La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

İstanbul'da Diyarbakır'da Azalırken


Auteur :
Éditeur : Belge Date & Lieu : 1996, İstanbul
Préface : Pages : 352
Traduction : ISBN :
Langue : TurcFormat : 125x190 mm
Code FIKP : Liv. Tur. Yel. Aza. 3892Thème : Général

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
İstanbul'da Diyarbakır'da Azalırken

İstanbul’da Diyarbakır’da Azalırken

Yelda

Belge

Bir zamanlar dedemin evinin bulunduğu Ziya Gökalp İlkokulu Sokağı'ndaki kasap bugün aynı yerinde duruyor. Dilan Sineması'nın altındaki Paris Terzisi, artık Paris değil ama, yine terzi; Süryani Hanna'nın yerinde ise bir Müslüman var ve Hanna'dan söz etmem tuhafına gidiyor. Lokantalardaki yemekler İstanbul'dakilerin aynısı, yanında pet şişede su. Hadi, babakanuç; tırşik, meftune mevsimi değil... Ya açığ ekmek? Pide?.. Yerel kültürümüze ait özellikler siliniyor, yok oluyor. Globalleşme bu her halde, egemen kültürün altında ezilip yok olmak!

Egemenin de egemeni var tabii; Ermeninin, Keldaninin, Süryaninin, Yezidinin kökü kurutulunca geri kalanlar da, en azından kültürel olarak, kurumuş...

... 1934 Trakya Olayları, Varlık Vergisi, Yirmi Sınıf Askerlik, 6-7 Eylül 1955... Bu ırkçı mirası devralmak istemiyorsak, nostaljik bir hatırlama değil; itiraf, özür, gereğini yerine getirme....

Hepimizin arkadaşlığı için tllililllii!..



Bölüm I

'Sözde' Irkçılık

Azınlıklar Rehinedir


6-7 Eylül Olayları tarihî bir olaydır, ama millî eğitimden geçen gençler bilmez, o günleri yaşayanlar ise hatırlatmaz. Benim de öğrenmem gayriresmî ve şunun şurasında 5-6 yıldır. O günleri yaşayanlardan kastım mağdurlar değil, egemen çoğunluk...

Oysa o günlere dair az sayıda da olsa belgeler, kitaplar var. Türkiye’de geçmişten günümüze ırkçılık, hâlâ meraklılarının özel ilgisiyle sınırlı. Yeterince araştırıldığı, tartışıldığı da söylenemez.

Sanki egemen çoğunluğu değil, azınlıkları ilgilendiren bir tarih, onların tarihi... Aslında bazı “onlar”ın tarihini daha iyi bildiğimiz bile söylenebilir; Fransa, Ingiltere. Almanya tarihi mesela. Ama “bizim onlar” en onlar...

6-7 Eylül 1955’te ne olmuştu? Planlanmış bir yağma, talan. Esas olarak İstanbul’da ve diğer bazı şehirlerde. Önce Türk bayraklarını ellerine alıp sokağa dökülmüşler. Hani şimdilerde maç sonrası yapılan millî gösteriler gibi. Azınlıkların malına, ırzına, canına kast etmişler. Azınlıklara ait ne kadar kurum varsa, üzerlerine çarpı işareti konmuş adeta. “Bir saygısız linç edildi. ...beyin üstü düşen küstah ölmüştür” diye vermiş gazeteler bir Rumun ölüm haberini. (Kardak gazeteciliği yeni türemedi bu memlekette. Bkz. s. 181)

Bayraklıların saldırdığı evlerinden haykırarak, can havliyle kaçan kadınlar... Zorla sünnet edilen papazlar... “Ben gâvur değilim, bakın size göstereyim” deyip kurtulan sünnetli bir gayrimüslim...

Balıklı Rum Kilisesi’ni, papazlarını da içeriye sokup yakmışlar. Papazlardan biri o günden beri kayıp; Türkiye’de böyle bir kayıp da var... Başlarına neler geleceğini bilmedikleri için kepenk- lerini indirmeyi düşünmemiş olan azınlık dükkânlarının malları .....




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues