Pirtûkxaneya dîjîtal a kurdî (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Özgürlük yolu, n° 26


Nivîskar : | | | | |
Weşan : Özgürlük Yolu Tarîx & Cîh : 1977, İstanbul
Pêşgotin : Rûpel : 96
Wergêr : ISBN :
Ziman : Kurdî, TirkîEbad : 140x215 mm
Hejmara FIKP : Liv. Tur. Kur. Ara Ozg. N°26 (Rev. 3)Mijar : Siyaset

Danasîn
Naverok Pêşgotin Nasname PDF
Özgürlük yolu, n° 26

Versions

Özgürlük yolu, n° 26

Faruk Aras,
Mustafa Kaya

Özgürlük yolu

Dergimizin Mayıs sayısında, seçimlerle ilgili yazımızda, «Sosyalist hareketi temsil edebilen herhangi bir örgütün giremediği 5 Haziran seçimlerinde, gerici partilerin iktidardan düşürülebilmesi için, oyların bölünmemesi gereği de gözönüne alınarak demokrasi cephesinin oyları CHP'de toplanacaktır. CHP’ye oy veren sosyalistler, elbette CHP'nin ne olup ne olmadığını bilerek ona oy vereceklerdir» demiştik. Seçim sonuçları, değerlendirmemizin doğruluğunu açıkça ortaya koydu.

MC’yi oluşturan dört partinin 5 Haziran seçimlerinde aldığı oy toplamı % 53 civarındadır. Adalet Partisinin, «milliyetçi» diye nitelediği oyları kendi partisinde toplamak için gösterdiği tüm çabalara rağmen, özellikle MSP ve MHP’nin % 14 civarındaki bir oyu bölüşmesine engel olamamıştır. Buna karşılık, sol kanatta TİP'in ve TBP’nin aldığı oy yüzdeleri son derece ...



SEÇİMLER ÜZERİNE


Dergimizin Mayıs sayısında, seçimlerle ilgili yazımızda, «Sosyalist hareketi temsil edebilen herhangi bir örgütün giremediği 5 Haziran seçimlerinde, gerici partilerin iktidardan düşürülebilmesi için, oyların bölünmemesi gereği de gözönüne alınarak demokrasi cephesinin oyları CHP'de toplanacaktır. CHP’ye oy veren sosyalistler, elbette CHP'nin ne olup ne olmadığını bilerek ona oy vereceklerdir» demiştik. Seçim sonuçları, değerlendirmemizin doğruluğunu açıkça ortaya koydu.

MC’yi oluşturan dört partinin 5 Haziran seçimlerinde aldığı oy toplamı % 53 civarındadır. Adalet Partisinin, «milliyetçi» diye nitelediği oyları kendi partisinde toplamak için gösterdiği tüm çabalara rağmen, özellikle MSP ve MHP’nin % 14 civarındaki bir oyu bölüşmesine engel olamamıştır. Buna karşılık, sol kanatta TİP'in ve TBP’nin aldığı oy yüzdeleri son derece düşük olmuş; toplam % 42 civarındaki oyun % 41,4’ünü CHP tek başına almıştır. Bu da sosyalistlerin oylarının CHP’de toplandığını gösteriyor.
1973 seçimlerine oranla CHP'nin oylarında görülen % 8’in üzerindeki artış, aynı zamanda, en gerici ve tutucu burjuva partilerinin tabanından sola doğru önemli bir oy akışı olduğunu gösteriyor. Bu gelişme büyük kentlerde, işçi sınıfının yoğun olduğu yerlerde açık biçimde görülüyor. Ekonomik dönüşümlerin yavaş ilerlediği ve geleneksel yapının güçlü olduğu kırsal kesimlerde ise kitlelerdeki bilinçlenmenin çok daha ağır yürüdüğü ve gerici partilerin kitleleri kontrol etmeyi sürdürdükleri görülüyor. Bu durum, Batı Anadolu'da kırsal kesimlerde açıkça görüldüğü gibi, Doğu’da, feodal yapının etkinliğini sürdürdüğü Kürt toplumunda da belirgin şekilde görülüyor.

Doğu ve Güneydoğu’nun pek çok ilinde, oy kutuplaşmasının çok zayıf olduğu, oyların çeşitli burjuva partileri arasında, birbirine yakın bir biçimde dağıldığı; hatta kimi zaman küçük partilerin ve bağımsızların büyük partilerden daha fazla oy topladıkları ilk bakışta gözüküyor. Bunun başlıca nedeni bölgede hâlâ oldukça etkin olan feodal yapıdır. Kürt toplumunda seçim mücadelesi, genel olarak ağaların, şeyhlerin, aşiret reislerinin mücadelesi biçiminde geçmektedir. Gerçi bu bölgede, 1965'Ierden bu yana giderek güçlenen ilerici, demokratik, devrimci bir muhalefet oluşmaktadır; ama bu muhalefet henüz, politik ve örgütsel bakımdan, gerici feodal güçlerin etkinliğini kıracak bir gelişme düzeyine ulaşmamıştır. Kürt toplumundaki ilerici ve demokratik güçler, 5 Haziran seçimlerinde, anti-faşist bir mücadelenin gereği olarak CHP’yi desteklediler. Ancak CHP’nin Kürt sorunundaki geleneksel şoven tutumu, bu desteğin çok daha etkin ve yığınsal bir karakter kazanmasını engelledi. Bu partinin ön seçimler nedeniyle giriştiği anti-demokratik vetoların da oldukça olumsuz etkileri oldu. Ecevit'in, seçim propagandası döneminde, Doğu ve Güneydoğu illerinin kenarından dolaşıp Diyarbakır ve Van’a gitmeyi son güne bırakması da nedensiz değildir. Kürt sorununda açık şoven bir tavrı sürdüren CHP genel başkanı, bu illerde tepkilerle karşılaşmaktan endişe etmişti.

Seçimlerde en büyük oyu, tahmin edildiği gibi CHP aldı, ancak bu, onun tek başına hükümet kuracak kadar milletvekili çıkarmasına yetmedi. AP ise, 1973 seçimlerinde dağılan oylarının bir bölümünü toplayabildi. Bu arada, AP'nin karşısında politikasını belli bir ekonomik temele dayandıramayan DP eridi. MSP ise gücünü yarı yarıya yitirdi. MC olayından kârlı çıkanlar AP ile MHP oldu. Özellikle 2,5 yıllık iktidar dönemini iyi kullanan, okul ve yurtlarda yürüttüğü kanlı saldırılarla buraları kendi militanlarının yuvası haline getiren ve birçok kurunilara kendi militanlarını dolduran MHP, saldırılarını seçim döneminde de sürdürdü ve büyük bir oy artışı sağladı. MC iktidarı altında seçimlere gidilmesi olumsuz bir durumdu. Özellikle MHP’nin topladığı oylarda baskının ve mükerrer kullanılan oyların oranı küçümsenemez.

Sermayenin en fanatik, ırkçı, saldırgan milis örgütü niteliğinde olan MHP’nin gösterdiği bu gelişme, dikkatle gözönünde tutulması gereken bir durumdur. Üstelik bu gelişme, faşist saldırganlığın, kan dökücülüğünün en yoğun olduğu illerde daha da belirgindir. CHP’nin yaptığı gibi salt barışçı çağrıların kitlelerin gözünü açmağa yetmediği ortadadır.

Seçim sonunda hükümeti kurma görevi Ecevit'e verildi. Bu yazının hazırlandığı sırada Ecevit hükümeti güvenoyuna hazırlanmaktadır. Ecevit hükümetine karşı Demirel, Türkeş ve Erbakan büyük bir öfke ve telaşla karşı çıkıyorlar. Diğer yandan sermaye çevreleri aynı telaşı göstermiyor. Sermaye çevreleri de, yamalı bohça tipinden, uyumsuz ve bunalımı giderek derinleştiren bir koalisyon hükümetindense, CHP'nin tek başına hükümet kurmasını tercih ediyorlar...




Weqfa-Enstîtuya kurdî ya Parîsê © 2024
PIRTÛKXANE
Agahiyên bikêr
Agahiyên Hiqûqî
PROJE
Dîrok & agahî
Hevpar
LÎSTE
Mijar
Nivîskar
Weşan
Ziman
Kovar