Tarihte Türklük
Laszlo Rasonyi
TKAE
Batılı milletlerin ortaya çıkışlarından daha önce .Türklük, dünyamızın en büyük sahnesini teşkil eden Eurasia’nın her çağında ve her köşesinde büyük bir rol oynamıştır.
Çağımızın Rus tarihçileri Eurasia sözü ile yalnız Kuzey Eurasia’yı kastetmişlerdir. Halbuki, Eurasia Avrupanın doğu, Asya’nın orta ve kuzey kesimlerini kaplayan, kapalı tarihi ve coğrafi birlik arzeden, kendine has yaşayış tarzı ile önem kazanan ve iki kıt’a arasında adetâ üçüncü bir kıt’a teşkil eden çok geniş ...
İçindekiler
Önsöz VII
Birinci Bölüm
Giriş:
Türklerin Anayurdu — Türk ırkı — Türk ulus adları — Türk-lerle ilgili has isimler — Ölü gömme âdeti — Eski din — Türk-lerin eski takvimi — Halk edebiyatı — Musiki folklorü Tezyini sanatlar: Maden işlemeciliği, hayvan uslûbu, halı — İktisadî hayat — Göçebelik — Hayvan besleme — Çiftçilik — Gıda maddeleri — Aile, Cemiyet, Devlet — Türklerin askerî kabiliyeti ve değeri / 1
İkinci Bölüm
I. Türklüğün öncüleri: Hun’lar / 65
II. Hun’ların en yakın halefleri: T’o-pa’lar, Sabir’ler,
Avar’lar / 75
III. Ogur Türklerinin dağılışı: Onogur’lar, Tuna ve Idil
Bulgarları / 88
IV. Türklüğe ad veren kavim: Türk (Tukyu)’ler / 96
V. Türk devletini Doğu’da yaşatanlar: Uygur’lar / 104
VI. Türk devletinin Batı’daki vârisleri: Kazarlar (Hazar’lar) / 114
VII. Macar’lar / 118
VIII. Peçenek’ler ve Uz’lar / 130
IX. Kuman’lar / 136
Üçüncü Bölüm
I. ilk Müslüman Türk’ler: Gazneli’ler, Karahanlı’lar, Selçuklu’lar, Atabeg’ler, Memlûk’ler / 156
II. Moğol istilâsı / 174
III. Timüri’ler / 187
IV. Anadolu Türkleri: Selçuklu’lar ve ilk Osmanlı’lar / 193
V. Osmanlı devletinin parlak devri ve Macaristan’da Türk hâkimiyeti / 202
VI. Altınordu ve vârisleri: I. Saray’daki Altın Hilâl’in parlak çağı / 218
VII. Osmanlı devletinin çöküşü / 236
VIII. Yeni Türkiye’nin kuruluşu / 260
IX. Altınordu ve vârisleri: II. Çarlık hâkimiyeti altında / 269
Türklüğün bugünkü sayısı / 279
Bibliyografya – Notlar
Başlıca kısaltmalar / 281
Birinci Bölüm
Giriş / 283
İkinci Bölüm
I. Türklüğün öncüleri: Hunlar / 300
II. Hunların en yakın halefleri: T’o-pa’lar, Sabirler, Avar’lar / 304
III. Ogur Türklerinin dağılışı: Onogur’lar, Tuna ve Idil Bulgar’ları / 309
IV. Türklüğe ad veren kavim: Türk (Tukyu)’ler / 313
V. Türk devletini Doğu’da yaşatanlar: Uygurlar / 316
VI. Türk devletinin Batı’daki vârisleri: Kazar’lar (Hazar’lar) / 321
VII. Macarlar / 324
VIII. Peçenek’ler ve Uz’lar / 327
IX. Kuman’lar / 330
Üçüncü Bölüm
I. İlk Müslüman Türkler: Gazneli’ler, Karahanlı’lar, Selçuklu’lar, Atabeg’ler, Memlûk’ler / 334
II. Moğol istilâsı / 341
III. Timürî’ler / 348
IV. Anadolu Türkleri: Selçuklu’lar ve ilk OsmanlI’lar / 349
V. Osmanlı devletinin parlak devri ve Macaristan’da Türk hâkimiyeti / 361
VI. Altınordu ve vârisleri: I. Saray’daki Altın Hilâl’in parlak çağı / 371
VII-VIII. Osmanlı devletinin çöküşü ve Yeni Türkiye’nin kuruluşu / 375
IX. Altınordu ve vârisleri: II. Çarlık hâkimiyeti altında 380 indeks / 385
ÖNSÖZ
Okuyucu, bir yabancı olarak benim bu eserimi Atatürk’ün aziz hatırasına niçin ithaf ettiğimi sorabilir.
Buna sebep: bu eserin ortaya konmasında Atatürk’ün büyük, rolünün bulunmasıdır. Çünkü, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nde: bir Hungaroloji Kürsüsü kurulması fikrini ortaya atan,ve nâçiz şahsımı bu Kürsüye davet ettiren O’dur.
Bu davet, beni o zamana kadarki etüdlerimin izinde çalışmama teşvik etti.
Bu kitabın büyük kısmı, üniversite’de verdiğim derslerimle yakından ilgilidir.
Meslekdaşım ve çok eski dostum Dr. Hâmit Zübeyir Koşay’a, çok yönlü çalışmaları yanında, bu eserin tercümesini de omuzlarına yüklendiği için şükranlarımı sunarım.
Kitabımın Enstitü yayınları arasında neşredilmesine tavassut eden ve gözlerimin rahatsız olması sebebiyle metin ile matbaa provalarında lüzumlu düzeltmeleri yapan Prof. Dr. Ahmet Temir ile asistanı Dr. Tuncer Gülensoy’a samimi teşekkürlerimi ifâde etmek isterim.
Ayrıca, kitabımın basılmasında titizlikle davranan Ayyıldız matbaası idareci ve mensuplarına, bu arada operatör Niyazi Ertay’a minnetlerimi sunarım.
Ankara, 1971.
Prof. Dr. L. Rasonyi
Birinci Bölüm
Giriş
Türelerin Anayurdu
Batılı milletlerin ortaya çıkışlarından daha önce .Türklük, dünyamızın en büyük sahnesini teşkil eden Eurasia’nın her çağında ve her köşesinde büyük bir rol oynamıştır.
Çağımızın Rus tarihçileri Eurasia sözü ile yalnız Kuzey Eurasia’yı kastetmişlerdir. Halbuki, Eurasia Avrupanın doğu, Asya’nın orta ve kuzey kesimlerini kaplayan, kapalı tarihi ve coğrafi birlik arzeden, kendine has yaşayış tarzı ile önem kazanan ve iki kıt’a arasında adetâ üçüncü bir kıt’a teşkil eden çok geniş bir ülkedir. Bu ülkenin güneyi Kven-Lün, Pamir, Hindukuş ve Kafkas dağları ile sınırlanır.
Kuzeydeki ormanlar bölgesinden güneye ve batıya doğru Mançurya’nm Khingan dağlarından Karpat’lara kadar bozkır sahaları uzanır. Bu bozkırların kuzey ve güney kısımları daha çok koyu kestane rengindeki toprak şeridi ile kaplıdır. Bozkırların güney sınırında bulunan Hazar Denizi ile Aral ve Balkaş Göllerinin kuzey kesimleri boyunca uzanan mümbit mer’alar Altay Dağlarında kesilir, ancak, Altayların doğu eteklerinde yeniden meydana çıkarak Khingan Dağlarına kadar, 45 inci kuzey enleminin üstünde devam ederler. Bu şeridin güneyinde uzanan kumlu bozkır, yer yer çöllerle son bulur. Bu kumlu bozkır bölgesi Altay Dağlarından batıya ve doğuya doğru yayılan daha mümbit bozkır şeritlerini birbirine bağlar. Tien-Şan ile Altay Dağları arasında Cungarya kapısı adında bir geçit bulunmaktadır. Kumlu kapı geçidinin kolay geçilen bir yer sanılmaması gerekir; mazinin derinliklerine gidildiği nisbette onun, milletler ve kültürler arasında ayırıcı bir çizgi olduğu anlaşılır.
Passarge tarafından Salzsteppe (Tuzlu Bozkır) adı verilen güney bölgesi, kuzey bölgesinden daha küçüktür; yağışı az ve kapalı havza olması sebebiyle toprağı da tuzludur. Bununla beraber, bazı sahaları verimli topraklarla kaplı olup, sulama yolu ile daha mümbit hale getirilebilir. Irmaklar boyunca hayvan yetiştirmeye elverişli otlaklar da vardır. Bu bölgenin tipik hayvanı devedir.
Passarge’ye göre Steppe, Hettner’e göre Winter- kalte Grassteppe denilen koyu siyah kestane renginde toprağı olan esas bozkır, açık bir havza ve daha yağışlı olmasına rağmen sert kontinental, kışın çok soğuk ve kar fırtınalı, yazın umumiyetle kurak bir iklime sahiptir. Yazın arasıra şiddetli sağanaklar dahi kuraklığı gideremez. Bu bölgenin tipik hayvanı attır.
Daha kuzeydeki nehir vadilerinde ve yüksekliklerde ormanlar bulunmaktadır. Türk dillerinde mevcut olan, kısmen Türklüğün ön tarihi ile ilgisi bakımından önemli ve ayrıca yükseklik ifade eden kelimeler, tanıtmağa çalıştığımız bölgeye ait olabilirler. Meselâ: Or (yükseklik), orman: ağaçlıklı yer, orta Türkçede tağ~tau~dağ kelimesinin Yakutça karşılığı (orman) dır. Ötede beride ormancıklarla örtülü bozkır bölgeleri yavaş yavaş kuzeydeki büyük orman bölgesine ulaşır. Arazi güneye nisbetle daha sulak olduğu için, büyük bir kısmı tarıma da elverişlidir. Bu otlu şerit, Ural ve Altay arasında tahminen 7-800 Km. genişliğindedir.
Bugün, her nekadar tek taraflı olarak, eskiden olduğu gibi çevrenin ve coğrafi imkânların kaderi belirtme gücüne inanılmamaktadır. G. van Bulck’ın “Ancak muhit gelişmeye imkânlar hazırlar” yolundaki görüşüne katılmıyorsak da, bozkırın zikredilen vasıf ve şartları ile göçebe kültürünün en yüksek derecesi olan atlı çoban kültürünün teşekkülünde büyük bir tesiri olduğunu kabul ediyoruz. Sözü edilen bölge, bu suretle dünya tarihinin en büyük cihangirlerinin meskeni olmuştur. Bir çok büyük devletlerin kurucuları ve çeşitli Türk kavimleri bu bölgede yetişerek doğu, batı ve güneye akın etmişlerdir. Türklüğün Anayurdu da burası idi.
Türklerin Anayurdunun neresi olduğunu daha yakından ve kesin olarak belirtmek gerekirse bu hususta bir çok nazariyelerin bulunduğunu hatırlatmalıyız.
Klapproth, Vâmbery ve daha bazıları Türklerin Anayurdunu Altay Dağlarında, Radloff bunun doğusunda, hattâ Ramstedt tamamen Doğu Asyada olduğunu sandılar.
.....
Laszlo Rasonyi
Tarihte Türklük
TKAE
Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü
Yayınları: 83
Seri : III - Sayı : A 22
Tarihte Türklük (İkinci Baskı)
Prof. Dr. Laszlo Râsonyi
Ankara
1988
ISBN 975-456-013-7
©Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, 1988
Yayınlayan: Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü
17. Sokak 38, 06 490 Bahçelievler – Ankara
Tel : 213 31 00 - 213 41 35
Dizilip basıldığı yer:
Ankara Üniversitesi Basımevi
Ankara - 1988