Éditeur : Jîna Nû | Date & Lieu : 1991, Uppsala |
Préface : | Pages : 160 |
Traduction : | ISBN : 9188054-101 |
Langue : Kurde, Turc | Format : 145x205 mm |
Code FIKP : Liv. Tur. Mal. Sai. 2621 | Thème : Religion |
Présentation
|
Table des Matières | Introduction | Identité | ||
Versions
Said-i Nursi ve Kürt Sorunu |
1-Said-i Nursi ve Kürt Sorunu Bergeh dergisinin dördüncü sayısında Rohat arkadaşın "Unutulmuşun Bir öyküsü: Said-i Kürdi" başlıklı bir yazısı yayınlandı. Bu yazımda, Rohat'ın ilgi ile okuduğum yazısında anlatılanları mümkün mertebe tekrarlamamaya çalışarak, daha çok sözkonusu yazıyı tamamlayıcı bazı açıklamalar yapmak ve bu arada farklı bazı düşüncelerimi iletmek istiyorum. Rohat'ın "unutulmuş" Kürtlerden biri olan Said-i Nursi ile ilgili yazısı, en azından belleğimizi tazeleyici bazı açıklamalar getirmesi ve böyle bir konuyu tartışmaya sunması açısından yararlı bir işlev görmüştür. Ancak, başka konularda olduğu gibi bu konuda da daha sağlıklı sonuçlara ulaşmak için, görüş alışverişinde bulunmanın bir biçimi olarak farklı düşüncelerimizi ifade edip tartışmakta yarar var. Başta belirteyim ki bu yazımda ben genel olarak Said-i Nursi adını kullanacağım. Çünkü bir zamanlar Said-i Kürdi adıyla tanınan Bediüzzaman'ın kendisi de en azından yaşamının son dönemlerinde mektuplarında, yazılarında ve kitaplarında Said-i Nursi (veya Said Nursi) adını kullanmıştır. Bizzat kendisinin 1952'de bu konuda şöyle dediği de belirtilir: "Bana eskiden Said Kürdi derlerdi. Ben Kürtçü değilim. İslamcı bir kimse kavmiyetçi olamaz. Türk-Kürt ayrılığı yok!.. İslamlık hepsini birleştirmiştir. (Ellerini birleştirerek birliğe işaret etti.) "Ben nasıl Kürtçü olabilirim. Ben Kur'anda Türklere dair işaretler bulunduğunu tefsirimde zikretmişim." (1) Ad konusunu Rohat arkadaş yazısında sözkonusu ettiği için belirtme gereği duydum. Şöyle yazıyor Rohat: "... bir Kürt kökenli aileden gelmesi nedeniyle kendisine Said-i Kürdi adı verildi. Uzun yıllar bu ad ile bilinen Said, daha sonraları doğdugu Nurs köyünün ismine dayanılarak kendisine Said-i Nursi denilmiştir." Rohat daha sonra devlet ... |