PKK Üzerine Yazılar
Joost Jongerden,
Ahmet Hamdi Akkaya
Vate
Kürt çalışmaları konusunda önde gelen uzmanlardan biri olan saygın bir akademisyen 3-4 yıl önce bir Avrupa üniversitesinde verdiği seminerin sonunda biraz sinik tarzda sorulan şu soruyla karşılaştı: ‘Ne olacak bu PKK’nin hali? Geleceği var mı?’ Artık emeklilik yaşına da gelmiş olan yılların profesörünün ilk cümlesi pek de ‘akademik’ sayılmazdı doğrusu: ‘PKK is a miracle’ (‘PKK bir mucize’). Ardından da ‘PKK’nin hep baş aşağı gittiği düşünülen süreçlerin ardından bir çıkış yaptığını’ ekledi. Görev yaptığı sıradaki meşhur basını bilgilendirme toplantılarında Max Weber’den yaptığı alıntılar nedeni ile ‘entelektüel’ diye nitelendirilen eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’dan da geçen yıl benzer bir açıklama geldi: ‘PKK şanslı bir örgüt bana göre. Çünkü konjonktürel şartlar hep lehine gerçekleşen ve istifade edebilen bir örgüt’.
Joost Jongerden Hollanda Wageningen Üniversitesi Kalkın¬ma Sosyolojisi ve Antropolojisi bölümünde Yardımcı Profesör-dür. Araştırma ve ilgi alanları arasında, Türkiye ve Kürdistan odaklı olmak üzere toplumun sosyolojik-mekansal yapılanması ve bununla ilişkili çatışmalar yer almaktadır. Türkiye ve Kürdistan üzerine çeşitli çalışmalar yayınladı. Çalışmalarından bir kaç örnek: Türkiye’de İskan Sorunu ve Kürtler, Modernite, Savaş ve Mekan Politikaları Üzerine bir Çözümleme (Vate) ve Social Relations in Ottoman Diyarbakir, 1870-1915 (Brill).
Ahmet Hamdi Akkaya, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sos-yoloji Bölümü’den lisans (1989) derecesi aldıktan sonra Türkiye, Avrupa ve Orta Doğu’da gazeteci olarak çalıştı. 2008 yılında Gent (Belçika) Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden ‘Irak Kürdistan’ındaki Ulus-İnşa Sürecinin Kürt Diyasporasına Etkisi’ başlıklı tezi ile Yüksek Lisans derecesini aldı. Aynı üniversitede Siyaset Bilimi doktorasını sürdüren Akkaya, PKK’nin doğuşu ve gelişimi konulu tezini gelecek yıl içinde tamamlayacak.
İçindekiler
Tablo Listesi / IX
Yazarlar Hakkında / XI
Giriş / 1
Birinci Bölüm:
‘Kürdistan Devrimcilerinden PKKye / 7
Kürdistan Devrimcilerinin İlk Yılları-PKK:
Grup Oluşumu ve Türkiye Solu ile İlişkiler / 9
Giriş / 9
PKK ve Soldan parti oluşumu / 11
Devrimci şiddet / 18
Son notlar / 28
Referanslar / 30
EK-PKK’nin Birinci ya da Kuruluş Kongresi / 32
Kürdistan İşçi Partisi ve Türkiye’de Yeni Sol:
PKK’nin Haki Karer’i anma metninden hareketle
Türkiye’deki devrimci hareketin analizi / 35
Giriş / 35
Metodoloji / 37
Geri plan: PKK ve Türkiye solu / 39
Ortak bir Tarih / 44
Sol ve Kürt sorunu / 49
Haki Karer ve Yeni Solun oluşumu / 52
İç bölünme ve şiddet / 58
Son notlar: Ortak bir Gelecek? / 60
Referanslar. / 64
Kürdistan Devrimcilerinin İlk Yılları
PKK ve Kürt Siyasal Partileri ile İlişkiler / 67
Giriş / 67
Metodoloji / 68
1970’lerde PKK ve Kürt siyaseti / 69
Referanslar / 81
İkinci Bölüm:
Ateşle İmtihan. / 83
Kürdistan’da Yaygın Savaş Hali (1993-2002):
toplumsal-mekânsal bir perspektif. / 85
Aktörler. / 86
Bir Kırsal Ayaklanma / 92
Yaygın Savaş / 97
Boşaltma / 190
Hareketliliğin Organizasyonu / 104
Alanda Yeni Bir Gerçeklik / 106
Sonuçlar / 198
Referanslar / 109
Üçüncü Bölüm:
Büyük Dönüşüm / 113
2000’lerde PKK:
Kırılmalarla birlikte süreklilik / 115
Giriş / 115
Şok ve Geri Çekilme / 117
PKK’nin Örgütsel Yapısının Dönüşümü / 122
İdeolojik Dönüşüm / 129
Siyasi-askerî mücadelenin dönüşümü / 133
Sonuç: Kırılmalarla Birlikte Süreklilik? / 138
Referanslar / 141
EK: PKK Gerilla Gücü Kayıpları (2004-2008) / 144
Siyasal Olanın Yeniden Düzenlenmesi:
PKK ve Radikal Demokrasi projesi / 145
Giriş / 145
1. Liberal Demokrasiye alternatif olarak Radikal Demokrasi / 147
2. Kürt Bağlamında Radikal Demokrasi / 153
3. Yeniden Sahneye / 161
4. Sonuç / 168
Referanslar / 173
Türkiye’de Konfederalizm ve Özerklik:
Kürdistan işçi Partisi ve demokrasinin yeniden tanımlanış / 177
Giriş / 177
PKK ve siyasetin yeniden keşfi / 181
Konfederalizm ve özerklik / 185
Kürt bağlamında demokratik konfederalizm ve özerkliğin inşası / 188
Yerel görüşmeler / 193
Son notlar / 196
Referanslar / 202
İndeks / 205
Tablo Listesi
Tablo 1: 2003 Yılında Köy Korucularının Dağılımı
(kaynak: Göç-Der 2003: 10-11) / 90
Tablo 2: (İHD 2001; KHRP 2002) / 92
Tablo 3: PKK’nin üç evreli stratejisi / 94
Tablo 4: PKK gerilla gücü kayıpları (2004-2008) / 144
GİRİŞ
Kürt çalışmaları konusunda önde gelen uzmanlar dan biri olan saygın bir akademisyen 3-4 yıl önce bir Avrupa üniversitesinde verdiği seminerin sonunda biraz sinik tarzda sorulan şu soruyla karşılaştı: ‘Ne olacak bu PKK’nin hali? Geleceği var mı?’ Artık emeklilik yaşına da gelmiş olan yılların profesörünün ilk cümlesi pek de ‘akademik’ sayılmazdı doğrusu: ‘PKK is a miracle’ (‘PKK bir mucize’). Ardından da ‘PKK’nin hep baş aşağı gittiği düşünülen süreçlerin ardından bir çıkış yaptığını’ ekledi. Görev yaptığı sıradaki meşhur basını bilgilendirme toplantılarında Max Weber’den yaptığı alıntılar nedeni ile ‘entelektüel’ diye nitelendirilen eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’dan da geçen yıl benzer bir açıklama geldi: ‘PKK şanslı bir örgüt bana göre. Çünkü konjonktürel şartlar hep lehine gerçekleşen ve istifade edebilen bir örgüt’1.
Yakın tarihin kesintisiz en uzun süreli isyan hareketlerinden birinin yürütücüsü bir gücün başarısının veya varlığını sürdürmesinin, hele de bu isyanın temel nedeni olan Kürt/Kürdistan meselesine bakış açıları tam zıt olan kişiler tarafından ‘mucize’ veya ‘şans’ kavramları ile açıklanması, ilginç ve düşündürücü. Bunun altında yatan en önemli nedenin -kitapta yer alan makalelerimizde de değindiğimiz gibi- Türkiye’deki Kürt meselesi ele alınırken, başta PKK olmak üzere özne olarak Kürt aktörlerin rolüne pek az yer verilmesi olduğunu düşünüyoruz. Dahası yapılan -sınırlı- çalışmada da egemen olan bakışın PKK’yi bir anomali olarak görme eğiliminde olduğunu ileri sürüyoruz. Biz ise, çeşitli kereler vurguladığımız üzere, ‘eğer bir olgu tuhaf, anlaşılmaz veya kavranamaz görünüyorsa, bu durumun o olguyu anlamıyor olmamızdan öte söylediği bir şey yoktur; dolayısıyla, en azından işin içinde yer alanlar açısından, olgunun ne anlam taşıdığını, nereye oturduğunu araştırmamız gerekir’2 (Becker 1998: 28) düşüncesindeyiz. Bu nedenle, bu kitabı oluşturan makalelerin hemen hepsinde, PKK’nin kendisini, fikirleri ve eylemlerini nasıl anlamlandırmaya çalıştığını irdelemeye çalıştık. Bu anlamlandırma veya ifadelendirmenin, toplumda ve tek tek bireylerde nasıl karşılık bulduğu; daha doğrusu, toplum -özellikle de PKK’nin hareket ettiği ve parçası olduğu Kürt toplumunun- ve bireylerin bunu nasıl anladıkları ayrı bir çalışma konusu.
PKK’nin temsil ettiği Kürt özneliği (agency), Türkiye Cum-huriyeti Devleti’nin karşı karşıya kaldığı en ciddi toplumsal-siyasal meydan okuma olan Kürt meselesini kamusal alanda ‘görünür’ hale getirmenin yanı sıra bir isyan hareketi olarak da ‘devletin ve ülkenin bütünlüğüne yönelik’ en büyük tehdit olarak tezahür etti. Bu durumda devletin ve yaygın medyanın PKK’yi sürekli ‘demonize’ eden bir yaklaşım içinde olması çok şaşırtıcı değil. Aynı şekilde Kürt sorununun ‘görünür’ hale geldiği 90larla birlikte akademik çalışma alanının cazip konusu olması da beklenir bir gelişme idi. Ancak akademik alanda Kürt sorunu ve/veya PKK’ye ilişkin çalışmalar ağırlıklı olarak devlet söylem pratiğine odaklanmıştır. Biz ise bu kitapta yer alan makalelerde, tersi bir noktadan; Kürt aktöründen hareket etmeyi tercih ettik.
Son dört yıl içinde farklı kitap ve dergiler için yazılmış makalelerimizin toplamından oluşan bu kitabın, bir PKK monografisi olduğu iddiasında değiliz. Ancak makalelerin toplamı PKK’nin 1970’lerden bugüne uzanan mücadelesinin ideolojik, örgütsel ve siyasal gelişim/değişim sürecini anlama ve izini sürmeyi hedefliyor. Bu nedenle özellikle PKK’nin oluşum süreci olan 1972-80 dönemi ile en kapsamlı değişimleri yaşadığı 2000’lere özel bir önem verdik.
Kitap üç başlık altında yedi makaleden oluşuyor. İlk başlık altında yer alan üç makalede ağırlıklı olarak PKK’nin oluşum süreci olan 1970’leri ele alıyoruz. İkinci başlık savaşın 1990’larda aldığı seyri irdeliyor. 2000’lerde PKK’nin geçirdiği değişimi farklı açılardan ele alan son bölümde ise üç makale yer alıyor.
PKK’nin ele aldığımız başlangıç dönemi açısından politik hedefi, eşzamanlı olarak sömürgeciliğin yok edilip bağımsız bir devletin kurulmasına dayanan bir ‘yaratıcı yıkım’ süreci ile Kürdistan’ın kurtuluşu idi. Abdullah Öcalan tarafından yazı-lan (veya en azından ona atfedilen) 1978 tarihli manifestosu Kürdistan Devrimin Yolu’ndz, PKK kendisini ‘ulusal kurtuluşcu’ ve ‘proleter devrimci’ bir hareket olarak duyurdu. Sömürgeciliğin yok edilmesi (sadece Türk sömürgeciliğinin değil, Kürdistan’daki diğer sömürgeci devlet güçlerinin de) ve Marksist-Leninist prensiplere dayanan demokratik birleşik bir Kürdistan inşa etme, işçilerin, köylülerin ve aydınların ittifakı ile gerçek-leştirilecekti. PKK’nin daha sonraki gelişim sürecinde, Abdullah Öcalan geleneksel Marksist-Leninist ilkeleri yeniden yorumlayarak kendi sosyalizm anlayışını geliştirmeye çalıştı. Özellikle de 2000’lerden itibaren ise, reel sosyalizm deneyimlerini köklüce redderek ‘radikal demokrasi’ ve ‘demokratik konfederalizm’ ilkeleri çerçevesinde Kürtlerin haklarını inşa etme düşüncesine dayanan yeni bir yaklaşımı gündeme yerleştirdi. Gelinen noktada, PKK eksenli Kürt hareketi açısından, devlete dayalı strateji (kurtarılmış ülke yaratma) yerini tabandan toplumsal örgütlenme yoluyla Kürdistan’ı inşayı hedefleyen bir kurumsal stratejiye bırakmış gözüküyor. Kitapta yer alan makalelerde bu ‘değişimi’ geçmişi reddeden değil ‘kopuş/kırılma(larla) birlikte süreklilik’ içeren bir çizgi olarak değerlendiriyoruz.
İlk başlık altında yer alan üç makalemizde 1972-80 sürecinde odaklanarak PKK histografyasında ‘grup oluşumu’ ve ‘parti inşası’ diye adlandırılan dönemi tartışıyoruz. Türkiye solu ile ilişkilerin irdelendiği ilk makalede, o dönem Kürdistan Devrimcileri adını kullanan PKK’yi oluşturan çekirdek kadro-militan yapının Türkiye’de 1960’ların sonundan itibaren gelişen ‘devrimci’ sol hareketin içinden çıktığını, bu açıdan dönemin diğer Kürt hareketlerinden ayrıştığını belirtiyoruz. PKK’nin genel Türkiye siyaseti, özelde de devrimci sol hareketler ile bugün de süren ilişkisinin kökenini bu oluşum sürecinde aramak gerektiğini ileri sürüyoruz. İkinci makalemizde ise PKK nin ilk yazılı materyallerinden biri olan ‘Proleter ve Enternasyonalist Devrimci Haki Karer’in Anısına’ başlıklı broşürden hareketle, PKK ile Türkiye solunun ‘Kürdistan’ın sömürge statüsü ve ayrı örgütlenme’ konularında ayrışan yaklaşımlarını, birbirlerine eleştirileri tartışıyoruz. Bu bölümdeki son makalenin konusu ise PKK ile dönemin diğer Kürt hareketleri arasındaki ilişkiler. Bu makalede de PKK’yi oluşum sürecinden itibaren diğer örgütler/hareketlerden ayıran kimi özelliklere vurgu yapıyoruz.
Tek bir makelenin yeraldığı ikinci başlıkta, Türk devleti ile PKK arasında 28 yıldır süren savaşın en yoğun olduğu 1990’ları irdeliyoruz. Bu makalede, başvurulan stratejilere özel ağırlık vererek PKK ile Türk Silahlı Kuvvetleri arasındaki savaşı mekân perspektifinden ele alıyoruz.
Üç makaleden oluşan son bölümde ise 2000’lerde PKK’nin geçirdiği değişimi değişik açılardan tartışıyoruz. Birinci makalemiz PKK’nin 2000’lerde yaşadığı değişimin anlaşılması için genel bir çerçeve sunumunu hedefliyor. Bu amaçla, PKK nin bu süreçte yaşadığı değişimi ideolojik, örgütsel ve siyasi-askerî mücadele boyutları ile ele alıyoruz. İkinci ve üçüncü makalelerimizde ise asıl olarak PKK’nin bu süreçte geliştirdiği ve ‘radikal demokrasi’ kavramı içinde ifade ettiği siyasal projesini tartışıyoruz. İç içe geçen demokratik cumhuriyet, demokratik konfederalizm ve demokratik özerklik olarak adlandırılan projeleri farklı perspektiflerden irdeliyoruz. İkinci makalemizde, bu projeleri ağırlıklı olarak Hardt ve Negri’nin Üçlemesi’nde (imparatorluk, Çokluk ve Ortak Refah) ortaya konan görüşler temelinde ele alırken, son makalemizde esas olarak, Öcalan’ın kendisinin de etkilendiğini belirttiği Murray Bookchin’in çalışmaları ekseninde tartışıyoruz. Sonuçta, PKK’nin ortaya koyduğu ve hayata geçirmeye çalıştığı bu projelerin ‘devletin ötesinde siyaset, partinin ötesinde siyasal örgütlenme ve sınıfın ötesinde siyasal öznellik’ öngörme anlamında bir ‘radikal demokrasi’ projesi olduğunu ileri sürüyoruz. Bu bağlamda da PKK’nin oluşumunda belirleyici olan ‘sol’ damarın yeniden üretildiği, bunun da tarihsel evrimi açısından çeşitli kopmalar/kopuşlar içerse de bir sürekliliğe/devamlılığa işaret ettiğini belirtiyoruz.
Sonuçta, son dört yıl içinde kaleme alınan değişik makalelerin toplandığı bu çalışma yukarıda da belirttiğimiz gibi bir PKK monografisi olmasa da, belli bir bütünsellik içinde PKK’yi kendi kavram ve ifadelendirmesi ile anlamayı hedeflemektedir. Aynı konu üzerine yazılan makaleler olması nedeni ile yer yer tekrarlar olsa da, çalışmanın bütününde temel amacımız olan Kürt özneliği (agency) eksenli bakış açısını koruyabildiğimizi düşünüyoruz. Bu açıdan da son yıllarda yoğunca gündeme gelen 1980’ler Diyarbakır Cezaevi’ndeki insanlık dışı uygulamalar karşısında bile varoluş denklemini ‘yaşamak en büyük direniştir’ gibi beklenen tavrın tersine, ‘Direnmek yaşamaktır (Berxwedan Jiyan e)’ diye kuran bir hareketin özgünlüğünü vurguladığımızı umuyoruz...
Ahmet Hamdi Akkaya
Joost Jongerden
1 -http://www.hurriyet.com.tr/gundem/18865461 .asp
2-Becker, Howard S. 1998.Tricks of theTrade, how do think about your research while you're doing it. Chicago & London:The University Press of Chicago.
Birinci Bolüm:
‘Kürdistan Devrimcileri’nden PKKte
Kürdistan Devrimcilerinin İlk Yılları -PKK:
Grup Oluşumu ve Türkiye Solu ile İlişkiler1
Joost Jongerden
Ahmet Hamdi Akkaya
Giriş
Çin Başbakanı Zhou Enlai, 1953 yılında, Cenevre’de Kore Savaşı’nı sona erdirmek için yapılan barış görüşmelerine katılmıştı. Eski gerilla savaşçısı, Çin Komünist Partisi ve Çin Halk Cumhuriyeti kurucularından biri olarak Enlai, ‘1789 Fransız Devrimi hakkında ne düşünüyorsunuz?’ sorusuna muhatap kalır. ‘Hâlâ konuşmak için çok erken’ diye cevaplar (Sick 1995; Zizek 2007). Söylemek istediği, Fransız devrimin sadece tarih olmadığı, etkilerinin hâlâ sürdüğü ve bu yüzden ne anlama geleceğine yönelik herhangi bir değerlendirmenin erken olacağı idi. Zhou Enlai’ın bu incelikli cevabı PKK (Partîya Karkeren Kürdistan, Kürdistan İşçi Partisi) üzerine bu bölümü yazarken aklımıza geldi. Çünkü PKK bırakın Fransız Devrimi gibi geçmiş zamanda ifade edilmeyi, içinde bulunduğumuz zamana ait. Bu da PKK’yi değerlendirmeyi daha da zor kılmaktadır.
.....
1- Bu makale, Belçika-Gent Üniversitesi'nde 27 Kasım 2008 tarihinde yapılan 'İdeolojik gruptan politik partiye: PKK'nin oluşumu'başlıklı sunumun ardından 2009 yılında yazıldı. Makalenin daha geniş biçimi Casier & Jongerden (2011) içinde yer aldı.
Joost Jongerden
Ahmet Hamdi Akkaya
PKK Üzerine Yazılar
Vate
Vate Yayınevi
Kitap: 70
Araştırma-İnceleme: 15
PKK Üzerine Yazılar
Joost Jongerden
Ahmet Hamdi Akkaya
Çeviri: Metin Çulhaoğlu
PKK Üzerine Yazılar
© Joost Jongerden, Ahmet Hamdi Akkaya
© Vate Yayınevi
Weşanxaneyî Vateyî/Vate Yayınevi, İstanbul 2012
Weşanxaneyî Vateyî/Vate Yayınevi, İstanbul 2015
Baskı: Berdan Matbaası
Davutpaşa Cad. Güven Sanayi Sitesi, C. Blok
No: 239 Topkapı/İstanbul
Tel: 0212 613 12 11
Editör: Deniz Gündüz
Mizanpaj: Deniz Gündüz
Kapak Çalışması: Nuran Gündoğdu
ISBN: 978-975-6278-67-3
Adres:
Vate Yayınevi
Katip Mustafa Çelebi Mah.
Tel Sok. No: 18 Kat: 3 Beyoğlu/İstanbul
Tel: 0212-244 94 14
E-posta: wesanxaneyevateyi@hotmail.com