La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Alevîlik-Kürdolojî-Türkolojî Yazıları (1973-2009)


Auteur : Mehmet Bayrak
Éditeur : Özge Date & Lieu : 2009, Ankara
Préface : Pages : 542
Traduction : ISBN : 978-975-7861-16-4
Langue : TurcFormat : 155x235 mm
Code FIKP : Liv. Tur. Bay. Ale. N° 2570Thème : Général

Alevîlik-Kürdolojî-Türkolojî Yazıları (1973-2009)

Alevîlik-Kürdolojî-Türkolojî Yazıları (1973-2009)

Mehmet Bayrak

Özge

1-Siz hem Alevilik, hem de Kürt tarihi üzerine önemli çalışmaların sahibisiniz. İlk sorum: Alevilik nedir? Bir yaşam biçimi mi, ya da bir felsefe mi sadece? Semavi dinlerden farkı nedir?
1- Hemen belirtmeliyim ki, hem Alevilik hem de Kürdoloji alanında çalışma yapmam, her şeyden önce benim dünya görüşümle ve tarihsel-toplumsal olguları kavrayışımla ilgili bir konudur.
1970’te Üniversiteyi bitirip 1971’de yazmaya başladım, 1973’te Tevfik Fikret ve Devrim konulu çalışmam yayımlandı. Tevfik Fikret’i seçmem sıradan bir tercih değildi, ilk yazım da onunla ilgiliydi. Tevfik Fikret, 19. yüzyıl sonu ...


İçindekiler

Önsöz / 13

Alevilik Yazıları

1- Alevilik Üstüne Mehmet Bayrak’la Konuşma (Nuray Bayındır) / 9
2- Türkiye’de Dinsel Yapılanma ve “Laiklik” / 33
3- Dinler Karşısında Kadın / 36
4- “Ve Kürtler, Aleviler, Çingeneler...” / 39
5- Alevi Müziğinde Deyişler ve Türküler / 43
6- Ankara Mızıkacılarının “Türk-İslam” Konseri / 52
7- Bu Resim Yavuz’un Değil! / 57
8- Bir Asimilasyon Aracı Olarak Dinî Halk Kitapları / 59
9- Şecereler, Ocaklar, Ocakzâdeler / 66
10- Devletin Gizli Belgelerinde Sunulan Alevi Gerçeği / 75

11- T.C. Devleti Aleviler Konusunda Lozan Antlaşması’na Uyuyor Mu? / 78
12- Misyonerlik Mi Dediniz?! / 81
13- Osmanlı’nın Lâikliği Safsatası / 86
14- Osmanlı Fetvalarında Kızılbaş/Alevi Düşmanlığı / 95
15- “Ensest İlişki, Mum Söndürme, Don Karıştırma” Üstüne / 106
16- “Sevgili”ye Secde Eden ve İdam Edilen Bir Kalenderi Derviş-Şair: Temennayi / 113
17- Osmanlı’nın Hoşgörüsü Yada Kabız’ın Başına Gelenler! / 121
18- OsmanlI’dan Günümüze Ateşle Katliam: İhrak-ı Binnar / 127 
19- Elbistan Katliam Girişimini Hatırlıyor Muyuz? / 132
20- “Hakiki Aleviler Müslümandır” Söyleminden Maraş Katliamına / 143

21-18 ve 19’uncu Yüzyıllarda Dersim-Malatya Hattında Alevi Katliamları / 149
22- Alevi Katliamlarında Derin Devlet /  162
23- İslâm Öncesi Kürt Şiirinde Yaresan-Aleviliği / 168
24- Ermiş-Şair Baba Tahir Üryan ve Ahle Haq Dini (G. Le Leszczynski) / 182
25- Pir Öyas-lshak Veli (Neriman Hikmet) / 194
26- İçtoroslar’da Hakikatçı Alevilik ve Fakrî-Haydarî / 199
27- Saz Şairlerinin Koruyucusu Alişan Bey’le Âşık Dertli ve Âşık Emrah Muhabbeti / 225
28- İçtoroslar’da Alevi-Kürt Kadın Âşıklar / 241
29- Alevi-Bektaşi Edebiyatında Ermeni Âşıkları / 253
30- Maraş’Iı Bektaşi Şairi Nadir Baba / 259
31- Can Gözleriyle Söyleşen Âmâ Âşıklar / 265

Kürdoloji Yazıları

1- Kürt Tarihine İlişkin Satırbaşları / 273
2 - Koçgiri İsyam ve Alişer İle Zarife / 279
3- Gizli Belgeler Işığında Dersim Katliamı ve Dersim’i Tasfiye / 318
4- Seyid Rıza ve Yoldaşlarının İdamında Kuşku Bulutları / 325
5- Seyid Rıza’mn Babası Seyid İbrahim’i Tanır Mısınız? / 328
6- Koçgiri ve Dersim Katliamları Üstüne Mehmet Bayrak’la Konuşma (Ali Güler) / 332
7 - Harput’lu Ömer Avni Efendi ve “Kavâid-i Lisân-ı Kürdi” / 340
8- Hocaların Hocası Bir Kürt Aydını Fani Efendi / 344
9- Subay, Şair ve “Kürt Edebiyatçıları Antolojisi” Sahibi Emin Feyzi Bey’i Tanır Mısınız? /348
10- Ünlü Kürt Şairi Şeyh Rıza Talabani ve Türkçe Şiirleri / 354
11- İçtoroslar’dan Bir Devlet Adamı ve Şair- Kenan Paşa / 362
12- Keşanlı Ali Mi, Kürt Cemali mi? / 366
13- Zaro Ağa’nın Halefi Erzurumlu Kürd Ali / 371

Türkoloji Yazıları

1- Toplumcu Düşünce ve Edebiyat / 377
2- Eşkıyalık ve Kemal Tahir / 387
3- Ölümünün 12. Yıldönümünde Haşan Ali Yücel ve Edebi Düşünceleri / 392
4- Sabri Soran’ı Tanır Mısınız? / 396
5- Sabahattin Ali: Edebiyat Üzerine Düşünceleri ve Sanat Anlayışı / 400
6- Sosyolojik Açıdan Dil ve Osmanlıca’nın Mistikliği / 406
7- Tevfik Fikret’in Düşünce Evreni / 410
8- “Çağdaş Türk Edebiyatı”nda Eksikler ve Yanhşiar / 419
9- Nesnel-Bilimsel Eleştiri ve Bezirci’nin Çalışmaları / 423
10- Seçme Romanlar / 426

11- Nesnel Bir Anlayışla Öznel Eleştirinin Öncüsü: Bezirci ve “Nurullah Ataç” / 429
12- “Eşkiya” Sorunu ve Erol Çankaya’nın Bir Şüri / 430
13- Hapishane Edebiyatı ve Sevgi Soysal’da “Tutuklu Kadın” / 432
14- Enver Gökçe’nin Acılı “Büyük” Yaşamı / 435
15- Enver Gökçe’yle Bir (Son) Konuşma / 441
16- Metin Demirtaş’ın “iyimser Keder”i Anlatan Türküleri / 444
17- Hapishane Edebiyatı ve “Turnalar” / 446
18- Umut Aşılayan Türküler: “Umudun Fısıltısı” / 451
19- Halk Şiirinde Toplumsal Olaylar / 454
20- Eşkıyalık ve Türküleri / 456

21- Demokrasi ve Kültür “Tabu”larla Yaşayamaz / 465
22- “Yeni Toplum” Yazıları-I (Giriş, Faşizm ve İşkence, İkinci Yeni, Edebiyat Öğretimi) / 467
23- “Yeni Toplum” Yazıları-II (Aşık Veysel ve Çağdaş Halk Şiiri, Osmanlı Toplum Yapısı ve Köylü Ayaklanmaları) / 474
24- “Yeni Toplum” Yazıları-III (Değişen Mayıs, 27 Mayıs’ın Edebiyata Yansıması, Tez’li Romanlarıyla Tartışma Açan Adam: Kemal Tabir) / 478
25- “Yeni Toplum” Yazıları-IV (Nazım Hikmet’ten Orhan Kemal’e, Nazım Hikmet Dersleri, Nazım Hikmet Şiiri, Orhan Kemal) / 484
26- “Yeni Toplum” Yazıları-V (Dergiler Mezarlığı, Yeni Bir Dergi, Geçmişi Değerlendirme ve Gelenekten Yararlanma, Romanda Kurtuluş Savaşı, Türküyle Düşünüp Türküyle Söyleşenler) / 491
27- “Yeni Toplum” Yazıları-VI (Faşizme Kitle Tabanı Hazırlama Açısından Yeni Ders Kitapları, TDK Kurumu ve Bir Klik, Cahit Sıtkı Tarancı) / 499
28- “Yeni Toplum” Yazıları-VII (Sevgi Soysal’m Son Konuşması, Sevgi Soysal ve Kadın, Sanatta 12 Mart Dönemeci) / 504
29- “Yeni Toplum” Yazıları-VIII (1976’dan 77’ye Geçilirken Toplumcu Sanat, Osmanlı Uleması ve Burjuva Alimleri, Dinsel-Mezhepsel Çatışmalar) / 511
30- “Yeni Toplum” Yazıları-IX (Başkaldırıları ve Başkaldıncıları Doğru Değerlendirmek, İdeolojilere Göre Anlamı Değişen Bir Kavram: Eşkıyalık) / 517
31- “Yeni Toplum” Yazıları-X (Yeni Bir Dergi: Türkiye Yazılan, 1940 Toplumcu Sanatçılar Kuşağı ve Sabri Soran) / 524
32- “Yeni Toplum” Yazıları-XI (Akıyor Zaman-Dönüyor Devran Yürüyor Kervan, Kanlı Zalimler ve Türküleriyle Ateş Yakan Halk Türkücüleri) / 531
33- “Yeni Toplum” Yazılan-XII (Çocuk Yazını Üstüne) / 538

“Alevilik, Kürdoloji, Türkoloji Yazıları”

Görsel Ürünler Dizini

1- Mezopotamya uygarlıklar haritası / 32
2- Zerdüşt ve yandaşları / 32
3- Osmanlı’da recm /37
4- Alevi-Bektaşi ululan / 44
5- 19. Yüzyılda Alevi âşığı / 46
6- Şah İsmail Hayatı / 57
7- Eski ve yeni kuşak Alevi önderleri / 60
8- Seyid Rıza’nın ölümünden 1 yıl önceki resmi / 67
9- Amerikalı Henry Riggs, Dersim’de / 81
10- Osmanlı Şeyhülislamı / 86

11- Osmanlı’da kelle kesme / 88
12- “İbret Taşı”nda bir kesik baş / 90
13- Hallac-ı Mansur, idam sehbasında / 95
14- Pir Sultan’la ilgili bir Şeyhülislam fetvası / 97
15- Osmanlı hareminde kadınlar hamamı / 107
16- Osmanlı hareminde yabancı kadınlar / 109
17- XVI. yüyılda derviş tipleri / 114
18- XVI. yüzyılda Rum Abdallan / 116
19- Şeyh Bedreddin idam sehbaı önünde / 117
20- Alevi-Bektaşi şairi Kaygusuz Abdal / 122

21- Osmanlı’da teşhir cezası / 125
22- Osmanlı cezalandırma yöntemleri / 128
23- Osmanlı’da çengele vurma / 129
24- M. Bayrak ve Aşık Mahsuni bir piknikte / 133
25- Maraş katliamından bir sahne / 144
26- Kızılbaş Kürtler’le Gregoryan Ermeniler’in yaşadığı coğrafyada Harput misyonu / 149
27- Dersim bölgesinde bir Kızılbaş-Kürt ileri geleni / 150
28- Seyid Rıza / 163
29- Divan-ı Lugati’t Türk’ün giriş bölümü / 169
30- Ahle Haq Kürtler’in müzik topluluğu “Razbar” / 170

31- Kürdistan ve Mezopotamya’da Ebu’l-Vefa-yı Kürdi’nin etkilediği alanı gösteren bir harita / 183
32- Baba Tahir Uryan’ın temsili resmi / 186
33- Iranlı Sûfiler / 195
34- Kürdistan Kızılbaşlan (Harita) / 200
35- Şıx Süleyman’ın (Araboğlu) türbesi / 202
36- Şıx Mamo’nun türbesi / 203
37- Sanz’lı Haydar Bayrak (Baba) / 204
38- Kimi Hakikatçi Aleviler / 208
39- Saz çalan Kürt âşığı / 226
40- Bir Türk âşığı / 232

41- Ozan Şah Turna / 248
42- Bir Ermeni Aşuğu / 254
43- Âmâ bir Ezidi âşığı / 266
44- Sultan Selahaddin-i Eyyubi / 274
45- Koçgiri katliamcısı Sakallı Nurettin Paşa / 281
46- Sakallı Nurettin, komutan arkadaşlarıyla / 287
47- Alişer, yiğeni ile birlikte / 291
48- Alişer ile Zarife / 293
49- Alişer’in kesilen başı / 297
50- Şahin Fethi Bey / 298

51- Zarife’nin öldürdüğü Vanklı Efendi / 300
52- Alişer’i para karşılığı kalleşçe öldüren Zeynel / 301
53- Muhbir-gazetece Niyazi Ahmet Banoğlu, Alişer’le Zarife’nin katillerinin arasında / 304
54- Koçgiri aşiret reislerinden Haydar Bey / 313
55- Koçgiri katliamcısı Topal Osman / 315
56- Dersim’de askeri harekât / 319
57- Muhbir-gazeteci N. A. Banoğlu, Dersim’de çoban kılığında / 320
58- Nuri Dersimi eşi Feride Hanım’la / 322
59- Dersimliler, Jandarma Alb. Nazmi Sevgen’le / 323
60- Seyid Rıza ve arkadaşları mahkemede / 326

61- Seyid Rıza’nın babası Seyid İbrahim ve Gangozâde Yusuf Ağa / 329
62- Atatürk, savaş pilotu Sabiha Gökçen’le Dersim gezisinde / 333
63- Atatürk ve Sabiha Gökçen, katliam sonrası Dersim’de / 336
64- Harputlu Ömer Avni Efendi’nin biyografisi / 341
65- “Hocaların Hocası” Fâni Efendi / 344
66- “Etıcümen-i Ediban-ı Kurd” sahibi Emin Feyzi Bey / 348
67- Şair ve yönetici Süleyman Nazif / 355
68- Gazeteci-Yazar Mehmed Kemal’in “Kürt Cemali-Keşanlı Ali” ilişkisini ortaya koyan yazı kesiti / 367
69- Konusunu Kürt Cemali’den alan “Keşanli Ali Destanı” birçok Batı ülkesinde yüzlerce kez sahnelenmişti / 368
70- Erzurumlu Kürd Ali / 372


ÖNSÖZ

Resmi ideoloji donanımlı ve kuşatmalı Türk solu, insanları farklı kimliklerinden soyutlayarak sadece “sınıf kimliğine endekslemeye çalıştı ve bunu büyük ölçüde de başardı.

Bu amaçla birçok temel kavramı da tersyüz ederek sol tandanslı kitlelere dayattı. Sözgelimi Osmanlı döneminde İslamcıların “ümmet” kimliğini, Cumhuriyetçilerin “Türk” kimliğini dayatması gibi; Türk solu da sadece “sınıf kimliğini dayatıyordu.
Kemalist yönetimce liderleri ve örgütleri tasfiye edilen ve düşünceleri yasaklanan “sol” akımlar; buna rağmen legaliteye çıkabilmek ve yasallaşabilmek için çoğu zaman egemen ideolojiye endeksli bir duruş gösteriyorlardı.

Kaynağını buradan alan yakın dönem “Sol’u da, genellikle aynı yaklaşımı izleyerek; “enternasyonalizm ” savıyla, Kürt kimliğini gündeme getirenleri “ırkçılık”', “ateisttik" savıyla, Alevi kimliğini gündeme getirenleri “dinci” lik ve “gericilik”\e suçluyorlardı... Ancak kendileri “Türklük”ten hiçbir taviz vermiyor ve “dine saygı ” bağlamında egemen din olan Müslümanlığın sorgulanmasından kaçınıyor, dahası saygılı olunmasını öneriyorlardı.
“Sol” mahreçli bu yeni “resmi ideoloji” yüzünden, Kürtler, kendi ulusal kimliklerini; Aleviler, kendi inanç ve kültür kimliklerini; ezilen cins olarak kadınlar, kendi cinsel kimliklerini bilince çıkaramıyor, çıkaranlarsa horlanıyor veya suçlanıyorlardı.

Zamanla ve yaşamın dayatmasıyla Kürtler, konan bu tabuları yıkarak kendi özgül kimlikleri çerçevesinde örgütlenmeye ve taleplerini dile getirmeye başladılar. Gecikmeli olarak da Aleviler.
Ancak bu kez “sol/”dan devraldıkları eski yanlış ölçütleri bu örgütlenmeler gündeme taşıdı. Kürtler, dinsel kimliklere sıcak bakmıyor; Aleviler ise ulusal örgütlenmelere... Bu hareketler, çeşitli dürtülerin etkisiyle diğer kimlikleri sahiplenmeyi kendilerini zayıflatacak bir öge olarak görüyorlardı. Bundan dolayı uzun süre salt farklı kimlik örgütlenmelerine değil, bunların kültürlerine karşı da bir direngenlik gösterdiler.
Özellikle Alevi örgütleri, resmi politikaların etkisiyle bu konuda son derece tutucu ve çekimser davranıyordu. Sadece Kürt örgütlenmelerine karşı değil; Aleviliğin inanç ve kültür kaynaklan ile dinsel konuşlanışı ve ibadet yöntemlerinin sorgulanması konusunda da ürkek bir tavır sergiliyorlardı.
Ancak tarihsel ve toplumsal gerçeklikler, politik gerçekleri zaman içinde etkisizleştirmeye başladığından, bu örgütlerde de giderek bir yumuşama ve tolerans gözlemleniyor.

Değişik kimlikler, birçok ortak bileşke içinde oldukları diğer kimlikleri red ve inkâr ederek daha güçleneceklerini ve varlıklarını sürdüreceklerini sanırlar. Oysa gerçek hiç de böyle olmaz; red ve inkâr edilen bir olgunun yarattığı boşluklar, başkaları tarafından çok daha kötü biçimde doldurulur.
Sonuçta, bilimsel olmayan, tarihsel ve toplumsal gerçeklikle çakışmayan bu politikalar, bizi kısır döngünün kıskacında ufalayıp kaybeder.
İnsanlığın yarattığı maddi-manevi tüm değerler toplamının adı olan kültürün, bir halkın oluşumunda ve kişilik bulmasında çok köklü bir işlevi bulunduğu, herkesin kabul edeceği bir gerçekliktir. Kültür, bir yandan bir halkı yok olmaktan kurtarırken bir yandan da insanlığın yükselmesine, yücelmesine, güzelleşmesine ve zenginleşmesine katkı sunan en önemli kaldıraçtır. Bunun tersini düşünürsek, dilini ve kültürünü yitiren bir halk hemen tümüyle yok olmakla yüzsüze kalırken, insanlık da kendini zenginleştiren ve güzelleştiren kültür damarlarından birini kaybederek zaafa uğrar. Böylesi bir olgu ise, açıktır ki hem o halka, hem de tüm insanlığa ihanetle özdeştir.

Bir toplumun kültürüne bakarak o toplumun gelişmişlik düzeyini tayin etmek mümkündür. Devletler, temsil ettikleri toplumların kültürlerini tarihin derinliklerinden gün yüzüne çıkarırken, başka toplumların önemli kültür değerlerini de kendi toplumlarının hizmetine sunmaya çalışmaktadırlar. Çünkü, bir kültürel eser, kim yaratırsa yaratsın, bugün tüm insanlığın malıdır. Başka bir deyişi, her kültür insanlığın ortak ürünüdür.

Soruna Kürt ve Alevi kültürü açısından baktığımızda, bu kültürlerin sözünü ettiğimiz ihanet çemberinin içine düştüğünü görmek hiç de zor değildir. Feodal ilişkilerin dayattığı ümmetçi kültürün, aynı koşullardaki başka halklar gibi Kürt halkının ve Alevi toplumunun kültürünü de arka plana iterek zaafa uğrattığı bilinen bir olgudur. Bunu, toplumsal gelişme yasalarıyla izah etmek son derece kolaydır.
Ancak Kürt kültürü, özellikle Îttihad-Terakki Hareketiyle başlayarak öylesine talihsiz bir sürece girmiştir ki, bu yeni zoraki süreci ne toplumsal gelişme yasalarıyla ne de insanlık yasalarıyla bağdaştırmak mümkündür. Nasıl mümkün olsun ki?...

Îttihad-Terakki gibi Türk ırkçısı bir yönetim, Kürt ulusal-demokratik hareketinin güçlendiği bir aşamada, daha 1918'de Milli Emniyet Teşkilatı ve Göçmen İşleri Genel Müdürlüğü (Muhacirin Müdiriyet-i Umumiyesi) gibi bünyesindeki kurumlarda çalıştırdığı Naci İsmail Pelister gibi Arnavut kökenli bir îttihadçı'ya, Alman bilim adamı Dr. Friç adıyla “Kürtler“ ve “lskân-ı Muhaci- rîn/Beynelmilel Usulü't-Temsil“ (Göçmenlerin Yerleştirilmesi/Uluslararası Asimilasyon Yöntemleri) adıyla düzmece, ırkçı kitaplar yazdırıyor ve Kürt politikasını bunun üzerine kuruyorsa; kuşkusuz bu bilim dışı ve çağdışı politika büyük hasarlar yaratacak ve mahkûm olacaktır. Yine, içinden geldiği bu hareketin mirasım sözde reddederek işe koyulan ve kendisine “Cumhuriyetçi” diyen yeni Kemalist yönetim; öncüllerinin red ve inkâr politikasına yaslanarak Devlet eliyle yeni bir “Millet" ve “Din” yaratmaya çalışır ve bunu gerçekleştirme görevini v “asker“e verirse, elbette çok kanlı ve hasarlı yeni bir süreç başlamış olacaktı...
Kürt kimliğini yoksamaya dönük ön çalışmalar yapılırken; Kızılbaş-Alevi kimliğinin Türk Müslümanlığı içinde eritilmesine dönük bir çalışma da, Dağıstanlı Çerkeş kökenli ittihatçı Baha Said’e yaptırılıyordu...

Bir yandan, kendine köklü kültürel temeller yaratmak için hiç ilgisi yokken Sümer ve Eti dillerini canlandırmaya çalışırken, öte yandan canlı bir organizma olarak yaşayagelen Kürt dilini ve kültürünü yok etmeye çalışacaksınız. Bakınız, daha 1927 yılında kendisi de Kürt kökenli olan İsmet Paşa ne diyor: “Vazifemiz bu vatan içinde bulunanları behemahal Türk yapmaktır. ” Peki, daha birkaç yıl önce Türk-Kürt eşitliği üstüne nutuklar atan Mustafa Kemal ne diyor: “Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur. Bu toplumun bireyleri ne kadar Türk kültürüyle dolu olursa o topluma dayanan Cumhuriyet de o kadar güçlü olur. ”

Kürtler’e dönük bu resmi politikaya, Kızılbaş-Aleviler’e yönelik bir yasaklama ve kötüleme kampanyası da eşlik ediyordu. “Hanefi-Müslümanlığı” ekseninde bir Devlet dini yaratılmaya çalışılırken; Alevi inancını ve kültürünü yani bir bütün olarak Alevi kimliğini tasfiyeye dönük geniş çaplı bir politika ikame ediliyordu.

Kültür politikasını böyle eken TC Devleti, kuşkusuz bunun karşılığında fırtına biçmiş, ama olan da Kürdü-Türkü, Alevisi-Sünnisiyle tüm Türkiye halkına ve giderek insanlığa olmuştur. Bu sancılı süreç yazık ki günümüzde de önemli ölçüde devam etmektedir.
işte bu nedenledir ki, yüzlerce yıldır büyük tehditlerle karşı karşıya bulunan ve varlık-yokluk mücadelesi veren Kürt ve Alevi kültürünü, bu tehditlere karşı olabildiğince korumak ve mevcut konumundan daha da ilerilere götürmek göreviyle karşı karşıyayız.

Alevilik, Kürdoloji ve Türkoloji incelemeleri üzerinde yoğunlaşan bu çalışma, bu sürece bir katkı sunarsa amacına ulaşmış demektir.
Mehmet Bayrak

Alevîlik Yazıları

I-Alevilik Üstüne Mehmet Bayrak’la Konuşma(*)

Konuşan: Nuray Bayındır

1-Siz hem Alevilik, hem de Kürt tarihi üzerine önemli çalışmaların sahibisiniz. İlk sorum: Alevilik nedir? Bir yaşam biçimi mi, ya da bir felsefe mi sadece? Semavi dinlerden farkı nedir?
1- Hemen belirtmeliyim ki, hem Alevilik hem de Kürdoloji alanında çalışma yapmam, her şeyden önce benim dünya görüşümle ve tarihsel-toplumsal olguları kavrayışımla ilgili bir konudur.

1970’te Üniversiteyi bitirip 1971’de yazmaya başladım, 1973’te Tevfik Fikret ve Devrim konulu çalışmam yayımlandı. Tevfik Fikret’i seçmem sıradan bir tercih değildi, ilk yazım da onunla ilgiliydi. Tevfik Fikret, 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında hümanist düşünceyi, emeği ve özgürlüğü temsil ediyordu. Bu nedenle, Nazım Hikmet diğer İttihadçı ve Kemalist yazarları eleştirirken; Tevfik Fikret’in, yaşadığı dönemde ve içinde bulunduğu ortamda en iyi ve en ileri ne olmak mümkünse, onu olduğunu vurguluyordu.
Daha sonraki Türkoloji çalışmalarımda da; Cumhuriyet döneminin en önemli kazanmalarından biri olarak eğitimi ve edebiyatı halklaştıran bir hareket olan Köy Enstitüleri ve Köy Edebiyatı üzerinde yoğunlaştım. Bundan sonra, tarihsel , sosyolojik ve folklorik boyutu ağırlık kazanan çalışmalara yöneldim. Bu çalışmalarda da, Selçuklu’dan buyana egemenlerin baskı ve zulmüne karşı koyan toplumsal ve bireysel başkaldırı hareketlerini işledim. Yani, yerim emek dünyasının yanı idi.

1970’li yıllardan itibaren Halk ve Tekke Şiiri bağlamında Aleviliği işlerken, 1984’te yayımladığım Halk Hareketleri ve Çağdaş Destanlar konulu çalışmam esas olarak Alevi önderlikli halk hareketleri üzerinde yoğunlaşıyordu. Zaten bu tarihten dört yıl önce Pir Sultan’ın köyü Banaz’da düzenlenen I. Pir Sultan Abdal Şenliği’ne konuşmacı olarak katılan tek Alevi kökenli aydındım. 1986’da yayımlanan Pir Sultan Abdal konulu çalışmam da, bu alanda bir Alevi yazar tarafından kaleme alınan ilk biyografik çalışmaydı.
Bundan sonra hazırladığım Aleviliğe ilişkin dört eserde; Türk-Islam Sentezi eksenli resmi ideolojiyi mahkum eden çalışmalar yaptım. Ittihad ve Terakki kaynaklı Resmi ideoloji, Aleviliği “Türk Müslümanlığı" olarak sunmaya çalışırken, bunun tarihsel ve toplumsal gerçeklikle ilişkisi bulunmadığım belgeleriyle ortaya koydum...


Mehmet Bayrak

Alevîlik-Kürdolojî-Türkolojî Yazıları (1973-2009)

Özge

Özge Yayınları
Özge Yayınları 38
Alevîlik-Kürdolojî-Türkolojî Yazıları (1973-2009)
Mehmet Bayrak

İrtibat Adresi:
Planlamacılar Sitesi 150. Sok. No: 42
Beysukent - Ankara
Tel; +90 (312) 236 00 32
www.ozgeyayinleri.com
info ozgeyayinleri.com

ISBN: 978-975-7861-16-4

Ankara 2009

Tasarım - Baskı:
Yorum Basın Yayın Sanayi Ltd.Şti.
İvedik Organize Sanayi Bölgesi,
Matbaacılar Sitesi 35. Cadde No: 36/36-38
Yenimahalle - Ankara
Tel: (0.312) 395 21 12

Ön Kapak Resmi:
Sazı, şarabı ve nargilesiyle
Alevi Kürt derviş tipini yansıtan bir 19. yüzyıl gravürü

PDF
Téléchargement de document non-autorisé.


Fondation-Institut kurde de Paris © 2025
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues