ÖNSÖZ
Her şeyden önce Kürtlerin tarihi ve özellikle de Erdalan Hanedanlığı konusunda, pek çetin kişisel toplu koşullar içerisinde, bıkıp usanmadan araştırmalarını sürdüren Sheerin Erdalan’a, gösterdiği büyük cesaretten dolayı duyduğum hayranlığı ifade etmek isterim. Özellikle Osmanlılarla temas bölgelerinde XVI. yüzyıldan XVIII. yüzyıla kadar son derece karmaşık olan İslam Pers tarihinin kıvrımları boyunca kendisine büyük bir memnuniyetle rehberlik ettim. Vladimir Minorsky* ya da Basile Nikitine gibi öncülerin çalışmalarından beri, Kürdistan tarihi ve prenslikleri konusundaki incelemeler araştırmacılar tarafından az ya da çok ihmal edilmişti. Oysa Kürt araştırmacıları edebiyat, dilbilim, din, etnografi ve özellikle de siyaset bilimi alanlarında büyük bir gelişim göstermiştir. Öyle ki, esas gözönünde bulunan ve bulunmaya devam eden, Kürt ve “sınırlararası” (devletten yoksun) ülke Kürdistan “sorunu” ile Kürt milli hareketinin tarihi olmuştur. Bu durumda birkaç istisna dışında, tarihsel araştırma, özellikle deneme yazarlarının ve hatta gazetecilerin işi haline gelir.
80’li yılların başında Uygulamalı Yüksek, Öğrenim Okulu’nun Tarihsel ve Filolojik Bilimler Bölümü’ndeki doçentliğim çerçevesinde, Sayın Abdollah Merdux’un tarihsel Kürt kaynakları ve Erdalan Kürdistanı hakkmdaki araştırmalarını yönetmiştim. Kendisi tezini kaleme aldığı sırada (Paris, 1988), özellikle Sheerin Ardalan tarafından da sağlanan bilgilerden yararlandı. Bu değerli tez, Kürtlerin siyasi ve kültürel tarihini bir bütün olarak ele alır fakat Erdalanların kendilerine has tarihi, burada çok detaylı bir biçimde anlatılamayacak kadar uzun bir dönem (XX. yüzyılın başına kadar) üzerine yayılmıştır. 1992’de yalnızca “Kaynakların Sunumu” konusundaki bölüm yayımlanmıştır.
Sheerin Ardalan, 80’li yıllardan beri çalışmalarının kaynaklarını topladı. Aile arşivlerine ulaşabilme imkanı, belgelerini önemli bir biçimde zenginleştirdi. Erdalan Kürtlerinin tarihini 1749’a kadar analiz ettiği yüksek lisans tezi inceleme yazısının (2000 yılında bitti) hazırlanma sürecini dikkatle takip ettim. Tarihsel araştırma konusunda çok yetenekli olan Sheerin Ardalan, bana düzeltmelerden ziyade öğüt gerektiren bölümler okutuyordu. Daha sonra, prensliğin 1790’da II. Xusro’nun ölümüne kadar uzanan tarihini incelediği tezini yılmadan kaleme almaya girişti.
Sheerin Ardalan maalesef tezinin hiçbir bölümünü bana okutamadı. Bir yıldan biraz uzun bir süre içerisinde yazılmış olan metin, tez savunması için teslim edilemedi. Burada yeniden oluşturulan metnin farklı bölümlerini, Sheerin Ardalan’m eşi Herve Marion’un katkılarıyla onun bilgisayarından alabildik. Her şeyden önce bu metni bilimsel bir bakış açısıyla gözden geçirmem gerekti. Bu tez çalışmasnın, yazarın söylemine sadık kalarak, bu baskı için redaksiyon tarafından yeniden elden geçirilmesi gerekti. Paragraf ve bölüm kesimi, çevriyazının uyumlu hale getirilmesi ve özellikle de bibliyografya konularmda değişiklikler yapıldı. Sheerin Ardalan’ın elinde İslam Ansiklopedisi'nin yalnızca ilk baskısının İngilizce versiyonu bulunduğundan, ikinci baskıyı pek fazla inceleyememişti; bu metne ikinci baskıda olduğu kadar, Encydopcedia Iranica'da da yer alan ilgili makaleleri ekledik. Aynı değerde olmalarına rağmen, bu makaleler temel araştırma araçları niteliğindedir. Daha başka bibliyografik referanslar eklendi ve notlarda belirtildi. Aynı şekilde soyağacma ve hanedanlığa ilişkin çizelgeler ile haritalar üzerinde de, özgün projeden yola çıkılarak önemli bir çalışma gerçekleştirildi. Büyük bir emeğin meyvesi olan dizinlerin sunumu, okumayı daha zahmetsiz kılacaktır.
Sheerin Ardalan’ın Kürt kültürü alanındaki derin bilgisi; özellikle de tarih kitapları tarafından unutulan, Erdalan prenslerinin hanedanlığına son verecek olan Kaçarların yükselmesiyle beraber meşhur kuzeni Kerim Han Zend’e yenik düşen II. Xusro’nun yaşamı konusunda son derece yenilikçi olan bu eserde açıkça görülmektedir. Tarihsel analiz, bazen birer aziz gibi görülen bu prenslerin ruhi esinlerine göndermelerle örülmüştür. Bu ruhi kuvvet, Osmanlıarın ve Persli hükümdarların egemenlik arzularına karşı direnmelerinde onlara destek olmuş ve XIX. yüzyılın sonuna dek kültürel değerlerinin temelini korumalarını sağlamıştır.
Jean Calmard CNRS’de Onursal Araştırma Müdürü
* Bu önsözde adı geçen kişilerin çahşmalan için Bibliyografya’ya bakınız.
Sunuş
Iran konusunda uzman olanlara olduğu kadar, kültürlü, daha geniş bir kitleye de hitap eden bu çalışma dilbilim değil, tarih alanında yapıldığından, kökeni dört dil grubuna (Arapça, Kürtçe, Farsça, Türkçe) dayanan kelimelerin çevriyazıları basitleştirildi ve ayırıcı imlerinden arındırıldı. Örneğin dört ünsüz “z” arasından yalnızca “dh”yı farklı gösterdik. İngiliz usulüne uygun olarak “sh”, “zh” ve “j” kullanmayı tercih ettik. Ünlü harfler kısa ve uzun olarak ayrıldı: a/â, e/i, o/u. E veya eh ile sonlanan kelimeler için değişmez “a”yı kullanmayı seçtik (nâmeh/nâme yerine nâma). Ai, ey veya ay diftongları için yalnızca “ey”; au, ow veya aw için “ow”u; Arap dili ve yazını bilginlerinin iyy’i için “iy” kullanmayı tercih ettik. Örneğin Hassan yerine Haşan, Arapça Hâjj ya da Hâjji yerine Hâji yazıldı. “-Eyn” harfi ve hemze, metnin tümünde - imiyle belirtildi. İtalik yazılmış olan kelimeler değişmez. “Al” belirli tanındığı, Arapça-Farsçada kullanıldığı üzere, bazı özel isimlerde zaman zaman erimiştir (-Abd Allah yerine -Abdullah).
Lehçeye ya da bölgeye göre gösterdikleri farklılıklardan dolayı çoğu zaman Türkologlar tarafından ihmal edilen Türkçeeki ... |