La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Belge ve tanıklarıyla Dersim Direnişleri


Auteur :
Éditeur : Nûjen Date & Lieu : 1995, İstanbul
Préface : Pages : 498
Traduction : ISBN :
Langue : TurcFormat : 160x230 mm
Code FIKP : Liv. Tur. Kal. Der. 832Thème : Histoire

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
Belge ve tanıklarıyla Dersim Direnişleri

Belge ve tanıklarıyla Dersim Direnişleri

M. Kalman

Nûjen


M. Kemal: Mesuliyeti üzerime alıyorum, vuracağız Dersim'i
Celal Bayar 1938'de Başbakanlığa getirilir. Atatürk'le Dcrsim'e giderek Pertekteki köprünün açılışını yaparlar. O sıralarda bazı karakollara baskınlar devam etmektedir.
Atatürk benim yüzüme baktı. "Ne olacak?" dedi. Anlıyorum, orda emniyet tesis edilecek. Ne olursa olsun bana hitapedecekler. Hükümet reisi benim. "Anlıyorum efendim bana hitap edişinizin manasını "dedim. Atatürk, "Mesuliyetini üzerime alıyorum, vuracağız Dersim'i" dedi ve vurduk. (Tercüman Gazetesi 17-Eyliil 19H6)

İ. İnönü: Dersim'i temizledik
1937'de Başbakan olan İsmet İnönü Seyit Rıza'nın idamından sonra şöyle diyor;
"Dersim meselesini ortadan kaldırdık, son verdik. Dersim müşkilesinden kurtulduk. Dersim'i her türlü askeri hareketlerle temizledik"


Soykırıma uğrayan, sürgün edilen, işgale, zulme,
sömürüye ve her türlü haksızlığa karşı direnen Dersimlilere!


ÖNSÖZ

Bu çalışmanın kaynaklarının toplanmasına 1972 yılından itibaren başlanıldı. 1937 Dersim Direnişi'ni doğrudan yaşayan savaşçı ve devlet yanlısı milislerle yaptığım konuşmaların kaset ve yazılan ne yazık ki 12 Eylül'ün hışmına uğradı. İkinci kez ve elbette ki yeni belgelerle ama direnişe katılan birinci şahısların çoğunun yaşamını yitirmesi nedeniyle bir eksikliği içererek, 1985 yılından itibaren tekrar yazımına başlanıldı.

Ermenice yazılmış Atranik'in kitabının konuyla ilgili bölümlerini Setrak özetleyerek çevirdi. Ayrıca T.C. İçişleri Bakanlığı Jandarma Genel Komutanlığı tarafından 100 adet basılan ve sınırlı kişilere son derece gizlilik temelinde verilen "Dersim" adlı kitapta -daha sonra nasıl yayıldığını bilemiyorum- Osmanlıca sözcükleri anlatım diline uygun biçimde sadeleştirmeye çalıştım. Ve bu kitabın çok önemli raporlarını daha geniş kitleye ulaşması amacıyla olduğu gibi verdim.
İngiliz Gizli Belgeleri'nin konuyla ilgili olup da Türkçe'ye çevrilmemiş bazı raporları da bu çalışmanın sayfaları arasında bulunuyor.

Kitabın eksiklikleri var. Öncelikle 1937 ve 1938 mahkeme tutanakları yok. Çünkü tüm Kürt direnişlerinin tutanakları kamuoyuna açık değil. Devletin güvendiği bazı araştırmacılar bu tutanaklara ulaşmışlar ama onlar da 'sadıklıklarına' leke sürmemek için hiçbir belgeyi açıklamamışlardır.

Dersim üzerine yapılan çalışmalar çok yönlüdür denilebilir. Çünkü çok eski zamanlardan beri isyan ve direniş yerlerinden biri olması dolayısıyla siyasilerin, askerlerin, araştırmacıların vs. ilgi noktası haline gelmiştir.

İlk çağda Herodot ve Marko Polo, Erzincan-Elazığ gibi yerlerden geçmelerine rağmen Dersim'e uğramamışlardır. Bu nedenle bu ünlü gezgincilerin kitaplarından Dersim hakkında bilgi edinemiyoruz.
Osmanlı Devleti'ne 'geziler' özellikle 17. yüzyılda başladığından öncesine ilişkin bilgiler oldukça sınırlıdır.
Dersim'e iki kez uğrayan Ermeni Antranik'in, "Dersim" adlı kitabı 1901 yılında Gürcistan'ın başkenti Tiflis'te Ermenice yayımlanır.

İngiliz Yüzbaşısı L. Molyneux, 1911 yılında Dersim'e yaptığı geziye ait notlarını 1914'te yayınlamıştır.
Albert With de Dersim'e gezi yapmış, yazdıklarını J. Mark Vart'a vermiştir.
1862 yılında ise Wilheim Strecfer, "Mundart Der Duazik In Dersim" adlı çalışmasını yayımlamıştır.
Feldmareşal Helmut Von Moltke 8-12 Nisan 1839'da Çemişgezek ve Peıtek'e uğrar. Fakat çok sınırlı bilgi verir. Moltke, Osmanlı ordusunda Alman subayı olarak eğitmenlik yapar. Birçok çarpışmada yer alır. Küıdistan'ın ve Türkiye'nin birçok yerini güzel bir dille anlatan "Türkiye Mektupları" adlı günlüğü vardır. Daha sonra Almanya'ya dönen Moltke'nin ünü daha da artar.

1892'de Viyana'da D. Butyka'nın "Das Ehemaliğe Wilayet Dersim" (Eski Dersim Vilayeti) adlı çalışması yayınlanır.
Yine 1892'de Fransız Vital Cuinet'in 4 ciltlik ansiklopedisinin ikinci cildinde, "La Turgue d'Asie" (Asya Türkiyesi) adlı kısmının 384-405 sahifeleri arasında bölge "Sandjak de Dersim" (Dersim Sancağı) başlığıyla anlatılır.
Kahire'de 1902'de "Binbir Hadis'i Şerif Şerhi" ismiyle yayımlanan Mehmet Arif'e ait çalışma Dersim'deki inançları konu edinir.

Ayrıca Dersim üzerine kitaplarında kısmi açıklamalarda bulunanlar arasında, Basile Nikitin, Vladimir Minorsky, Oskar Man, Peter Lerc, Wilhem Tomas Chehr, Wilhem Gargır, Friderich Muller, Carston Nichubur, Edward Sachan gibi araştırmacılar da vardır.
Türkçe kaynaklar arasında Katip Çelebi, "Cihannuma" adlı çalışmasında, Ali Cevad;"Memalik-i Osmaniye'nin Tarih ve Coğrafya Luga-tı"nda, Şemsettin Sami "Kamus'ül-Alâm"ında Dersim'e ilişkin sınırlı bilgiler verirler.
Evliya Çelebi'nin "Seyahatname" adlı kitabında o yıllarda Dersim'in en önemli yerleşim merkezleri olan Çemişgezek, Pertek ve Sağman'dan Bahsedilir.

Gerçekte Dersim'e ilişkin bilgileri Kanuni'den itibaren Tapu Tahrir Defterleri'nde bulabilmekteyiz. Diyarbakır'ı konu edinen bu tür defterlerde Dersim'e ilişkin bilgiler de verilir. Bu defterler; Sancaklar, Hükümetler, Ocaklıklar ve bunlara bağlı köyler ve alman vergiler vs. gibi konuları içerir. Ayrıca Topkapı Sarayı Kütüphanesinde Dersim'e ilişkin çeşitli yazışmalar ve kararlar bulunmaktadır.
T.C. Dahiliye Vekaleti Jandarma Umum Kumandanlığı'nca yayınlanan "Dersim" adlı kitap, gizli olarak 100 adet basılmıştır. 1937-38 Dersim Katliamı öncesi, yörenin nasıl Türkleştirileceğini, neler yapılması gerektiğini, aşiretlerin konumlarını ve çeşitli vali, heyet vs. raporlarını içermektedir.

Dersimlilerin saldırıları sonucunda Arapgir'den Istanbul'a göç eden bir ailenin çocuğu olan Naşit Uluğ, gazeteci sıfatıyla Dersim'de bulunur. "Derebeyi ve Dersim" adlı çalışmasının yanısıra, "Tunceli Medeniyete Açılıyor" adlı kitabı da vardır.
M. Ferruh Arsunar, Dersim yöresine ilişkin türkü ve deyişleri derler ve Elazığ Halkevi'nin yayınları arasında 1937 yılında İstanbul'da yayımlar. "Tunceli - Dersim Halk Türküleri ve Pentatonik" adlı kitapta türkülerle birlikte tassavufi şiirler ve deyişler de yer alır.
1940 yılında, Dersim isyanından sonra yayımlanan "Tunceli-Dersim Coğrafyası" adlı çalışma, Kemal Ömer Ağar'ındır.
Osman Yalçın ise 1959'da İstanbul'da "Elazığ-Tunceli-Bingöl" adlı bir eser yayımlamıştır.
Ramazan Soylu, 1964'de Ankara'da "Okullar için Tunceli" adlı kitabı yayımlar! Ayrıca 1967 ve 1973 yıllarında "Tunceli İl Yıllığı" kitabı devletin resmi yayınları arasında çıkar.

Erzincan Valisi Ali Kemal'i "Erzincan Tarihi" adlı çalışmasmda Dersim'den de genişçe bahseder. Pülümür, Nazimiye, Koçgiri olaylarını izah eder. 1932'de yayımlanmıştır.
M. Şerif Fırat da "Doğu İlleri ve Varto Tarihi" adlı çalışmasında, Dersim'den söz eder. M. Şerif Fırat, Dersimlilerin yaşam koşullarından bahsettiği gibi Şeyh Sait isyanında oynadığı olumsuz rolü övgüyle anlatır.
İshak Sungurluoğlu'nun "Harput Yollarında" adlı yapıtında ve Nurettin Ardıçoğlu'nun "Harput Tarihi" adlı çalışmalarında Dersim'in adı geçer.

1952 yılında Halep'te basılan, Veteriner Nuri Dersimi'nin "Kürdistan Tarihinde Dersim" adlı kitabı önemli bir kaynaktır. Yazarın "Hatıratım" adlı anıları, "Kürdistan Tarihinde Dersim" adlı çalışmanın eksik kalan bölümlerini tamamlar.
Kadri Cemil Paşazade (Zinar Silopi), "Doza Kürdistan" adlı çalışmasında Dersim'den bahseder.
Bitlisli Şeref Han'ın yazdığı "Şerefname" adlı kitap Çemişgezek, Pertek ve Sağman hakkında bilgileri içerir. 16. yüzyıla ilişkin önemli bir çalışmadır. Kürtlerin sosyal-siyasal yönlerini ve şecerelerini konu edinir.
Kürt aydın ve yöneticilerinin sınırlı orandaki bu çalışmalarının önemi oldukça büyüktür.

Dersimi konu edinen Kemal Bilbaşar'ın "Cemo" ve "Memo", Mustafa Yeşilova'nın "Kopo", Barbaros Baykara'nın "Dersim 1937" ve "Tunceli 1938" adlı kitaplarında, olaylar çarpıtılarak romanlaştırılmıştır.
Rıza Can ise, "Dersim 1937 Yalanı ve Gerçekler" adlı çalışmasını yayımlamıştır.
Önceki yıllarda çıkan "Âyin Tarihi", "Tarih Dünyası", "Tarih Konuşuyor", "Altan", "Yeni Gün" adlı dergilerde de Dersim'den bahseden birçok makale vardır.
Ayrıca son yıllarda Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü'nün çıkardığı ırkçı-şoven yayınlar arasında Dersim'e ilişkin kitaplar çoktur. Hiçbirinin ciddiye alınacak bir yönü yoktur.

Nazmi Sevgen'in, "Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki Türk Beylikleri" ile Tuncer Gülensoy'un "Kurmanci ve Zaza Türkçeleri Üzerine Bir Araştırma" adlı yapıtları ve yine Dersimli olup da Türk Devleti'ne hizmet eden Hıdır Öztürk'ün "Tarihimizde Tunceli ve Ermeni Mezalimi" adlı kitabı, resmi ideolojinin yani kemalizmin propogandasına hizmet için yayımlanmıştır.
Yukarıdaki listenin dışında son yıllarda Dersim'den bahseden diğer kitaplar da şunlardır:
Faik Bulut'un "Dersim Raporları", Ebubekir Pamukçu'nun Piya dergisinde yayımlanan "Dersim Zaza Ayaklanmasının Tarihsel Kökenleri", Desmale Sure ve Berhem dergileri, Haydar Işık'ın küçük bir roman olarak yayınladığı "Dersimli Memik Ağa", Bilal Aksoy'un "Tunceli" adlı kitabı, İsmail Beşikçi'nin "Dersim Jenosidi", Vecihi Timuroğlu'nun "Dersim Tarihi", Ümit Zileli'nin Dersim'deki askerlik anılarını içeren "Vur Emri", Cemil Gündoğan, İbrahim İncesu ve Ali Rıza Gezici'nin "Halepçe Jenosidi Öncesi ve Sonrası Vahşet Yargılanıyor" adlı eserleri eklenebilinir.

Yine Dersim direnişini "Gülümse Ey Dersim" adlı üç ciltlik romanıyla anlatan Munzur Çem'in bu kitabı, değerli bir çalışmanın ürünüdür.
Dersim'e ilişkin daha birçok kaynağı sıralamak mümkün. Kitapların bir kısmı dil, bir kısmı din, bir kısmı da tarih ve diğer konuları kapsamaktadır.
Bu çalışma Dersim'deki direnişleri özellikle konu edindiğinden, yöredeki dil, din, sosyal yaşam konusu ve farklılıkların üzerinde, herbiri başlıbaşına geniş bir çalışmayı içerecek olmaları nedeniyle kısmi değinmelerle duruldu.
Ayrıca konuyla ilgili İngiliz Gizli Belgeleriyle, 1937-1938 tarihli günlük''gazetelerden derlemeler yaparak olayları nasıl çarpıttıklarını günümüzdeki benzer çarpıtmaları örneklemek açısından fotokopilerini ekledim.

Koçgiri, Şeyh Sait ve Ağrı isyanlarına ilişkin ayrı ayrı araştırmalar yapıldığından bu isyanlardan çok az söz edildi.
Bu araştırmada emeği geçen tüm arkadaşlara, özellikle de Sait'e, Ermenice'den çeviride Setrak'a, imla ve düzeltilerindeki katkılarından dolayı İsmail'e şükranlarımı sunuyorum.
Ümit ederim ki en kısa zamanda var olan boşluklar giderilir.

Saygılarımla Kasım 1994
M. Kalman



I. Bölüm

Dersimlilerin Asılları

Dersim Adı Nereden Geliyor?


Dersim geçmişte coğrafi bir bölgenin adıydı. Uzun yıllarca da böyle adlandırıldı. Ancak 1935 yılında askeri amaçlarla Tunceli şehir merkezi kurulduktan sonra eskiye oranla daha küçük bir alana, Tunceli denildi. Dersim ismi 1935'te çıkarılan Tunceli Kanunu sonrası unutturulmaya çalışıldı. Ama, sorunun bilincinde olan yurtseverler ve yaşlılarca, bölge adının Dersim olarak telafuz edilmesi hiçbir zaman engellenemedi.

Dersim isminin nereden geldiği konusunda bir netlik yok. Çoğunlukla 'Sim'den (gümüş) kaynaklandığı ileri sürülmektedir.

Dersim (Desim) ismi bir aşiret isminden kaynaklanmış olabileceği gibi, aşiretler üstü konfederasyonun adı da olabilir.
Bir kısım Kürtler Dersim ismini, Gümüş Kapı anlammda yorumlarlar. Kurmanç lehçesindeki dere sim'in, Dersim biçimine dönüştüğünü belirtirler. Bunlardan biri de Nuri Dersimi'dir. O, Milattan 600 yıl önce Yunanlı tarih ve coğrafyacıların bölgeye Daranis adını verdiklerini ayrıca Dara'nın Bisitun kitabelerinde bu bölgeye Zuza denildiğini, Dersim aşiretlerinden Koçanlıların Dersim adını 'Kürdistan Kapısı' anlamında yorumladıklarını, sıradan halkın ise 'Dersim demek Kürdistan demektir' şeklinde anlam verdiklerini belirtmektedir (Nuri Dersimi, Kürdistan Tarihinde Dersim s. 1).

Kürt tarih yazımcısı Bitlisli Şerefhan, yazdığı Şerefname adlı eserinde; Kürt soy ve beyliklerine değinirken Çemişgezek sözcüğünü Kürdistanla eşdeğer tutmaktadır (Şerefhan, Şerefname, s. 190 Hasat Yay. 1990). Dersim ismi kitapta geçmemektedir.

Dersim'e Ağustos 1866'da bir gezi yapmış olan Erzurum'daki İngiliz Konsolosu J.G. Taylor, "Ermenistan'ı işgal eden Xisutru.'5'un 'Sim' adındaki oğlu, işgal ettikleri ülkeyi gezmek amacıyla Kuzeylbatı'ya gittiğini, sularım Asurya'ya taşıyan nehirlerin kestiği küçük bir ovaya vardığını ve bu nehrin havzasında kalıp oradaki dağa kendi adını verdiğini, daha sonra bölgeden ayrılırsa da torunlarının gelip bu bölgeye yerleştiklerini" ve Dersim adının buradan kaynaklandığını ileri sürüyor.

Ayrıca Taylor "Munzur Nehri'nin isminin Ermenice Mendzoor veya Mehzoor'un bozulmuş bir şekli olabileceğini, Mendzoor'un; ulu veya büyük su kaynağı ya da Fırat Nehri'ne denk düştüğünü" söylüyor  (Desmala Sure. Aylık Dergi, SAyı 2 s. 11, Nisan 1992).

.....




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues