La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

“M.K.” Adlı Çocuğun Tehcir Anıları, 1915 ve Sonrası


Auteur :
Éditeur : İletişim Date & Lieu : 2008, İstanbul
Préface : Pages : 198
Traduction : ISBN : 13: 978-975-05-0337-5
Langue : TurcFormat : 130x195 mm
Code FIKP : Liv. TurThème : Mémoire

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
“M.K.” Adlı Çocuğun Tehcir Anıları, 1915 ve Sonrası


“M.K.” Adlı Çocuğun Tehcir Anıları

Baskın Oran

İletişim Yayınları

9 yaşında “Tehcir’e uğrayan” Adanalı Ermeni Manuel Kırkyaşaryan, tüyler ürperten yaşam öyküsünü anlatıyor, iki gün içinde annesini de babasını da kaybedişini... etrafındaki herkesin öldürülüşünü... bir tür esir pazarında satılışını... “evlatlık” gittiği evlerden kaça kaça, on yıl dolana dolana... sonunda hayatta kalan akrabalarını buluşunu... Halep; uzun yıllar Kıbrıs; Avustralya...
“Ben dokuzumda öleceğidim. Bu hayat bana Allah’ ın lütfudur,” demiş Kırkyaşaryan çocuklarına, 91 yıllık ömrünün son demlerinde.
En iyi kullandığı dil hep Türkçe olmuş.

Tehcir anılarını onlarca yıl sonra teybe okurken bile ismini vermekten ürken, “Benim ismim M.K.” diye söze başlayan “Manuel Usta”nın anlattıkları insanı ürpertiyor. Ama sadece korkunç olayların ürpertisi değil bu. Manuel Usta’nın yaşadığı büyük acıları kinle değil, bu anıları yayına hazırlayan Baskın Oran’ın dediği gibi affetmeye hazır, sevmeye hazır bir dille anlatması, başka bir türlü sarsıyor insanı!.. Fecaatin ortasında, ‘iyiliğin’ küçük alâmetlerine, hayatın gücüne tutunmaya çalışan bu dil, muhtemelen Manuel Usta’nın geçmişin kâbusuyla başetmek için bulduğu bir yordam. Öyle de olsa; hayatın ve insaniyetin gücü önünde saygıyla ürpermekten alıkoymuyor okuru.



Baskın Oran 1945 İzmir doğumlu. Saint Joseph ve İzmir Atatürk lisesinden sonra 1968'de bitirdiği Mülkiye'de 12 Mart döneminde bir kere, 12 Eylül döneminde üç kere görevden atıldı; her seferinde Danıştay kararıyla döndü. Uluslararası ilişkilerde 1991’de doçent, 1997'de profesör, 2006’da emekli oldu. Milliyetçilik, azınlıklar ve Türk dış politikası üzerine çalışıyor ve Agos ile Radikal İki de Bodrum’daki matrak şeylerden Türk dış politikasına kadar çeşitli konularda yazıyor. Altmış kadar makalesi ve şu kitapları yayımlandı: Azgelişmiş Ülke Milliyetçiliği; Türk-Yunan ilişkilerinde Batı Trakya Sorunu; Atatürk Milliyetçiliği; Kenan Evren'in Yazılmamış Anıları (2 cilt); Devlet Devlete Karşı; Kalkık Horoz - Çekiç Güç ve Kürt Devleti; Yunanistan'ın Lozan İhlallerii; Küreselleşme ve Azınlıklar, Türk Dış Politikası (Ed.) (2 cilt); Dalavera Memet'in Bodrum Tarihi; Enişte Gözüyle Bodrum; Türkiye’de Azınlıklar: Kavranıldı; Teori, Lozan, İç Mevzuat, içtihat. Uygulama; Nende O Eski Mahpushaneler!; Türkiye İnsan Hakları Bilançosu, 2006 İzleme Raporu.

 


 

SUNUŞ

“Ben 9’umda öleceğidim. Bu hayat bana
Allah’ın lütfüdur.”
Manuel Kirkyașaryan
91 yașında ölmeden bir süre önce

Manuel Kırkyaşaryan’ı ve Anılarını Takdimimdir

Baskın Oran

Çok Olağanüstü ve Çok Sıradan Bir Çocuk

1906’da Adana’da doğan, 1997’de Sydney’de ölen Manuel Kırkyaşar- yan’ın, bildiği en iyi dil olan Türkçeyle I980'de banda okuduğu bu anılarla, hem çok olağanüstü hem çok sıradan bir insanla karşı karşı- yayız.

Bir bakıma olağanüstü; çünkü Tehcir’e 9 yaşındayken uğruyor, annesi daha fazla yürüyemeyeceği için gözlerinin önünde intihar ediyor, iki gün sonra sabah kalktığında babası yanında ölü yatmaktadır, dönüşte bütün kafileyi katledilmiş buluyor, gözünün önünde insanlar baston ve kamayla veya taşlanarak öldürülüyor, giysilerini defalarca soyup alıyorlar ve çocuğu çıplak bırakıyorlar (bir köylü çocuğu için bunu, hele o devirde düşünün), bir tür esir pazarında satılıyor, kendisini “evlatlık” alıp götüren evlerden defalarca firar ederek köy köy ve kapı kapı dolaşıp sığınacak yeni yer arıyor, yürüyerek Musul’a kadar gidiyor, oradan Halep'e geçiyor. Sonunda, aşağıda anlatacağım gibi, akrabalarını bulana kadar yaklaşık on yıl dolanıyor.

Bütün bunları bir çocuk, daha bulûğa ermediği çağdan başlayarak, tek başına yapıyor.

Bir bakıma ise, çok sıradan bir çocuk. Çünkü her canlının en temel içgüdülerini izlemekten başka bir şey yaptığı yok:
Önce, canını kurtarıyor.

Arkasından, sığınacak delik arıyor.

Sonra da, yine içgüdüsünü başka bir biçimde izliyor: Adeta koklayarak, kendi insanlarını arıyor. Ailesinden hayatta kalmış olanları. Önce etrafta Hıristiyan var mı onu soruyor, Hıristiyanları bulunca Ermeni arıyor, oradan da ailesini buluyor. Tam bir içgüdüyle. Kimlik içgüdüsüyle.

Adanalı Manuel ve Zaruhi

Bu anıları banda okuduğu zaman 74 yaşında ve Sydney’de olduğu halde, yaşamış olduklarının etkisi yüzünden hâlâ adını vermeye çekinen ve kendini:

“Benim ismim M.K.” diye takdim eden Manuel Kırkyaşaryan, 6 Mart 1906’da Adana’da doğuyor.1 Hacinli2 olan babası Stepan, “Ters Kapı" semtine yakın bir yerde ayakkabı tamircisi. Anası Mariam, Adanalı. Dört ablası var.3 Önce, kentin içinde kerpiçten bir evde oturuyorlar. Sonra, dışındaki “Çarçapuk" adlı Ermeni mahallesinde iki katlı bir tuğla ev yaptırıyorlar.

Bu kitabın ilk baskısını okuduktan sonra MK’yla ilgili araştırmalar yapmaya başlayan Adanalı Ermeni dostum Le[v]on Erarslan’ın verdiği bilgiler şöyle:

“Büyük olasılıkla Tarsus Kapısı ve Taş Köprü aksının kuzeyindeki bir mahallede oturmakta idiler. Zira 1909 olayları sırasında evleri yanan Adana Ermenileri iki fabrikaya (biri Alman fabrikası, diğeri Tri- pianis) sığınmışlardı. Onların evi sanırım Tripanis fabrikasına yakındı.

1 Bkz. Kıbrıs'tan verilen doğum belgesi.
2 Adana'nın ilçesi. Bugünkü adı: Saimbeyli.
3 I908’de çekilmiş aile fotoğrafı için bkz. Foto-I.

....




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues