Batılı eski seyyahların gözüyle Kürtler ve Kürdistan
Doğu ülkelerine geziler düzenleyen batılı eski seyyahlardan çoğu, Kürdistan’dan geçtiler ve Kürtler ve onların ülkesi hakında önemli bilgiler bıraktılar. İsmet Şerif Vanlı, bu kısa ama özlü çalışmasında bu seyyahlardan birkaçının yazdıkları üzerinde duruyor: 16. yüzyılda ″Bitlis’in güzel sarayı″nı tasvir eden Venedikli Adsız Satıcı’dan , 18 yüzyılda Danimarka Karallığı tarafından Doğu halklarının durumunu, yaşama biçimlerini sadece politik açıdan değil, bilimsel açıdan da incelemek için görevlendirilen Carsten Niebuhr’a, sekiz Batılı eski seyyahla bizi yüzyıllar önceki Kürt ülkesine tarihsel bir yolculuğa çıkarıyor.
“…öyle ki doğa bu ülkeyi eskiden Romanlılar ve Partlar arasında olduğu gibi bugün de Türk ve İran imparatorlukları arasında bir sur gibi şekillendirmekten zevk almıştır sanki … Kürdistan’ın başkaca bir adla anılıp anılmadığını bilmiyorum. Fakat bu genel adıdır ve hep böyle bilinmiştir ”
Pietro Della Valle (17.yüzyıl)
“Burası, Doğu’nun en eski gelenek ve hikayelerinin anıldığı ve birçok mitolojik olayın geçtiği yerdir.”
Constantin-François Volney (18. yüzyıl)
İçindekiler
Önsöz / 7
Giriş / 9
Seyyahlardan birkaçının notları
Venedikli Adsız Satıcı / 19
Mestre Alfonso / 21
Pietro Della Walle / 23
Jean-Baptiste Tavernier / 33
Jean de Thevenot /47
Jean Chardin / 51
Carsten Niebuhr / 53
Constantin-François Wolney / 81
ÖNSÖZ
Doğu ülkelerini gezen eski seyyahlardan çoğu Kürdistan'dan geçtiler ve bize Kürtlerle onların ülkesi hakkında önemli bilgiler bıraktılar. Anlattıklarının, yanlışlıklar ve belki bazı ayrıntılar hariç, hemen hemen hepsi bugünkü Kürtler tarafından bilinmektedir.
İşte, bu seyyahlardan birkaçının anlattıklarını yurttaşlarıma ve Kürtlerle ilgili araştırmalar yapan yabancı dostlarıma sunuyorum.
Önce yurttaşlarımı, bu seyyahların atalarımız hakkındaki notlarından bazılarının açık ve anlaşılabilir olmadığı, gerçekliği şüphe götürür ve gönülkırıcı olduğu konusunda uyarmak isterim. Bizler için zayıf da olsa bir teselli; Doğu'nun diğer halklarının da bundan payını aldığı, seyyahların onlarla ilgili sert yargılardan kaçınmadıklarıdır. Ama bu; onları öğrenmemek ve yazdıklarını reddetmek için haklı bir neden değildir. Ayrıca bu şekildeki sert ve katı değerlendirmeler bazı yönleri ile hak edilmiş, doğru da olabilir.
Bunları yalnızca tarihi ve ilmi veya meraktan doğan bir ilgi ile veya o zamanın Doğu'yu görmüş Avrupalılarının atalarımızı nasıl görüp değerlendirdiklerini öğrenmek için değil; fakat bir an derince düşünebilmek ve bu geçmişin ışığı altında geleceğimizi daha iyi kurmak için öğrenmeliyiz.
Şunu da özellikle eklemeliyim; bu seyyahlardan birkaçı, Kürtler için Della Valle, Araplar için Fransız Volney, her iki halk için bazı kayıtlarla Niebuhr gibileri, ortaya tarafsız ve yerinde hükümler koydular.
Nasıl olursa olsunlar bu notları metin olarak değiştirmeksizin vereceğim, ama yalın olarak değil. Konudan uzaklaşmak pahasına da olsa onları daha iyi anlamak, gerçek değerlerini bazı açıklamalarla donatmak için yer yer yorumlar yapmak zorundayım. Bu şekilde yapılmak istenen, o devirlerin tarihi ve sosyal özelliklerini belirtecek parantezler açmak ve ekler yapmaktır.
(Kürt Tarihi üzerine yeni bir yapıt hazırlamaktayım.)
Lozan, Nisan 1973
İsmet Şerif Vanli
Giriş
Doğu ile Batı arasındaki ilişkiler çok eskidir ve milattan önceye uzanır. Bu kısa araştırmada Kürtler üzerine yalnız Antik Çağ ve Ortaçağda yazılanlara değineceğim. Çok daha eski metinler zaten azdır.
En eski ve tanınmış yapıt MÖ 402 yılında onbin askerin başında Büyük Zap ve Bohtan'ın (Botan'ın, -ed. n.) yüksek vadileri üzerinden Kardukların ülkesine giden Yunan Ksenefon'un Anabasis'idir.
Şunu hatırlatmak gerekir ki, Alman Weissbach, Hartmann ve Reinach tarafından ileri sürülen ve Rus V. Minorsky tarafından geliştirilen Kürtlerin kökenine ilişkin modern teoriye göre Ksenefon'un sözünü ettiği Kardu(h)ların Kürtler değil, Géorgie'den (Gürcistan) sonradan göç eden Kartu (Veli) Géorgienlerinin (Gürcülerinin) ataları olması gerekir.
Aynı varsayıma göre Kürtlerin ataları Kirtiler (Kyrtiens) ve onların kardeş çocukları Mardlardır. Yine Minorsky'ye göre Kurmanci adı şu üçlü birleşimden ortaya çıkmıştır: Kirt +Mard veya Mand ve +köken soneki olan "ci". Bohtan Vadisinde Ksenefon'un rastladğı Med (İranlı) asıllı bu iki halktır. Reinach'ın Kürt olarak tanımladığı Kirtiler, Antik Çağda mimar ve askeri mühendis olarak tanınmıştılar ve komşu hükümdarlara ücretli olarak hizmet ediyorlardı.
Doğu-Batı arasında başlıca ilişkiler Ortaçağda Haçlı Seferleri ile başladı. Silahların; uygarlık, din (İslama karşı Hıristiyanlık) ve kültürlerin çarpıştığı bu bir dizi kanlı savaşta değiş-tokuş ve ticaret yoktu. Hıristiyan ve feodal Batı, Müslümanlardan kutsal Filistin topraklarını ve Suriye'yi istiyordu. Askeri planda Araplar artık 7. yüzyılın İslam fütühatını yaratan o parlak askerler değildiler. Çöküntü çağının…
İsmet Şerif Vanlı
Batılı eski seyyahların gözüyle Kürtler ve Kürdistan
Avesta
Avesta yayınları: 27
Kürdoloji dizisi: 1
Batılı eski seyyahların gözüyle Kürtler ve Kürdistan
İsmet Şerif Vanlı
Fransızcadan Çeviren: M. Demirci
Editör: Abdullah Keskin
Kapak tasarımı: Kemal Gökhan Gürses
Kapak illüstrasyonu: Kürt Beyi, 19 yy sonları
İç gravürler: Batılı gezginlerin seyahatnamelerinde Kürtler; Der.: I. Yazgan, Mezopotamya yay.
Dizgi ve mizanpaj: Avesta
Birinci baskı: 1977 (Özgürlük yolu yay.)
İkinci baskı: Aralık 1997
Baskı: Gülen Ofset
© Avesta 1997
Avesta basın yayın reklam tanıtım müzik dağıtım ltd. şti
Asmalı mescit sokak
Şahin han 35 / 403
Beyoğlu / İstanbul
Tel-fax: (0212) 251 71 39
ISBN: 975-7112-25-9
İsmet Şerif Vanlı: 24 Kasım 1924'te doğdu. Kuzeyli olan ailesi (babası Van'da memurluk yapıyordu, annesi ise Diyarbakırlıydı) Suriye'de ikamet ediyordu. Ismet Şerif Vanlı, Şam'a bağlı bir Kürt köyünde 12. yüzyılda kurulmuş olan Prenses Rabia Hatun (Selahaddinê Eyyubi'nin kızkardeşi) ilkokuluna gitti; tarih sevgisi kuşkusuz bu dönemde başladı. Isviçre'de eğitimine devam etti, hukuk ve felsefe diploması alarak siyaset bilimi ve sosyal bilimler alanında öğretim görevlisi oldu. Halkının özgürlük mücadelesinde önemli bir boşluğu dolduran Ismet Şerif Vanlı, Kürt tarihi üzerine araştırmalarını sürdürdü. Avrupa Kürt Öğrenciler Birliği (KSSE) ve sonrasında Kürt Halkının Haklarını Savunma komitesi başkanlık görevlerinde bulundu. 1960-62 yılları arasında Sorbonne Üniversitesi'nde Kürdoloji dersleri verdi. Güney Kürdistan'daki özgürlük mücadelesini yakından izlemek üzere üniversitedeki görevinden ayrıldı ve 1975 yılına kadar Mele Mustafa Barzani'nin Yurtdışı Temsilciliğini ve sözcülüğünü üstlendi. Yurtsever, demokrat, ve hümanist bir insan olarak bütün Kürtler arasında saygı gördü. Kürt halkının geçmişini ve Yakın Doğu'da uygarlığın oluşmasındaki katkılarını araştırarak bu halkın haklarını korumayı asli tutkusu olarak benimseyen Vanlı, Kürt mücadelesinde birliği sağlamak için yoğun çaba sarfetti. Araştırmaları birçok yabancı dile çevrilen İsmet Şerif Vanlı, Avrupa'da oluşturulan PKDW'nin de üyesi.