La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

İçtoroslar'da Alevi-Kürt aşiretler


Auteur :
Éditeur : Özge Date & Lieu : 2006-01-01, Ankara
Préface : Pages : 688
Traduction : ISBN : 975-7861-13-8
Langue : TurcFormat : 160x240 mm
Code FIKP : Liv. Tr. 2023Thème : Général

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
İçtoroslar'da Alevi-Kürt aşiretler

 İçtoroslar'da Alevi-Kürt aşiretler

Mehmet Bayrak

Öz-ge

Batı literatüründe Anti-Toroslar (Karşı - Toroslar) , İçtoroslar veya Orta İçtoroslar olarak adlandırılan bölge; gerek coğrafik özellikleri, gerek tarihi, gerekse dinsel - kültürel yapısı dolayısıyla son derece ilginç bir konuma sahiptir. Maraş ili merkezli bu bölge, bir yandan Malatya'nın Darende, Akçadağ ve Doğanşehir ilçelerini; bir yandan Adıyaman'ın Gölbaşı ve Besni ilçelerini; bir yandan Antep'in Islahiye, Yavuzeli ve Araban ilçelerini; öte yandan Adana'nın Kadirli, Kozan, Saimbeyli , Tufanbeyli ve Bahçe ilçelerini; Kayseri'nin Sarız ve kısmen Pınarbaşı - Zamantı ilçeleriyle Sivas'ın Gürün ilçesini içine alan geniş bir coğrafyayı kapsamaktadır.

Nur (Gavur) Dağları'ndan başlayarak, Berit, Engizek, Nurhak, Binboğa, Delihöbek ve Ahır Dağları, bölgenin başlıca dağlarıdır ki, bu dağlar 16. yüzyıldan itibaren birçok halk hareketine yataklık etmiş ve geçmişte çok sayıda halk şiirine, günümüzde de modern edebiyat ürünlerine kaynaklık etmiştir.
.....



ÖNSÖZ

Batı literatüründe Anti-Toroslar (Karşı-Toroslar), İçtoroslar veya Orta İçtoroslar olarak adlandırılan bölge; gerek coğrafik özellikleri, gerek tarihi, gerek etnik yapısı, gerekse dinsel - kültürel dokusu açısından son derece ilginç bir konuma sahiptir. Beylikler döneminden 16. yüzyılın ortalarına kadar hüküm süren Dulkadiroğulları Beyliği nin yayılım alanına denk düşen Maraş ili merkezli bu bölge; bir yandan Malatya'nın Darende, Akçadağ ve Doğanşehir ilçelerini; bir yandan Adıyaman'ın (Hısn-ı Mansur) Besni ve Gölbaşı ilçelerini; bir yandan Anteb'in Islahiye, Yavuzeli ve Araban ilçelerini ; öte yandan Adana'nın Kadirli, Kozan, Saimbeyli, Tufanbeyli ve Bahçe ilçeleriyle Kayseri'nin Sarız ve kısmen Pınarbaşı (Zamantı) ilçelerini ve Sivas'ın Gürün ilçesini içine alan geniş bir coğrafyayı kapsamaktadır.

Geçmişten beri birçok halkın, etnik topluluğun, dinin ve kültürün içiçe yaşadığı Alevi - Kürt yoğunluklu bu bölge; Selçuklu dönemindeki Babaî isyanı'ndan bu yana birçok halk hareketine yataklık etmiş ve geçmişte çok sayıda halk şiirine, günümüzde de modern edebiyat ürünlerine kaynaklık etmiştir.

Bu çokrenkli yapı ve kültürel doku, bölgede bir dinsel ve kültürel mayalanma sağlamış ve çok sayıda şairin, âşığın ve halk ozanının yetişmesine olanak sağlamıştır. Bölgede, daha Selçuklu döneminden beri Hıristiyan ve Müslüman halkların yanısıra Kızılbaş - Aleviler, İsmailîler ile Mani ve Hıristiyan inanç sisteminde yer alan Paulusyenler birarada yaşamaktaydı. Bu olgu, bölge insanlarına daha bir zenginlik kattığı gibi, zaten şiirle - edebiyatla içiçe yaşayan Alevi Kürtler'den çok sayıda halk sanatçısının yetişmesine kapı açıyordu.

Daha 19. yüzyıl ortalarında bölgeyi ziyaret ederek incelemelerde bulunan Batılı gezginler; kısmen bu coğrafyada kalan Sivas ve Malatya illerindeki birçok "Alevi" aşiretinin Kürt kökenli olduğunu, erken yerleşik hayata geçenlerin ana dillerini unuttuklarını, ancak yaşam biçimi olarak eski gelenek ve göreneklerini sürdürdüklerini bildiriyorlar. Gerek bu "doğal" asimilasyon, gerekse 20. yüzyıl başlarında İttihadçılar'ca uygulamaya konup, Cumhuriyet döneminde sürdürülen "zoraki" asimilasyon politikaları sonucu, Kürtçe'den uzaklaşılarak Türkçe'ye yönelen bir kültürel akış izlenmiştir. Duygu, düşünce ve makamlar, geleneksel Kürt kimlikli edebiyata ve müziğe uygun düşse de; bu kez Türk diline uyarlanan edebiyat ürünleri yaratılmış ve bunda önemli bir başarı kazanılmıştır. Daha önce Kürtçe ve Osmanlıca üretenler giderek yerini, "Kürtçe düşünüp Türkçe yazanlara", daha sonra da "Türkçe düşünüp Türkçe yazanlara" bırakmıştır. Kitapta yer alan 100 dolayında şair, aşık ve halk ozanı, bu olgunun anlamlı tanıkları ve kanıtlarıdır.

Kitap, inceleme - araştırma ve antoloji olmak üzere iki ana kesimden oluşuyor. Birinci kesimde; tarihi, coğrafyası, etnolojisi, sosyolojisi ve inanç sistemiyle İçtoroslar'daki Alevi - Kürt Aşiretleri incelenmeye çalışılırken; ikinci kesimde bu aşiretlerden yetişen 100 dolayında şaire, âşığa ve halk ozanına antoloji düzeneğinde yer verilmektedir.

Kürt diliyle yaratılan edebiyat ürünleri daha çok sözlü gelenekte kaldığı için günümüze ulaşamadan çoğu yitip gitmiştir. Bugün, bu türden birçok halk sanatçısı ilgiyle anılmakta, ancak eserlerine ulaşılamamaktadır. Bunlardan, günümüze kalan aşık, ozan ve pirlerden derlediğimiz yüzlerce "kılam" ve "stran" ile belli kişilerden derlediğimiz yüzlerce "çarin" ve "dûrik"e Kürt Müziği, Dansları ve Şarkıları (Ank. 2002) çalışmamızda yer vermiştik.

Medrese eğitimi yapmış, ağırlıkla Divan Şiiri tekniğinde ve Osmanlıca yazan şairlerden ancak çok azının yazma divanları bize ulaşabilmiştir. Genellikle kapalı bir yaşam sürdürdükleri için bu aşiretlerden yetişen şair ve aşıkların şiirleri genel cönklere ve şiir mecmualarına da fazla yansımamıştır.

Bu nedenle, kitapta yer verilen şair ve şiirlerin çok büyük bir bölümü yazılı literatüre ilk kez girmektedir. Kuşkusuz bu bile, bölge insanının kültürel üretimini bilince çıkaran önemli bir katkı oluşturmaktadır.
Aldığım temel ölçüt, şiirlerin sanatsal bir yeterlik düzeyine ulaşmasıdır. Bu nedenle de, bugüne kadar hiç bir şiiri yayımlanmayan birçok ozana yer verilirken, kitap basmış ancak estetik açıdan yetersiz bulunan kişilerin eserlerine yer verilmemiştir.

Alanının her ilk çalışması gibi, bu çalışmanın da çeşitli eksiklikleri bulunacağı açıktır. Bu da, süreç içerisinde olgunlaştırılabilecektir. Bu noktada şunu belirtmeliyim ki, bibliyografyada yer alan eserlerin ve yazıların hemen tamamı tarafımızdan incelenmiş, ancak çoğunun birbirinin tekrarı niteliğinde olması dolayısıyla incelemede yer verilmemiş, yalnızca Kaynakçada anılmakla yetinilmiştir.

Öte yandan, omurgasını Bîrnebûn dergisinde yayımlanan inceleme-araştırmaların ve çeşitli söyleşilerle konferans metinlerinin oluşturduğu çalışmada; konu gereği bazı tekrarlar olabileceğini burada hatırlatmalıyım.

Bu vesileyle, Antoloji bölümü başta olmak üzere genellikle doğrudan görüşmeler ve haberleşmelerle olgunlaştırılan çalışmaya, başta Aşık Figanî ve kardeşim Taki Bayrak olmak üzere katkıda bulunan herkese teşekkür ediyorum.

Mehmet Bayrak



Konaklamış nazlı yarin obası
Dilden dile aşiretin türküsü
Kaval; bir yandan, sazı bir yandan
Âşık Yoksulî

Erin evliyanın öz kendisidir
Siz İçtoroslar'a gelin de görün
Hakkın hakikatın efendisidir
Siz İçtoroslar'a girin de görün

Her köyü bir okul köylüsü eren
Her hakka saygılı ileri gören
Varını yoğunu yol için veren
Siz İçtoroslar'a gelin de görün
Âşık Temelî

I. Kesim

Alevi-Kürt Aşiretler

I. Bölüm - İçtoroslar'da Alevi-Kürt aşiretleri

Giriş: Satırbaşlarıyla Dulkadırlı Beyliği'nden günümüze İçtoroslar

Batı literatüründe Anti-Toroslar (Karşı - Toroslar) , İçtoroslar veya Orta İçtoroslar olarak adlandırılan bölge; gerek coğrafik özellikleri, gerek tarihi, gerekse dinsel - kültürel yapısı dolayısıyla son derece ilginç bir konuma sahiptir. Maraş ili merkezli bu bölge, bir yandan Malatya'nın Darende, Akçadağ ve Doğanşehir ilçelerini; bir yandan Adıyaman'ın Gölbaşı ve Besni ilçelerini; bir yandan Antep'in Islahiye, Yavuzeli ve Araban ilçelerini; öte yandan Adana'nın Kadirli, Kozan, Saimbeyli , Tufanbeyli ve Bahçe ilçelerini; Kayseri'nin Sarız ve kısmen Pınarbaşı - Zamantı ilçeleriyle Sivas'ın Gürün ilçesini içine alan geniş bir coğrafyayı kapsamaktadır.

Nur (Gavur) Dağları'ndan başlayarak, Berit, Engizek, Nurhak, Binboğa, Delihöbek ve Ahır Dağları, bölgenin başlıca dağlarıdır ki, bu dağlar 16. yüzyıldan itibaren birçok halk hareketine yataklık etmiş ve geçmişte çok sayıda halk şiirine, günümüzde de modern edebiyat ürünlerine kaynaklık etmiştir.

Bölge, Ceyhan ve Seyhan havzalarının içinde kaldığı gibi, kuzeyden ve kuzeydoğudan Fırat, güneyden Asi havzalarıyla komşudur.

Selçuklular dönemine kadar Bizanslılar, Sasaniler, Araplar, Ermeniler, Haçlılar ve Eyyubiler ile Türkler arasında zaman zaman el değiştiren bölgeyle Kürtlerin resmi düzlemde tanışması, bildiğimiz kadarıyla ilkin Eyyubiler döneminde olur. Haçlı ordularına karşı yoğun bir mücadele veren Selahaddin Eyyubi'den sonra, bölge bir dönem Halep Eyyubi hükümdarı Melik Zahir'in (1186- 1216) yönetimine girer. Bir ara yeniden Ermeniler'in eline geçen Bölge, daha sonra Melik Zahir'le Selçuklulular'ın işbirliği yapması sonucu Ermeniler'den alınır ve Selçuklular'ın yönetimine girer (1208/1209).

Bu eldeğiştirmeler de gösteriyor ki, bölgeden birçok uygarlıklar ve halklar gelip geçmiştir. Nitekim, bu kozmopolit yapı 1239-40'larda ortaya çıkan Babai hareketine de damgasını vurur. Baba İlyas , Baba İshak ve Hacı Bektaş öncülüğündeki hareket, İçtoroslar bölgesini alabildiğine kuşatmıştır. Ayaklanmanın ortaya çıktığı Samsat (Adıyaman) ve Besni, bu bölgede yer almaktadır. Bu çokkültürlülükten dolayı, bölge bir "dinsel mayalanma" alanı olarak adlandırılır: "Burada Müslüman ve Hıristiyan (Süryani ve Ermeni) halklar, müfrit Şii (İsmaili) zümreler, Mani ve Hıristiyan akidelerine bağlı bulunan Pavlaki (Paulucien)lere ait eski inançlar bir arada idi." (1)

.....




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues