La bibliothèque numérique kurde (BNK)
Retour au resultats
Imprimer cette page

Kürt Sol Sosyetesi


Auteur :
Éditeur : Kurdistan Date & Lieu : , Osnabrück
Préface : Pages : 90
Traduction : ISBN : 3 - 922218 - 47 - 4
Langue : KurdeFormat : 120x195 mm
Code FIKP : Liv. Tur. Dik Kur. N°3199Thème : Politique

Présentation
Table des Matières Introduction Identité PDF
Kürt Sol Sosyetesi

Kürt Sol Sosyetesi

A. Dikili

Weşanen Kurdistan

Bu yazının içeriği şu haliyle, Kuzey Kürdistan’la ilgilidir: — Kürdistan’ın diğer parçalarıyla ilgili örgütsel işlev yakından bilinirse, böylesi bir yazının kapsamı daha da belli olur. Belki diğer parçaları da kapsamına alır.
Türk sol yelpazesinde belli bir süredir bazı cesaretli, yarı cesaretli çıkışlar gözlemliyoruz. Örgütlerarası şaflaşma -belli bir karmaşalığı içerse de- netleşmeleri yakınlaştırıyor. Bu yazıda değinmek istediğim konu; Türk sol hareketlerinde yer almış Kürdistanlılardır. Hep Türk solundan cesaret beklememeli, kendimiz de cesaretli adımlar atmalıyız diye düşünüyorum. Bu kendimiz dahil, yanlış gördüğümüz tavırları eleştirmemizle olur.

Türk sol hareketi içerisinde bir sürü Kürt öge vardır. Bu öğeler bulundukları hareketlerin düşüncelerini paylaşıp paylaşmamada özgürdürler. Orada kalıp kalmamakta da. Hepsinde izlediğim kadarıyla biz Kürdistan sol kesiminde yer alanlara karşı bir kendini beğenmişlik ve bunun yanında bir eziklik görüyorum. Bu çelişkili bir durum oluştursada böyledir. Kendilerini Türk solu içinde bize karşı biraz daha solcu biraz daha enternasyonalist görüyorlar. Burjuvaziyi ...



ÖNSÖZ


Dünyada hiç bir ulus Kürt ulusu kadar böl ve yönet uygulamasına bu denli hedef olmamıştır. Dört ayrı sömürgeci devlet, zor ve katliamlar ile, dört ayrı kültürü Kürtlere kabule çalışmışlardır. Sömürgeci siyaset ve uygulamalar, Kürdis-tan’daki toplumu dört ayrı istikamete yöneltmeye çaba göstermiştir. Kürtlerin ruhi yapısı onyıllarca. Türk, Fars ve Arap kültürlerinin tehditleri altında kalmıştır.

Aydınların kendi uluslarına bu yoğunlukta yabancılaştıkları başka bir ulus da yoktur.

Kürt kökenli aydınların çoğu, bir yüzyıl boyu Kürt ulusuna yabancı düşünceler üretmişlerdir.

Amedê Xanî'nin Kürt krallığına ve Kürtlüğe özlemi, Kürt aydınlarının ilk bilinçli tepkisi olarak kabul edilebilir. Amedê Xanî’nin düşünceleri, kendisini yabancılaştırılmak tehdidi altında, dönemin Fars ve Osmanlı yönetimleri tarafından her defasında yeni entrikalarla biribirine düşmanlaştırılan Kürt prensliklerinin zaaflarına karşı bir tepki olarak oluşuyor. Kürt aydınları, Amedê Xanî’nin acılarını, tepkilerini, dönemin sosyal tarihini hala yazmamıştır.

Kürdistan'ın son bölüşümünün baş mimarı M. Kemal’in yaşamı üzerine yüzlerce kitap yazılmıştır. Türk aydınları, 1. Emperyalist bölüşüm savaşının bir üretimi olan Türk-Yunan savaşını konu alan yüzlerce eser yayınlamışlardır. Türk bilimcisi ve Kürdolog sayın İ. Beşikçi dışında M. Kemal’i ve Türk-Yunan savaşını, Türk egemen düşüncesine karşı kaleme alan yazarlar yok gibidir.
Kürt aydınları ise, ancak son on yılda Kürt tarihinin sosyal sorunlarına eğilmiş bulunmaktadırlar. Kürt ulusal önderlerinden Molla Mustafa Barzani döneminin devrim tarihi, hala, sosyal tarih olarak yazılmamıştır. 1945-1965 döneminde, doğu ve güney Kürdistan'da yaşananları dünyaya yansıtan bir Roman mevcut değildir. Günümüzde Kuzey Kürdistan’da Gerilla mücadelesi toplumsal patlamalar üretiyor. Ulusal Kurtuluşun bu sahasında destan olabilecek tarihi olaylar gerçekleşiyor. Tüm bunlar dünyaya siyasal organları tarafından aktarılıyor. Aydınların ise, yoğun bir çabası gözlemlenmiyor. Otantik Roman dışında eserler yok. Kürdistan devrimi önemli bir dönemden geçiyor. Kürt aydınları bu devrimin, dünya ve kendi toplundan tarafından, ruha ve bilince yansıması için üretme çabasına girmemektedirler. Bu neden böyledir? Kürt aydınlarının bunun cevabını tarihi süreç içerisinde vermeleri gerekmektedir. Ancak, ilk planda, kendisi için üretim yapmayan bir Aydın kesimin Kürdistan ve Kürt düşü öcesine yabancılaştığı gözlemleniyor.

Kürt milliyetçilerinden Abdullah Cevdet 1913'te: “Sadece iyi niyetle Kürtler özgürlüğe kavuşamazlar. Gerçek çözüm yolu, Kürdistan’a, ulusun içine dönmektir” (1) diyordu. Şex Said idamından önce, vasiyetinde: “Dünya yaşantımın sonu geldi. Ulusum için kurban edildiğimden dolayı pişmanlık duymuyorum. Yeterki torunlarımız bizi düşmanlarımızın önünde mahçup bırakmasınlar” (2). Aynı idam katliamı esnasında Şair Kemal Fevzi (Bitlisli), vasiyetinde: “Cennet Kürdistan bizimdir. Ev sahibi biziz ve kim ne derse desin biz yine içeri gireceğiz. Buna hiçbir güç engel olamaz. Çünkü o bizimdir” (3) diyordu. Seyit Rıza ise, çağrıldığı görüşmeden sonra Türk yöneticileri tarafından tutuklandığından: “Hukumeta Tırka yo zureker” (Yalancı Türk Hükümeti) demişti.
Daha birçok böyle anlamlı söz ve anlatımların arkasında, başarı ve yenilgiler yatmaktadır. Bir çok tarihi kesitin kronolojik ve hikaye anlatımları vardır. Ama sosyal tarihleri hala detaylı olarak kaleme alınmamıştır. Bu aynı zamanda tarihin sindirilmemesi demektir.

Tarihini bilmeyen Kürt Aydınları, böylece bilinçten ruhtan yenilgiler yaşıyorlar. Özellikle 60'lı yıllarda Türk solunun “Enternasyonalizm” anlayışının tehdidi altında modem bir yabancılaşma hala da yaşanmaktadır.

En önemlisi ise. Kuzey Kürdistan'daki Kürt toplumunun ve aydınlarının bir çıkmaz içine girmeleri idi. 1940'lı yıllardan 80'li yılların ortalarına kadar, sistematik bir biçimde sindirilmiş olan Kürt tarihinin, felsefik olarak ulusal çıkmaz içine girmiş bulunmakta idi. Sömürgeci baskı altında Türkleşen, çelişmede olan Kürt aydınlarının bilinçlerinde bir berraklaşma. kendisinin radikal bir eleştirisini zorunlu kılıyordu. Çünkü; Kürt olduğunu söylemek. Kürtçe isimli bir örgüt olmak çözüm olmuyordu. Kürtçe düşünmek gerekiyordu. Abdullah Cevdet'in dediği gibi “iyi niyetle Kürtler özgürlüğe kavuşmazlar". Asıl önemli olan, düşüncede ve eylemde yeniden ve yeniden Kürtlüğe ve onun devrim ve düşünce devrimine döuüş oluyordu. “Kürdisian'a, ulusun içine dönmek”.

A. Dikili’nin yazıları. Kiirt aydınının dağınık, bölünmüş olduğu bir döneme tesadüf et inektedir. 12 Eyliil Türk ordusunun darbesinden sonra. Kuzey Kiirdistaıı'dıın, aydınların büyük bir bölümü. Avrupa'ya göçe mecbur edilmiş, veya muhalefet örgiitleyemcdiklerinden. mülteci olmaya mecbur olmuşlardır. Bunların biiyiik bir bölümü. Kiirdistaıı ve Kürtlüğe karşı Türk sol partilerinde örgütlenmiş, bir kısmı ise Türkçe düşünen "Kiirt" örgütleri içerisinde t utulmuşlardı.

A. Dikili'nin ilk yazısı “Kiirt Sol Sosyetesi" yayımlandığı günlerde. Güney Kiirdistaıı'da savaşan iki örgüt, “Kürdistan Demokrat Partisi" ve "Kiirdistaıı Yurtseverler Birliği” arasında “Birlik" kararı alınmıştı. Kuzey Kiirdistan'da ise, Diyarbekir zindanlarındaki Kürt devrimcileri, mücadeleleri ile hapishaneyi bir dinmiş kalesi haline getirmişlerdi. 1984, Eruh-Şenıdinli silahlı hareketi ile PKK Kuzeyde yeni bir mücadele tarihi başlatmış bulunmaktaydı. Bu anlamda A. Dikili'nin ilk yazısından itibaren, mültecilikte yabancılaşan Kürt aydınını, Kiirdistan’da boyutlanan mücadeleye dost etmek gibi bir çaba vardır. Kürdistan'daki silahlı mücadele ile, ası rla rdır kendisine yabancı üretilen Kiirt aydını arasındaki dengesizlik, A. Dikili'nin yazılarının doğumunun etkin nedenlerinden biri olarak ele alınmalıdır.

A. Dikili’nin, Kürt aydınlarının tarihinin bir kesitine radikal müdahalesi ve Kürtçe düşünmesi, Avrupa’da yabancılaşmanın bir kat daha arttığı, gurbette, aydınlık yol aramaktan aciz olunan 80'li yılların ikinci yarısında oluştu. Türk solunun bir kesiminden şöven tepkiler geldi. Birçok Kürt aydını için açıklık ve berraklık getirdi. Türkleşen Kürt kökenli aydınlar sarsıntıya uğradılar. 4. Dikili'nin yazıları birçok dergi ve gazete tarafından basılmadı, tüm bunlar, nereden bakılırsa bakılsın. Kürt bilincinin savaşı için bir "artı" olmaktadır.

Fransız devrimi, Avrupa toplumu için. “Aydınlatma" olarak tarihe geçiyor. Kürt toplununum “Aydınlatma"ya en fazla ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. A. Dikili ve (misallerinin, bu "Aydınlatma" çabalarını selamlıyor, Kürtlük ve Kürt devriminin başarısı hasreti ile kucaklıyorum.

Selim Ferat

Alıntılar:
1- Malmisany, Kürt milliyetçiliği ve Dr. Abdullah Cevdet. S. 00, Jîna Nu.
2- Garo Sasuni, Kürt Ulusal Hareketleri ve Ermeni-Kürt ilişkileri, S. 176, Orfeus.
3- a.g.e S. 176



Kurt Sol Sosyetesi -I-

Bu yazının içeriği şu haliyle, Kuzey Kürdistan’la ilgilidir: — Kürdistan’ın diğer parçalarıyla ilgili örgütsel işlev yakından bilinirse, böylesi bir yazının kapsamı daha da belli olur. Belki diğer parçaları da kapsamına alır.

Türk sol yelpazesinde belli bir süredir bazı cesaretli, yarı cesaretli çıkışlar gözlemliyoruz. Örgütlerarası şaflaşma -belli bir karmaşalığı içerse de- netleşmeleri yakınlaştırıyor. Bu yazıda değinmek istediğim konu; Türk sol hareketlerinde yer almış Kürdistanlılardır. Hep Türk solundan cesaret beklememeli, kendimiz de cesaretli adımlar atmalıyız diye düşünüyorum. Bu kendimiz dahil, yanlış gördüğümüz tavırları eleştirmemizle olur.

Türk sol hareketi içerisinde bir sürü Kürt öge vardır. Bu öğeler bulundukları hareketlerin düşüncelerini paylaşıp paylaşmamada özgürdürler. Orada kalıp kalmamakta da. Hepsinde izlediğim kadarıyla biz Kürdistan sol kesiminde yer alanlara karşı bir kendini beğenmişlik ve bunun yanında bir eziklik görüyorum. Bu çelişkili bir durum oluştursada böyledir. Kendilerini Türk solu içinde bize karşı biraz daha solcu biraz daha enternasyonalist görüyorlar. Burjuvaziyi ve gericiliğin işbirliğini düşünün. Kürt işbirlikçileri sürekli en iyi Türk olmakla ve Türkleri taklit ederek övünürler. Kendilerini onlara uydurmaya çalışırlar. Onlar gibi giyinmeye onlar gibi konuşmaya çalışırlar. Bir aşağılık duygusudur içinde bulundukları durum. Ne yaparlarsa yapsınlar "orijinalite" oluşturamazlar. Bütün çabalarına rağmen bu aşağılık duygusunu olumluya çevirip içlerindeki eziklikten kurtulamazlar. Rahat değildirler, özentileri alevlendikçe benliklerinden uzaklaşırlar. Ne geri benliklerine dönebilirler ve ne de tam uyum sağlayabilirler. Aşağılık duygusu arttıkça artar. Bocalar dururlar. Ya çok saldırganlaşırlar veya çok pasifleşirler. Ömürlerini başkalarına uyum sağlamaya çalışarak geçirirler. Kendilerine yabancı bir kişilik oluştururlar, yaşamlarını benlikleriyle bütünleştiremezler vb.

Bu normal bazı öğelerde de böyledir.

Kaba bir benzetmeyle bunun Türk solculuğu yapan Kürt öğelerde de böyle olduğunu söyleyebiliriz. Kürt sosyalisti olmak bunlar içinde düşünülemez. Sosyalizm kürklere özgür bir şeydir...




Fondation-Institut kurde de Paris © 2024
BIBLIOTHEQUE
Informations pratiques
Informations légales
PROJET
Historique
Partenaires
LISTE
Thèmes
Auteurs
Éditeurs
Langues
Revues