La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Türkiye İnsan Hakları Raporu 2005


Auteur :
Éditeur : TİHV Date & Lieu : 2006, Ankara
Préface : Pages : 271
Traduction : ISBN : 975-7217-55-7
Langue : TurcFormat : 210x297 mm
Code FIKP : BR.2243Thème : Politique

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
Türkiye İnsan Hakları Raporu 2005


Türkiye İnsan Hakları Raporu 2005

2005 yılının 3 Ekim günü Türkiye, Avrupa Birliği’ne tam üyelik müzakerelerine resmi olarak başladı. Türkiye’yi AB’ye daha da yaklaştıran bu siyasi ağırlıklı karar, bir yandan da TC hükümetlerinin yaptığı yasal düzenlemelerin Kopenhag siyasi kriterlerini karşıladığını, temel hak ve özgürlükler alanında “Türkiye’de durumun AB normlarına uygun olduğunu” ifade etmektedir. Bu tarihi kararın alındığı 2005 yılında insan haklarının durumunu bir de Türkiye İnsan Hakları Vakfı Dokümantasyon Merkezi (DM) ve Tedavi Merkezlerimizin verileri ışığında değerlendirirsek;

Yaşam Hakkı ve Kişi Güvenliği

DM’nin belirlemelerine göre 2005 yılı içinde gözaltında 5 kişi öldü. Yüzlerce kişi de işkence ve kötü muameleye maruz kaldı. Yıl içinde yargısız infaz, dur ihtarına uymayanlara ateş açma, güvenlik görevlilerinin rasgele ateş açması gibi olaylarda, cezaevlerinde, yasadışı örgüt saldırılarında, faili meçhul cinayetler sonucunda, sivil çatışmalarda, mayın-bomba patlamalarında ve gözaltı merkezlerinde en az 376 kişi “öldürüldü”, yüzlerce kişi de yaralandı.

2005 yılında TİHV tedavi ve rehabilitasyon merkezlerine işkence nedeniyle 13’ü çocuk 675 kişi başvurdu. Adana, Ankara, Diyarbakır, İstanbul ve İzmir’deki tedavi ve rehabilitasyon merkezlerine başvuran bu kişilerden 193’ü 2005 yılında işkence gördüğünü açıkladı.

Gözaltı sürelerinin kısalması, avukata ulaşmada göreli bir artış olması gibi olumluluklar sonuç olarak işkencenin yok olmasına yetmemektedir. Son yıllarda işkencenin önlenmesinde hükümet yetkililerinin “sıfır tolerans” söylemleri ve yapılan bazı yasal düzenlemelere rağmen işkencenin adli, idari ve pratik açıdan cezalandırılmaması eğilimi işkencenin sürmesinde önemli bir etkendir...

YAVUZ ÖNEN
TİHV BAŞKANI


KÜRT SORUNU

HPG’nin (Halk Savunma Kuvvetleri), 1 Eylül 1998 tarihinde ilan edilen “tek taraflı ateşkesi” 1 Haziran 2004 tarihinde sonlandırmasının ardından yeniden şiddetlenen çatışmalar, PKK’nin 20 Ağustos-3 Ekim günleri arasındaki eylemsizlik kararından önce yapılan ateşkes çağrıları “Kürt Sorunu”nun gündemdeki yerini belirleyen en önemli etkenlerden biri oldu. 2005 yılında “Kürt Sorunu” tartışmaları ağırlıklı olarak Şemdinli, Hakkari ve Yüksekova’da yaşananlar, Abdullah Öcalan’ın cezaevi koşulları, Öcalan için düzenlenen gösteri ve eylemler, Trabzon’da başlayan ancak Kürtlere yönelik saldırılarla yükselişe geçen linç girişimleri üzerinden değerlendirildi. (Şemdinli, Hakkari ve Yüksekova’daki bombalı saldırılar için Yaşam Hakkı, Abdullah Öcalan için düzenlenen gösteriler için Toplantı ve Gösteri Özgürlüğü bölümlerine bakınız)

28 Mart-4 Nisan günleri arasında “PKK Yeniden Yapılanma Kongresi”nde yeni PKK’nin kuruluşu ilan edildi. 9 Nisan günü Özgür Politika gazetesinin internet sitesinde yayınlanan bir haberde, PKK Parti Meclisi Genel Sözcüsü Murat Karayılan’ın PKK’nin yeniden ilan edilmesine ilişkin açıklamalarına yer verildi. Habere göre, PKK adıyla örgütlenmelerinin geriye dönüş olmadığını ifade eden Murat Karayılan şunları söyledi:

“İlk PKK devlet olmayı esas alan, iktidarlaşmayı hedefleyen, bunu şiddete dayalı olarak geliştirmek isteyen, yani siyasal, örgütsel faaliyetle birlikte mücadelesinde ‘zor’a önemli oranda rol veren, yine bağımsız bir devlet, ulus-devlet olmayı hedefleyen bir oluşumdu. Yeni PKK daha farklıdır. Apoculuk bir ruhtur. Ancak ruh aynı olsa da yeni PKK’de daha fazla bilimselleşme, daha fazla gelişme durumu söz konusudur. Her şeyden önce ulus-devleti öngörmeyen, demokratik ulusu öngören bir program perspektifiyle yola çıkmaktadır. Yine şiddete, sadece zorunlu hallerde ve meşru savunma anlayışı çerçevesinde olumlu yaklaşmakta, bunun dışındaki her türlü şiddet biçimine karşıdır ve bir çözüm aracı
olarak görmemektedir.”

Sivil toplum örgütü temsilcileri, yazar, gazeteci, sanatçı, akademisyenlerden oluşan 200 aydın, 10 Nisan günü ortak bir bildiri yayımlayarak, yükselen milliyetçilik akımına dikkat çekti…




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues