La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Mardin Tarihi


Auteur :
Éditeur : Afşaroglu Matbaası Date & Lieu : 1999, Ankara
Préface : Pages : 286
Traduction : ISBN : 975-19-2217-8
Langue : TurcFormat : 175x245 mm
Code FIKP : Liv. Tr.Thème : Histoire

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
Mardin Tarihi

Mardin Tarihi

Abdulgani Fahri Bulduk

Afşaroglu Matbaası


Mardin, eski çağlardan beri eski bir yerleşim yeri olmuştur. Mezopotamya bölgesine hakim olmak isteyen her devletin, her hanedanın, her imparatorluğun gözünü diktiği kalelerden biri Mardin olmuştur.

Mardin'in, alabildiğine güneye ve güneybatıya giden uçsuz çöle hakim bir mevkide oluşu stratejik önemini artırmış, bu yüzden zaman zaman el değiştirmiştir. Bu durum, Osmanlı'nın, Güneydoğuya ve Mardin'e hakim olmasına kadar devam etmiştir.
.....


A. Abdulgani Efendi, hakkında çok tafsilâtlı bilgilere sahip değiliz. Tarihçiliği yanında şair olması, edebiyat araştırmacılannın da dikkatini çekmiş ve şairler arasındaki yerini almıştır.

Aslen Çermik Beylerinden Buldukogulları ailesindendir. Eski Nusaybin Kaymakamı Diyarbekir'li Zülfikâr Bey'in oğludur.1281/1864 yılında Diyarbakır'da doğdu. Orada ilim tahsilini bitirdikten sonra adliyede memurluğa başladı. Zamanla adliye azalıgı ve çeşitli yerlerde savcılık yaptı. Emekli olduktan sonra Diyarbakır'a yerleşti. Bundan sonra da kendini tamamen okumaya ve yazmaya verdi.

 



YAYINLAYANIN ÖNSOZÜ

Mardin, eski çağlardan beri eski bir yerleşim yeri olmuştur. Mezopotamya bölgesine hakim olmak isteyen her devletin, her hanedanın, her imparatorluğun gözünü diktiği kalelerden biri Mardin olmuştur.

Mardin'in, alabildiğine güneye ve güneybatıya giden uçsuz çöle hakim bir mevkide oluşu stratejik önemini artırmış, bu yüzden zaman zaman el değiştirmiştir. Bu durum, Osmanlı'nın, Güneydoğuya ve Mardin'e hakim olmasına kadar devam etmiştir.

Böyle olmakla beraber Mardin'de, Artuklular dışında zengin bir medeniyet eserini bırakmak kimseye nasip olmamıştır. Artukluların en uzun hüküm sürdükleri merkez olması itibarı ile Mardin, Artuklu medeniyetinin en görkemli beşiği olmuştur.

Bu özelliği nedeniyle, Mardin'in Ortaçağ'daki stratejik önemi yerine, kültürel önemi ile ön plana çıkmaktadır. Bu yüzden şehrimiz, her zaman dikkatleri üzerinde toplamış ve toplamaya devam edecektir.

Elbette böyle bir şehir, onlarca araştırmaya konu olmaya değerdir. Mardin, sayısal olarak yeterli olmasa da bu çeşit araştırmalara konu olmuştur.

İşte bu araştırmayı yapanlardan biri de Abdulgani Efendi'dir. Dört yıllık bir çalışmadan sonra Abdulgani Efendi bu eserlerini yazmıştır. Ancak yazılmasından bu yana 60 yıl geçmesine rağmen gereğince ondan istifade edildiği söylenemez. Osmanlıca yazılmış olması, belki bunun başlıca sebebi oldu.

Muhtevasını inceleyerek eserin önemini anlayınca yayınlamaya karar verdik. Uzun bir uğraştan sonra sadeleştirerek bu şekilde yayına hazırladık.

Sadeleştirirken mümkün mertebe Abdulgani Efendi'nin üslubunu muhafaza etmeye çalıştık. Metni günümüz Türkçesi ile anlaşılır bir şekilde yazmaya dikkat ettik. Yine de bazı tabirleri olduğu gibi bırakmayı uygun gördük.

Tarihçimizin yazdığı metni değiştirmenin haddimizi aşma olduğunu düşünerek, eseri olduğu gibi sadeleştirme gayreti ile beraber bazı açıklamaları yazma ihtiyacı ortaya çıktı. Bu açıklamaları dip notta yazarak karşısına (B.Z.) yazdık.

Abdulgani Efendi, eserinde hep hicrî tarihleri kullanmıştır. Sonuna doğru Rumi tarihleri kullanmaya başlamıştır. Eserin anlaşılmasını kolaylaştırmak için tarihlerin milâdî karşılığını vermeyi uygun bulduk. Tarihlerin başına (h.) ve (m.) harflerini koymadık. (/) işaretinden önceki rakam hicrîyi gösterirken (/) sonrası da miladi karşılığını göstermektedir.

Çok az da olsa iki üç yere uygun başlıklar koyduk. Bu başlıkların bize ait olduğunu dipnotta belirttik. Ayrıca yazma eserin sayfa numaralarını kenarda belirttik.

İmkanlar ölçüsünde eldeki kaynaklarımızla kitabın muhtevasının doğruluğunu tespit etmeye çalıştık. Şüphesiz bu, kitabı ilgili tüm kaynaklarla karşılaştırarak yayınlamak tarzında olmadı, olamadı. Ancak kitabı ikinci elden kaynaklarla karşılaştırdığımızda muhteva açısından hayli doyurucu olduğunu gördük.

Giriş kısmında eserin nüshalarını, muhtevasını, özelliklerini ve emsali eserler arasındaki yerini ele aldık. Bunun ardından yazarın önsözü ile kitabı olduğu gibi verdik.

Kitapta dağınık olarak belirtilen yazarın kaynaklarını kitabın sonunda toplu olarak verdik. Kullandığımız kaynakları da ayrıca verdik.

Kitabın yazılmasından 2-3 yıl sonra şehri bilimsel açıdan inceleyen ve çok sayıda fotoğraf çeken Fransız Prof. Dr. Albert Gabriel'e ait siyah-beyaz fotoğrafları da ilave ettik. Böylece aynı döneme ait bilgi ve belgeler bir araya gelmiş oldu.

Bize böyle bir eseri bırakan Abdulgani Efendi'yi rahmetle anarken bu eserin basılmasında emeği geçen GAP İdaresi'ne teşekkür etmeyi borç bilirim.

Eylül 1998
Bmhan Zetiom



Giriş

A. Abdulgani Efendi Kimdir?

Hakkında çok tafsilâtlı bilgilere sahip değiliz. Tarihçiliği yanında şair olması, edebiyat araştırmacılannın da dikkatini çekmiş ve şairler arasındaki yerini almıştır.

Aslen Çermik Beylerinden Buldukogulları ailesindendir. Eski Nusaybin Kaymakamı Diyarbekir'li Zülfikâr Bey'in oğludur. 1281/1864 yılında Diyarbakır'da doğdu. Orada ilim tahsilini bitirdikten sonra adliyede memurluğa başladı. Zamanla adliye azalıgı ve çeşitli yerlerde savcılık yaptı. Emekli olduktan sonra Diyarbakır'a yerleşti. Bundan sonra da kendini tamamen okumaya ve yazmaya verdi.

Soyadı kanunu çıktıktan sonra Bulduk soyadını aldı. Ebced hesabı ile kolaylıkla tarih düşürebilen son asrın şairlerinden biridir. İbnulemin Mahmut Kemal İnal, onun bu özelliğinden sitayişle bahseder.

Yayına hazırladığımız bu eserinin yanı sıra iki tane daha yazma eseri vardır:

1- Divan

2- el-Cezire'nin Muhtasar Tarihi1

B. Mardin Tarihi'nin Nüshaları

Bu eserin iki nüshası bulunmaktadır. 1 . nüsha olarak kabul ettiğimiz Mardin İl Halk Kütüphanesi'nde K. 2677 numara ile kayıtlı olan nüshadır. Bunu çalışmamızda esas aldık. 2. nüsha ise halen hayatta olan Diyarbakır'lı tarihçi Abdüssettar Hayati Avşar'ın2 yanında bulunmaktadır.

Her iki nüsha da aynı yazı stili ile yazılmıştır. Her iki nüshanın bizzat müellif tarafından yazıldığı anlaşılıyor. Böyle olunca nüshalar arasındaki ufak tefek farklılıkları, müellifin tabii bir tasarruf hakkı olarak değerlendirmek gerekiyor.

Burada 2. nüsha olarak kabul ettiğimiz müsvedde niteliğindeki nüshanın başındaki önsözden eserin rumi 1347 miladi 1929 yılında bitirildiği anlaşılıyor. Bu nüshada bir çok dipnotlar, ek bilgiler eski tarz eser yazmalarda olduğu gibi kenarlara yazılmıştır. Sistematik bir yazım şekli bulunmamaktadır.

Esas aldığımız birinci nüsha ise, tamamiyle sistematik bir şekilde dipnotlar numaralandırılarak alta yazılmıştır. 2. nüshada sayfa kenarına yazılan kimi bilgiler metin içine, kimi bilgiler de dipnotlar içine alınmıştır. Böylece esere bir düzen getirilmiştir. Bilgi ve kaynakların karışması önlenmiştir.

2. nüshadaki bazı kelimeler, cümleler, 1. nüshada daha açık, anlaşılır şekilde yazılmıştır. 2. nüshada bazen dipnotlarda kısaltma yapıldığı gibi, kimi zaman da daha tafsilâtlı bilgiler verme ihtiyacını hissetmiştir.

.....

1) Diyarbakır İl Yıllığı, Komisyon Ankara 1973; İbnulemin Mahmut Kemal İnal, Son Asır Türk Şairleri, 12 Cüz İstanbul 1970-1971 C. 11 s. 2086.

Uğur Mücteba, İslam Ans. Diyanet Yay. "Abdüsselam" Mad. C.l. s. 300-301.

2) Abdüssettar Hayati Avşar, 1918 yılında Musul'da doğdu. Babasının memuriyetten çekilmesi üzerine memleketi olan Diyarbekir'e yerleşti. Halen burada ikamet eden Avşar, derin bir tarih kültürüne sahiptir. Abdulgani Efendi ile Diyarbakır'da yıllarca beraber bulunmuş ve ondan bir çok eser almıştır. Bu vesile ile Abdülsettar Bey'e şükranlarımızı arz ediyoruz.

 




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues