La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Ermeniler Hakkında Makaleler Derlemeler


Auteur :
Éditeur : Atatürk Üniversitesi Date & Lieu : 1982, Ankara
Préface : Pages : 208
Traduction : ISBN :
Langue : TurcFormat : 140x195 mm
Code FIKP : Liv. Tur. Bas. Erm. 671Thème : Général

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
Ermeniler Hakkında Makaleler Derlemeler

Ermeniler Hakkında Makaleler Derlemeler

Zeki Başar

Atatürk Üniversitesi


Ermenilerle, ilişkilerimiz XI. yüzyılda başlamış ve XVI. yüzyıldan itibaren zaman zaman baş gösteren ihtilaflarla sürüp gelmiştir.
XIX. yüzyılda hiç de geçerli olmayan sebeplerle, bazıları kanlı bir şekilde (1897 başkaldırması gibi) bastırılan birçok isyanlar yapmışlardır. Bütün bunlarla yetinmeyen Ermeniler, 1860'da kurdukları örgütler aracılığı ve dış kışkırtmalarla ayaklanmaya başlamışlardır.

Ermeni örgütlerinin en aşırı amaçlısı olan Hınçak (Çan Sesi) komitesinin merkezi İsviçre'de idi. İstanbul'da aşırı eylemli bir şubesi vardı. 1890'da, terörist ve Rus yanlısı olan Taşnaksut-yon adlı bir diğer dernek kurulmuştur. Bunlardan başkaları da vardır.
Bilindiği üzere 1877 Türk - Rus savaşı yenilgimizle sonuçlanmıştır. Plevne barajını aşan Ruslar İstanbul'un önüne kadar gelmişlerdir. İmzalanan Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması aleyhimize çok ağır şartları kapsıyordu. Yine o yıl içerisinde yapılan ...



GEÇMİȘİ UNUTAN ERMENİLER

Prof. Dr. Zeki Başar

Ermenilerle, ilişkilerimiz XI. yüzyılda başlamış ve XVI. yüzyıldan itibaren zaman zaman baş gösteren ihtilaflarla sürüp gelmiştir.
XIX. yüzyılda hiç de geçerli olmayan sebeplerle, bazıları kanlı bir şekilde (1897 başkaldırması gibi) bastırılan birçok isyanlar yapmışlardır. Bütün bunlarla yetinmeyen Ermeniler, 1860'da kurdukları örgütler aracılığı ve dış kışkırtmalarla ayaklanmaya başlamışlardır.

Ermeni örgütlerinin en aşırı amaçlısı olan Hınçak (Çan Sesi) komitesinin merkezi İsviçre'de idi. İstanbul'da aşırı eylemli bir şubesi vardı. 1890'da, terörist ve Rus yanlısı olan Taşnaksut-yon adlı bir diğer dernek kurulmuştur. Bunlardan başkaları da vardır.

Bilindiği üzere 1877 Türk - Rus savaşı yenilgimizle sonuçlanmıştır. Plevne barajını aşan Ruslar İstanbul'un önüne kadar gelmişlerdir. İmzalanan Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması aleyhimize çok ağır şartları kapsıyordu. Yine o yıl içerisinde yapılan Berlin Antlaşması (1878), Ayastefanos’un şartlarını biraz hafifletmiş görünüyordu. Bununla beraber Anadolu'da Ermenilerin yaşadığı yerlerde reformun öngörülmüş olması, esasen taşkınlık yapan Ermenileri çok daha azgınlaştırmıştı. Gerçekte aralarında birlik, beraberlik olmadığı anlaşılmaktadır. Maalesef kışkırtmaların etkisi altında doğru yoldan sapmışlardır. Yine o yıllarda yani 1877 savaşı sıralarında Ermeni asıllı Mebus Hamazasp'ın OsmanlI parlamentosundaki konuşmasının da olaylara ve onlara ters düştüğü görülmektedir. Konuşmanın metni şöyledir:

«Senelerden beri Rusya Hıristiyanları korumak vesilesiyle meydana çıkmıştır. Giriştiği desiseler malumdur. Fakat biz Hıristiyanlar, halimizden memnun olup asla himayeye ihtiyacımız yoktur. Şu kadarını beyan ederim ki. Ermeni milleti 500 seneden beri OsmanlI Devleti'nden tam bir himaye ve asayiş görmüştür. Ben, Erzurum mebusu bir Ermeniyim. Bundan 48 yıl önce bin türlü hile ile kandırılıp Rusya'ya göçtürülen 100.00 Ermeni orada hakikati gördükten sonra tekrar anavatana dönmek mecburiyetinde kaldılar. Ve burada yeniden şefkat ve himaye görmüşlerdir. Ben, Osmanlı Devleti denilen bir babanın evladıyım ki, şimdi bu mecliste, millet mebusluğu sıfatı ile şe-reflenmiş bulunuyorum. Şimdi Erzurum’da Ermeniler her türlü fedakârlıkta bulundukları gibi, Ermeni gençleri de Müslüman kardeşleriyle beraber silah elde taburlar teşkil etmekte ve müşterek düşmana karşı koşmaktadırlar.»

Mebus Hamazasp Efendi kendi açısından samimi olabilir. Fakat söyledikleri .gibi, 1877'de her türlü fedakârlıkta bulunmuş ve hele Ermeni gençleri Müslüman kardeşleriyle ortak düşmana karşı savaşmış değillerdir. Tersine olarak Aziziye’ye gece baskını yapan Ruslara klavuzluk yapmışlar ve yardımlarda bulunmuşlardır.

Bilindiği üzere daha Fatih zamanında Ermenilerin patriklik kurmalarına müsaade edilmişti (1462). Bunun gibi ekonomik, sosyal ve kültürel haklarına da daima saygı gösterilmiştir. Bu müsamahadan yararlanarak şirketler vücuda getirmişler, okullar açmışlar, dernekler kurmuşlardır. Bu cümleden olarak;

Merzifon'da kurmuş oldukları din okulunu bitirenlerin vücuda getirdikleri komitelerle, 1862’den beri bir millet halinde birleşme amacında olduklarını belirlemiş ve bu amacın gerçekleşmesine durmadan çalışmışlardır.

Değinilen çabaları, II. Sultan Abdülhamit'in siyasi hatıralarında açıkça görülmektedir. Ayrıca Ânglo Amerikan misyonerler ...

(*) Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues