SUNUŞ
2000'e Doğru Genel Yayın Yönetmeni Doğu Perinçek, PKK Genel Sekreteri Abdullah Öcalan ile 23-25 Eylül 1989 günlerinde Şam'da görüştü. Aslında bu görüşmenin 1989 yılı Mayıs ayında yapılması kararlaştırılmıştı. Ancak o sırada Doğu Pcrinçek'in yurt dışı programını değiştirmek zorunda kalması nedeniyle görüşme Eylül ayına sarktı. Ne var ki daha oralara gitmeden. Pcrinçek'in "Bekaa vadisinde görüldüğü" söylentisi de çıkmıştı.
Perinçek, Öcalan ile yayımlanmak üzere iki görüşme yaptı. Birinci görüşmeyi Öcalan, "Türkiye Halkına Rapor"olarak nitelemişti. Bu görüşme, 2000‘e Doğru dergisinin 15 Ekim 1989 tarihli 42. sayısından 12 Kasım 1989 tarihli 46. sayısına kadar beş hafta süren bir dizi halinde yayımlandı.
Dizinin ilk sayısı bir sorunla karşılaşmadı. İkinci ve dördüncü sayılar ise toplatıldı ve arkasından İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesinde iki ayrı dava açıldı. Doğu Perinçek ve 2000'e Doğru Sorumlu Müdürü Tunca Arslan'ın TCK 142/3 hükmü gereğince iki kez cezalandırılarak 15'er yıldan 36'şar yıla kadar hapsedilmeleri isteniyordu. Suç, "yayın yoluyla milli duyguları yok etmek veya zayıflatmak maksadıyla propaganda yapmak" olarak belirlenmişti. İstanbul DGM'de görülen iki dava daha sonra birleştirildi. Yargılama sonunda DGM, 27.6.1990 tarih ve 1990/148 sayılı kararıyla Perinçek ve Arslan'ın aklanmalarına karar verdi.
DGM Savcılığının Esas Hakkında görüşü de bu yöndeydi.
Doğu Perinçek, Abdullah Öcalan görüşmesinin yayımlandığı günlerde "nereden nereye" diyor ve şunları ekliyordu : "İki yıl önce Mustafa Kemal'in İzmit Basın Toplantısında Kürt meselesine ilişkin söylediklerini yayımladığımız için, dergimize daha basımevinde elkoymuşlardı. Bugün, iki sayısı toplanılsa bile, Abdullah Öcalan'ın anlattıkları okuyucuya ulaşabildi. İki yılda Kürt meselesinde Atatürk'ün yasaklandığı Türkiye'den Abdullah Öcalan'ın konuşabildiği Türkiye'ye geldik.'' Türkiye, kendisine yeni bir gelecek arayan her ülke gibi, çelişkiler beşiği... İstanbul DGM Öcalan'ın anlattıklarını yayımlayan Perinçek'in aklanmasına hükmederken, Diyarbakır DGM kendi konuşmaları nedeniyle gıyabi tutuklanmasına karar veriyordu. Şam'da Abdullah Öcalan ile yapılan görüşme özgürlüğe kavuşurken; Perinçck'in Diyarbakır, Siverek, Nusaybin, Batman ve Van'da yaptığı konuşmaların her biri için beşer yıl hapsedilmesi isteniyordu.
Hükümet, bir yandan Sansür-Sürgün Kararnameleri çıkarıyor, 2000‘e Doğru ve Halk Gerçeği dergilerinin yayınlarını süresiz durduruyor, Ilıcak Matbaasını on gün kapatıyor. Ama, bir yandan da Türkiye'nin yüzyıllık özgürlük dinamiği istim üzerinde: Mehmet Ali Birand'tan sonra Doğu Pcrinçek de, Abdullah Öcalan ile yaptığı röportaj nedeniyle açılan davada aklanıyor.
Basın ve düşünceyi açıklama özgürlüğü için kazanılmış bir mevzi anlamına gelen İstanbul DGM Kararını da sayfalarımıza ekliyoruz. Bu karar, okuyucuyu da kitabı da kaza ve beladan koruyacak kudrettedir. Bu nedenle elinizdeki kitabı tavan arasına, ahırın duvarındaki deliğe veya kuyunun taşlarının arasına saklamanıza gerek kalmıyor. Pcrinçek, 2000'e Doğru da görüşmeyi sunarken şöyle diyordu : "Konu herkesi ilgilendiriyor. Gerçekler yalnız devletin brifinglerinde değil, her yerde konuşulur ve konuşulacaktır. Neyin 'haber' olduğuna devlet değil, basın ve halk karar verir.
"Tekrarlardan arındırmak dışında görüşmeyi olduğu gibi yayımlıyorum. Ahlâk ilkeleri ve taşıdığım sorumluluk bunu gerektiriyor.
"Abdullah Öcalan ile denebilir ki, konuşulmadık bir şey bırakmadık. Okuyucu kendi yorumunu yapacaktır. "Röportajda 2000'e Doğru' nun Avrupa muhabirlerinden Ömer Özerturgut ve Sefa Kaçmaz da bulundular. Değerli emekleri için teşekkür ederim. "(2000'e Doğru, sayı 42, 15 Ekim 1989) görüşmeyi herhangi bir yorum katmadan, "hatıra anlatmadan" ve değerlendirmelere girişmeksizin yayımlamaya özen göstermişti. Basına görüşmeyle ilgili açıklamalarda bulunmamayı da görüşmeye katılan arkadaşlarıyla birlikte kararlaştırmışa. Bugün kazanılan özgürlüğün sınırı, görüşmenin yayınlandığı yerde bitiyor. "Şöyle oturduk, böyle konuştuk" türünden öyküler ise, ancak okuyucuyu konunun özünden uzaklaştırmaya yarardı.
Görüşme gene yorumsuz olarak çıkıyor. Değerlendirmeyi okuyucu yapacak, halk yapacak. DGM Kararıyla aklanan görüşme kitap haline getirilirken, başlıklara ve başlık altlarına konan spotlara bile dokunulmadı. Daha o zaman titiz, bir redaksiyon yapılmıştı. PKK Genel Sekreteri Öcalan'ın da yayınla ilgili bir itirazı, bir düzeltmesi olmadı.
2000'e Doğru' da çerçeve içinde verilen bölümler, bu kitapta görüşmenin akışı içindeki yerlerine kondu. Yine, 2000'e Doğru' nun 40 ve 41. sayılarında çıkan "Urğur'a suikast" ve "Botan'da gerilla tugayımız var" bölümleri de, görüşmenin seyri içindeki yerlerini aldılar.
Dergide yayımlanırken güncelliğe göre düzenlenen akış, kitapta konulara göre bir sisteme kavuşturuldu. Bu nedenle Amerika, Avrupa ve birlik sorunlarının konuşulduğu bölümü, kitapta daha arkalardaki uygun yerinde bulacaksınız. Dergide, beş sayıda beş başlık altında verilen görüşme, kitapta ana konuların ayrı başlıklar altında toplanmasıyla yedi bölümde sunuluyor. Bölümler çoğalmış, fakat konuşmaya yeni bir bölüm eklenmemiştir.
Perinçek'in Abdullah Öcalan ile yaptığı ikinci görüşme, Saçak dergisinin Aralık 1989 tarihli 70. sayısında çıkmıştı. Aslında bu yayına, soru-ccvaplı bir görüşmeden çok, "Abdullah Öcalan'ın Açıklamaları" demek daha doğru olur. 2000'e Doğru için yapılan görüşmeden farklı olarak, Öcalan bu kez. özellikle "Sosyalistlere ve Demokratlara" sesleniyordu. İki görüşmenin konuları yer yer iç içe geçmekle birlikte, Saçak'a anlatılanlar, daha çok öncü ve ileri kesimlere yönelikti. Saçak'ta Abdullah Öcalan'ın bu açıklamalarının ne yazık ki tamamı yayınlanmadı. Burada da yalnız Saçak'ta yayımlanan bölümler yer alıyor. Sosyalizmin sorunları konusunda 2000'e Doğru'ya söylenenler de, ikinci görüşmede konunun işlendiği yere taşındı.
Halkımızın, hatta Ortadoğu halklarının geleceği açısından son derece kritik bir konuyu, daha özgürce konuşmamıza ve tartışmamıza emeği geçen herkese yürekten teşekkür ediyoruz.
Kaynak Yayınları
Birinci Görüşme 24 Eylül 1989
Türkiye Halkına Rapor
Bu görüşme, “Abdullah öcalan Perinçek’e anlattı” başlığıyla, 2000’e Doğru dergisinde, 15 Ekim 1989 günlü 42. sayıdan başlayarak 12 Kasım 1989 günlü 46. sayıya kadar 5 bölüm halinde yayımlandı;
PKK Liderini Yaratan Etkenler "Bende Kürtlük Aşkı Yok"
I
"Türkiye'nin Aydınlanma Hareketinin Bir Parçasıyız"
Biz, Türkiye'nin aydınlanma süreci içinde kendi gerçeklerimize uzandık. Onu bugün bir savaşım gücüne dönüştürdük. Mücadelemizin bir anlamda Türkiye'nin aydınlanma ve özgürlük hareketinin bir parçası olarak değerlendirilmesi büyük önem taşıyor.
Doğu Perinçek: 2000'e Doğruya böyle bir olanak verdiğiniz için çok teşekkür ederiz. Sık sık gazetelerin manşetlerine çıkıyorsunuz. Dolayısıyla toplumun bütün kesimleri sizi merak ediyor ve ilgiyle izliyor.Çeşitli kaynaklar, hakkınızda çok çeşitli haberler yayınlıyorlar. Biz istiyoruz ki, kamuoyu sizi sizden dinlesin. Bugün gelip Türkiye'nin gündemine oturdunuz. Bu gündeme, söylendiği gibi yalnız kan ve gözyaşı mı getirmek istiyorsunuz? Türkiye'nin demokrasi sürecini nasıl ve ne yönde etkileyeceksiniz? Bunları konuşacağız.
Abdullah Öcalan: Her şeyden önce, içinden geçtiğimiz ve oldukça zorluklarla dolu bu dönemde, buraya kadar lütfettiğiniz için teşekkürlerimle başlamak isterim. Şahsınızda başta Türkiye halkı olmak üzere aydınlarına, devrimci güçlerine bir anlamda rapor sunmak istiyoruz. Bu nedenle gelişinize yüksek bir değer biçtik.
Burjuva basını, ayrılıkçı ortama kan, gözyaşı biriktirdiğimizi adeta kulakları sağır edercesine her gün tekrarlıyor. Bu çarpıtmalara bir ölçüde açıklık kazandırmak gerekiyor. Kendisiyle ayrılmaz, ortak kurtuluş sorunlarımız olduğuna inandığımız Türkiye halkına doğru bilgileri vermek istiyoruz.
.....
|