La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Osmanlı İttîhad ve Terakki Cemiyeti ve Jön Türklük (1889-1902)


Auteur :
Éditeur : İletişim Date & Lieu : 1985-01-01, İstanbul
Préface : Pages : 684
Traduction : ISBN :
Langue : TurcFormat : 155x230mm
Code FIKP : Liv. Tr. Han. Osm. 1532Thème : Politique

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
Osmanlı İttîhad ve Terakki Cemiyeti ve Jön Türklük (1889-1902)

Osmanlı İttîhad ve Terakki Cemiyeti ve Jön Türklük (1889-1902)

M.Sükrü Hanioğlu

İletişim Yayınları


Türk Siyasal ve Düşünce Tarihi’nin incelenmesi, özellikle konuya teorik yaklaşım açısından, ilginç bir gelişme göstermiştir.
Genel olarak; bu konuları kapsayan incelemelerde, iki yaklaşım karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan ilki; kuşkusuz, santimantalizmin etkisi ile tarihimizi kendi tasnifimiz sonrasında ortaya çıkan kategoriler etrafında yorumlama- mızdır. Bu yaklaşımla yapılan araştırmalar; genellikle, baştan varolan sınırları zorlayamamakta ve aynı kategorileri yeni baştan üretmektedirler.

İkinci olarak ise; özellikle düşünce alanında, dışa hızla açılmamızı takiben, bir kısım ...



ÖNSÖZ


Osmanh Ittihad ve Terakki Cemiyeti ile Jön Türklük üzerine bir çalışma yapmak; aslında, büyük bir cesaret gibi görünebilir. Çalışmanın, doğal olarak böylesine geniş ve birinci elden taranması oldukça zor alanda, tüketici olmak gibi bir iddiası bulunamaz. Ancak bu konunun araştırılmasında ve diğer yakın tarih çalışmalarında, büyük bir pesimizm içine de düşmememi/, gerekmektedir. Nitekim; belirli bir uğraş sonucunda, hiç değilse belirli bir çizgiyi yakalamamıza imkân tanıyabilecek belgelere ulaşmak, bunları gene belirli bir teorik bütünlük içinde yorumlayabilmek mümkün olmuştur.

Bu konudaki çalışmalarımızda pek çok kıymetli yardımlara maz- har olmuş bulunmamız; kuşkusuz, araştırmanın mevcut seviyesine ulaşmasını sağlamıştır.

İlk olarak; konu üzerinde, bu alandaki çalışmaları ülkemizde başlatanların başında gelen Prof. Dr. Tank Zafer Tuııaya ile çeşitli mekânlarda görüşmeler yapılmış ve kendilerinin ilginç önerileri, bu konuda önemli yararlar sağlamıştır. Gene konu üzerinde spesifik olarak Türkiye'deki en mükemmel araştırmayı yapmış bulunan Prof. Dr. Şerif Mardin ile de konu üzerinde iki görüşme yapılmış, bunlar da aynı şekilde büyük yarar sağlamıştır.

Bunların yanışını; 1. Ü. Siyasal Bilimler Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. îlter Turan ve Doç. Dr. Cemil Oktay ile çeşitli teorik yaklaşımlar çerçevesinde son derece yararlı bilgi alış verişinde bulunulmuştur. Prof. Dr. İlter Turan II. bölümü okumak zahmetine de katlanmış ve çok yapıcı eleştirilerde bulunmuştur.

Çalışmanın baskıya hazırlanması konusunda ise, I. Ü. Siyasal Bilimler Fakültesi Araştırma Görevlisi Halil Taslak büyük bir yardımı esirgememiştir. Kendisi hem ilk metinleri inceleyerek bu işlevi gerçekleştirmiş, hem de baskı sırasında yurt dışında bulunmam nedeniyle, bütün basım işlevini üstlenmiştir. Kendisine bu açıdan teşekkür borçluyum.

Gene bu çalışmalar sırasında İstanbul Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi Araştırma Görevlilerinden Mehmet Ulucan, Aydın Babuna, Birsen Hekimoğlu ve ayrıca Melih Sabanoğlu ve Gülden Ayman'ın büyük yardımlarını gördüm, kendilerine teşekkür ederim.

İncelemenin genellikle evraklara dayandırılmaya çalışılması, bu alanda da pek çok yardıma ulaşmaya çalışmamıza neden olmuştur. Başta Sayın Muzaffer Akalın ve Niyazi Ahmed Banoğlu olmak üzere Gül Kar- hdağ, Nurşen Mazıcı, Dr. Emel Esin, Benâl Nevzad Anman ve Aslan Kaynardağ'm bu alanda hiçbir maddî karşılık sözkonusu olmaksızın büyük destek, yardım ve ilgileri görülmüştür.

Tasnifli evraklara ulaşabilme konusunda ise, en önce çeşitli konulara ilgimi çeken değerli araştırmacı Hayri Mııtluçağ’a teşekkür etmek isterim. Bunun yanışım, bilhassa Başbakanlık Aışivi'nde Necati Aktaş, Veli Tola başta olmak üzere, tüm personelin büyük yardımlarını gördüm. Aynı şekilde, Süleymaııiye Kütüphanesi ndeki çalışmalarıma Doç. Dr. Günay Kut, Tercüman Gazetesi Arşivi'ndeki çalışmalarıma da Atilâ Çetin yardımlar sağlamıştır.

Yurt dışındaki arşiv çalışmalarında ise, genellikle araştırılan konunun önemli olduğu kanaatine varan çeşitli kurumlanıl burs sağlamak yolu ile gösterdiği yardımlara teşekkür etmek isterim. İlk olarak; 1982 Kış ve İlkbahar’ında Tirana’da Arnavutluk Sosyalist Halk Cumhuriyeti merkez arşivlerinde, T.C. Dışişleri Bakanlığı kanalıyla sağlanan bir bursla çalışma imkânı buldum. Sayın Büyükelçi Berhan Ekinci ile Tirana Büyükelçisi Metin Karaca bu alanda birer tarih araştırmacısının duyacağı heyecanla, bana büyük yardımlarda bulundular. Bu arşivlerde araştırma yaptığım sürece gördüğüm çok büyük konukseverliğin yam- sıra, tarih uzmanı Eleni Duka ile arşiv müdürü Thoma Murzaku ve müdür yardımcısı Reshad Alia’nm yardımlarını belirtmek isterim. Bunun yanısıra, arşiv yetkilileri bana, hiçbir maddî karşılık kabul etmeksizin istediğim tüm dokiimanlann fotokopilerini de hediye etmişlerdir.

1984 Yaz'mda İngiltere’de British Council'in sağladığı imkânların da yardımıyla, arşiv ve kütüphanelerde konu ile ilgili kaynaklar taranmıştır. Buradaki dokümanların bazılarının fotokopilerinin sağlanması hakkında ise Fakültemiz eski dekanı Prof. Dr. Vakur Versan, Dr. Rauf Versan, Almanya'dan Doç. Dr. Nezhun Ateş, Levent Güneş ve A.B.D.’den Dr. Haşan Kayalı’nın yardımlarını zikretmek isterim.

Diğer arşivlerdeki çalışmalarda; Avusturya’da Dr. Anna Benna ve Dr. Emst Petrisch, Cenevre Kantonu arşivlerinde Micheline Tripet, Alman Dışişleri Arşivinde Dr. Maria Keipert ve Yunanistan'da Prof. Dr. N. Sarrls'in büyük yardımları görülmüştür. Fransa’daki çalışmalarda ise dostum, değerli araştırmacı Dr. François Georgeon’un her bakımdan sağladığı yardımlar ile kaynakların çoğuna ulaşmak mümkün olabilmiştir. Gene; Osmanlı Imparatorluğu’nun son dönemleri üzerinde geniş bir araştırmayı yürüten Dr. Esther Benbassa - Dudonney İsrail’deki muhtelif arşiv kaynaklarından derlediği geniş kütüphanesini incelememize açmıştır. Bu ülke arşivlerindeki kaynaklara yapılan atıflar, kendisinin fotokopilerinden alınmıştır.

Bunların yanışını, fakültemizde bulunan olumlu araştırma ortamının da, araştırmanın oluşumunu sağladığını zikretmek isterim. Bu alanda çok sayıda mikrofilm okuma sorunu ile karşı karşıya kaldığımda, talebim üzerine bir hafta gibi sürede, bir mikrofilm makinesinin odamda hizmetime verildiğini belirtirsem, gördüğüm yardımları daha yi belirtmiş olurum. Bundan dolayı fakültemizin eski ve mevcut dekanlan Prof. Dr. Vakur Versaıı ile Prof. Dr. Cumhur Femıan’a teşekkürlerimi sunmak zevkli bir görev olacaktır.

Araştırmanın yayın ve basımı için her türlü yardımı gösteren İletişim Yayınları yöneticileriyle Teknografik Matbaacılık A.Ş. değerli personeline teşekkürü de borç bilirim.

Bütün bu çok değcrii yardımların yanısıra, kuşkusuz en büyük minnettarlığım, uzun bir dönem müddetince, her şeyden önce Ittihad ve Terakki ve Jön Türklerle uğraşan bir aile reisini büyük bir anlayışla karşılayan ve o'na sürekli destek veren eşim Deniz Hanioğlu ile kızım Sedef Hanioğlu' na olacaktır.

Bu çok sayıda yardıma, ilgiye ve desteğe karşılık kitabın tüm hata- larının ve daha iyi bir inceleme yapamama sorumluğunun da gene tarafımdan kaynaklandığını belirtmek isterim.

M. Şükrü Hanioğlu
Kanlıca, 1985



Prof. Dr. Tank Zafer Tunaya’nın Sunuşu

Bilim ve meslek alanlarındaki gelişmelerini adım adım izlediğim Dr. M. Şükrü Hanioğlu ilk büyük yapıtından (Bir Siyasal Düşünür Olarak Doktor Abdullah Cevdet ve Dönemi; İstanbul, 1981) beş yıl sonra, ikinci önemli eserini de vermiş oluyor. Bu özlü çalışmanın da düşün hayatımızda çok olumlu bir kabul göreceğine ve dün’le yarın arasında güçlü bir köprü kuracağına inanıyorum.

Dr. Hanioğlu, konusuna âşık bir araştırmacı olarak Jön Türkler dönemini incelemeye açmıştır.

Benim gibi bu döneme ucundan el atmış olanlar, bu konunun insanı şaşırtacak bir genişlikte, âdeta keşfedilmeyi bekleyen bir kıta boyutlarında olduğunu anlamış olmalıdırlar. Hiç çekinmeden, karşılaştığı engebeleri aşarak bu yeni kıt'anın sırlarım çözmek, Dr. Hanioğlu gibi en ufak ayrıntıyı ihmal etmeyen, enerjik, bıkmak usanmak bilmeyen, varolduğunu tahmin ettiği bir kaynağa ulaşabilmek için hiçbir özveriden kaçınmayan, titiz bir araştırmacının harcı olabilirdi. Olmuştur da. Bu eser iddiamızı kanıtlamaktadır.

Jön Türkler yakın tarihimizin bilinmezleri çok bir kategorisidir. Üstelik terim olarak özellikle Batı yazarlarınca iyi bir anlamda kullanılmamıştır. Osmanlı yazarlarının, Batıklardan da yararlanarak, ortaya koydukları ana çizgiler ve açıklamalar, yanlış olmasalar bile, belirli ve sağlam araştırma tabanına ve kaynaklara dayanmıyorlardı. Ancak son zamanlarda (başta Prof. Şerif Mardin olmak üzere) bazı özlü monografik incelemeler yapılmıştı. Dr. Hanioğlu işte bu noktadan. Dr. Abdullah Cevdet’in özgün ve gürültülü yaşamını incelerken çekiciliğine kapıldığı ortamı bu basamaktan yakalamış ve aydınlıklar getirmiştir. Araştırmacının karşısına dikilen dağ yirmi yıllık birikimin öğeleriyle yükselmiştir (1889-1909). Tırmanışın ne kadar zor olduğunu ilerideki sayfalar gösterecektir.

Dr. Şükrü Hanioğlu’nun yöntemi ileri sürdüğü tezlerinin anahtarlarını içermektedir. Yazarın amacı geniş fakat ihmal edilen bir perspektif'tir. Araştırmacıya göre eğer sınırları belli (çizili) bir toplumsal mekanizmanın dinamiklerini ortaya çıkarmak istiyorsak, «ikili çatışma ve basit neden - sonuç ilişkisi» ile yetinmeyerek «çok yönlü bir ilişkiler sistemini» kurabilmeliyiz. Bu aynı zamanda bir keşiftir. Düzenli bir karmaşıklığın, bulunan parçalarla saptanmasıdır. Şu anlamdaki asıl sorun, bize göre, olaylarla (eylemsel ve örgütsel yapı) fikirler (ideolojik yapı) - kendisi zihniyet diyecektir - arasındaki çoğu ilk bakışta görünmeyen sayısız bağlantıların bir bir meydana çıkarılmasıdır. Bir kuyumcu işidir bu. Ve Dr. Hanioğlu tüm çalışmasını bu temel görüş üzerine «inşa» etmiştir. Şablon uygulaması ve dar yorumlama usullerini bir yana bırakarak, insan kafasını rahatlatarak yapmıştır bunu. Bulgularını fevkalâde bol bir arşivle ve dokümanla da beslemiştir.

Teknik zorunluluklar sonucu çalışmalarının tümünü sunamamıştır. Birinci cildi Jön Türkler döneminin bir kilometre taşı olan «1902 Kongresi»ne kadar getirmesi tartışılabilir. Ama bu seçiminde haksız olduğunu ileri sürmek de pek doğru sayılamaz. Konu üzerinde çalışmış olanlar, çok daha ilginç sorunlara bir an önce kavuşabilmenin aceleciliği içindedirler.
Şimdi sıra yeni araştırmacılardadır. Bu doyurucu eser geleceğin doğuruculuğunu da taşıyor. Bilinmezler tartışmaya açılmıştır.

Eski günlerin övgüsü içinde yeni kuşağın verimsizliğini ileri sürenler, haksız eleştirilerine bu kitapta yanıt bulacaklardır.

Genç bilim adamı Dr. M. Şükrü Hanioğlu, Jön Türkler konusunda, şimdiye kadarki bilgilerimizin dışında bize yepyeni bilgiler vererek, gerçek aydınlıklar getirmiştir.

Kutlamaya değer sorun da budur.

Tank Zafer Tunaya

I

Giriş


Türk Siyasal ve Düşünce Tarihi’nin incelenmesi, özellikle konuya teorik yaklaşım açısından, ilginç bir gelişme göstermiştir.

Genel olarak; bu konuları kapsayan incelemelerde, iki yaklaşım karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan ilki; kuşkusuz, santimantalizmin etkisi ile tarihimizi kendi tasnifimiz sonrasında ortaya çıkan kategoriler etrafında yorumlama- mızdır. Bu yaklaşımla yapılan araştırmalar; genellikle, baştan varolan sınırları zorlayamamakta ve aynı kategorileri yeni baştan üretmektedirler.

İkinci olarak ise; özellikle düşünce alanında, dışa hızla açılmamızı takiben, bir kısım batı teorileri çerçevesinde, kendi tarihimizi bunlar ile benzerlikler ve ortak noktalar bo'arak açıklamaya çalışan araştırmaların yoğunlaştığını izliyoruz.
Bu ikinci tip araştırmaların: kuşkusuz, tarihimize belirli bir teorik perspektif ile bakma biçiminde bir eğilimi gerçekleştirerek, olumlu bir katkıda bulunduklarını; ama, tarihimizin açıklanmasında fazla olumlu sonuçlar vermediklerini belirtmemiz gerekiyor. Bunlarda; eleştirdikleri santimantalizmin etkisi altında şekillenen birinci gruptaki çalışmalar gibi, bir süre sonra kendi kategorilerini yeniden ortaya çıkartmak dışında, bir açıklayıcılık ortaya koyamamışlardır. Bunun nedenleri ise, «özkonusu batı teorilerinin çok katı bir biçimde alınıp uygulanmaya çalışılması; bunların çok dar teorik kalıplarla ifade edilmesi ve ağırlığın araştırılan konudan ziyade, teorik çerçeveye verilmesinden kaynaklanmaktadır.

Annales ekolünün Türkiye’deki uygulanışı; kuşkusuz, ekonomik tarihimizin incelenmesi bakımından büyük yararlar sağlamıştır. Ama; bu alanda yapılan araştırmalar zengin vesika demetleri ile desteklenmedikleri ve zorlamadan kaçınmadıkları sürece; daha ziyade Osmanlı ekonomik yapısının çok kaba hatlarını ortaya çıkartmaktan öte bir sonuç vermemişlerdir. «Dünya Ekonomisi» çerçevesinde Osmanlı tarihinin ve sosyal yapısının açıklanmaya çalışılması da; aynı konuda, daha da mekanik açıklamalara kaçtığı için bener ...




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues