La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Hatıralar - I


Auteur :
Éditeur : Bilgi Date & Lieu : 1985, Ankara
Préface : Pages : 364
Traduction : ISBN :
Langue : TurcFormat : 160x240 mm
Code FIKP : Liv. Tur. Ino. Hat (1) 2751.Thème : Politique

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
Hatıralar - I

Versions

Hatıralar - I

İsmet İnönü

Bilgi


İsmet İnönü, hatıralarını yazmayı hiç düşünmedi. Eğer 1950’li yıllarda Metin Toker hapsedilip Akis dergisinin başından uzaklaştırılmasaydı ve 1960’lı yıllarda Ulus gazetesi güç duruma düşmeseydi, «İsmet İnönü - Hatıralar» adı altında bugün bütününü yayımladığımız bu eser de hazırlanamayacaktı. Birinci kitabın birinci bölümünü İsmet İnönü, kızı Özden Töker’e dikte ederek yazdırdı ve bu bölüm, 1959'da Akis dergisinde tefrika edildi.

Birinci kitabın ikinci bölümüyle, çıkacak olan ikinci kitabın tamamı için İsmet İnönü, değerli yazar ve tarihçi Sabahattin Selek'in yardımlarından yararlandı. Milli Mücadele Yıllarını, Lozan Konferansını ve Cumhuriyet dönemini kapsayan o kısımları Sabahattin Selek, İsmet İnönü'nün sesinden teype aldı. Bunların bir parçası, hiç değiştirilmeden 1968'de Ulus gazetesinde yayımlandı.

Şimdi, bunların tamamı Bilgi Yayınevi tarafından iki kitapta toplandığında, yakın tarihimize ışık saçan nasıl bir hazine ile karşı karşıya bulunduğumuz anlaşılacaktır. Bu kitaplar, İsmet İnönü’nün bütün hatıralarını yazmamış olmasının bizleri, nasıl tarifi imkânsız bir kayba uğratmış bulunduğunu da ortaya çıkaracaktır.

İsmet İnönü, 77. yaşına basarken kendisine hatıralarını yazması gerektiğini söyleyenlere gülerek «Ne hatırası, hatıra olacak zaman olmadı ki, daha dün bir, bugün iki» diye takılır, sonra daha ciddi şekilde, «Devlet kurmuş olanların hatıra yazmaları kolay değildir. Hatıralarda her şeyin söylenmesi ve doğru olarak söylenmesi lazımdır. Kolay olmayan da budur» diye cevap verirdi.

Nitekim, Atatürk de hatıralarını yazmayı hiç düşünmedi.
Okuyucular, «İsmet İnönü - Hatıralar» kitaplarında belki her şeyin söylenmediğini, ancak söylenen her şeyin doğru söylenmişini bulacaklar ve büyük asker, büyük diplomat, büyük devlet adamının, kendine has üslubuyla aynı zamanda «ne büyük bir edip» olduğunu da açıkça görecekler.



ÖNSAZ


Uzun siyasi hayatımın hatıralarını yazmak için serbest bir çalışma zamanını bekledim. Bunu şimdiye kadar bulamadım.
Tarih meraklılarının ve dostlarımın bu konudaki arzuları benim üzerimden eksik olmamıştır. Kendi emek ve teşebbüsleriyle, benim de içinde bulunduğum olayları yazmış, değerlendirmiş olan önemli yazarlar daima bulunmuştur. Bunlar içinde benimle az veya çok temas sağlamış olanlar vardır. Ancak, nihayet eser haline gelen yazılarda hüküm ve değerlendirme sorumluluğu tabiatıyla yazarlarındır.

Bu hatıralar, ilk defa olarak başka bir karakter taşımaktadır. Şüphesiz, klasik manasıyla bir hatıra değildirler. Özellikleri, Sayın Sabahattin Selek’in bir intizam içinde beni anlatmaya sevketmesi ve söylediklerimi bir sıra dahilinde, yani kendi sırası içinde, hepsini ses bandına alarak bunları mümkün olduğu kadar tam yazmaya çalışmasındadır. Yakın ve devamlı temas ile hazırlanmış olan bu hatıraların toplanıp kamuoyuna arz edilecek hale gelmesi Sayın Sabahattin Selek’in kendi gayreti neticesidir. Eser olarak meydana gelmesindeki sorumluluk, bu kayıtlar içinde ona aittir. Hatıralar denecek hayat hikâyem bu şartlarda da olsa Sayın Sabahattin Selek’in emeğiyle meydana gelmiştir. Kendisine derin teşekkür borçluyum. Bir gün, bir türlü bitip tükenmeyen, sonu gelmeyen siyasi hayatımı daha etraflı olarak yazmak icap ederse onu da yapmaya çalışacağım.

Başımdan geçeli uzun zaman olmuş bulunan olayların bugünkü anlatılışında aşın duyguların hâkim olmadığını aziz okuyucular fark edeceklerdir.

Eserde, beğenildiği zaman çok cömert takdirler görmüş, beğenilmediği zaman çok taşkın ölçüde yerilmiş olan bir sade politika insanı, kendisine ve zamanın tesirine dayanarak tarih olaylannı hikâye etmeye çalışmıştır.

İsmet İnönü



Birinci Bölüm
Genç Subaylık Yıllarım
(1884-1918)

Tahsil Hayatım Orduda İlk Çalışmalar
Devrim Yılları Yemen Seferi Vatana Dönüş
Birinci Dünya Harbi Hadiselere Toplu Bakış

Hayat Hikâyemin Özeti

Bir büyük imparatorluğun çökmekte bulunduğu kaygısı ve. memleketi kurtarmak ödevinde olduğumuz düşüncesi, bizim gençlik yıllarımızın en unutulmaz hatırasıdır. Altmış sene bu hislerin heyecanları, ümitsizlikleri ve zafer günleri içinde geçmiştir.

İmparatorluğun çöküşü içinde vazife yapmaya çırpınırken, hesapsız şehitler ve felakete uğrayanlar arasında, yaşayarak çıkmak gibi bir umulmadık olay başımdan, geçti.

Milli Mücadele, ben otuz sekiz yaşında iken zaferle bitmiştir. Bu devirden, amansız ve kudretli dış düşmanlar karşısında, kendi memleketimizi temsil yetkisi iddia edenlerin idam fermanını boynumuzda taşıyarak çıkabildik.

Ümitsiz günleri unutmuş olarak, vatanı yeniden kurmak ve yükseltmek azmi ile işe başlanmıştır. Yepyeni bir Türkiye'nin her sahada temellerini atmak, elimize geçen emaneti yüzakı ile yeni kuşaklara devretmek tek amacımız olmuştur.
1920'den, yani otuz altı yaşımdan beri memleket idaresinde birinci derecede mesuliyet taşıyanlar arasındaydtm. Doğrudan doğruya siyasi kudret sahibi olarak 1950'ye kadar, yani altmış altı yaşıma kadar, Türkiye'nin selameti ve ilerlemesi gibi bir ödev yolunda bulundum.

1950 senesini; memleketin yüz seneden beri hasretini çektiği yeni hayat tarzını, yüreğimiz ümit ve iftiharla dolu olarak seçmiş bulunuyoruz.

Aklımın erdiği günden beri sıra ile başımdan geçen aşırı güçlük ve başarı anlarının, bu yeni devirde de birbirini kovaladığım görüyorum.

Bu uzun siyasi hayatı bir cümlede canlandırmak isterim : Bütün ömür boyunca her zaman elde edilmesi millet için aziz olan bir amaç peşinde koştum. Bu, bana şevk ve kuvvet vermiştir.

Aile hayatımda huzur ve mutluluk hatırası ile doluyum. Aile içinde dar zamanlarımı genişleten, kasvetli günleri aydınlığa yönelten başlıca desteğim, eşim Bayan İnönü olmuştur. Siyasi hayatımın bütün üzüntülerini sabırla ve cesaretle karşıladı. Hiçbir sarsıntı anında ürkmedi. Aile içinde geçimimiz, daima anlaşmalı olmuştur. Biz bunun tılsımını şu usulde bulduk : Bir olaydan hangimiz şikâyetçi olur ve ilk söze başlarsa, ötekimiz susar ve hak verir ve fırtına ne kadar sürse mutlaka sütliman olarak biter.

.....

 




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues