kanalının yayına girmesi, devletin Kürt kültürel üretim alanındaki doğrudan müdahalesiyle yeni simgesel ve ekonomik fırsatlar sunan, yeni rekabet biçimleri ortaya çıkaran bir hadisedir.1 Ancak aynı zamanda siyasi bir oyunun açıkça parçası olarak da kaydedilir, zira açılış Mart 2009 belediye seçimlerinden sadece birkaç ay önce gerçekleşmiştir. AKP ve DTP (Demokrat Toplum Partisi) ise Kürtlerin çoğunlukta olduğu ülkenin güneydoğusunda belediye hizmetlerini almak için propaganda halindeydiler.

DTP’nin galibiyeti sonrası, 2009 yılının Nisan ayında gerçekleşen parti içi tutuklamaların birinci dalgasını takiben hükümet, ülkenin güneydoğusunu yeniden kazanmak ve barışçıl bir yöntemle artık yüzyıllık bir sorun halini almış “Kürt Meselesi’ni çözmek için “Kürt açılımı’nı başlattı. Ancak çok hızlı bir şekilde 2009 yılının sonbaharında, DTP üzerindeki baskılar artmaktayken Kürt açılımı yerini “ulusal birlik planı’na bıraktı. DTP kapatıldı ve 2009’un Aralık ayında ve ardından Şubat 2010’da yeni bir tutuklama dalgasına tanık olundu. O zamandan beri, ülkedeki gazetecilere (yüze yakın gazeteci 2012 yılı başında tutuklanmıştır), yayıncılara, üniversite ve öğrenci çevrelerine olduğu gibi bilhassa isim değişikliğiyle Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) adını alan partililere yönelik tutuklamalar arttı. Binlerce insan bu şekilde, terörizme destekle ve tam ismi Kürdistan Topluluklar Birliği olan, PKK nebulasına bağlı olmakla birlikte önce DTP sonra da BDP’nin örgüt yapılanmasında ve yerel faaliyetinde yer alan bir örgüt olarak kabul edilen KCK üyeliğiyle suçlandı. KCK davalarının görüldüğü Diyarbakır Mahkemesi, sanıkların kendilerini Kürtçe2 ifade etmesini bilinmeyen bir dil olduğu gerekçesiyle -geçtiğimiz on yıldaki ortak söylemi tekrarlayarak- reddederken, TRT6 programlarına devam ediyor ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Kürt edebiyatının en ünlü eseri olan Mem û Zini (Mem ve Zin) yayınlıyordu (Açıkgöz, 2011).

Türkiye’nin Avrupa Birliğine üyelik sürecinden bu yana, bu son olayları başlatılan reform sürecinde bir fren hatta bir geri dönüş olarak değerlendirebilir miyiz? Esasen 2001’den beri ülke yasal düzenlemelerini Avrupa Birliğiyle uyumlu hale getirmek için çok sayıda reformu oylamışsa da, içlerinden bazıları, özellikle kültürel haklan içerenler -bilhassa dil ile ilgili olanlar- söz konusu diller resmi olarak tanınmadığından büyük oranda “kozmetik”ti (Bo- zarslan, 2003).

Batı medyasında 1923’ten yani Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan beri, her çeşit tikel talep karşısında baskıcı politikalarıyla tanınan güvenlik rejiminin özgürleşme, demokratikleşme ve kültürel çeşitliliğe açılım sürecinde önemli bir adım olarak görülen bu reformlar büyük yankı uyandırdı. Kesindir ki, Çok sayıda “azınlık” kesinlikle daha fazla görünürlük ve meşruiyet kazandı ve hem siyasi hem medyatik söylemlerde durmaksızın Türkiye’deki çeşitli halklar arasındaki kardeşlikten bahsediliyordu.
Bununla birlikte, bu gelişmeler bir nevi kültürel tanınma ile siyasal tanınma arasındaki boşluğu vurgulamakta mıdır? 2000’de yani son on yılda verilen kültürel tavizlerin ve çoğulluğun görece kabulünün, özellikle Kürt partilerine karşı artan politik ve askeri baskıyla beraber ilerlemesi, bu şekilde bir tanınmanın risklerini ortaya koymaz mı? 2013 yılının sonbaharında PKK ile başlatılan barış süreci göz önüne alınarak durumun nasıl ilerleyeceğini gözlemlemek gerekiyor. Ayrıca, Kürt kültürel üretim alanına devlet kurulularının girmesi alanın kaçınılmaz dönüşümüne sebep olacak yeni bir denetim şekli olarak da algılanabilir.

Baskı Altında Bir Kültürel Üretim

Kültür, I. Dünya Savaşının bitişinden ve Kürt milliyetçiliğinin ortaya çıkışından itibaren, tikelliklerin olumlanmasında ve “ulusal farklılaşma çalışmalarında kilit bir rol oynadı (Dieckhoff, 2000, s. 45-46). Geleneksel olarak, Kürt milliyetçiliği kültürden beslendi ve karşılığında onu yeniden tanımlamaya katkıda bulundu. Diğerleri gibi, Kürt ulusal hareketi de özellikle siyasi eylem üzerindeki baskıların arttığı zamanlarda, kültürel çalışma hususunda gerileme aşamalarından geçti.3 Bununla birlikte tüm kültürel üretim faaliyeti milliyetçilikle bir tutulabilir mi? Kültürel üretim alanı, siyasetten özerkleşebilir mi?

Bu anlamda Kürt edebiyatı yapısal ve düzenli olmayan bir ilişkiyle “büyük edebiyatlara bağlı ve “birden siyasileşmiş evren gibi”, “küçük edebiyatlara benzetilebilir (Casanova, 1999, s. 291).

1. Bu Kürtçeye özgü bir olgu değildir. Etnik-milliyetçi hareketlere ve azınlık faaliyet alanlarına devlet oyuncularının müdahalesi güncel bir durumdur. Devlete ait söz konusu televizyon kanalının kuruluşu ve Kürt kültür alanına -özellikle edebiyat alanına- sokulması bazı yönleriyle Fas’taki IRCAM’in kuruluşunu hatırlatır. Ircam, Berberi kültürüne tahsis edilmiş, Berberi hareketini siyaset dışına taşımak, ona meşru bir kimlik oluşturmak ve gerilim yaratarak alanda bölünme meydana getirmek isteyen bir kraliyet enstitüsüdür. Bkz. Stephanie Pouessell, 2010. Bu dönemin daha detaylı bir analizi için bkz. Marlies Casier, Joost Jongerden, Nic Walker, 2011.

2. 2013 yılının başına dek, bazı koşullarda, savunmada Kürtçenin kullanılmasına izin veren bir kanun söz konusu olduğunda.

3. Bkz. 1930-1940’h yıllar, Jordi Tejel Gorgas, 2007.


Clemence Scalbert Yücel

Kürt Edebiyatının Anatomisi

Ayrıntı

Ayrıntı Yayınları
Ayrıntı: 1201
Sanat ve Kuram Dizisi: 59
Kürt Edebiyatının Anatomisi
Clemence Scalbert Yücel

Fransızcadan Çeviren
Yeraz Der Garabedyan

Kitabın özgün Adı
Engogement, Langue et Littirature
Le Champ Litteraire Kürde en Turquie (1980-2000)

Yayıma Hazırlayan
Cansu Kandara
Son Okuma
Ahmet Batmaz & Müslüm Yücel

© Clemence Scalbert Yücel, 2016
Bu Çevirinin Türkçe Yayım Hakları
Ayrıntı Yayınları’na Aittir.

Kapak Fotoğrafı
Heritage İmages
Hulton Fine Art Collection
Getty images Turkey
Kapak Tasarımı
Deniz Çelikoğlu

Dizgi
Hediye Gümen

Baskı ve Cilt
Kayhan Matbaacılık San. ve Ttc. Ltd. Şti.
Merkez Efendi Mah. Fazılpaşa Cad. No: 8/2
Topkapı/İstanbul Tel.: (0212) 612 31 85- 576 00 66
Sertifika No.: 12156

Birinci Basım: Haziran 2018

Baskı Adedi 1000

ISBN 978-605-314-297-3
Sertifika No.: 10704

Ayrıntı Yayınları
Basım Dağıtım San. ve Tic. A.Ş.
Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No.: 3 Cağaloğlu – İstanbul
Tel.: (0212) 512 15 00
Faks: (0212) 512 15 11
www.ayrintiyayinlari.com.tr
info@ayrintiyayinlari.com.tr

twitter.com/ayrintiyayinevi
facebook.com/ayrintiyayinevi
instagram.com/ayrintiyayinlari

PDF
Téléchargement de document non-autorisé.


Fondation-Institut kurde de Paris © 2025
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues